Dünya üzüntüsü ile güne başlamak
501. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Kim dünya için üzüntülü olarak güne başlarsa, Rabbini kızdırmış olarak güne başlamış olur. Kim kendisine isabet eden musibetten dolayı sızlanır, şikâyet ederek sabahlarsa, Allah’tan şikâyet etmiş olur. Kim malından yararlanmak için bir zenginin yanında küçülürde onun eliyle bir nimete kavuşursa, Allah’ı kızdırmış olur. Kime Kur’ân ihsan edilmiş olur da, o kimse Cehenneme girerse, Allah’tan uzak bir hayat yaşadığı için Cehenneme girmiştir.
Zehirli hayvanlara ve nazara karşı okunacak dua
502. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Resûiullah (sa.v.) Hasan ve Hüseyin’e okur ve şöyle duâ ederdi:
“Her nevi şeytandan, her çeşit zehirli hayvan ve günahkâr gözden koruması için Allah’ın mükemmel kelimeleri ile size duâ ederim.”
İmanın tadını aldıran üç şey
503. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Şu üç şey kimde bulunursa imanın tadını almış olur. Bunlar: (1) Allah ve Resulünün kendisine herşeyden daha sevimli olması, (2) Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra, ateşe atılıp yanması, tekrar küfre dönmekten kendisine daha sevimli gelmesi, (3) sadece Allah rızası için sevmesi ve sadece Allah rızası için kızması.
Buharı, İman: 9, 34, İkrah: 1; Müslim, İman: 67, 68; Tinnizî, İman: 10; İbni Mâce, Fiten: 23; Nesâî, îman: 3.
Hakkı söylemekten geri durmamak
504. Ebû Said el-Hudrî (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Doğru olmayan birşey gördüğünüzde veya işittiğinizde, insanların heybeti, hakkı söylemekten sizi alıkoymasın.
Öfkeli iken hüküm vermemek
505. Ebû Bekre (r.a.) rivayet ediyor:
Hakim, öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin.
Buhârî, Ahkâm: 12; Tirmizî, Ahkâm: 7; Ebû Dâvud, Akdiye: 16;
Nesai, Kudat: 18.
Camilere devam etmek
506. îbni Ümmü Mektûm rivayet ediyor:Resûlullaha (s.a.v.) gelerek, “Ya Resûlallah, ben gözü görmeyen ve evi mescide uzak olan biriyim. Bana kılavuzluk edecek kimse yok. Namazımı evimde kılmama ruhsat var mı?” diye sordu(m).
Resûlullah (s.a.v.) “Ezanı duyuyor musun?” buyurdu.
“Evet” dedi(m).
“Senin için ruhsat bulamıyorum” buyurdu.
îbni Mâce, Mesâcid; 47; Ebû Dâvud, Salât: 46; Müslim, Mesacid:
255; Nesâî, îmame: 50.
Son nefeste imanlı gitmek
507. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Kim Ölümü esnasında “Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed onun Resulüdür” derse, Cennete girer.
Cennet kadınlarının şarkıları
508. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
“Cennet ehlinin hanımları, kocaları için hiç kimsenin asla
işitmediği güzel seslerle şarkı söylerler. Söylediklerinin i-
cinde şu sözler de vardır:
“Biz çok güzeliz. Hayat bahşederiz. En şerefli kimselerin
hanımlarıyız. Bakışları neşe ve sevinç verir.”
Ayrıca şunları da söylerler:
“Biz ebedî kalacağız. Asla ölmeyeceğiz. Biz güven içinde mutluyuz. Hiç korkumuz yoktur. Biz hep buradayız, Cennetteyiz. Başka yere göçmeyeceğiz.”
el-Mu’cemü’l-evsat, 5:479 (4914)
Peygamberimizin sabah namazındaki duası
509. Ümmü Seleme (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) sabah namazından sonra şöyle duâ ederdi: “Allah’ım, ben Senden temiz rızık, faydalı ilim ve kabul edilmiş amel istiyorum.”
Allah’ın yardım edeceği kimseler
510. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor: Allah’a güvenerek ve sevabını da Allah’tan bekleyerek su üç şeyi yapan kimseye yardım etmesi ve mübarek kılması Allah üzerine bir hak olur. Bunlar:
1. Allah’a güvenerek ve sevabını da Allah’tan bekleyerek bir köleyi hürriyetine kavuşturan kimseye yardım etmesi ve mübarek kılması Allah üzerine bir hak olur.
2. Allah’a güvenerek ve sevabını da Allah’tan bekleyerek evlenen kimseye yardım etmesi ve mübarek kılması Allah üzerine bir hak olur.
3. Allah’a güvenerek ve sevabını da Allah’tan bekleyerek Ölü bir toprak parçasını ekilip biçilen bir hale getiren kimseye yardım etmesi ve mübarek kılması Allah üzerine bir hak olur.
Bununla ilgili bir başka hadis şu mealdedir:
“Üç grup insana Allah muhakkak yardım eder. Bunlar; sahibiyle anlaşma yaparak hürriyete kavuşmak için borçlanan ve bunu ödemek isteyen köle, namus ve iffetini muhafaza etmek düşüncesiyle evlenmek isteyen ve Allah yolunda cihad eden kimselerdir.”
Müslümanı aldatmak
511. İbni Mes’ud (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Bizi aldatan bizden değildir. Tuzak ve hîle ateştedir.
Müslim, İman: 164; Timizi, Büyü: 72; Ebû Dâvud, îcâre: 50; İbni Mâce, Ticâre: 36; Dârimî, Büyü: 10; Müsned, 2:318 (7287)
Şahitlikte doğru olanı söylemek
512. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden, bir şeye şahit olduğunda onun hakkında ya doğru olanı söylesin veya sussun.”
Namaz gözün nurudur
513. Enes (r.a.) rivayet ediyor: “Namaz gözümün nuru kılındı.”
Haya imandandır
514. Salim babasından rivayet ediyor:
Bir adam kardeşine utangaçlığından dolayı öğüt veriyordu. Resûlullah (s.a.v.) “Bırak onu! Muhakkak hayaiman-dan-dır” buyurdu.
Müslim, îman: 59; Nesât, İman; 27.
Mü’min ve münafık arasındaki fark
515. Huzeyfe (r.a.) rivayet ediyor:
Mü’minin ağlaması yürekten, münafığın ağlayışı ise sadece gözü iledir.
Artık Ulamın sözü geçecektir
516. Muaz bin Cebel (r.a.) rivayet ediyor:
İhsanı ihsan olarak kaldığı müddetçe alınız. Dinîniz için rüşvete dönüştüğünde ise onu almayınız. Onu almadığınızda fakir ve muhtaç duruma düşecek değilsiniz.
Dikkat edin! Beni Merah’m borusu yeterince öttü. Beni Merah artık öldü. Haberiniz olsun! Bundan sonra Islâmın sözü geçecektir.
