Zekiyiddin Ali el-Kuresi hutbeyi okumak için kürsüye çıktığında ilk olarak Fatiha Suresi’ni başından sonuna kadar okudu:
1 – Rahmân ve Rahîm olan ALLAH’ın adıyla. 2 – Hamd o âlemlerin Rabbi, 3 – O Rahmân ve Rahim, 4 – O, din gününün maliki ALLAH’ın. 5 – Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!). 6 – Hidayet eyle bizi doğru yola, 7 – O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
Bundan sonra ekledi:
Böylece zulmeden kavmin kökü kesildi. Âlemlerin Rabbi olan ALLAH’a hamdolsun. (En’am Suresi, 45)
Daha sonra ise En’am Suresi’nin 1 ila 3. ayetlerini okudu:
1 – Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden ALLAH’a mahsustur. Böyleyken kâfirler hâlâ Rablerine başkalarını eşit sayıyorlar. 2 – Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O’dur. Tayin edilen bir ecel de (kıyamet zamanı) O’nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz. 3 – O, göklerde de, yerde de (tek) ALLAH’tır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir.
Sonra İsra Suresi 11. ayetle devam etti:
İnsan, hayrın gelmesine dua ettiği gibi kötülüğün gelmesine de dua eder. İnsan pek acelecidir.
Sonra ise Kehf Suresi’nden şu ayetleri (1 ila 6. ayetler) okudu:
1 – Hamd, o ALLAH’a mahsustur ki kulu (Muhammed’e) kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı. 2 – Onu dosdoğru (bir kitap) olarak (indirdi) ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları) uyarsın ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulunduğunu müjdelesin. 3 – Onlar orada sürekli kalacaklardır. 4 – Ve “ALLAH çocuk edindi” diyenleri de uyarsın. 5 – Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar. 6 – (Ey Muhammed!) Demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin!
Nasl Suresi 59. ayetle devam etti:
Kendisine verilen müjdenin kötülüğü, dolayısıyla kavminden gizlenir. Şimdi acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!
Son olarak Fatır Suresi’nin ilk iki ayetini okuyan el-Kurasi, ardından hutbesine başladı:
1 – Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan ALLAH’a mahsustur. O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gerçekten ALLAH her şeye kâdirdir. 2 – ALLAH, insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu tutacak, kısacak olan yoktur. Her neyi de tutar kısarsa, onu da, ondan sonra salacak yoktur. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Zekiyiddin Ali el-Kuresi’nin hutbesi:
Zaferiyle İslam’ı yücelten, kuvvetiyle kafirleri alçaltan, buyruklarıyla sorunları çözen, kendisine hamd edenlere karşı sonsuz cömertlik sahibi olan, kurnazlıklarıyla saptırıcı kafirlerin elinde mahkum olduğumuz günleri adaletiyle değiştiren ve inananlar lehine sonuçlandıran, kullarını gölgesinde gölgelendiren ve de dinini tüm dinlere üstün kılan ALLAH’a hamd olsun…
Şüphesiz ki o kulları üzerinde sonsuz güç sahibidir, onun yaratışında şüphe yoktur ve Onun dilemesi dışında sorunlar çözüme kavuşmaz ve de Onun hükümlerine kimse karşı koyamaz.
Evliyalarını (dostlarını) kuvvetlendirdiği ve ensarına (yardımcılarına) zafer bahşettiği ve de Kudüs’ü putperestlerin kirliliklerinden ve zararlarından kurtardığı için zaferin sahibi olan ALLAH’a hamd olsun. Onun kendisinde saklı ve dışırayı zuhur eden tüm hissettiğimiz şeylerinde hamda tek layık olan O’dur, tüm hamd Onun üzerine olsun. Şehadet ederim ki ALLAH’dan başka ilah yoktur. Onun eşi ve benzeri yoktur. O kendi kendisine yetendir. O doğurmamış ve doğrulmamıştır. Bu ALLAH’ın tevhidiyle kalpleri mutmain olan ve bununla ALLAH’a hamd eden kimselerin şahitlik ettiği şeydir. Ve ben şehadet ederim ki Muhammed (salat ve selam üzerine olsun) Onun kulu ve elçisidir. O şüphelerin gidericisi, Şirk’in temizleyicisi ve yalanların aydınlatıcısıdır. O bir gecede Mescid-i Haram’dan Mescid’i Aksa’ya yolculuk eden ve oradan da Miraç’a yükseltilendir.
