644. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selleme, “Bana bir öğüt ver,” dedim.
Şöyle buyurdu:
“Kimseye hakaret etme! Yapılan iyiliği sakın küçümseme! Kardeşinle konuşurken daima güler yüzlü ol! Bu bile iyiliktir.
Eğer biri, sendeki kusuru bilerek, sana hakaret eder veya seni ayıplarsa, sen onda bildiğin bir kusurdan dolayı onu ayıplama ki, onun vebali kendi üzerine olsun!”
Câbir radıyallahu anh. Tirmizî.
645. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kim korkarsa, akşam karanlığında yol alır. Kim gece yol alırsa, hedefine varır. Dikkat edin! Allahın malı pahalıdır! Dikkat edin! Allahın malı cennettir!”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
646. Hanzâle anlatıyor: Ebû Bekir ile birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin yanına gittik.
“Ey Allahın Resûlü! Hanzâle münafık oldu!” dedim.
“Neyin var?” diye sordu.
Ben de anlattım: “Biz senin yanındayken, sen cennet ve cehennemden bahsediyorsun, sanki onları gözle görür gibi oluyoruz. Dışarıya çıkınca her şeyi unutuyor, kadınlarımız, çocuklarımız ve mallarımızla meşgul oluyoruz,” dedim.
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, eğer siz, devamlı benim yanımdaki gibi olursanız, yataklarınızda ve yollarınızda melekler gelip sizinle el sıkışırlar. Ne var ki, ey Hanzâle! insan bir böyle olur, bir öyle.”
Hanzâle radıyallahu anh. Müslim.
647. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah teâlâ buyuruyor: “Ey insan! Kendini benim ibadetime ver ki, senin kalbini zenginlikle doldurayım, fakirliğinin önünü alayım. Bunu yapmazsan, ellerini devamlı olarak meşguliyetle doldururum da bir türlü fakirliğini gidermem.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
648. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Başınıza şu yedi şey gelmeden güzel işler yapmakta acele ediniz: Kişiyi unutturucu kılan fakirlik, azdıran zenginlik, bozan hastalık, bunaklık derecesinde yaşlılık, âniden gelen ölüm, beklenenlerin en kötüsü deccâl ve hepsinden daha şiddetli ve acı olan kıyamet.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
649. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Haramlardan kaç ki, insanların en çok ibadet edeni olasın.
Allahın sana ayırdığı paya razı ol ki, insanların en kanaatkârı olasın.
Komşuna iyilik et ki, gerçek mümin olasın. Kendin için sevdiğini insanlar için de sev ki, gerçek müslüman olasın.
Çok gülme, zira çok gülmek kalbi öldürür.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
650. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Rabbim bana şu dokuz şeyi emretti:
Gizli ve açık hâllerde Allahtan korkmak. Hoşnutlukta da gazap hâlinde de doğruyu söylemek. Fakirlikte de zenginlikte de ılımlı davranmak. Benden ilgisini keseni ziyaret etmemi, bana vermeyene vermemi, bana haksızlık edeni bağışlamamı, susmamın bütünüyle düşünce, konuşmamın zikir, bakışımın ibret olmasını ve iyiyi emretmek.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Rezîn.
651. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Nerede olursan ol, Allahtan kork! Kötülüğün ardından onu silecek bir iyilik yap! insanlara iyi ahlâkla davran!”
Ebû Zer radıyallahu anh. Tirmizî.
652. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ey Ebû Zer! Seni güçsüz görüyorum, kendim için istediğimi senin için de isterim. iki kişiye bile olsa liderlik yapma! Yetim malına da velilik yapma!”
Ebû Zer radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
653. Dedim ki:
“Ey Allahın Resûlü! Kurtuluşu nasıl elde edeceğiz?”
“Dilini tut! Evin sana dar gelmesin! Bir de, hataların için ağla!” buyurdu.
Ukbe radıyallahu anh. Tirmizî.
654. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ayağı tökezlemeyen olgun olamaz. Deneyimi olmayan da bilge olamaz.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Tirmizî.
655. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Akıllı kişi, nefsini hesaba çekip, ölümden sonrası için çalışandır. Aciz olan ise, kendini boş istek ve heveslerine uydurup, Allahtan dileyip bekleyendir.”
Şeddâd radıyallahu anh. Tirmizî.
656. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Mümin, iyi niyetli olduğu için aldanır, azgın ise, kötü niyetli olduğu için aldatır.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
657. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Mümin, aynı delikten iki kere ısırılmaz!”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
658. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Bana bildirildiğine göre, Lokman Hekime, “Seni bu dereceye ne ulaştırdı?” diye sormuşlar, şöyle cevap vermiş:
“Doğru konuşmak, emanet edileni dikkatle korumak, beni ilgilendirmeyen şeyden uzak durmak ve verdiğim sözü tutmak.”
Mâlik radıyallahu anh. Nesêî.
659. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Meryemoğlu isa şöyle derdi:
“Allahı anma dışında çok konuşmayın ki, kalbleriniz katılaşmasın. Katı kalb, Allahtan uzaktır, lâkin siz bunu bilemezsiniz.
Siz, ilahlık taslayarak insanların günahlarına bakmayın! Kula yakışır biçimde kendi günahlarınıza bakınız! Çünkü insanlar, günah işleyip, ondan kurtulabilir.
Belaya uğrayanlara acıyın, esenlikten dolayı da şükredin!”
Mâlik radıyallahu anh. Rezîn.
660. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“isa aleyhisselâm şöyle demiştir:
“Üç şey vardır: Birisi, doğruluğu sence kesin olan şey, işte ona uy! ikincisi, sence kötülüğü anlaşılan şey, ondan uzak dur! Üçüncüsü ise, bulanık olan şey, işte onu bir bilene sor!”
İbn Ömer radıyallahu anh. Taberânî.
661. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Lokman oğluna şöyle dedi:
“Yavrum! insanlar, kendilerine söz verilene karşı uzun boylu umutlar beslerler. Oysa onlar, hızla âhirete gitmektedirler. Varolduğun günden beri, dünya arkanda, âhireti ise önündeydi. Aslında, gitmekte olduğun yurt, çıkmakta olduğun yurttan sana daha yakındır.”
Mâlik radıyallahu anh. Rezîn.