Müşriklerin Peygamberimize bir teklifi
517. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Kureyşin müşrikleri Resûlullaha (s.a.v.) kendisi için bir şart ortaya koyup, dâvasından vaz geçmesi karşılığında Mekke’nin en zengini yapmaya, kadınlardan istediği birisiyle evlendirmeye, kendilerine idareci seçip peşinden gitmeye çağırdılar. Ve “Ey Muhammed, bizim sana vereceklerimiz ancak bu kadardır. Sen bizim ilahlarımıza sövmekten vaz geç, onları kötü sözlerle anma. Eğer razı olmazsan, biz sana bir hususu teklif edeceğiz ki onda senin için iyilik vardır” dediler.
Resûlullah (s.a.v.) “Nedir o?” diye sordu.
Onlar, “Sen bizim ilahımız olan Lât ve Uzza’ya bir yıl tap, biz de senin İlâhına bir yıl tapalım” dediler.
Resûlullah (s.a.v.), “Rabbimin emri gelinceye kadar bana zaman verin” buyurdu. Bunun üzerine Allah indinden ve Levh-i Mahfuzdan bir sûre ile bâzı âyetler nazil oldu. Sûrede şöyle buyuruluyordu:
“De ki: Ey kâfirler! Sizin taptıklarınıza ben ibâdet edecek değilim. Benim ibâdet ettiğime de siz ibâdet edecek değilsiniz. Ben zâten sizin taptıklarınıza tapmam. Siz de benim ibâdet ettiğime ibâdet etmezsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana.”1
Nazil olan âyetler ise şöyle idi: “De ki: Allah’tan başkasına mı ibâdet etmemi istiyorsunuz, ey câhiller! 1. Kâfirim Sûresi.
İçki sebebiyle on kişiye lanet edilmiştir
518. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Allah içkiye, onu dağıtana, içene, üzümünü sıkana, kendisi için sıktırana, taşıyana, kendisi için taşınana, satana, satın alana ve parasını yiyene lanet etsin.
Ebû Dâvud, Eşribe: 2; Tirmizt, Büyü; 58
Peygamberimizin kefil olacağı kimseler
519. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
Kim iki çenesi ve iki bacağı arasındaki hususunda bana garanti verirse, ben onun için Cennete kefil olurum.
Tinnizî, Zühd: 61; Buhârî, Rikak: 23
Tirmizî’âe yer alan bir başka hadis şu mealdedir:
“Allah her kimi iki çenesi arasmdakinin ve iki bacağı ara-sindakinin şerrinden korursa, şüphesiz o kimse Cennete girer.”
Bir başka hadiste ise bu ikisine “midenin şerri” de eklenmiş-tir.’
Yatsı ve sabah namazlarını cemaatla kılmak
520. Osman bin Affan (r.a.) rivayet ediyor: Yatsı namazını cemaatla kılmak, geceyi ibâdetle geçirmeye denktir. Sabah namazını cemaatla kılmak da, geceyi ibâdetle geçirmeye denktir.
Peygamberimizin Ebû Zer’e tavsiyesi
521. Ebû Zerr (r.a.) rivayet ediyor:
Dostum Resûlullah (s.a.v.) bana Allah’a bağlılık hususunda hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmememi, mevKi ve servet bakımından benden aşağıda olanlara bakıp halime şükretmemi, mevki ve servet bakımından benden üstün olanlara bakmamamı tasiye etti.
Yine fakirleri sevmemi, onlarla yakınlık kurmamı, onlan gözetmemi tavsiye etti.
Acı da olsa gerçeği söylememi nasihat etti. Onlar yüz çevirseler de akraba ve yakınlarımla ilişkimi sürdürmemi tavsiye etti.
Hiç kimseden birşey istemememi tavsiye etti.
Ayrıca “Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi’1-aliyyi’l-azîm^ Güç ve kuvvet ancak yüce ve büyük olan Allah’tandır” cümlesini çok söylememi, çünkü bunun Cennet hazinelerinden bir hazine olduğunu da ekledi.
Kıyamet günü sorulacak beş şey
522. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor: Ademoğlu kıyamet günü şu beş şeyden sorulmadıkça yerinden ayrılamaz:
1. Ömrünü nerede geçirdiğinden,
2. Gençliğini nerede tükettiğinden,
3. Malını nereden kazandığından,
4. Malını nereye harcadığından,
5. İlmi ile ne derece amel işlediğinden.
Tirmizî, Kıyâme: J.
Ziyaret için gelenlere ikramda bulunmak
523. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Ömer bin Hattab Selmân-ı Fârisî’nin ziyaretine gitti. Sel-man ona bir yastık uzattı. Ömer ona, “Bu nedir ey Ebû Abdullah?” diye sordu. Selman şu cevabı verdi:
Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: “Bir Müslüman her hangi bir Müslüman kardeşini ziyaret ettiğinde, eğer o kimse ziyaret edene ikram ve hürmet olsun diye altına bir yastık [veya üzerine oturacağı birşey] verirse, Cenâb-ı Hak onun günahlarını bağışlar.”
Mu’cemü’l-Evsat, 2:346 (1599.)
Cuma günü temizliğe dikkat etmeli
524. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah bir Cuma gününde şöyle buyurdu: “Muhakkak Allah bu günü bayram kıldı. Kim Cuma namazına gelirse gusletsin. Yanında güzel koku varsa, ondan sürünsün. Dişlerinizi misvaklaymız.”
Resûlullahın Hz. Ali’ye öğrettiği duâ
525. Alı (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) bana şöyle buyurdu: “Ey Ali, her ne kadar bağışlanmış isen de, onunla duâ ettiğinde bağışlanacağın bir duayı sana öğreteyim mi?”
“Öğret” dedim. Şöyle buyurdu:
“Yüce ve büyük olan Allah’tan başka ilah yoktur. Kerim ve yüce olan Allah’tan başka ilâh yoktur. Büyük arşın Rab-bi olan Allah’tan başka ilâh yoktur.”
Hz. Enes’e zor gelen gün
526. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Ben insanlardan, örtünme âyetinin inmesinden ilk haberdar olan kişiyim. Örtünme âyeti indiğinde Resûlullah (s.a.v.) bana “Hanımların yanına girme” dedi. O günden daha zor bir gün başımdan geçmiş değil.
Allah’ın kullarına karşı merhameti
527. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Şüphesiz Allah Teâlâ ümmetimin hata ile, unutarak ve zorlama karşısında işlediği günahları affeder.
İbni Mâce, Talâk: 16.
Hz. Hasan Müslümanlardan iki büyük ordunun arasını ıslah etti
528. Ebî Bekre (r.a.) rivayet ediyor:
Minberin üzerinde Resûlullahı (s.a.v.) gördüm. Yanında Hasan bin Ali vardı. Resûlullah şöyle buyurdu:
“Bu oğlum seyyiddir. Allah onun eliyle Müslümanlardan iki büyük ordunun arasını ıslah edecektir.”
Bühârî, Sulh: 9; Tinnizî, Menâkıb: 31; Müsîedrek, 3:192.
Ehl-i Beytin fazileti
529. Zeyd bin Erkanı (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) Aîi, Fâtima, Hasan ve Hüseyin’e (r. anhüm) hitaben “Sizinle savaşanla ben de savaşırım, sizinle barış içerisinde olanla ben de barış içerisinde olurum” buyurdu.
Tirmizî, ftfrenâkıb: 61.