14 – Sidretü’l- Müntehâ’nın yanında. 15 – Ki Cennetü’l- Me’vâ onun yanındadır. 16 – Sidre’yi kaplayan kaplıyordu. 17 – (Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı. (Necm Suresi, 14-17)
ALLAH’ın selamı Onun (Muhammed’in), halefi ve iman edenlerin önde gelenlerinden Emir’le Mü’minin Ebu Bekir es-Sıddık’ın, Haçlı ayinlerini bu topraklardan ilk kovan Emir el- Mü’minin Ömer bin el-Hattab’ın, iki nurla birden evlenen ve Kur’an’ın toplayıcısı olan Emir el-Mü’minin Osman bin Affan’ın ve de tahrikçileri yok eden Emir el-Mü’minin Ali bin Ebu Talib’in, (peygamber Muhammed’in) ailesinin, ashabının ve onu dosdoğru takip edenlerin üzerine olsun…
Ey insanlar, nihai hedefimiz olan ALLAH’ın rızasını ve cennette yüksek makamları kazanmak için güzel haberler aldık. ALLAH sizin ellerinizle Ümmetin kayıplarından bir kayıbı telafi etmeyi kolaylaştırdı ve 100 yıldır putperestlerin ellerinde kötüye kullanılan Kudüs, yeniden Müslümanların ellerine geçti. ALLAH, isminin yüceltilmesi ve anılması için, lobilerin yol boyunca tapınmak üzere yerleştirdiği putların kaldırılması için ve Tevhid’in esaslarının hakim kılınıp tüm şirk unsurlarının yok edilmesi için ve de bu Tevhidi esasların dualarla kuvvetlendirilmesi için evimizin temizlenmesine izin verdi.
Öyle ki O (Kudüs), babanız İbrahim’in vatanı olması, Peygamberinizin (salat ve selam üzerine olsun) Miraç’ı olması ve İslam’ın ilk yıllarından namazlarınızda kullanmak üzere sizin kıbleniz olması için ALLAH’a hürmetle inşa edilmişti. Öyle ki O, Peygamberlerin meskeni, Evliyaların varış yeri, peygamberlerin mezarlığı, vahyin – helal ve haramların iniş yeri, davet ve yayılmanın toprağıdır.
O, ALLAH’ın Kur’an-ı Kerim’de bahsettiği ve ALLAH Resulü’nün (salat ve selam üzerine olsun) ALLAH’a en yakın meleklerle beraber dua ettiği Mescid-i Aksa’yı barındıran kutsal topraklardır. O, ALLAH’ın kulu, elçisi ve kelimesini gönderdiği ülkedir. Mesajıyla süslediği Meryem ve peygamberlikle şereflendirdiği İsa’nın ülkesidir Kudüs…
ALLAH şöyle buyuruyor:
Hiçbir zaman Mesih de ALLAH’ın bir kulu olmaktan çekinmez, ALLAH’a yakın melekler de. Kim O’na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini huzuruna toplayacaktır. (Nisa Suresi, 172)
91- ALLAH evlat edinmemiştir; O’nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kendi yarattığını sevk ve idare eder ve bir gün mutlaka onlardan biri diğerine galip gelirdi. ALLAH, onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir. 92- ALLAH, gaybı da, açık olanı da bilir. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir. (Müminun Suresi, 91-92)
17 – Muhakkak ki, “ALLAH, ancak Meryemoğlu İsa Mesih’tir” diyenler kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: ” ALLAH, Meryemoğlu İsa Mesih’i, anasını ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O’na kim engel olabilir? ” Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece ALLAH’a aittir. O, dilediğini yaratır. ALLAH, her şeye kadirdir. 18 – Yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz ALLAH’ın oğulları ve sevgilileriyiz” dediler. De ki: ” O halde niçin günahlarınızdan ötürü (ALLAH ) size azab ediyor?” Hayır, siz de O’nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü ALLAH’ındır. Nihayet dönüş de O’nadır. 19 – Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada size Resulümüz geldi, gerçekleri açıklıyor ki, (yarın kıyamet gününde): “Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi” demeyiniz. İşte müjdeleyici ve uyarıcı geldi. ALLAH, her şeye kadirdir. (Maide Suresi, 17-19)
O, iki Kıble’nin ilki, Kutsal camilerin ikincisi ve Kutsal toprakların üçüncüdür. O ve diğer iki mescidden başka hiçbir mescide özel ziyaret yapılamaz. Ayrıca o diğer iki mescidden ayrılamaz.
ALLAH, kulları arasından sizi seçmemiş ve bu toprakların sakinleri arasından sizi yüceltmemiş olsaydı, bu fazileti kazanamazdınız. Böylece hiçbir kimse size denk olamaz ve sizin bu izzetinize yetişemez. Rasûlullah’in mûcizesi, Bedir olayları, Sıddık’ın idealleri, Ömer’in fetihleri, Osman’ın orduları, Ali’nin korkutmaları (irhabi) sizinle yeniden gerçekleşti! ALLAH İslam’ın Kadısiye günlerini, Yermük destanını, Hayber kuşatmasını ve Halid’in saldırılarını sizin elinizle geri getirdi.
