Erzurum’dan Erzincan’a gelen İstiklal Mahkemesi,burada da darağaçları kurar.Mahkemenin gıyabında idama mahkum ettirdiği biri vardır:Mevlevi İbrahim Hakkı Efendi.Sultan Abdülhamid ve Sultan Reşad dönemlerinde sarayda vaizlik yapan İbrahim Hakkı Efendi,Milli Mücadele yıllarında bizzat faaliyette bulunmuş ve yerleştirilmek istenen dinsizlik rejimini daha 1921 yıllarında fark ederek dindar insanları o zamandan uyarmıştır.
İstiklal Mahkemesi, İbrahim Hakkı Efendi’ye gıyabında idam cezası verir.Fakat Erzincan’da olmadığı için bu ceza infaz edilememiştir.İbrahim Efendi, hakkındaki idam kararı haberini aldığı günün ertesi sabah namazını kılarken ruhunu teslim eder.Çocukları, babalarının vefatını Şark İstiklal Mahkemesi’ne bildirirler.Ölüm haberinin doğru olup olmadığını araştırmak için köye bir müfreze çıkartılır.Müfreze, İbrahim Hakkı Efendi’nin yaşadığı Kemah ilçesine bağlı Müşekrek Köyüne gelip merhumun kabrini açtırır.Nahiye müdürü kabirdeki cesedin İbrahim Hakkı Efendi’ye ait olduğunu tasdik eder.Ne yazık ki dirisini kurtaran İbrahim Hakkı Efendi ölüsünü kurtaramamıştır.İbrahim Hakkı Efendi’nin cesedi kabrinden çıkartılır ve oracıkta hazırlanıveren darağacına çekilir.
KAYNAK:MUSTAFA İSLAMOĞLU,İSLAMİ HAREKET-ANADOLU-3 Shf.401