Filistin Başkadısı Teysir Temimi, Mescid-i Aksa’nın yıkılması amacıyla sürdürülen kazı çalışmaları karşısında sessiz kalan İslam âlemine şöyle seslendi:
Gazze’de insanlık dramı yaşanırken, İsrail’de 60. Yıl kutlamaları yapılıyor. Refah sınırında göçmen Filistinlilerin dramı bir taraftan, Filistin’in belini büken ekonomik ambargo bir taraftan bölgeyi yaşanılmaz hale getiriyor. Golan tepelerinden İsraillilerin çekilmesi konuşulurken, bir anda Lübnan toz duman hale geliyor. Hamas ile Filistin arasında barış görüşmeleri olumlu seyir takip ederken şimdi ilişkilere gerginlik hakim oluyor. Bütün bu gelişmelerin ardından Irak haber portalı Filistin Başkadısı Teysir Temimi ile Filistin’de diğer olan bitenler hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşinin önemli bölümlerini aşağıda sunuyoruz:
* Öncelikle İsrail’in mukaddes mekânlara yönelik projelerine karşı koymak için sizlerin ne türde girişimlerde bulunduğunuzu öğrenmek ve Mescidi Aksa’nın güvenliğinden emin olmak istiyoruz.
– İsrail Mescid-i Aksa ve Kudüs’ü 1967 yılında işgal ettiğinden beri, bölgede Yahudileştirme ve İslam-Arap izini silme gayreti içerisinde. Özellikle de Kudüs’te yaşayan Filistinlilere karşı göç etmeleri için baskı politikaları izleniyor. Aksa Mescidi’nin altında kazı çalışmaları devam ediyor. Bu kazıların hangi gerekçelerle ve ne amaçla yapıldığını biliyoruz. İsrail BM’nin dini ve tarihi insanlık mirası Mescid-i Aksa’ya zarar verildiği şeklindeki uyarılarına ve kararlarına aldırış bile etmeden bu kazılar devam ediyor. 1948’deki işgalde de Kudüs’ü İsrail devletinin başkenti ilan ederek ve sınırlarını sekiz km daha geniş olduğunu açıklayarak, benzer bir Yahudileştirme ve İslam izi silme girişiminde bulunmuştu. Bunlara ilave olarak Filistin ve Kudüs’ün doğal kaynaklarına da çöreklendiler; özellikle verimli arazilere ve sulara…
Tabii bunlarla da kalınmayarak Kudüs’ün cadde adlarını değiştirdiler. Uluslararası Güvenlik Konseyi ve BM genel kurulu gibi uluslararası teşkilatların, 1967 de 237; 1969’da 252 ve 1980’de 476 sayılı kararlarına aldırmadan bütün bunları yapabildiler. Halen de Kudüs’ün işgaline karşı bunları yapmaktalar.
www.islamic-aksa.com’dan bize ulaşın
* İslam mukaddesatlarını imar için Aksa Müessesesi ne zaman kuruldu ve ne gibi görevleri ifa ediyor?
– İslam Kutsal Mekanları imar İçin Aksa Müessesesi 1948 yılında Filistin’de kuruldu. İslami Vakıflar’ın gözetiminde İsrail’in hedef aldığı İslami mukaddes yerleri yeniden imar ve inşa etmek ve bunun için gerekli yardım ve bağışları toplamak görevini yürütmekteyiz. Harem’i Kuds-ü Şerif için bir site açtık”. Hem çalışmalarımız hakkında bilgi sahibi olmak, hem de çalışmalarımıza destek vermek isteyenler bu adresten bilgi alabilirler.
Aksa’nın bir değil birçok duvarı çatladı
* Mescid’i Aksa’nın Güney cephesindeki duvarlarında çatlamalar olduğunu duyduk. Bu sorunu nasıl giderdiniz?
– Aralıksız devam eden kazı çalışmaları nedeniyle Mescid’in duvarlarında çatlakların oluşması sadece güneydeki duvarlarda değil hemen bütün duvarlarında görülüyor. Bu çatlakları onarmak için İslam ve Arap aleminin desteğini bekliyoruz. Bu duvarlar yıkılsın diye yapılan kazı çalışmaları devam ederken sessiz kalan İslam ve Arap alemi bari buraların yeniden onarılması için üzerlerine düşeni yapsınlar. Onlardan bunu bekliyoruz.
* Bu duvarların yeniden imar edilmesinde ve tamirinde İsrail’in engellemesiyle karşılaşıyor musunuz?
– Evet. Kudüs’teki mukaddes yerlerin özellikle Mescid-i Aksa duvarlarının imarında İsrail büyük engeller ve zorluklar çıkartıyor. Tadilat ve inşa için getirttiğimiz gerekli inşaat malzemelerine el koyuyor. Aynı zamanda İsrail kilise bina etmek için kazılarda bulunuyor. Ne üzücü ki peygamber efendimizin miraca yükseldiği yer demir zincirlerle esir alınmış durumda. Bu mekâna girmek Müslümanlara yasakken, her cinsten ve milletten insanlar buraya girebiliyorlar.
İsrail’i himaye için Irak’a girildi
* Sizce Irak’ın işgaliyle Filistin’in işgali arasında hangi benzerlikler var?
– Halkı zelil etmek ve tahakküm altına almak yönünden her iki işgal de bir birine benziyor. İşgalci İsrail de, işgalci ABD de girdikleri ülkenin halkını topraklarından göçe zorlama yönünden de büyük benzerlikler var. Filistin halkı gibi, Irak halkının dört milyondan fazlası göçmen olarak başka ülkede yaşamaktadır. Irak işgalinin en önemli amacı İsrail’i himaye etmektir. Bunun için İsrail Irak işgalini kendilerini güvende hissettiren bir durum olarak karşılıyorlar.
* Filistin’de şimdi durum nasıl?
– Arap ve İslam ülkelerinin acizliğinin gözüktüğü Filistin’de gerçekten çok kötü şartlarda yaşam sürdürülüyor. İslam Alemi, dünya Müslümanları, büyük direniş gösteren ve her gün yeni bir darboğazla karşılaşan Filistinli kardeşlerini gördükçe görevlerini hatırlamalılar.
Çev: MUSTAFA SABRİ DEMİR / Milli Gazete