Resûlullah baskından Önce ezan sesi dinlerdi
530. Muâz bin Cebel (r.a.) rivayet ediyor
Resûluîlah ile bir seferde idik. Bir kişinin “Allahü ekber, Allahu ekber” dediğini işitti. “İslâm fıtratı üzere” buyurdu. Sonra o zât, “Eşhedü enlâ ilahe illallah” dedi. “Cehennemden çıktı” dedi. Sonra “Bakın, onu bir keçi çobanı olarak veya bir avcı olarak bulacaksınız. Namaz vakti geldi, o da ezan okudu” buyurdu. Baktılar, onun bir keçi çobanı olduğunu gördük.
Tirmizî, Siyer: 48; Müslim, Salât: 9; Ebû Dâvud, Cihad: 100; Buharı, Ezan: 6; Muvatta, Cihad: 48; Dârimî, Siyer: 9.
Peygamberimizin Hz. Hassan’a duası
531- Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Hassan bin Sâbit’e hitaben, “Müşrikleri hicvet” buyurdu ve onun için, “Allah’ım, onu Cebrail İle kuvvetlendir” diye duâ etti.
İmanla beraber olduğunda Cennete girdiren beş şey
532. Ebu’d-Derdâ (r.a.) rivayet ediyor:
Allah’a imanla beraber şu beş şeyi yapan Cennete girer:
1. Abdesti güzel alarak, rükû ve secdesine dikkat ederek beş vakit namazı kılmak.
2. Malının temiz kısmından zekâtını vermek.
3. Güç yetirebiliyorsa hacca gitmek.
4. Ramazan orucunu tutmak.
5. Emânete riâyet etmek.
Ölü için oruç tutmak
533. Süleyman bin Büreyde babası Büreyde’den (r.a.) rivayet ediyor:
Bir kadın Resûlullaha (s.a.v.) geldi ve “Ey Allah’ın Resulü, annem üzerinde oruç borcu olduğu halde vefat etti” dedi.
Resûlullah (s.a.v.) “Annenin yerine oruç tut” buyurdu. Buhârî, Savm: 42; Müslim, Savm: 156; Ebû Dâvud, Eyman: 25;
Tirmizî, Savm: 22,
Allah’ın hastaya lütfü
534. Ebû Musa (r.a.) rivayet ediyor:
Müslüman bir kul hasta olduğunda veya yolculuğa çıktığında sıhhatli iken veya yolcu değilken yaptığı salih amellerin sevabının aynısı yazılır.
Buhârî, Cihad: 134; Müsned, 4:552 (19624.)
Sünnette şakanın yeri
535. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Şüphesiz ben de şaka yaparım. Fakat şaka yaparken de ancak gerçek olanı söylerim.
İslâm’da kâr haddi var mı?
536. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah zamanında fiyatlar yükseldi. Halk ona, “Yâ Resûlallah, bizler için fiyat ayarlaması yap” dediler.
Resûlullah şöyle buyurdu:
Şüphesiz ucuzlatıp pahalandıran, rızkı daraltan, genişleten Allah’tır. Ben Rabbime ne ırz, ne de mal ile ilgili bir haksızlığı benden talep edecek kimse bulunmadığı halde kavuşmayı ümit ederim.
I’bni Mâce, Ticâret: 27.
Abdesti tam almak
537. Câbir (r.a.) rivayet ediyor: Ateşten dolayı topukların vay haline.
Buhârî, îlim: 3, Vudû: 27; tbni Mâce, Taharet: 53; Müslim, Ta-hare: 25; Ebû Dâvud, Tahare: 46; Nesâî, Taharet: 88; Dârimî, Taharet:35; Müsned, 2:255 (6806.)
İslâmın bina edildiği beş şey
538. Cerir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor: İslâm beş şey üzere bina edilmiştir:
1. Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet etmek,
2. Namaz kılmak,
3. Zekât vermek,
4. Hacca gitmek,
5. Ramazan ayında oruç tutmak.
Tirmizî, İman: 3; Müslim, İman: 21; Buharı, İman: 1.
Peygamberimizin ümmetine şefaati
539. Ebû Musa (r.a.) Resûlullahm (s.a.v.) şöyle buyurduğuna rivayet ediyor:
Rabbimin katından bir melek geldi ve beni ümmetimin varışının Cennete girmesiyle onlara şefaat etmem hususunda serbest bıraktı. Ben şefaati seçtim.
“Allah’a dua et, beni şefaat edilenlerden kılsın” dedim.
Resûlullah (s.a.v.), “Allah’ım, onu şefaat edilenlerden eyle” buyurdu. Sonra bir başkası, sonra bir başkası istedi. Sonra bir başkası aynı şeyi istedi. Bu söyleyenler çoğalınca Resûlullah şöyle buyurdu:
“Şefaatim, ‘Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muham-med’in Allah’ın resulü olduğuna şahitlik edenler içindir.”
Tirmizî, Sıfatü’l-Kiyâme; 13 (ilk kısım için). **•
Tirmizfde Ebû Musa’nın (r.a.) talebi yer almamaktadır. Ay-nca hadisin son kısmı, “Bu şefaat Allah’a ortak koşmadan ölenleredir” şeklindedir.
Bir âdab
540. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Üç kişi bir arada iken iki kişi başbaşa verip gizli olarak konuşmasın.
Tirmizî, Edeb: 59.
İlmin ve ilim öğrenmenin fazileti
541. Ebû Bekre (r.a.) Resülullahm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittiğini rivayet ediyor:
Ya ilim öğreten, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol. Sakın beşincisi olma! Yoksa helak olursun.
Erkeğin eve dönmekte acele etmesi
542. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
Bir seferde Resûlullah ile beraberdik. Medine’ye yaklaştığımızda ben eve gitmekte acele etmek istedim. Resûlullah şöyle buyurdu: “Yavaş, kocalarını bekleyen kadınlar ustura kullansın, dağınık olan saçlarını tarasın.”
Buhârî, Nikâh: 120, Cihad: 196; Müslim, İmâre: 181, 183, 184,Rada: 58; Ebû Dâvud, Cihad: 163; Tirmizî, Rada: 17; İsîi’zan: 19;Dârimî, Nikâh: 32; Müsned, 3:378 (14177.)
Hayberin fethi
543. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
Hayber gününde Resûlullah (s.a.v.) bir adamı (keşif için) önden göndermek istedi. Adam korktu. O sırada Mu-hammed bin Mesleme Resûlullaha gelerek söyle dedi:
“Yâ Resûlallah. Ben bu günkü gibi acı bir gün görmedim” sonra da ağlamaya başladı. Resûlullah (sa.v.) şöyle buyurdu:
“Düşmanla karşılaşmayı arzulamayımz. Allah’tan sağlık ve afiyet dileyiniz. Çünkü siz düşman eliyle başınıza neyin geleceğini bilemezsiniz. Düşmanla karşılaştığınızda, ‘Ey Rabbim, bizim de, onların da Rabbi Sensin. Bizim perçemimiz Senin kudret elindedir. Onları öldürecek olan ancak Sensin’ diye duâ edin. Sonra da yere oturun. Sizi kuşattıklarında doğrulup tekbir getirin.” Resûlullah sonra şöyle buyurdu:
“Yarın öyle birini göndereceğim ki, o Allah ve Allah’ın Resulünü sever; Allah ve Resulü de onu sever. O, düşmandan yüz çeviren, kaçan birisi de değildir.”
