“Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudiler ve Hıristiyanlar senden razı olmazlar. De ki; Hidayet (doğru yol) ALLAH’ın hidayetidir (ALLAH’ın dini olan İslâm’dır). Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, senin için ALLAH, indinde sana ne bir dost ne de bir yardımcı olur.” (Bakara: 120)
Azmış Yahudiler, son günlerde Filistinli Müslümanlara yönelik saldırılarının dozajını artırarak, imha edici silahları sivil halk üzerine daha fazla kullanmaya başladılar. Hamas’ı yok etme bahanesiyle Gazze’yi tar-umar eden Siyonist Yahudiler yine kan kusmakta vahşeti hat safhaya çıkarmaktadır.
Müslümanların başlarındaki yöneticiler ise, korkaklık ve acziyet içerisinde bu duruma seyirci kalmaktadır. Seyirci kalmak diye nitelendirmemin sebebi gayet açık ve net. Zira bu yöneticiler bu vahşetin durdurulması yönünde ciddi adımlar atmamakta sadece kınamayla yetinmektedirler. En basitinden elçilikleri kapatmak, Yahudi elçilerini göndermek ve tüm ilişkileri askıya almak gibi işleri yapmaktan bile korkan bir yığın hain yöneticiler! Sizce bu konuda ne kadar samimidirler?.
Başbakan Erdoğan’ın konuyla ilgili düşüncesi gerçekten çok düşündürücüdür. Erdoğan; “Burada BM’leri göreve çağırıyorum, onlara büyük sorumluluk düşmektedir” diyerek topu başka tarafa atmaktadır. Olayın akabinde çıkan tüm haberlerde olsun medyanın ön plana çıkardığı görüntülerde olsun sanki Türkiye yapılan bu vahşete karşı çok büyük bir tepki göstermiş görüntüsü vermek istenmektedir. Durum hiçte onların gösterdiği gibi değildir. Başbakanın üzerine bastıra bastıra söylediği BM nedir? Kimlerin güdümündedir? Bu hakikat bilinmeden olayın gerçek yüzü anlaşılamamaktadır. BM’lerin görünür açılımı; Sözde! dünya’da barışı sağlamak, güvenliği korumak ve uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel işbirliğini sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler antlaşmasında öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyi kabul eden devletler tarafından kurulan bir örgüttür. Erdoğan’ın işaret ettiği adresin amacı, yaptığı işler hakkında kısaca bir göz attığımızda hiçte ifade edildiği gibi olmadığını tek taraflı yalnızca Batıya ve Yahudilere hizmet amaçlı olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. BM’lerin kurulmasını, amacını ve çalışmasını belirleyen güç; “B: Bilderberg, CFR: Council on Foreign Relations, TR: Trilateral Komisyon” örgütleşmesidir. Bir araştırma yapsanız Türkiye’deki sözü geçen ileri gelen sanayici ve politikacıların nerelere üye olduğunu görecek ve neden Türkiye Devleti’nin Gazze’deki yapılan vahşet karşısındaki tavrının boş kınamadan ibaret olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
Devamını oku from "FİLİSTİN AĞLARKEN BİZ GÜLEBİLİRMİYİZ"