428. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Cömert kişi, Allaha yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır.
Cimri olan ise, Allahtan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır.
Allah katında, cömert bir bilgisiz câhil, cimri bir ibadet edici âbidden daha sevimlidir.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
429. Medineye geldim. ileri gelenlerin bulunduğu bir toplulukta otururken bir adam geldi. Cüsseli bir adamdı ve kaba elbiseler giymişti. Sert çehreliydi. insanların başlarında durup şöyle dedi:
“Altın ve gümüş biriktirip de Allahın yolunda harcamayanlara şunu müjdele! O altın ve gümüşler cehennem ateşinde kızdırılıp vücutları şöyle dağlanacaktır:
Memelerinin arasından sokulup omuzlarının arasından, omuzlarının arasından sokulup memelerinin üstünden çıkartılacaktır. Kendisi ayakta duramayıp sarsılacaktır.”
Onu dinleyen o topluluk başlarını eğdiler ve adama hiç cevap vermediler.
Adam gitti, ben de ardından gittim, adam oturdu, ben de yanına oturdum. Sonra dedim ki:
“Oradakiler senin sözlerinden hiç hoşlanmadılar. Çünkü sana hiçbir şey söylemediler.”
“Onların akılları hiçbir şeye ermez. Dostum Ebûl Kasım sallallahu aleyhi ve sellem birgün beni çağırdı. Yanına vardım. Bana dedi ki:
“Uhudu görüyor musun?”
Üstümdeki güneşe baktım, sandım ki beni bir iş için gönderecek. “Görüyorum,” dedim.
Şöyle buyurdu: “işte benim Uhud dağı kadar altınım olsa, hepsini Allah yolunda harcarım, kendime sadece üç dinar bırakırım.”
Şimdi bunlara bakıyorum da hiçbir şey anlamıyorlar, habire dünyalık toplayıp duruyorlar, başka bir şey düşünmüyorlar.”
Ben Ahnef dedim ki: “Neden Kureyş kardeşlerine gidip onlardan dünyalık istemiyorsun?”
Şu cevabı verdi: “Rabbime yemin ederim ki, hayır! Onlardan ne dünyalık isterim ve ne de din hakkında onlardan bir fetva sorarım. Allah ve Resûlü sallallahu aleyhi ve selleme kavuşuncaya kadar böyle yaşar giderim!”
Ahnef radıyallahu anh. Buhârî.
430. Dedim ki:
“Ey Allahın Resulü! Akrabalarla ilgilenmek, köle azad etmek, sadaka vermek gibi müslüman olmadan önce yapmış olduğum şeylerde acaba benim için bir sevap var mıdır?”
Şöyle buyurdu:
“iyiliklerin boşa gitmeyecek, onlarla birlikte müslüman oldun.”
Dedim ki: “Vallahi câhiliyede ne gibi iyilikler yaptımsa islâmda da, aynısını yaparım.”
Hakîm radıyallahu anh. Buharî.
431. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah, zâlim zenginden, câhil ihtiyardan ve büyüklük taslayan fakirden nefret eder.”
Ali radıyallahu anh. Bezzâr.
432. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Kâbenin gölgesinde otururken yanına vardım. Beni görünce şöyle dedi:
“Kâbenin Rabbi hakkı için, onlar zarardadırlar!”
Gelip yanına oturdum, çok geçmeden ayağa kalktım ve dedim ki:
“Anam babam sana feda olsun, onlar kimdir, ey Allahın Resûlü?”
“Onlar, malları çok olan zenginlerdir. Ancak bunların şöyle şöyle verenleri başka. Ama onlar da ne kadar azdır!” buyurdu.
Ebû Zer radıyallahu anh. Buhârî.
433. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Hileci, cimri ve ettiği iyiliği başa kakan kimseler kesinlikle cennete giremezler.”
Ebû Bekr radıyallahu anh. Tirmizî.
434. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Şeytanın develeri de olur, evleri de. Birinizin güzel develeri olur, hiçbirisine binmeye kıyamaz. Devesi olmayan yorgun bir kardeşine rastlar da, onlardan birine bindirmez, işte bu, şeytan devesidir.
Şeytanın evlerine gelince, ipek ve benzeri kumaşlarla örtülüp süslenen şu kafeslerdir.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
435. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kul, “Malım, malım!” der, oysa malının ancak şu üç kısmı kendisinindir: Yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve verip öbür dünyası için biriktirdiği. Bunun dışındakiler ise, kendisi ölür ve malını insanlara bırakır.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Müslim.
436. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“insanlara teşekkür etmeyen, Allaha şükretmiş olmaz.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Tirmizî.