782. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“insanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra da onlardan sonra gelenler.
Daha sonra, kendilerinden şahitlik istenmediği hâlde şahitlikte bulunan, hıyanet eden ve kendilerine de güven duyulmayan, adakta bulunup yerine getirmeyen bir nesil gelecektir.
Ayrıca onlarda şişmanlık da görülecektir.”
imran radıyallahu anh. Buhârî.
783. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sahabilerime hakaret etmeyin! Eğer biriniz Uhud dağı kadar altın verse, onlardan birinin bir avuç sadakasına ve onun yarısına ulaşamaz.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Buhârî.
784. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sahabilerim hakkında Allahtan korkun! Benden sonra onları hedef edinmeyin! Kim onları severse, beni sevdiği için sevmiş olur. Kim onlardan nefret ederse benden nefret ettiği için nefret etmiş olur. Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse Allaha eziyet etmiş olur. Kim de Allaha eziyet ederse, artık onu cezalandırması yakın olur.”
İbn Mugaffel radıyallahu anh. Tirmizî.
785. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Yıldızlar uzayın koruyucusudur. Yıldızlar giderse semanın başına korkulan şey gelir.
Ben de sahabilerimin güvencesiyim. Ben gidersem, sahabilerimin başına korktukları şey gelir.
Sahabilerim de ümmetimin güvencesidir. Sahabilerim giderse, ümmetimin başına korktukları gelir.”
Ebû Mûsa radıyallahu anh. Müslim.
786. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Sahabilerim yıldızlar gibidir. Hangisine uysanız doğru yolu bulursunuz.”
Ömer radıyallahu anh. Rezîn.
787. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Cennette alt seviyede olanlar, gökteki parlak yıldızı görür gibi, yüksek derece sahiplerini görürler.
Ebû Bekir ve Ömer de yüksek derece sahiplerindendirler, hatta daha da ileridirler.”
Ebû Saîd radıyallahu anh. Tirmizî.
788. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Ebû Bekir ve Ömer, öncekilerden ve sonrakilerden, cennetliklerin orta yaşlı olanlarının efendileridirler. Peygamberler hâriç.
Ey Ali! Sen onlara bunu bildirme!”
Ali radıyallahu anh. Tirmizî.
789. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem sordu:
“içinizden bugün kim oruçludur?”
Ebû Bekir: “Ben,” dedi.
“Bugün kim cenazeye iştirak etmiştir?”
Yine Ebû Bekir: “Ben,” dedi.
“Bugün bir yoksulu kim doyurmuştur?”
Ebû Bekir: “Ben.”
“Bugün içinizden bir hastayı ziyaret eden var mıdır?”
Ebû Bekir: “Ben,” dedi.
Bunun üzerine, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimde bu nitelikler bir araya gelirse, o mutlaka cennete girer.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Müslim.
790. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bize sadaka vermemizi emretti. O anda malım vardı. Ebû Bekiri geçersem ancak bugün geçerim, dedim. Malımın yarısını alıp getirdim.
Bana, “Ailen için geride ne bıraktın?” diye sordu.
“Diğer yarısını bıraktım,” dedim.
Sonra Ebû Bekir malının tümünü getirdi.
Ona dedi ki: “Ey Ebû Bekir! Çoluk çocuğuna ne bıraktın?”
“Onlara Allah ve Resûlünü bıraktım,” demez mi, hayret ettim ve içimden dedim ki: “Hiçbir şeyde ben onu asla geçemem.”
Ömer radıyallahu anh. Tirmizî.
791. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allahım! islâmı şu iki adamdan biri ile, katında en sevimli olanıyla kuvvetlendir! Ebû Cehil bin Hişam, ya da Ömer bin Hattab ile.”
Onun en çok sevdiği Ömer oldu, anladık.
İbn Ömer radıyallahu anh. Tirmizî.
792. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellemden umre yapmak için izin istedim. izin verdi. Sonra şöyle buyurdu:
“Kardeşim! Beni duanda unutma!”
Bana, benim için dünyalara değer bir kelime söyledi ve ben buna pek sevindim.
Ömer radıyallahu anh. Tirmizî.
793. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Her peygamberin bir arkadaşı vardır, benim cennetteki arkadaşım da, Osmandır.”
Talha radıyallahu anh. Tirmizî.
794. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, sahabileri birbirine kardeş edince, Ali, gözleri yaşla dolu olarak geldi ve şöyle dedi:
“Ey Allahın Resûlü! Sahabilerini birbirine kardeş yaptın, beni hiç kimse ile kardeş yapmadın.”
Bunun üzerine, Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellemin şu cevabı verdiğini duydum:
“Sen benim, hem dünyada, hem de âhirette kardeşimsin.”
İbn Ömer radıyallahu anh. Tirmizî.
795. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi, Hasan ve Hüseyin omuzlarındayken gördüm. Şöyle dua etti:
“Allahım, ben bu ikisini seviyorum, sen de sev!”
Berâ radıyallahu anh. Buhârî.
796. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Fatımaya şöyle derdi:
“Haydi, çağır şu oğullarımı bana!”
Sonra o ikisini göğsüne basar, koklardı.
Enes radıyallahu anh. Tirmizî.
797. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Fatıma, cennet kadınlarının hanımefendisidir. Hasan ve Hüseyin de, cennet gençlerinin efendileridir.”
Huzeyfe radıyallahu anh. Tirmizî.
798. Bir adam, İbn Ömere, sinek öldürmenin hükmünü sordu. Bunun üzerine ona, “Sen kimlerdensin?” dedi.
Adam, “Iraklıyım,” deyince, İbn Ömer şöyle dedi:
“Adama bakın! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin, haklarında, “Bu ikisi benim dünya çiçeklerimdir,” buyurduğu torununu öldürdüler de, bir de bana sineklerin kanını soruyor. Büyük günahlara son derece cüretlidirler, fakat küçük günahlar hakkında sorarlar da sorarlar!”
İbn Ömer radıyallahu anh. Buhârî.
799. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, beni bağrına basıp, şöyle dua etti:
“Allahım! Onu dinde kavrayıcı kıl ve ona yorum yapmayı öğret!”
İbn Abbas radıyallahu anh. Buhârî.
800. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Dünya kadınlarının en üstünleri şu kadınlardır: imranın kızı Meryem, Huveylidin kızı Hatîce, Muhammedin kızı Fatıma, Firavunun karısı Asiye.”
Enes radıyallahu anh. Tirmizî.
801. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Aişenin diğer kadınlara üstünlüğü, tirit yemeğinin diğer yemeklere olan üstünlüğü gibidir.”
Enes radıyallahu anh. Buhârî.
802. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellemin sahabilerinin rivâyet ettikleri herhangi bir hadîste bir zorluk görürsek, Aişeye sorardık, mutlaka onda onun bir açıklamasını bulurduk.
Ebû Mûsa radıyallahu anh. Tirmizî.
803. Tıp, hukuk ve şiirde Aişeden daha bilgili bir kadın görmedim.
Urve radıyallahu anh. Taberânî.
804. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hasan, Hüseyin, Ali ve Fatımayı bir araya topladı, üzerlerine elbisesini örttü ve şöyle dedi:
“Allahım! işte bunlar benim Ehlibeytim ve yakınlarımdır. Onlardan her türlü kirleri gider ve onları hakkıyla temiz eyle!”
Ümmü Seleme radıyallahu anha. Tirmizî.
805. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Benim Ehlibeytim, tıpkı Nuhun gemisi gibidir. Binen kurtulur, terkeden boğulur.”
İbn Zübeyr radıyallahu anh. Bezzâr.