Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, sayıca çok az olacak olan Hz. Mehdi cemaatinden ayrılanların olacağı bildirilmiştir. Bu da yine Allah’ın büyük bir mucizesidir. Bu kimseler Hz. Mehdi’yi çok yakından tanıdıkları, onun hadislerde bildirilen özelliklere sahip olduğuna ve yalnızca Hz. Mehdi’nin yapabileceği bildirilen faaliyetleri gerçekleştirdiğine yakından şahit oldukları halde onun yanından ayrılacaklardır. Demek ki halkın büyük çoğunluğu gibi, bu kadar yakından tanıma fırsatı elde eden bu insanlar da Hz. Mehdi’yi fark edemeyeceklerdir.
Hadislerde Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar olacağı şöyle bildirilmektedir:
… Zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi çeşitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır… (Ramuzü’l Ehadis, s. 476) (İbni Mace’den)
Hz. Muaviye b. Kirra (ra)’dan rivayet edilmistir:
Ümmetimden bir taife (topluluk) kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. (Ramuz El-Ehadis, s. 472) (Hz. Muaviye İbni Kırra (ra))
Ümmetimden bir taife, Allah’ın emri ile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz… (Hz. Muaviye, Ramuz-el Ehadis, s. 472)
Ancak Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde, bu ayrılan kişilerin Hz. Mehdi cemaati için çok büyük bir hayır ve güzellik olduğu da bildirilmektedir. Bu hak topluluk arasında gizlenen samimiyetsiz kişilerin ortaya çıkmasıyla, Allah’ın izniyle Hz. Mehdi cemaatinin birbirlerine bağlılığı daha da artacak, kötülerin ayrılması onları daha da kuvvetlendirecektir.
Kuran ayetlerinde her Müslüman topluluğunun içinde münafık zihniyette kimselerin olacağı bildirilmektedir. Bu kişiler iman edenlerle birlikte hareket eden, onlarla aynı inançlara sahip olduklarını iddia eden, ancak gerçekte samimiyetsiz olan kimselerdir. Allah rızası için yaşayan samimi iman sahiplerinin arasında, sanki onlardan gibi görünerek yaşayan bu kişiler, aslında salih müminlerden değildirler. Allah Kuran’da bu kişilerin durumunu şu şekilde haber vermektedir:
İnsanlardan öyleleri vardır ki: “Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik” derler; oysa inanmış değillerdir. (Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır. (Bakara Suresi, 8-10)
Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah’ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı ancak çok az anarlar. Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın. (Nisa Suresi, 142-143)
Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin” denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. (Nisa Suresi, 61)
Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: “Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi” diyorlardı. Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: “Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün.” Onlardan bir topluluk da: “Gerçekten evlerimiz açıktır” diye Peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı. (Ahzab Suresi, 12-13)
Bu ahlaktaki kişiler tarih boyunca tüm samimi mümin topluluklarının içinde görüldüğü gibi Hz. Mehdi cemaati içinde de bulunacaktır. Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar, yıllarca bu toplulukla birlikte hareket etmelerine rağmen daha sonradan kendilerine inkar edenlerin arasında bir yol çizeceklerdir. Müslümanlarla aynı iman ve samimiyette olmayan, Allah’a ve Kuran’a sadakat göstermeyen, Allah korkusu zayıf olan bu kişiler, kendi menfaatleriyle çatışan bir durum olduğunda Hz. Mehdi’nin yanından ayrılabileceklerdir.
Hz. Mehdi’nin ahir zaman gibi zorlu bir dönemde yaptığı hizmetleri, sahip olduğu yüksek ahlakı görmelerine rağmen bu cemaatten ayrılan kişiler olması, toplumdaki bazı insanların da gerçekleri görmesini engelleyecek olabilir. Bu kişiler, Hz. Mehdi’nin yanından ayrıldıktan sonra Hz. Mehdi aleyhinde yalan ve iftiralar yayabilir, pek çok kişinin de Hz. Mehdi’yi takdir edememesine ve hatta yanlış tanımasına neden olabilirler. İnsanların büyük kısmı, münafıkların yalanlarına ve dayanaksız isnatlarına aldanacak ve bu nedenle Hz. Mehdi’ye karşı çekimser davranacak olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
İyiliklerle kötülüklerin, haramlarla helallerin yer değiştirdiği, iyi insanların kötü, kötü insanların iyi olarak tanındığı bu dönemde Hz. Mehdi’yi tanıyanlar arasından bile bu ahlakta insanların çıkması dönemin çok zorlu olduğuna işarettir. Hadislerde ahir zamanda samimi iman etmemiş, Allah’tan gereği gibi korkmayan kimselerin inançlarını kaybedebilecekleri şöyle haber verilmektedir:
Kıyamet, fitneler karanlık gecelerin parçaları gibi zuhur edinceye kadar kopmaz. Kişi, mümin olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar. Veya mümin olarak akşamlar, kafir olarak sabahlar. Dünya menfaatı karşılığında dinini satar. (Müslim) (İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 388)
İleride öyle fitneler olacak ki, Cenab-ı Allah’ın ilimle ihya edip koruduğu insanlar hariç, kişi sabahleyin mümin olduğu halde, akşama kafir olacak, dinden çıkacaktır. (Taberani, İbn-i Mace, Deylemi) (Muhammet Sevgili-Hasan Akdağ, Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 36-37)
28. PEYGAMBERİMİZ (SAV), ARALARINDAN AYRILANLARIN OLMASININ,
HZ. MEHDİ VE BERABERİNDEKİLERİ NE YÖNDE ETKİLEYECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİR?
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, aralarından birtakım insanların ayrılacak olmasının, Hz. Mehdi ve beraberindeki şahıslara hiçbir zarar veremeyeceği bildirilmektedir. Bu gelişmelere rağmen, Allah’ın izniyle Hz. Mehdi ve cemaati yaptıkları hayırlı çalışmalarda başarılı olmaya devam edeceklerdir:
Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir. (Ramazü’l-Ehadis, s. 487) (Taberani’nin Kebir’inden)