Resûlullah ertesi gün Ali’yi çağırdı. Onun gözleri şiddetle ağrıyordu.
Resûlullah (s.a.v.), “Haydi, yürü!” buyurdu. Ali, “Ey Allah’ın Resulü, görüyorsun ki, ayaklarımın bastığı yeri dahi göremeyecek bir haldeyim” dedi. Resûlullah (s.a.v.) onun gözüne tükrüğünü koydu; onun için sancak bağladı ve ona verdi.
Ali, “Ey Allah’ın Resulü, ben neyi gerçekleştirmek üzere onlarla savaşacağım” dedi.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Resulü olduğuma şehadet edinceye kadar onlarla savaş. Bunu söylediklerinde canlarını ve mallarını benden kurtarmış olurlar. Bunu samimî olarak söyleyip söylemediklerinin hesabı ise Allah’a aittir.”
Peygamberimizin turfanda sebzeye karşı tavrı
544. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullaha turfanda bir meyve getirildiğinde, onu kabul
eder veya gözüne sürer, sonra da orada bulunan çocukların
en küçüğüne verirdi.
Tirmizî, Daavât: 54
Hilim ve teenni
545. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) Eşeccü Abdulkays’a şöyle buyurdu: “Sende Allah’ın sevdiği iki sıfat var: Hilim ve teenni”
Tirmizî, Birr: 66; Müslim, iman: 25; Ebû Dâvud, Edeb: 11.
Hz. Cerir’in fazileti
546. Cerir bin Abdullah (r.a.) rivayet ettiğine göre, kendisi, Resühıllahın (s.a.v.) yanma gitmişti. O sırada Resühıl-lah (s.a.v.) insanlarla dolu bir evde bulunuyordu. Cerir kapıda ayakta durdu. Bunun üzerine Resûlullah sağa, sola baktı, Cerir’in oturacağı bir yer bulamadı. Bunun üzerine hırkasını toplayıp ona attı ve “Al bunun üzerine otur” buyurdu.
Cerir Resûlullahın hırkasını göğsüne bastırdı, öptü, geri verdi ve şöyle dedi:
“Ya Resûlallah, sen bana nasıl değer verdinse, Cenâb-ı Allah da sana öyle değer versin.”
Bundan sonra Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Bir toplumun büyüğü yanınıza geldiğinde ona değer verin.”
Peygamberimizin yardımcısı
547. Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de halamın oğlu Zübeyr bin Avvam’dır.
Müslim, Fezâilü’s-Sahabe: 48.
Müslim’deki rivayet şöyledir:
“Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim de havarim Zü-beyir’dir.”
Havârî, yardımcısı demektir. Peygamberimiz bu hadislerinde Hz. Zübeyr’i yardımcısı olarak vasıflandırır»ştir. Hz. Zübeyr, İslama genç yaşta gönü! veren iik bahtiyarlardandı. Bir hadiste toplu olarak Cennetle müjdelen on Sahabîden birisidir. Hadiste de ifâde edildiği gibi, Peygamberimizin halasının, yani Hz. Safİy-ye’nin oğludur.
Hz. Zübeyr, Müslüman olduğu için bizzat amcası tarafından dayanılmaz işkencelere maruz kalmış, fakat “Amca, artık ebediy-yen küfre girmem”1 diyerek inancından zerre kadar taviz vermemiştir.
Hem Habeşistan’a, hem de. Medine’ye hicret ederek iki hicret sevabı birden kazanan Hz. Zübeyr, Peygamberimizle (s.a.v.) katıldığı savaşlarda çok büyük kahramanlıklar göstermiştir. Kendi ifadesiyle vücudunda yara almayan hiç bir yer kalmamıştır.2
Zübeyr (r.a.) Hz. Ömer devrinde fetih ordularını kumanda ederek de İslâmiyete büyük hizmetlerde bulundu.
Cemel Savaşında, harp meydanından çekildiği bir sırada şehid edildi. Allah ondan razı olsun.
Cennette cinsî güç
548. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullaha, “Ya Resûlallah, Cennette hanımlarımıza cinsî yönden yetişebilecek miyiz?” denildi.
Resûlullah (s.a.v.), “Kişi bir günde yüz bakireye yetişebilecektir” buyurdu.
Seferde namaz
549. Ebû Cüheyfe (r.a.) rivayet ediyor: “Resûlullah ile beraber Veda Haccmda haccettik. Dönü-nceye kadar farz namazları ikişer rekat olarak kıldık,” 49 ve 101 numaralı hadislere bakınız.
Yemek adabı
550. Amr bin Ebî Seleme (r.a.) rivayet ediyor: Resûîullahın yanma girdim. Onunla beraber yemek yedim. Şöyle buyurdu: “Allah’ın ismiiai an. Sağ elinle ve ö-nünden ye.”
Namaz tesbihatının ehemmiyeti
551. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Müslümanlardan bir grup Resûlullaha (s.a.v.) gelerek, “Ya Resûlallah, zenginler yüksek dereceleri aîıp götürdüler’1 dediler.
Resûlullah, “Nedir o?” diye sordu.
Onlar, “Zenginler de bizim gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar, bizim gibi hacca gidiyorlar. Fakat onlar sadaka veriyor, bizler ise veremiyoruz” dediler.
Bunun üzerine Resûlallah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişip, sizden sonrakileri de gecesiniz. Hem sizin yaptığınızı yapmadıkça hiç kimse sizi geçemesin? Her namazdan sonra otuz üç defa ‘Sübhanallah,’ otuz üç defa ‘Elhamdülillah,’ otuz dört defa ‘Allahü ekber’ dersiniz.”
Bu haber zenginlere ulaştığında onlar da bunu söylediler, bunun üzerine fakirler tekrar gelerek Resûlullaha durumu bildirdiler. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu Allah’ın fazlıdır, onu dilediğine verir.”
Müslim, Mesâcid: 142.
Cennetten köşk kazandıran ameller
552. Muaz bin Cebel (r.a.) rivayet ediyor:
Haklı olduğu halde münakaşayı terk eden kimseye Cennetin kenarlarmda bir köşk; şaka yaparken yalan söylemeyen kişiye Cennetin ortasında bir köşk; ahlakı güzel olanada Cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine ben kefilim.
Sakal ve bıyıkta sünnet
553. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Bıyıklarınızı kısaltın, sakalınızı uzatın.
Buhârî, Libas: 64, 65; Müslim, Taharet: 53; Ebıı Dâvud, Tereccül: 16; Tirmizî, Edeb:. H5; Nesâî, Taharet: 15; Muvaita, Şa’ar: 1.
Cennet ehli Cennette nasıl olacak?
554. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Cennet ehli Cennete tüysüz, genç, beyaz tenli ve kara gözlü olarak girecekler. Yaşlan otuz üç, boylan Hz. Âdem (a.s.) gibi altmış arşın vücutlarının genişliği ise yedi arşın olacaktır.
