941. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sen öyle bir zamandasın ki, burada kişi emredilenin onda birini bırakırsa helâk olur.
Sonra öyle bir zaman gelecek ki, emredilenin onda birini yapan kurtulacaktır.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
942. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, parmaklarını birbirine geçirip:
“Ey Abdullah bin Amr! Sözleri ve emanetleri birbirine karışmış hâle gelen, işe yaramaz, değersiz insanların arasında bulunduğun zaman sen nasıl hareket edeceksin?”
“Ey Allahın Resûlü! O zaman ben nasıl davranayım?”
Şöyle buyurdu:
“Tanıdığınla ilişkilerini devam ettirir, tanımadığından uzak durursun. Seçtiğin iyi kimseleri kabul eder, kötü ve sıradan kimseleri terkedersin.”
İbn Amr radıyallahu anh. Buhârî.
943. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Fitneler, kargaşalar olacaktır. O gün, oturan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacaktır. Kim kargaşaya yönelirse, o da ona yönelir. Kim bir sığınak, ya da barınak bulursa, ona sığınsın!”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
944. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Siz, sizden önceki insanların yollarına mutlaka karış karış, adım adım uyacaksınız, hatta onlar kertenkele deliğine girseler bile, siz de onlara uyup, o deliğe gireceksiniz.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Buhârî.
945. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kim, kör bir bayrak altında bir asabiyete çağırırken, ya da asabiyete yardım ederken öldürülürse, onun ölümü câhiliye ölümü üzeredir.”
Cündeb radıyallahu anh. Müslim.
946. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kişinin fitnesi ailesi, malı, kendisi, çocukları ve komşusunda olacaktır. Oruç, namaz, zekât, iyiliği önermek, kötülükten sakındırmak bu türden fitnelere karşılık olacaktır.”
Huzeyfe radıyallahu anh. Buhârî.
947. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yün elbiseler giyinen bir kavim, batıdan gelerek, Arap yarımadasına saldıracak ve orayı alacak.
Sonra, Farisîlerle savaşacaklar ve Allah onlara oranın da fethini nasip edecek.
Sonra, Rumlarla savaşacaklar, Allah Rum ülkesinin de fethini nasip edecek.
Sonra, din düşmanı deccal ile savaşacaklar. Allahın takdiriyle onu da yenecekler.”
Nâfi radıyallahu anh. Müslim.
948. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ahirzamanda, din yoluyla dünyalık elde etmek isteyen bir takım adamlar ortaya çıkacak. insanlara şirin görünmek için koyun postuna bürünecekler. Dilleri baldan tatlı, fakat kalbleri kurt kalbi olacaktır.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
949. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yüzseksen sene geçtikten sonra, ümmetimde bekârlık ve dağ başlarında yalnız yaşamak helâl kılınıp, yaygınlaşacak.”
Yahya radıyallahu anh. Rezîn.
950. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Deccal doğudan, Horasan denilen yerden çıkacak. Ona, yüzleri deri kalkanlarını andıran bir halk tâbi olacak.”
Ebû Bekr radıyallahu anh. Tirmizî.
951. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Deccalı duyan ondan kaçsın. Vallahi, kişi ona gelir de, saçtığı şüpheli şeylerden dolayı onu mümin zanneder ve ona tâbi olur.”
imran radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
952. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Oruç tutup, namaz kılarak müslüman olduğunu da söylese, münafığın alâmeti üçtür:
Kendisine bir emanet bırakılırsa hıyanet eder, konuşursa yalan söyler, anlaşma yaparsa sözünden döner.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Müslim.
953. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Münafıkların kendilerini ele verecek bellikleri vardır:
Selâmları lânettir. Yemekleri kapma ve yağmalamadır. Hile ve aldatma ile mal kazanırlar. Mescidlere ancak öğlende gelirler. Namazı ancak üşene üşene kılarlar.
Büyüklük taslarlar, ne severler, ne de sevilirler. Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ahmed.
954. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah, bu ümmete, her yüzyılın başında, dinini yenileyecek birini gönderecektir.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
955. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ümmetimden bir topluluk hak üzere galip olarak, ta kıyamete kadar devamlı savaşacaklardır.
isa inecek. Başkanları ona, “Haydi gel, bize namaz kıldır!” diyecek.
Buna mukabil o, “Kiminiz kiminizin emîridir. Bu, Allahın bu ümmete bir lütfu keremidir,” diyecek.”
Câbir radıyallahu anh. Müslim.
956. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, Meryemoğlu isanın adalet sahibi olarak inmesi yakındır. O inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak, mal da o kadar çoğalacak ki, kendisine verilmek istenen kimse onu kabul etmeyecek.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
957. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ömrüm uzarsa isa ile buluşmak isterim. Şâyet ömrüm yetmezse, içinizden kim onunla buluşursa, benden selâm söylesin.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ahmed.
958. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ganimet insanlar arasında dolaşan mal olduğu, emanet kelepir, zekât altından kalkılmayacakmış gibi bir borç olduğu..
Dinden başka gaye için ilim öğrenildiği, erkek karısına itaat ettiği ve annesine âsi olduğu, arkadaşını kendisine yaklaştırdığı babasını uzaklaştırdığı…
Mescidlerde sesler yükseldiği, kabileye fasıkların başkanlık yaptığı, kavmin liderinin en rezilleri olduğu, şerrinden korkulan kişiye ikram edildiği…
Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri zuhur ettiği, içkiler içildiği, bu ümmetinin sonunun evvelkileri lânetlediği zaman…
Kızıl rüzgârı, zelzeleyi, yere batmayı, insanların maymun ve domuza çevirilişini ve taşlamayı ve eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardına gelen alâmetleri beklesinler.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
959. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Lâ ilâhe illallah diyen kimsenin üstüne asla kıyamet kopmaz.”
Enes radıyallahu anh. Müslim.
960. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sene ay gibi, ay hafta gibi, hafta gün gibi, gün saat gibi, saat ateş kıvılcımı gibi olup da, zaman birbirine yaklaşmadıkça Kıyamet kopmaz.”
Enes radıyallahu anh. Tirmizî.
961. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Aden içlerinden, insanların durdukları yerde duracak, harekete geçtiklerinde de onlarla harekete geçerek onları sürükleyecek bir ateş çıkacak.”
Huzeyfe radıyallahu anh. Müslim.
962. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ümmetimden bir cemaat, kendilerine Allahın emri gelip, kıyamet kopuncaya kadar, birbirine yardım etmekte devam edecek ve bunlar daima galip olacaklardır.”
Mugîre radıyallahu anh. Buhârî.
963. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Batılılar, kıyamet kopuncaya kadar hak üzere galip olmayacaktır.”
Saad radıyallahu anh. Müslim.
964. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ümmetim yağmur gibidir, sonu mu, yoksa başlangıcı mı hayırlıdır, bilinmez. Evveli ben, ortası Mehdi ve sonu Mesih olan bir ümmet, asla helâk olmaz.”
Enes radıyallahu anh. Tirmizî.