Aslında bu boykot meselesi hakkında bir yazı yazma taraftarı değildim. Çünkü bildiğiniz gibi başta Muhabbetullah forum olmak üzere neredeyse bütün İslami sitelerde bir boykot bölümü mevcut ve Türkiye’deki gayet yüksek oranda bir kesim, boykot konusunda çok hassaslar. Yanlış anlaşılma düşüncesiyle bu konuda serd-i kelam etmek istemiyordum. Ancak son zamanlarda gerek forumumuzda, gerek diğer sanal ortamlarda ve günlük hayatta karşılaştığım bazı ifratkar hareketler beni “Hakk’ın hatırı alidir” düsturu ile bu yazıyı yazmaya sevketti. İnşALLAH yanlış anlaşılmadan meramımı anlatabilirim.
Takip ettiğim kadarıyla bütün sömürülen İslam ülkelerinde “boykot” adı altında çeşitli faaliyetlere girişiliyor. Uzun uzun “ismi Müslüman olmayan” firmaların logoları listelenerek ümmetten bu firmaları boykot etmeleri gerektiği, bu firmaları boykot etmenin dini bir vecibe olduğu telkin ediliyor. Hatta bir kısım boykotçular daha ileri giderek bu firmalarla alış-veriş etmenin haram olduğunu, bu firmaları kullananların kafirlere hizmet ettiğini beyan ediyorlar. Bazen hızlarını alamayıp da bu listelerdeki firmaları kullananları –haşa- küfre götürenler bile çıkıyor. Peki bu boykotun meşruluğu nedir? Bizler ne yapmalıyız? Elbette bizler her meselede olduğu gibi bu meselede de edille-i şer’iyye çizgisinden ayrılmadan sırat-ı mustakim yolunu tercih etmeliyiz.
Cenab-ı Hakk’ın Bakara Suresi 275. Ayet-i Kerimesindeki “ALLAH alış-verişi helal kıldı” beyanına nazaran, şeri hudutlar dairesinde alış-veriş helal kılınmıştır. Alış-verişin şer’i hudutları ise sünnet-i Rasulullah (asm) ile ve dört mezhep ulemasının beyanlarıyla açık bir şekilde çizilmiştir. Bizler, siyer-i Nebi’de Medine’de Yahudilerin de pazarda mal sattıklarını ve Müslümanların bu mallardan aldıklarını, malın iyi olanını seçmekte özgür olduklarını görüyoruz. Dikkat edilmesi gereken husus, Medine döneminde Rasulullah (asm) Yahudilere benzememeyi esas alıyordu. Müslümanlara her konuda Yahudilere muhalefet etmelerini emrediyordu. Buna rağmen Rasulullah (asm) Yahudilerle alış-veriş etmeyi yasaklamamıştı. Zaten zamanı geldiğinde hepsini ya Medine’den çıkardı, ya da boyunlarını vurarak zilleti onlara tattırdı.
Konunun Devamını Okumak İçin Lütfen Tıklayın..