Dünyayı, Cenab-ı Hakk’ın isimlerine ayna ve ahirete bir tarla (1) olarak sevmek güzeldir.
İnsanın heveslerine hitab eden ve gaflet perdesi olan yönünü sevmek çirkindir. (2)
İlimde ve hizmette hırs göstermek güzeldir, şöhret için malda ve makamda hırs göstermek çirkindir Hakta inat etmek güzeldir.
Batılda inat etmek, çirkindir.
**
Dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâki(sonsuz) umur-u uhreviye(ahirete ait ameller, işler) ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir.
İnsanın fıtratındaki(yaradılışındaki) şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inatlı talep ve hâkezâ şedit hissiyatlar(şiddetli, kuvvetli hisler), umur-u uhreviyeyi(ahirete ait işler, ameller) kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı şiddetli bir surette fâni(geçici) umur-u dünyeviyeye(dünya işlerine) tevcih etmek(yöneltmek), fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir.
Dünyayı, Cenab-ı Hakk’ın isimlerine ayna ve ahirete bir tarla(1) olarak sevmek güzeldir. İnsanın heveslerine hitab eden ve gaflet perdesi olan yönünü sevmek çirkindir. (2)
İlimde ve hizmette hırs göstermek güzeldir, şöhret için malda ve makamda hırs göstermek çirkindir.
Hakta inat etmek güzeldir. Batılda inat etmek, çirkindir.
“Adâvet(düşmanlık) etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref’ine(kaldırılmasına) çalış.Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene ve hevâ-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü’minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et. Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete lâyıktır. Öyle de, adâvet hasleti, her şeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır.”
İnsanın, kendisinde bulunan adavet (düşmanlık) duygusunu da istikamette kullanması kendi elindedir. İnsan günahlara, nefsine, şeytana ve şeytanlaşmış insanlara karşı adavet etmelidir.
Adavete(düşmanlığa) en çok layık şey; mü’min kardeşlerine karşı olan adavet duygundur.
Bu duygusunu nefsine değil de mümin kardeşine karşı kullanırsa kendisinde bulunan bu duyguyu yanlış yerde kullanmış ve günah işlemiş olur. Halbuki nefsimize, şeytanımıza ve şeytanlaşmış insanlara karşı bu duyguları kullanabilsek sevap işlemiş olacaktık. Bu hasletler insan için sevap mahalli olması insanın elindedir.
İşte, insanın duygularını, arzuların hayra yönlendirilmesi, hem dünyası, hem ahireti için faydalıdır ve gereklidir. (3) Bu ise, nefsin arzu ve isteklerine iyi bir mecra bulmak, onu hayırlı şeylere sevk etmekle olur; coşarak çevreye zarar veren bir nehrin önüne baraj yapmak ve onunla çevreyi sulamak gibi.
Kaynaklar:
1-Acluni, I, 412
2-Nursi, Sözler, s.,584
3-Bkz. Nursi, Mektubat, Envar Neş. İst. 1993, s. 33-34