Şu karanlık kalabalıklar içerisinde, nurdan birer şelale gibi akıp duran ‘gariplere’ merhaba!..
Dinini, namusunu, iffetini korumak için türlü sıkıntılara, mahrumiyetlere katlananlara merhaba!..
Herkesin cehennemi bir çılgınlığa kapılıp günah ateşlerine atıldığı bir zamanda, takva ipine sımsıkı sarılıp, Yüce ALLAH’a doğru gitmeye çalışanlara merhaba!..
Enes bin Mâlik -radıyALLAHu anh-den rivâyet edildiğine göre, Resulullah -sallALLAHu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Müslümanlık garip olarak başladı, başladığı gibi garip olarak avdet edecektir. Ne mutlu o gariplere!” (Müslim)
“Garipler kimdir?” diye sorulduğunda şöyle buyurmuşlardır:
“Garipler o kimselerdir ki, halk tarafından bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler, öldürülmüş olan sünnetimi de ihyâ ederler.” (Tirmizî)
Evet, ne mutlu Sünnet-i Seniyye bürhanına sımsıkı sarılıp, onu ihya eden gariplere… Ve onlar gibi olamasalar da o garipleri taklit etmeye çalışanlara!..
“Garipler sayıları pek az olan sâlih kişilerdir. Bu kişiler sâlih olmayan bir topluluk içinde yaşarlar. Yaşadıkları bu topluluk içinde kendilerini seven az, buğz eden ise çoktur.” (Ahmed bin Hanbel)
Alimlerin ittifakla, ‘o zaman bu zamandır’ dedikleri, ‘karanlık gece parçaları gibi fitneler’in dört bir yanı tuttuğu, şu ahir zamanı delip geçercesine yaşayanlar… Şu hadis-i Nebeviyi, gözlerine sürme yapsınlar;
“Muhakkak ki sizin arkanızda karanlık gece parçaları gibi fitneler vardır. O fitneler içerisinde, sizin üzerinde bulunduğunuz inancın benzerine sımsıkı yapışan bir kimse için, sizden elli kişinin sevabı kadar sevap vardır.”
Ashâb-ı kiram: “Yâ Resulellah! Onlardan elli kişinin sevabı kadar sevabı vardır değil mi? (Yani sizden kelimesi yanlışlıkla mı kullanıldı?)” diye sorduklarında buyurdu ki:
“Hayır! Sizden elli kişinin sevabı kadar sevap alır. Çünkü siz iyiliklerde yardımcı bulursunuz, fakat onlar bulamazlar.” (Ebu Dâvud – Tirmizî – İbn-i Mâce)
Ne büyük bir müjde! Bir tanesine bile asla ulaşılması mümkün değilken, ‘elli Sahabenin sevabı kadar’ sevap kazanmak!..
Evliyaya göre garip; ya hâl itibariyle veya örf itibariyle olan gariplerdir. “Hâlen garip olan kimseler, fâsid olan ve günahların bolca işlendiği bir zamanda sâlih olan kimselerdir. İlmen garip olan kimseler, cehaletin diz boyu olduğu zamanda, âlim olan kimselerdir. Veya münafık bir kavim içerisinde, dosdoğru olan kimselerdir. İşte kendilerine ‘müjdeler olsun’ ifadesinin ve müjdesinin sunulduğu kimseler bunlardır.”
Cahiliye misali bir topluluk içerisinde yaşarken, dinin izzetini muhafaza edenler..
Kınayanın kınamasına aldırış etmeyenler…
Meraklı ve küçümseyici bakışlar altında kalsa da, örtüsüne bürünüp övülmeyi Rabbinden bekleyenler…
Ne mutlu!.. İki cihanda da saadeti arzulayanlara…
Ne mutlu!..
Zekeriya Maral