851. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah teâlâ buyurdu:
“Ben kulumun zannı üzereyim. Beni andığı zaman, ben onunla beraberim. Beni kendi nefsinde anarsa, ben de onu kendi nefsimde anarım. Eğer beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu, o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.
Bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir adım yaklaşırım. Bana bir adım yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
852. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kim, sabah ve akşam namazından sonra, henüz yerinden kalkmadan, on defa:
“Lâ ilâhe illallahu vahdahu lâ şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü, yuhyî ve yûmitu ve hüve âlâ külli şeyîn kadîr,” derse, Allah ona on sevap yazar, on günahını siler, on da derecesini yükseltir.
Bütün gün, istenmeyen herşeyden korunur, şeytan da ona bir şey yapamaz. Allaha ortak koşmaktan başka, hiçbir günahı ona tesir edemez.”
Ebû Zer radıyallahu anh. Tirmizî.
853. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Akşam namazını kıldıktan sonra, hiç kimseyle konuşmadan, yedi kere, “Allahümme ecirnî minennâr,” de! Çünkü, bunu deyip de, o gece ölürsen, mutlaka cehennemden kurtulursun.
Sabah namazından sonra da aynı şeyi söyle! Zira, o gün ölürsen, ateşten kurtulmana karar verilir.”
Müslim radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
854. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“içinde Allahın anıldığı ev ile, içinde Allahın anılmadığı ev, diri ile ölüye benzer.”
Ebû Mûsa radıyallahu anh. Müslim.
855. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle demiş:
“Sabah akşam “Kul hüvallahü ehad” ile “Muavvizeyeteyn”i üç kere okursan, her şeye karşı o gün bunlar sana yeter.”
Abdullah radıyallahu anh. Tirmizî.
856. Dedim ki:
“Ey Allahın Resûlü! Kadir gecesine rastlarsam ne diyeyim?”
“Şunu de,” buyurdu:
“Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, öyleyse beni affet!”
Aişe radıyallahu anha. Tirmizî.
857. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kim, yatağına vardığı zaman, üç kere, “Estağfirullahellezi lâ ilâhe illâ hüvel Hayyul Kayyum ve etûbu ileyh,” derse, ağaç yaprakları kadar, Alic kumları kadar, dünya günlerinin sayısı kadar dahi olsa günahları bağışlanır.”
Aişe radıyallahu anha. Tirmizî.
858. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yatağına vardığı zaman, Felak, Nâs ve ihlas sûrelerini okuyup, ellerine üfledikten sonra, yüzüne ve bedenine sürerdi.
Hastalandığı zaman da, kendisine böyle yapmamı bana emrederdi.
Aişe radıyallahu anha. Buhârî.
859. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yolculuğa çıkarken:
“Allahım! Senin yardımınla hareket ederim, senin yardımınla kıpırdarım, senin yardımınla yürürüm,” derdi.
Ali radıyallahu anh. Ahmed.
860. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yatağına giderken, namaza abdest alır gibi bir abdest al, sonra sağ tarafına yat.”
Berâ radıyallahu anh. Buhârî.
861. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yeni elbise giyince şöyle dua ederdi:
“Allahım! Hamd, ancak sana özgüdür. Senden bu giysinin ve kullanımının hayırlı olmasını dilerim. Onun ve kullanımının şerrinden sana sığınırım.”
Câbir radıyallahu anh. Tirmizî.
862. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden ezberleyip de, asla terk etmediğim dua şudur:
“Allahım, beni azami şekilde şükrünü yapan, seni en çok anan, öğüdüne en çok uyan ve tavsiyeni en güzel tutan kişi eyle!”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
863. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kişi, evine girerken şöyle desin:
“Allahım! Senden iyi bir giriş ve iyi bir çıkış dilerim. Allahın adıyla girdik, Allahın adıyla çıktık, Rabbimiz Allaha güvendik.”
Sonra da, evde bulunan kimselere selâm versin.”
Ebû Mâlik radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
864. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi? Şöyle de:
“Lâ havle velâ kuvvete illâ billah.”
Ebû Mûsa radıyallahu anh. Buhârî.
865. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, hoşuna gitmeyen bir şey gördüğü zaman, “Elhamdülillahi âlâ külli hâl,” derdi.
Aişe radıyallahu anha. İbn Mâce.
866. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kim, bir çarşıya girip de, orada: “Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü, yuhyî ve yümît ve hüve Hayyün lâ yemut, bi yedihil hayr. Ve hüve âlâ külli şeyin kadîr,” derse, Allah, bir milyon sevap yazar, bir milyon günahını siler, derecesini de bir milyon yükseltir.”
Ömer radıyallahu anh. Tirmizî.
867. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Birinizin kulağı çınlarsa, beni hatırlayıp, bana salât ve selâm etsin. Ondan sonra, “Kim beni hayırla anarsa, Allah da onu hayırla ansın!” desin.”
Ebû Râfi radıyallahu anh. Taberânî.
868. Borcundan sıkılıp üzülen bir sahabisine buyurdu:
“Sabah akşam şöyle de:
“Ey Allahım! Gam ve kederden sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten, borcun baskısından ve adamların zorlamasından sana sığınırım.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
869. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yemek yeyince ve su içince şöyle derdi:
“Elhamdülillahillezi etâmenâ ve sakâna ve ceâlâna minel müslimîn.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Tirmizî.
870. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, aynaya bakınca şöyle derdi:
“Beni biçimli yapan, sûretimi güzelleştiren, başkalarından ayrı, bana özgü bir şekil veren Allaha hamdolsun.”
Enes radıyallahu anh. Bezzâr.
871. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir şeye üzülünce şöyle derdi:
“Ya Hayyü ya Kayyum! Rahmetinle yardım diliyorum.”
Enes radıyallahu anh. Tirmizî.
872. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Birkaç kelime vardır ki, her kim, o kelimeleri, meclisinden kalkmadan önce üç kere söylerse, günahlarına karşılık olur. Onları hayır ve zikir meclisinde söylerse, yazılara vurulan mühür gibi, o meclis o kelimelerle mühürlenir. işte o kelimeler de şunlardır:
“Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah yoktur. Senden mağfiret diler ve sana tevbe ederim.”
İbn Amr radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
873. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kıyamet gününde bana en yakın olacak kişi, bana en çok salavât getirendir.”
İbn Mesûd radıyallahu anh. Tirmizî.
874. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, sefere çıkarken, binitine binince, üç kere tekbir getirir ve şunu söylerdi:
“Bunları bizim emrimize veren Allahın şânı ne yücedir. Yoksa biz bunlara güç yetiremezdik.”
İbn Ömer radıyallahu anh. Müslim.
875. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, evinden çıkarken şöyle derdi:
“Allahın adıyla. Allaha tevekkül ettim. Allahım! Zillete düşmekten, sapıklığa uğramaktan, zulmetmekten, zulme uğramaktan, câhillikten, hakkımızda cehâlete düşülmesinden sana sığınırız.”
Ümmü Seleme radıyallahu anha. Tirmizî.
876. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kim, “Estağfirullahellezi lâ ilâhe illâ hüvel Hayyul Kayyum ve etûbu ileyh” derse, harpten kaçsa bile, bağışlanır.”
Bilâl radıyallahu anh. Tirmizî.