ALLAH sizi ödüllerin en güzeli olan Resulü Muhammed (salat ve selam üzerinize olsun)’in övgüsüne mazhar kılsın, düşman içine dalarak gösterdiğiniz kahramanlığın ecrini versin, ona yaklaşmak için döktüğünüz kanları kabul etsin, size mutlu insanların karargâhı olan cenneti versin, ALLAH size bu zaferi kazandığınız için, karanlıkları aydınlığa çevirdiğiniz için, göklerin kapılarını açtığınız için, Melekleri hoşnut ettiğiniz için, Resullerin ve nebilerin yolunu sürdürüp, onları ferahlattığınız için size merhamet etsin, sizden razı olsun.
Onun sizi kendi elleriyle Kudüs’ü kurtaran ve İman’ın mesajı yayıldığından beri benzer yerleri kurtarmak için kılıçları hazır bekleyen bir ordu kılması, sizi çorak topraklardan bereketli topraklara taşıması bir bağış değil midir? Bu topraklar ALLAH’ın kitabında bahsettiği ve övdüğü yer değil midir? ALLAH şöyle buyuruyor:
Kulu Muhammed’i geceleyin, Mescid-i Haram’dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren ALLAH, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O’dur. (İsra Suresi, 1)
Bu topraklar, Yuşa’nın (salat ve selam üzerine olsun) fetih için hareket ettiğinde güneş batmak üzereyken ALLAH’a dua edip, güneşi durdurduğu ve fetihten sonra güneşin battığı topraklar değil midir? Bu topraklar, her şeye Kadir olan ALLAH’ın tebliğ etmesi için gönderdiği toplulukta Musa’ya ikisi hariç kimsenin tabi olmaması üzerine ve Rablerini unutmaları üzerine onları gayesizce dolaştırdığı topraklar değil midir? Öyleyse sizler İsrailoğullarının dünya uğruna döndüğü şeyde kararlılıkla sebet göstermeyi size nasip ettiği için bolca ALLAH’a hamd edin.
ALLAH sizden önceki kavimlerin başaramadığını size nasip etti. Sizi parça parça olan kelimelerinizi bir araya getirdi ve kelimenizi zenginleştirdi. ALLAH sizi vaat ettiği şekilde bir araya getirdi ve sizi kendi askerleriyle birleştirdi.
Yeryüzüne intikal eden melekler bu mübarek şehri Tevhid davasına hediye ettiğiniz, ALLAH’ın kelimesini yücelttiğiniz ve yaydığınız ve Putperestlerin ve Tiranların zararlarından bu şehri temizlediğiniz ve sapık ve batıl inanışları yok ettiğiniz için size teşekkür etmektedir. Bu yüzden göklerdeki melekler sizin bağışlanmanız için, dualarınızın kabulü için dua etmektedirler. ALLAH sizden razı olsun. ALLAH da yalnız kendisinden korkan ve kendisine sığınanları işte böylece muzaffer kılmış ve onları korumuştur.
Artık bu zaferi takip edecek fantezilerden, bozulma işaretlerinden, intikam hırsından, aynı zamanda düşmandan çekinmekten, fırsattan istifade kafirlerin cesetlerini yağmalamaktan sakının. Gerçek cihad sadece ALLAH yolunda olan cihaddır. Gerçek mücahid ise kendisini ALLAH’ın rızası için feda etmekten çekinmeyendir. O halde ALLAH’ın ölçülerini gözetin.
Şeytanın sizi saptırmasından ve “keskin kılıçlarımızla ve muhteşem atlarımızla kazandık” şeklindeki zafer sarhoşluğuyla sizi zulme sevketmesinden sakının. Öyle ki şeytan sizi keskin kılıç ve muhteşem atlarla bu topraklarda katliam yapmaya sevkeder!
Hayır! VALLAHi zafer yalnızca ALLAH’ındır. Öyleyse ey ALLAH’ın kulları, ALLAH’ın size bahşettiği bu büyük zaferden, bu büyük başarıdan ve size verdiği bu apaçık fetihten sonra yapacağınız büyük günahlardan ve itaatsizlikten dolayı ALLAH’ın sizin ellerinizi bağlamasından sakının! Aşırıya kaçmayın!
Cihad… Cihad sizin ibadetlerinizin en hayırlısıdır, alışkanlıklarınızın en izzetlisidir. ALLAH için cihad ederseniz, ALLAH da size zafer bahşeder. Siz ALLAH’ın hükümlerini korursanız, ALLAH’da sizi korur. Siz ALLAH’ı hatırlarsanız, ALLAH da sizi hatırlar. Siz ALLAH’a hamd ederseniz, ALLAH’da sizi bağışlar ve yüceltir.