Müsned, 2:388(7915.) ••• Müsned’dekı rivayette “saçları dalgalı” ilâvesi vardır.
Vasiyetin önemi
555. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Vasiyet yapmamak dünyada büyük bir kusur, âhirette ise ateş ve rezil rüsvay olmaktır.
Allah’ın hayır dilediği kimse
556. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Allah hayır dilediği kimseyi dinde ince anlayış sahibi yapar.
Buhârî, İlim: 13, frisam: 10; Müslim, İmaret: 98, Zekât: 98, Tirmizî, İlim: 1
Çevreyi kirletmek
557. Ebû Hüreyre (r,a.) rivayet ediyor:
Kim Müslümanların gelip geçtiği yol üzerine abdest bozarsa Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun.
Kişinin babasının yerine haccetmesi
558. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor: Bir adam Resûlullaha (s.a.v.) gelerek, “Babam çok yaşlı. Haccetmeye gücü yetmiyor. Onun yerine haccedebilir miyim?” diye sordu.
Resûlullah (s.a.v.), “Evet, babanın yerine haccet” buyurdu.
Buharı, Hac: 1; Nesât, Hacc: 9; Müslim, Hacc: 407.
Resûlullahın bâzı ahlâkî Özellikleri
559. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah hanımlarından hiçbirisini asla dövmedi. Allah yolunda cihad etmenin dışında asla hiç kimseye vurmadı. Maruz kaldığı bir fenalığın intikamını asla almadı. Ancak Allah’ın haramları çiğnenirse Allah için intikam alırdı.
Müslim, Fezâil: 79.
560. Ebû Zer (r.a.) rivayet ediyor:
Resûîullah (s.a.v.) bana, “Musa iki vakitten hangisini tamamladı?” diye sorulursa, “Daha hayırlı, daha mükemmel ve daha iyi olanı de” buyurdu.
“Eğer kızlardan hangisini nikahladı?” diye sorulursa, “”Küçük olanı nikahladı” de. Çünkü “Babacığım, onu işçi olarak tut Çünkü ücretle çalıştırdıklarınızın en hayırlısı hiç şüphesiz bu güçlü ve güvenilir adamdır” diyen odur.
Babası “Kuvvetli olduğunu nereden biliyorsun?” diye sordu.
Kızı, “Kuyunun üzerindeki ağır bir taşı kaldırdı” cevabını verdi.
Babası, “Peki güvenilir olduğunu nereden biliyorsuaa?” diye sordu.
Kız, “Buraya gelirken bana ‘Arkamdan yürü, önümden yürüme’ dedi.”
Yatarken elleri yıkamak
561. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Kim geceleyin elinde et kokusu olduğu halde yatarsa, başına bir musibet geldiğinde kendisinden başka kimseyi ayıplamasm.
Tirmizt, Taam: 1921.
Hayırlı ve şerli olan kimdir?
562. Ebû Bekir (r.a.) rivayet ediyor:
Bir adam Resûlullaha “Ey Allah’ın Resulü, hangi insan daha hayırlıdır?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.), “Ömrü uzun, ameli güzel olan” buyurdu. O zât, “Hangi adam daha şerlidir” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.), “Ömrü uzun, ameli çirkin olan” buyurdu.
Peygamberimizin bâzı tavsiyeleri
563. Enes (r.a.) rivayet ediyor: Resûlulîah bana şu nasihatta bulundu:
“Ey Enes, abdesti tam al ömrün artar. Ümmetimden karşılaştıklarına selam ver, iyiliklerin artar. Evine girdiğinde ev halkına selâm ver. Duha namazını kıl, çünkü bu namaz ev-vâbin namazıdır. Küçüklere merhamet et, büyüklere saygı göster, kıyamet gününde benim arkadaş]anmdan olursun.
Tevbenin ehemmiyeti
564. İbni Abbas (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Allah Teâla şöyle buyuruyor: “Ey Âdemoğlu! Muhakkak sen Bana duâ ettikçe ve Bana ümit besledikçe, Ben de yaptığın günahları affederim. Eğer bana yeryüzü dolusu hata ile de gelsen seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım. Eğer günahların göğe kadar ulaşsa, sonra Benden bağışlanma di-lesen seni bağışlarım.”
Tirmizî, Daavât: 99 29, 55, 123, 181 numaralı hadislere de bakınız.
Allah ‘in konuşmayacağı kimseler
565. Selman el-Fârisî (r.a.) rivayet ediyor:
Resûîullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Üç kişi vardır ki Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz onları temize çıkarmaz. Onlara acıklı bir azap vardır. Bunlar: Zina eden ihtiyar, kibirli fakir, yemin etmeden bir mal almayan ve yemin etmeden bir mal satmayan kimse.
Hz. Ali’ye sövdüler
566. Abdullah el-Cedelî rivayet ediyor:
Ümmü Seleme bana, “Aranızda, herkesin huzurunda Re-sûlullaha (s.a.v.) sövülüyor mu?” dedi.
Ben, “Sübhanallah! Resûlullaha (s.a.v.) nasıl sövülür?” dedim.
O, “Ali bin Ebî Tâlib’e ve onu sevenlere sövülmüyor mu? Ben Resûlullahın (s.a.v.) onu sevdiğine şahitlik ederim” karşılığını verdi.
Çocuk kokusu
567. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor: Çocuk kokusu Cennet kokusundandır.
Hz. Ali’nin Peygamberimiz yanındaki değeri
568. Sa’d bin Ebî Vakkas (r.a.) rivayet ediyor:
Resûluîlah (s.a.v.) Hz. Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Sen benim için Musa’ya nisbetle Harun gibisin. Ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir.”
Müslim, Fezâilü’s-Sahabe: 30; İbni Mâce, Mukaddime: 115; Tirmizî, Menâkıb: 20.
Mekke ve Medine’nin fazileti
569. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:
Kim İki haremden birinde vefat ederse, kıyamet gününde korkudan emin olarak diriltilir.
Taharette su kullanmak
570. Uveym bin Saadeti’l-Ensârî (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Küba halkına giderek, “Temizliğinizden dolayı Allah’ın sizi övdüğünü işittim. Övülmenize sebep olan bu temizlik nedir?” buyurdu.
Onlar şöyle dediler: “Vallahi ey Allah’ın Resulü! Komşumuz Yahudilerin büyük abdestten sonra su ile taharetlendiklerini gördük. Onların yaptığı gibi bizler de taharetleniyoruz. Bunun dışında birşey bilmiyoruz.”
İbni Mâce, Tahare: 28; Ebû Dâvud, Tahare: 23.
Namazı vaktinde kılmanın fazileti
571. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) akşam namazını ne bir yemek, ne de başka bir şey için geciktirmemiştir.
Peygamberimiz Hz- Câbir’e niçin duâetti?
572. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) benim için yirmi beş defa bağışlanma diledi. Her seferinde elimi tutuyor ve “Babanın borcunu ödedin mi?” diyordu. Ben de “Evet” diyordum. “Allah seni bağışlasın” buyurdu.
Cemaatla namaz kılmanın fazileti
573. İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Cemaatla kılınan namazın sevabı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha fazladır.
