Sürekli gündemi meşgul eden bir konu var; istismar. Falan memur veya müdür Cuma namazı kıldı. Dini istismar etti, falan Ramazanda öğle yemeği yemedi, dini istismar etti. Müsteşar karısı baş örtüsü takıyor, dini siyasete alet ediyor vs. Öyleyse istismar nedir? Hep beraber bakalım:
Sözlük manası ile, istismar
l- İyi niyeti kötüye kullanma
2- İşletme, faydalanma
3- Menfaat sağlama
Hırsızın eli kesilir, zina eden evli kadın olsun veya erkek olsun recm edilir. Adam öldüren, Halife tarafından katledilir. Bunlar dinin koyucusu olan ALLAH’tan gelen kat-i emirlerdir
4- Sömürme. İstismarcı: İstismar eden kimse, kötüye kullanan, sömüren, sömürücüdür.
İslam nedir?. İslam ALLAH (cc) Teala’ dan gelen bir dindir. Ve bu din tevhid dini olup, başlıca şartı İslamı mütekamil bir din olarak kabul edip, ona uymak, teslim olmaktır. Teslim olana da Müslüman denir. Peygamberimiz (sav) İslamı soranlara şöy1e cevap vermiştir.
“İslam, beş temel üzerine kurulmuştur.
1-Tevhid: ALLAH’ı birlemek ona hiçbir şeyi ortak koşmamak, yani itaatte, sevgide yardım dilemede, ibadette (itaatte) ona hiç ama hiç bir şeyi ortak koşmamak
2- Namaz
3- Oruç
4- Zekat
5-Haç.”
Bunlar aşikara ben Müslümanım diyen herkesin mecburen yapması gereken farzlardır. Bu farzların gizlisi kabu1 değildir. İslam dinine göre namaz kılmayana, zekat vermeyene had (ceza) uygulanır.
Hırsızın eli kesilir, zina eden evli kadın olsun veya erkek olsun recm edilir. Adam öldüren, Halife tarafından katledilir. Bunlar dinin koyucusu olan ALLAH’tan gelen kati emirlerdir.
Şimdi yapılan eylemlere bakalım: Birileri var ki; bu kişi müdür, müsteşar, genel müdür veya yüksek memur olabilir. Bu kimseler namaz kılarsa, oruç tutarsa, görevi icabı, herkesin gözü üzerinde olduğu halde Cuma namazına giderse (bir Müslüman olarak), dini istismar etmiş olur mu? Hayır, yüz bin defa hayır. Bu kimse bu hareketleri ile katiyen dini istismar etmiş olamaz. Çünkü bir Müslümanın aşikara yapması gereken fiillerdir bunlar. İstismarın istilahta asıl manası kandırmak, aldatmak çıkarı istikametinde kötüye kullanmaktır. Bu pencereden baktığımızda, gerçek istismarı veya istismarcıyı görmek gayet kolaydır. Dini istismar edenler yok mu ? Var. Hem de hemen hemen her kesimde var. Bakın birileri şeriata karşıyım diyor, şeriatın yasakladığı, haram kıldığı şeyleri yapıyor, sonrada namaz kılıyorsa, işte bu istismardır. Birileri namaz kılmaz, oruç tutmaz daha doğrusu İslami şartların hiç birini yerine getirmezken; ben Müslümanım diyorsa, bu kimse, ben Müslümanım demekle dini istismar etmiş olur. Çünkü; Müslüman kelimesi teslimiyet kökünden gelir. Bu gerçeğe rağmen İslamın hiç bir şartını tatbik etmez, yerine getirmezken hatta İslama karşı alaylı ima yoluyla veya açıktan savaş veriyorsa, her hangi bir nedenle ben Müslümanım diyorsa, bu düpedüz istismardır. Müslüman olan bir ülkenin halkına karşı rey veya reddedilme endişesi ile ben Müslümanım diyenler, bu insanları kandırıyorlar demektir. İşte; gerçek istismar da budur.
Başka bir örnek, diğer birileri evinde namaz kılmaz, oruç tutmaz fakat iş yerinde gösteriş için namaz kılıyor ve yine gösteriş için musafaha ederken, ALLAHummesalli diyorsa, bu kimse de yukarıda tarifini yaptığımız istismarcı gibi dini istismar etmiştir. Herkesin bildiği gibi istismar, kandırmaktır. İslam dininde en kötü şey yalandır. Müslüman kesinlikle yalan söylemez. Yalan en büyük haramlardan biridir. Sıcak su ve deterjan kiri, pisi silip götürdüğü gibi yalan da dini, imanı ve ameli siler, süpürür ve alır götürür. Gerçek Müslümanın yalan söylemesi asla ve asla mümkün değildir. Malı için, makam için şahsi menfaat için Müslüman kesinlikle yalan söyleyemez. Ancak ölüm tehlikesi karşısında o tehlikeden kurtulmak için söyleyebilir. Hele namaz, oruç yani ALLAH’ın koymuş olduğu farzları reddediyor, alay ediyor, sonra da ben Müslümanım diyorsa direk olarak ALLAH’ı reddetmiş, ALLAH’a karşı savaş veriyor demektir ki; bu kimse kesinlikle Müslüman değildir. Bu kimse şirke girmiştir, istismarcıdır.
Yetmiş yıldan beri Türkiye’ye hakim olan zihniyet; mutadları üzere her şeyi ters yüz yaparak, dayatma yoluyla karaya ak, aka kara metodunu kabule çalışıyorlar. Ve bir çok meselelerde de muvaffak oldular. Korkaklara kahraman, kahramanlara korkak, hırsıza taltif, masuma ceza, gerçeğe yalan, yalana alkış, harama mübah veya helale yasak. Bunlar bir varsayım değil, örnekleri meydandadır. İşte barız bir örnek daha: Başbakan (hükümetin en yetkilisi). Ben Müslümanım diyeceksin, Müslümanın oyları ile başa geleceksin. ALLAH’ın farz kıldığı baş örtüsünü örtenleri okula almayacaksın. Bu ne demektir ? Bu asıl istismarı ben Müslümanım, mütteki Müslümanlara bir diyeceğim yok diyen başbakan yapacak. Sonra ALLAH’ın emirlerini okuldan atılmak pahasına da olsa yerine getirmek isteyen masum hanım kızlarımıza dini istismar ediyorlar diyecek. Pes doğrusu. Dini sen istismar ediyorsun. Sorumlu bakanında; başını açsan kıyamet mi kopar ? diyecek. Suç, ALLAH’a itaat etmek isteyenin olacak. Böyle vakıalar ancak Masallarda bir de Türkiye’de olur. Burası Türkiye. Çelişkiler ülkesi.
Y. Selam