Ve şimdi Tağutları dize getirin ve düşmanının kökünü kazın! Dünyanın geri kalanını da ALLAH ve Resulü’nü öfkelendiren bu pisliklerden temizleyin ve küfrün her türünü kazıyın. İslam’ın, Muhammed ümmetinin intikamını alacağınız günler sizi çağırıyor! ALLAHu ekber! Cihad, zafer ve hüküm ALLAH’ındır! ALLAH zalimleri utandırmıştır!
Bilin ki, ALLAH’ın merhameti sizinledir. Çünkü bu şansız size tanımıştır, böylece onları yakaladınız ve avladınız, böylece onları yaraladınız, böylece ganimetler elde ettiniz, böylece görevinizi tamamladınız ve onlara üstün oldunuz, böylece azimle onların üzerlerine ilerlediniz, böylece sorunları çözdünüz, böylece onların cephanelerini ele geçirdiniz. ALLAH sizden sabreden 20 kişinin sayısını arttırdıda çok sayıdaki morali bozulan düşmana karşı zafer bahşetti. ALLAH şöyle buyuruyor:
65- Ey Peygamber, mü’minleri savaşa karşı hazırlayıp-teşvik et. Eğer içinizde sabreden yirmi (kişi) bulunursa, iki yüz (kişiyi) mağlub edebilirler. Ve eğer içinizden yüz (sabırlı kişi) bulunursa, kafirlerden binini yener. Çünkü onlar (gerçeği) kavramayan bir topluluktur. 66- Şimdi, ALLAH sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za’f olduğunu bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, ALLAH’ın izniyle (onların) iki binini yener. ALLAH, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 65-66)
ALLAH, Onun emirlerini izlememiz için bize ve size yardım etsin ve ona itaatsizlik edeceğimiz konularda bizi dizginlesin ve bizi Ondan gelecek yeni zaferlerle nasiplendirsin.
ALLAH size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak ALLAH’a güvenip dayansınlar. (Al-i İmran, 160)
Sarfedilen sözlerin en hayırlısı, yaydan çıkmış bir ok gibi en derin etkilisi ve insan aklınca en fazla anlaşılabilir olanı her şeye gücü yeten, mutlak bilgi sahibi Yüce ALLAH’a aittir:
Kur’ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz. (Araf Suresi, 204)
Kovulmuş şeytandan ALLAH’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla…
1 – Göklerde ve yerde olanların hepsi ALLAH’ı tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir. 2 – Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarından çıkaran O’dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini ALLAH’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama ALLAH’ın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı. Ey akıl sahipleri! İbret alın. (Haşr Suresi, 1-2)
Siz ve kendime emrediyorum Ey ALLAH’ın kulları; ALLAH bizlere yalnızca kendisine itaat etmemizi emretmiştir. Sizi ve kendimi menediyorum Ey ALLAH’ın kulları; ALLAH kendisinden başkasına itaat etmemizi yasaklamıştır. Ben bu kelimeleri kendime söylüyorum ve şehadet ediyorum ki benim, sizin ve dünyadaki tüm Müslümanlar için ALLAH en büyüktür, Ondan başka ilah yoktur ve hepimiz yalnız ondan bağışlanma dileriz.
Ey ALLAH’ım senin kulunun kanunlarını galip getir. Yalnız senin iktidarına boyun eğen, senin cömertliğine minnettar olan, senin kudretine, keskin kılıcına, parlayan yıldızına ve dininin koruyuculuğuna sığınan, onu savunan, senin engellenmek istenen mukadessatının muhafızı, Kıymetli Liderimizi, Nasr’ın Kralı, inanç kelimelerinin birleştiricisi, Din’in ve Dünya’nın sultanı, İslam ve Müslümanların Sultan’ı, Kudüs’ü putperest Yahudilerin ellerinden kurtaran, Ebi el Muzaffer Yusuf bin Eyyub’u, İslam Devleti’nin emiri Emir’el Müminin Selahaddin Eyyubi’yi galip getir. Ey ALLAH’ım onu tüm topraklara yay, meleklerini onun sancağı etrafında topla, onu İslam dininin şahsında ödüllendir, Kur’an ve Sünnet yolunda onu ilerlet. Ey ALLAH’ım İslam için onun ruhunu koru, onun ayaklarını sabit kıl ve onun mesajını doğu ve batıya yay. Ey ALLAH’ım onun eliyle Kudüs’ü nasıl kurtardıysan Müslümanların hayal dahi edemeyeceği yerleri de yine onun elleriyle kurtar, onun elleriyle doğu ve batıdaki kafirleri mağlup et. Ey ALLAH’ım onu ve bizi hoşnut olacağın işlerde kullan. (Amin)
19 – (Süleyman) onun sözüne gülümseyerek dedi ki: “Ey Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.” (Neml Suresi, 19)
Muciruddin el-Hanbeli’nin el-Halil adlı kitabından.