Hayır yolunda yardımcı olmak
574. Zeyd bin Halid el-Cühenî (r.a.) rivayet ediyor:
Kim bir gaziyi silah ve yiyecekle donatırsa, bir oruçluya iftar ettirirse veya hacca giden birini donatırsa onun için de onların kazandığı kadar sevap vardır. Onun sevap kazanması diğerlerinin sevabından birşey eksiltmez.
• •• Müslim’de hadis baş tarafıyla ilgili şöyle bir rivayet vardır:
“Her kim Allah yolunda bir gazîyi donatırsa, o da gaza etmiş gibi sevap kazanır. Her kim gazinin ailesine yardımcı olursa, o da gaza etmiş gibi sevap kazanır.”
Devlet malına ihanetin cezası
575. Ebû Hümeyd es-Saidî (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Ensardan İbni’l-Liitbiye denilen birisini zekât memuru olarak tayin etti. Bu zât vazifesini tamamlayıp Medine’ye döndüğünde Resûlullah (s.a.v.) topladıklarını alması için birini gönderdi. İbni’I-Lütbiye ona, “Bu size verildi, bu da benim, bana hediye edildi” dedi. Bu durum kendisine bildirildiğinde Resûlullah (s.a.v.) şöyle bir konuşma yaptı:
“İçinizden birilerini zekât toplaması için gönderiyoruz, döndüğünde size şöyle diyor: ‘Bu size verildi, şu da bana hediye edildi.’ Bu adam babasının ve annesinin evinde otursa idi kendisine hediye verilip verilmediğini görürdü. Kimi biz zekât memuru olarak görevîendirirsek, topladığı şeyin azını da, çoğunu da bize getirsin. Sizden biri kıyamet gününde hıyanet ettiği şey deve ise boynunda inleye inleye, sığır ise avaz avaz bağırarak, koyun ise şiddetle meleyerek gelmekten sakınsın.”
Müslim, İmâre: 26; Buharı, Zekât: 3.
Bağışlanmaya sebep olacak sözler
576. Berâ bin Âzib (r.a.) rivayet ediyor:
Kim her namazın sonunda “Estağfirullahe ellezi lâilâhe illa hüve’l-hayyü’l-kayyum ve etûbü ileyh. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan, ezelî ve ebedî hayat sahibi, varlığı için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Allah’tan bağışlanma diliyorum ve ona tevbe ediyorum” derse, savaştan kaçmış olsa bile bağışlanır.
Nafile oruç ve namazın fazileti
577. Âişe Validemiz (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Kim oruçlu olarak sabahlarsa, ona gök kapıları açılır. Azalan kendisi için teşbih eder. Ve dünya semâsı ehli onun için gün bitimine kadar bağışlanma diler.
Bir veya iki rekat da nafile olarak namaz kılarsa, gökler onun için nurlandırılır. Cennet ehlinden eşleri kendisi için, “Allah’ım, onu görmeye arzumuz arttı. Onu bize çabuk ulaştır” diye duâ ederler.
Eğer, “Elhamdülillah, sübhanallah veya Allahu ekber” derse, melekler o sözlerinin sevabını gün bitimine kadar yazarlar.
Buluntu mal ne yapılır?
578. El-Cârud Ebu’l-Münzir rivayet ediyor: Resûlulîah (s.a.v.), “Müslümanın yitiğini sahiplenmek
Cehennemde yanmaktır” buyurdu.
579. El-Cârud Ebu’l-Münzir’in rivayet ettiğine göre Re-sûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:Bir şey bulduğunda onu kaybetme ve gizleme. Sahibini biliyorsan onu ona ver. Bilmiyorsan o Allah’ın malıdır. O~ nu dilediğine verir.
Gecede isteğe cevap verilecek vakit
580. Câbir bin Abdullah (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Geceleyin bir vakit vardır ki, o vakitte Müslüman bir kul ne isterse Allah onu kendisine verir. Bu her gece böyledir.
Kötülüğe engel olmamak neye benzer?
581. Nu’man bin Beşir (r.a.) Re. allahtan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittiğini bildiriyor:
Allah’ın emirlerini dinlemeyenlerle, onun emir ve yasaklarına uyan kimselerin hali şu misâlde olan topluluğun durumuna benzer: Onlar bir gemiye bindiler. Bir kısmı geminin alt tarafına, bir kısmı da üst tarafına yerleşti. Onlardan biri şöyle dedi: “Ey topluluk ben şurada bir delik açacağım. Oradan abdest alırım, içerim, ihtiyaçlarımı karşılarım.”Şimdi eğer onlar ona mâni olmasalar hem o helak olur, hem de kendilerini helak eder. Eğer ona mâni olsalar, o da kendileri de kurtulurlar.”
Bu hadis Buhârî ve Tirmizî de geçen şekliyle şöyledir:
“Allah’ın emir ve yasaklarına uyan kimseler, bir gemide kur’a çekerek yerleşen şu topluluğa benzer. Çekilen kur’a sonucunda onlardan bâzıları geminin üst, bâzıları ise alt katına yerleşti. Alt katta olanlar su ihtiyaçlarını gidermek için üst katta bulunanların yanından geçiyorlardı. Sonra aralarında şöyle konuştular:
“Biz bulunduğumuz yerde bir delik açsak da yukarıdakileri rahatsız etmesek.”Eğer üst kattakiler bunları delik açmakta serbest bırakırlarsa, hepsi de helak olurlar, eğer engel olurlarsa, hem kendileri, hem de onlar kurtulurlar.
Hadisin başka bir rivayetinde ise son kısım şöyledir:”Onlardan bir adam bir balta’ahp, kendi yerini delmeye başladı: ‘Ne yapıyorsun?’ dediler. O, ‘Kendi yerimde istediğimi ya-panm’ cevabını verdi. Şimdi eğer ona mâni olurlarsa, hem kendileri, hem de o kurtulur. Eğer onu kendi haline bırakırlarsa, hem o boğulur, hem de kendileri.
“Helak olmazdan evvel ahmaklarınıza mâni olunuz.”
1. Abdullah ibnü’l-Mübârek, Kitabü’z-Zühd ve Rekaik, Hadis No: 1349.
Peygamberimizin annelere duası
582. Hasan bin Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahın yanına beraberinde iki çocuğu olan bir kadın geldi ve ondan yemek’için bir şey istedi. Resûlullah onlardan her biri için birer meyve olmak üzere üç meyve verdi. Kadın çocuklarına birer meyve verdi. Onlar meyveler: yediğinde onlara bir baktı ve sonra kendisi için verilen meyveyi da ikiye bölerek çocuklarına paylaştırdı. Resûlullar (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Çocuklarına olan merhameti sebebiyle Allah ona rahmet etsin.”
Allah yanında aklın kıymeti
583. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Ben Allah adına şahitlik ederim ki, akıllı kimsenin ayağı sürçtüğünde Allah onu mutlak kaldırır. Sonra bir daha sürçtüğünde yine kaldırır. Sonra yine kaldırır. Sonunda onu Cennete koyuncaya kadar bu böyle devam eder.
Yalan söylemek
584. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Kul yalan söylediğinde meydana gelen [manevî] kötü koku sebebiyle melekler kendisinden bir mil uzaklaşır.
