eXTReMe Tracker

Dinin emirleri asra göre değişmez

            

         Zamanımızda çağa göre tefsir modası başladı. Halbuki, İslâm âlimlerinin yazdıkları tefsîrleri her asra uygundur ve kâfidir. Kur'ân-ı kerîmin emirleri her asırdaki her insan için aynıdır. Önceki asırlar için başka, sonraki asırlar için başka değildir.

Kur'ân-ı kerîme inanan ve uymak isteyen tefsir okumada icazetli bir müslüman, aradıklarını mevcut tefsîrlerde bulur. Fakat bozuk kimseler kendi bozuk isteklerini, bu tefsîrlerde bulamazlar. Zaten herkesin tefsir okumasına lüzum da yoktur. Luzumlu bilgiler fıkıh kitaplarında bildirilmiştir.

Herkesin kendi aklına ve asrın isteklerine göre tefsîr yapması câiz değildir. Bu, aslı değiştirip bozmaya kalkışmaktır. Tefsîr âlimleri, ehil olmayan kimselerin çıkıp, Kur'ân-ı kerîm tefsîri diye kendi şahsî düşüncelerini söyleyip, yazmalarına mâni olmak için, müfessirde, yanî tefsîr yapacak kimsede ba'zı şartların bulunması lâzım geldiğini bildirdiler.

Bunlar, sekiz yüksek din bilgisini bütün incelikleriyle bilmek, on iki âlet ilmiyle bunların kolları olan yetmiş iki ilme vâkıf olmaktır. Bu sebeple tefsîr yapacak kimsenin lügat, metn-i lügat, bedî, beyân, meânî, belâgat, kırâat, kelâm, fıkıh, nâsih ve mensûh, usûl-i fıkıh, hadîs, usûl-i tefsîr, tasavvuf ve ahlâk ilmi gibi çeşitli ilimleri öğrenmek, sarf, nahiv, mantık gibi âlet ilimlerinde derinleşmek, zamanının fen bilgilerinde söz sahabi olmak, âyet-i kerîmelerin zâhirî, zımnî, murâdî, iltizâmî ma'nâlarını ve her âyet-i kerîmenin, ne zaman, ne sebeple ve kimler için nâzil olduğunu, âyet-i kerîmelerin hangi hadîs-i şerîflerle ve nasıl açıklandığını hakkıyla bilmek lâzımdır.

Ayrıca Ehl-i sünnet itikâdında olup, kalbde Allah sevgisinden başka bir şeyin sevgisine yer verilmemesi ve ilm-i vehbîye, ya'nî Allah vergisi olan ilme sâhip olması lâzımdır.

Bir de tasavvuf büyüklerinin yazmış oldukları te'vîl kitapları vardır ki, bunlara İşârî tefsîr denilmiştir. Bu te'vîller onların temiz kalblerine gelen ilhâmlar olup, Allahü teâlânın dilediği bilgiler olabilir, denilmiştir.

Bunların sözleri vicdâna bağlı şeylerdir. Bunlara inanmak, vicdân sâhiplerinin vicdânlarına bırakılır, başkalarına senet olmaz. Ya'nî îmân olunacak şeyleri ispat etmezler ve amel ve ibâdetleri göstermezler. Onların hâlini, onları tanıyanlar anlar ve onların yüksek derecelerine erişenler bilir.

 

geri    mezhep    ileri