Şehidlik, Muhammed ümmetine tahsis edilmiş üstün bir paye ve büyük bir mertebedir. Şehid kimseye “şehid” denilmesinin sebebi; dini uğruna canını vererek savaştığı insanlara tebliğ etemesi ,cennete gireceğine şahitlik edilmesi, ölümü anında birtakım rahmet meleklerinin hazır bulunması ve Cenab-ı ALLAH’ın onu rızıklandırılmasıdır.
Korunması dinin amaçları arasında yer alan can, mal ve namus uğruna ölmenin şehid olarak nitelendirilmesi, bu hususlara dinimizde ne kadar önem verildiğini göstermektedir.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre,
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Şehîdler altı türlüdür;
1-ALLAH’ın dinini yeryüzüne hâkim kılma yolunda ölen ve öldürülen kimseler şehîdtir.”
2-karın bölgesinden öldürücü hastalığa yakalanmış
3-suda boğulmuş
4- enkaz altında kalmak suretiyle Müslüman olarak ölmüş kimselerle;
5-ALLAH’ın istediği gibi Müslüman’ca yaşamakta iken Taun hastalığına yakalanmış
(Buhârî, Cihad: 30; Müslim, İmara: 51) Tirmîzî: Bu konuda Enes, Safvân b. Ümeyye, Câbir b. Atîk, Hâlid b. Urfuta, Süleyman b. Surad, Ebû Musa, ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir.)
Ebû İshâk es Sebiyî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Süleyman b. Surad, Hâlid b. Urfuta’ya, (veya Hâlid, Süleyman’a) dedi ki: Sen, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini işitmedin mi? “Karın bölgesinden öldürücü bir hastalığa yakalanıp sabrederek iman üzere ölen kimse kabir azabı görmez.” Bunun üzerine bu iki kişiden biri diğerine “Evet” dedi.
(Nesâî, Cenaiz: 111) Tirmîzî: Bu konudaki bu hadis hasen garibtir. Değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.)
ayrıca aşağıdaki Hadis-i Şerif
6-“Kim malı nefsi ailesi uğrunda öldürülürse, şehiddir” (Suyûtî (ö. 911/1505) “el-Ezhâr” adlı kitabının ‘Kitâbu’l-Edeb’ (=Edeb Bölümü’n) de bu hadisi şu yollardan getirmiştir:
1. Abdullah ibn Amr 2. Ebu Hureyre 3. Hüseyin b. Ali 4. Abdullah ibn Abbâs 5. Sa’d b. Ebi Vakkâs 6. Enes
7. Abdullah ibnü’z-Zübeyr 8. Abdullah ibn Mes’ud 9. Abdullah b. Âmir b. Kureyz 10. Şeddâd b. Evs 11. Hz. Ali
12. Câbir b. Abdullah 13. Süveyd b. Mukarrin–Toplam, 13 kişi.
Şeyh Abdurrauf el-Münâvî (ö. 1031/1622) “Şerhu’l-Câmi”de bu hadisin mütevatir olduğunu belirtmiştir.Ebu’l-Alâ’ el-Irâkî el-Hüseynî, Şihâb’ın kitabına yazdığı yazıda söz konusu hadis hakkında aynen şöyle der:
“Bu hadis, muttefekun aleyh olup mütevatir hadisler içerisinde sayılmıştır.”
Yine de doğruyu en iyi bilen Cenab-ı ALLAH’tır.