Tirmizî, Birr: 46.
Borç üzüntü kaynağıdır
585. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor: Borç üzüntüsünden daha büyük üzüntü, göz ağrısından daha büyük ağrı yoktur.
Allah’ın adaleti
586. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Allah Âdem’e evlatlarını Cehenneme atması hakkında üç haklı gerekçe bildirecek ve buyuracak ki:
“Ey Âdem, eğer Ben yalancılara lanet etmeseydim, yalana ve sözden dönmeye buğzetmeseydim ve bunu yapanlara azap vermeseydim, şüphesiz bugün bütün evlatlarına merhamette bulunarak onları kendileri için hazırladığım şiddetli azaptan koruyacaktım. Ne var ki, şu sözüm kesinlik kazan-: ‘Elçilerim yalanlanır ve emrim çiğnenirse, Cehennemi cin ve insanlarla dolduracağım.”
Yine aziz ve celil olan Allah buyurur:
“Ey Âdem, bil ki, Ben ezelî ilmimle bildiğim, zürriyetin-den dünyaya gönderdiğimde de şimdiki halinden daha kötü bir durumla dönecek, kötülükten vaz geçmeyecek ve kendini kınamayacak olandan başka hiç kimseyi Cehenneme sokmam.”
Yine Allah buyurur:
“Ey Âdem, seni Kendimle zürriyetin arasında hakem kıldım. Mizanın başında bekle. Ve sana sunulacak amellerine bak. Kimin hayrı şerrine bir zerre miktarı ağır gelirse o cennetlik olsun! Tâ iyice bilesin ki, ben onlardan zâlim olandan başkasını Cehenneme sokmam.”
Peygamberimizden çeşitli tavsiyeler
587. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Medine’ye hicret ettiğinde ben sekiz yaşında bir çocuktum. Annem beni ona götürdü. Annem, “Ya Resûlullah, Ensarın erkek ve kadınlarından benden başka size hediye vermeyen kalmadı. Ben ise bu oğlumdan başka size hediye edecek bir şey bulamadım. Benden bunu kabul et, hizmetinde bulunsun” dedi. On sene Resûlullaha (s.a.v.) hizmet ettim. Asla beni dövmedi, asla bana sövmedi. Yüzünü ekşitmedi. Onun bana ilk tavsiyesi şu oldu:
“Ey oğlum, sırrımı koru ki, kâmil mü’min olasın.”
(Enes diyor ki): Onun sırrını annem dâhil hiç kimseye söylemedim. Resûlullahm (s.a.v.) hanımları onun sırrım sorduklarında onlara sırrını söylemedim. Resûlullahm (s.a.-v.) sırrını ebedî olarak hiç kimseye söylemeyeceğim.
Sonra şöyle buyurdu: “Ey evladım, abdesti tam al, Ömrün artsın ve iki hafaza meleğin seni sevsin.
“Ey oğlum, eğer abdestli olarak gecelemeye gücün yeterse, bunu yap. Kim abdestli iken ölürse, şehid olur.
“Ey evladım, durmadan namaz kılmaya gücün yeterse bunu yap. Şüphesiz melekler namazda olduğun müddetçe sana duâ ederler.
“Ey oğlum, namazda sağa sola dönmekten sakın. Namazda sağa sola dönmek helâkettir. Eğer mutlaka sağa sola döneceksen, bunu farzlarda değil, nafilelerde yap.
“Ey evladım, rüküye eğildiğinde ellerini dizlerinin üzerine koy. Parmaklarının arasını aç. Dirseklerini yanlarına yapıştırma. Başını rükudan kaldırdığında her azan sabit hale gelsin. Şüphesiz ki, Allah kıyamet gününde rükû ve secdede belini tam olarak düz tutmayan kimselerin namazlarına bakmaz.
“Ey evladım, secde yaptığın zaman horuzun yem yemesi .gibi çabuk çabuk yapma. Köpeğin düşmesi gibi düşme. Kollarını hayvanların yayışı gibi yere yayma. Ayağının arkasını iyice yere koy. Uyluğunu topuklarının üzerine koy. Bunu yaparsan kıyamet gününde hesabın kolay olur.
“Ey oğlum, gusülde mübalağa yap ki, üzerinde hiçbir günah ve hata kalmaksızın banyodan çıkasın.
Enes diyor ki: “Annem ve babam sana feda olsun. Gusülde mübalağa yapmak ne demektir diye sordum.” “Kıl diplerini iyice ıslatırsın, derini tertemiz yaparsın” cevabını verdi.
“Namazından bir miktarını evine ayırabil irsen, ayır. Çünkü bu evinin hayrını artırır.
“Ey oğlum, eve girdiğinde ailene selâm ver. Böyle yapman senin ve ailen üzerine berekete sebeptir.
“Ey evladım, evinden çıktığında gördüğün her Müslüma-na mutlaka selam ver ki, sevapların artmış olarak dönesin.
“Ey evladım, hiç kimseye karşı kalbinde kötülük düşüncesi olmadan yaşamaya gücün yeterse bunu yap.
“Ey evladım, evinden çıktığında gördüğün her Müslü-manın mutlaka senden üstün olduğunu düşün.
“Ey oğlum, eğer nasihatimi dinlersen, hiçbir şey sana ölümden daha sevimli olmaz.
“Ey evladım, bunlar benim sünnetimdendir. Kim sünnetimi yaşatırsa, muhakkak beni sevmiş olur. Kim beni severse Cennette benimle beraberdir.”
Allah’ın Yakub’a bir vahyi
588. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Hz. Yakub’un samimî bir arkadaşı vardı. Bir gün Ya-kub’a (a.s.), “Ey Yakup, gözünün kör olmasına, belinin bükülmesine sebep olan şey nedir?” diye sordu.
Yakup (a.s.), “Gözümün kör olmasının sebebi Yusuf a ağlamamdır. Belimin bükülmesine sebep ise oğlum Bünya-min’e üzülmemdir” cevabını verdi.
Bu arada Cebrail (a.s.) indi, “Allah sana selam söylüyor ve ‘Beni başkasına şikâyet etmekten haya etmiyor mu?’ diyor” dedi.
Yakub (a.s.) “Ben derdimi de, üzüntümü de ancak Allah’a şikâyet ederim” dedi.
Cebrail (a.s.), “Bunu Allah senden daha iyi bilir, ey Yakub” dedi. Ve oradan gitti.
Sonra Yakub (a.s.) Allah’a şöyle niyazda bulundu:
“Ya Rabbi, yaşlı ihtiyara merhamet etmez misin? Gözümü görmez ettin, belimi büktün. Reyhanım Yusufu bana geri ver, onu ölmeden önce bir defa koklayayım. Sonra bana dilediğini yap ey Rabbim.”
Bu niyazın arkasından Cebrail (a.s.) tekrar geldi ve “Ey Yakub Allah sana selâm ediyor ve sana diyor ki: “Müjdeler olsun. İzzet ve Celâlime yemin olsu; onlar ölü bile olsalardı, kalbini ferahlandırmak için onları diriltirdim.
“Fakirler için bir yemek hazırla. Ben yarattıklarım arasında fakirleri sevdiğim kadar hiç kimseyi sevmedim.
