İnsanların yaşadıkları bunalımların,buhranların,streslerin nedenleri ve tedavi yöntemlerine ilişkin olarak şimdiye kadar pek çok değerlendirme yapılmış,yüzlerce eser ortaya konmuştur.Doğulusundan batılısına kadar bu konuda söz söyleyenler,huzurlu,stressiz bir hayat için şu üç hususta hem fikir olmuşlardır.
1-İNANCIN ÖNEMİ:
İnançlı insanların daha huzurlu bir hayat yaşadıkları din adamları gibi bilminde doğruladığı bir gerçektir artık.
ABD Morrishtown Sters Teşhis ve Tedavi Merkezi müdürü Dr.William Rosenblatt,bu alanda yapılan uzun bir araştırmaların sonuçlarını şöyle özetliyor:Evli insanlar bekarlardan,dengeli beslenenler beslenme bozukluğu olanlardan,
içki ve sigara kullanmayanlar tiryaki ve alkoliklerden,spor yapanlar hantal insanlardan,sağlam dini inanca sahip olanlar inançsızlardan daha az strese maruz kalmaktadırlar.
New York Psikiyatri Enstitüsü’nün farklı ülkelerden 40 bin kişi üzerinde yaptığı depresyon araştırması da huzurlu bir hayat için inancın önemini ortaya koyması açısından önemli.Araştırmaya göre 1950 sonrasında doğan neslin en büyük hastalığı depresyon ve bu hastalık zaman ilerledikçe katlanarak artıyor.Söz konusu araştırmanın ortaya çıkardığı depresyon sebepleri şöyle sıralanıyor:’ALLAH’a inancın zayıflaması,ölümden sonra hayat inancının ortadan kalkması,kadınların baskılar nedeniyle kendilerini güzel olmak zorunda hissetmeleri,evlilik ilişkilerinin çatırdaması,zehirli maddelerin gündelik hayata girmesi…’
2-GEÇMİŞİ UNUTMAMAK:
Psikiyatrislerin,uzmanların mutlu ve huzurlu bir hayat için hem fikir oldukları bir başka konu,kişinin acısıyla tatlısıyla tüm geçmişine sünger çekebilmesi,yeni bir güne yeni bir hayata başlarcasına başlayabilme başarısını gösterebilmesidir.
3-GELECEK ENDİŞESİNDEN SIYRILMAK:
Gelecek endişesinden,yersiz kaygılardan kendini kurtarıp anı yaşayabilme başarısını göstermesi insanın huzurlu ve stresten uzak bir hayat yaşayabilmesi için bir diğer önemli faktör olarak gösterilmiştir.
Peygamber efendimizn hadislerinde yerdiği “tûli emel” sahibi,yani bitmek tükenmek bilmeyen arzuların esiri olmak gelecek kaygısını sürekli gündemde tutanların bir hasletidir.
Efendimiz buyuruyor ki; “Ümmetim için en çok korktuğum,nefislerinin hevasına tabi olmaları ve tûli emel peşine düşmeleridir.”
KAYNAK:ALTINOLUK DERGİSİ