“Biliyor musun gözünü niçin görmez ettim, belini niçin büktüm? Yusuf a kardeşleri niçin o işi reva gördüler?
“Siz bir koyun kesmiştiniz. Size falan fakir gelmişti. O-ruçlu idi. Ona ondan vermediniz.”
Bundan sonra her akşam yemeği yenileceğinde Yakub (a.s.) adına bir kişi “Dikkat! Fakirlerden kim yemek istiyorsa Yakub’un yemeğine buyursun” diye bağırdı.
Yakub (a.s.) oruçlu olduğunda da dellala şöyle demesini emretti:
“Dikkat! Fakirlerden kim oruçlu ise Yakub ile beraber iftar etsin.”
Peygamberimizi görerek iman etmek
589. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
“Beni görerek iman edene ne mutlu! Beni göreni görene ne mutlu!”
Allah’tan dünya ve âhiret için afiyet istenmeli
590. Abdullah bin Büreyde (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) musibete uğramış birini gördü. Ona, “Zannedersem sen Rabbinden sana verilecek cezanın hemen [dünyada] verilmesin istedin” dedi. O kimse, “Evet” cevabını verdi. Resûlullah (s.a.v.), “Niçin Rabbinden afiyet istemedin ve ‘Rabbimiz! Bize dünyada da, âhirette de iyilik ver. Ve bizi Cehennem azabından koru’ demedin?” buyurdu.
Allah’a en sevimli olan insan ve en sevimli amel
591. Ömer (r.a;) rivayet ediyor:
Bir adam Resûlullaha (s.a.v.) geldi ve “Yâ Resûlallah, insanlardan Allah’a en sevimli olan kimdir? Ve Allah’a en sevimli olan amel nedir?” diye sordu.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Allah’a en sevimli olan, insanlara en faydalı olandır. Allah’a en sevimli olan amel, bir sıkıntısını gidermek, borcunu ödemek veya karnını doyurmak suretiyle mü’mini sevin-dirmendir.
“Bir ihtiyacı için din kardeşimle beraber yürümem, bana şu Medine mescidinde bir ay i’tîkafa girmemden daha sevimlidir.
“Kim öfkesini yutarsa, Allah onun kusurlarını örter.
“Kim intikam almaya gücü yettiği halde öfkesini yenerek intikam almaktan vaz geçerse, Allah kıyamet gününde onun kalbini ümitle doldurur.
“Kim ihtiyacı görülünceye kadar kardeşiyle beraber yürürse, ayakların kaydığı günde Allah onun ayaklarını sâbıt kılar.”
Hisseli kurban
592. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
Deve ve sığır kurban olarak yedi kişi için kesilebilir.
Akıllı kimdir?
593. Şeddad bin Evs (r.a.) rivayet ediyor:
Akıllı, nefsine boyun eğdiren ve ölümden sonrası için çalışandır. Âciz ise, nefsini kötü arzularında alabildiğince serbest bırakan ve Allah’a kuru ümitler besleyendir.
İbni Mâce, Zühd: 313
Ihlâs Sûresinin fazileti
594. Ukbe bin Âmir (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) “Biriniz bir gecede Kur’ân’m üçte birini okumaktan âciz midir?” buyurdu.
Oradakiler, “Ey Allah’ın Resulü, bir gecede Kur’ân’ın üçte birini okumaya kimin gücü yeter?” dediler.
Resûlullah, “Siz İhlas Sûresini okumaktan âciz misiniz?” buyurdu.
Peygamberimizin bir duası
595. Nâfi rivayet ediyor:
Abdullah bin Ömer (r.a.) bir mecliste oturunca mutlaka birkaç kelimelik bir duâ okurdu. Bunun sebebi kendisine sorulduğunda şöyle dedi:
Resûlullah (s.a.v.) bunlarla duâ edendi. Bunlar şöyledir:”Allah’ım, işleyip önde gönderdiğim, henüz işlemeyip geride bıraktığım, gizli veya açıktan yaptığım Senin benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla.
“Allah’ım, beni Sana isyana engel olacak kadar Sana kulluk etmekle rızıklandır. Beni dünya musibetlerini kolay atlatabileceğim kadar kuvvetli imanla rızıklandır.
“Allah’ım, beni rahmetine ulaştıracak kadar bana Senden korkmayı nasip et.
“Gözümü, kulağımı benim için mübarek kıl ve beni ö-lünceye kadar onlardan istifâde ettir.
“Bana zulmedenlerden intikamımı al. Düşmanlarıma karşı yardımcı ol. Bana dinime zarar verici musibetler verme. İlmimi, çaba ve gayretlerimi sadece dünya için kılma.”
Hz. Ömer’in Allah ‘in irâdesine uygun düşen görüşleri
596. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Ömer bin Hattab (r.a.) şöyle dedi: “Üç şeyde Rabbim ile tevâfuk ettim. ‘Ya Resûlallah, şu Makâm-ı İbrahimi namazgah edinsek dedim.’ Allah Teâla şu âyeti indirdi: ‘Müminlere, İbrahimin makamını namazgah edinin dedik.’
Ahirzaman insanları
597. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Ahirzamanda yüzleri insana benzeyen, fakat kalpleri şeytan kalbi olan bir topluluk gelir. Bunlar kurtlara benzerler. Gönüllerinde rahmetin kırıntısı yoktur. Kan dökücüdürler. Hiçbir kötülükten sakınmazlar. Kendileri ile sözleşsen seni aldatırlar. Yanlarından ayrıldığında arkadan çekiştirirler. Sana konuştuklarında yalan söylerler. Kendilerine güvendiğinde sana hıyanet ederler. Çocukları şımarık ve hayasızdır, gençleri sinsidir. Yaşlıları hiçbir iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmazlar. Onlara bel bağlamak zillettir, ellerindekini arzu etmek yoksulluktur. Aralarındaki ağır başlı, onların gözünde şaşkındır. İçlerinde iyiliği tavsiye eden itham altındadır.* Aralarında mü’min horlanır, fâsık onurludur, el üstünde tutulur. (Peygamber yolu) gariptir. Bid’a sünnetin yerini almıştır. İşte bu sırada Allah kötülerini başlarına musallat eder de iyileri duâ eder, fakat kabul edilmez.
“Bir menfaati mı var ki böyle yapıyor?” diye düşünülür.
Resûlullahın çocuklara ilgisi
598. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) çocuklara karşı insanların en şakacılanndandı.
Su dağıtma adabı
599. Ebû Katâde (r.a.) rivayet ediyor: Bir topluluğa su veren en son içer.
Ebû Davud, Eşribe: 19; Tirmizî, Eşribe: 20.
Şüphe götürmeyen üç şey
600. Ali (r.a.) rivayet ediyor: Üç şey gerçektir, şüphe götürmez:
1. Allah, Islâmdan nasibini alıp yararlı işler yapanı, İs-lâmdan nasibini almayan gafiller gibi kılmaz.
2. Allah, kendisine itaat ederek yaklaşan kulunu başkasına kul etmez.
3. Kişi âhirette mutlaka sevdiği kimselerle haşrolunur.