Peygamberimiz Haricîleri lânetlemişti
301. Hz. Ali rivayet ediyor:
Muhammed (s.a.v.) ailesinden ilim sahipleri ve Ebû Bekir’in kızı Âişe Züssedye denilen Esved’in arkadaşlarının Resûlullahın (s.a.v.) lisanıyla lanetlendiğini biliyorlardı. Bunu Âişe’ye sorarak tahkik ettiler.
Mu’cemü’l-Evsat, 2:458 (1792.)
Ramazan ayında Cehennemlikler azâd edilir
302. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Muhakkak ki Allah Ramazan’ın her gecesinde bazı kullarını Cehennemden azâd eder. Ancak Ramazan’da oruç tutmayıp içki içenler bundan hâriçtir.
Zikrin fazileti
303. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
“Lâ havle velâ kuvvete illâ billah (Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır)” cümlesini çok söyleyin. Muhakkak o doksan dokuz çeşit sıkıntıyı defeder. Bunların en küçüğü, üzüntü ve fakirliktir.
Tirmizî, Daavât: 141; îbni Mâce, Edeb: 59.
Bir insanın hidâyetine sebep olmak
304. Ukbe bin Âmir el-Cühenî (r.a.) rivayet ediyor:
Birinin Müslüman olmasına vasıta olan kimseye Cennet vacip olur.
Helak eden üç şey
305. Ebû Katâde (r.a.) rivayet ediyor: i-jn Ümmetimin helaki şu üç şeydedir:
1. Kaderi yalanlamak,
2. Irkçılık davası gütmek,
3. Tahkik etmeksizin dinî konulan nakletmek.
Mecmâü’l-Evsat, 4:336 (3579.)
Sigar nikahı
306. Übey bin Ka’b (r.a.) rivayet ediyor:
Resûiullah (s.a.v.), “Sigar yoktur” buyurdu. “Ey Allah’ın Resulü, sigar nedir?” dediler.
“İki kadının karşılıklı mihirsiz nikahlanmasıdır”
Anne karnında iken kaderin yazılması
307. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor:
Nutfe rahimde yerleştikten kırk gün sonra alaka olur, kırk gün geçtikten sonra mudka olur, kırk gün geçtikten sonra kemik olur. Kırk gün geçtikten sonra da Allah kemiğe et giydirir. Sonra melek sorar:
“Ey Rabbim, erkek mi, yoksa kız mı olacak?” Allah takdir eder, melek yazar. Sonra, “Ey Rabbim, itaatkar mı, isyankar mı olacak?” diye sorar. Allah takdir eder, melek yazar. Sonra “Ey Rabbim, ömrü, rızkı ve ameli ne kadar olacak?” der. Allah takdir eder, melek yazar.
Peygamberimizin Hz. Fâtıma ‘ya öğrettiği dua
308. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Güneş doğuncaya kadar mescidde Resûlullah ile beraberdik. Resûlullah çıktı, ben de ardından çıktım. “Muham-med’in kızı Fâtıma’nın evine gidelim” buyurdu. Onunla birlikte eve girdik. Fâtıma uyuyordu.
“Ey Fâtima, bu vakitte halâ neden uyuyorsun?” buyurdu.
O, “Gece ateşim vardı, halâ devam ediyor” dedi.
Resûlullah (s.a.v.), “Sana öğrettiğim dua ne oldu?” diye sordu.
Fatıma, “Unuttum,” cevabını verdi.
Resûlullah (s.a.v.), şöyle de: “Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah, rahmetinle medet diliyorum. Benim işlerimi düzene oy. Göz açıp kapayıncaya kadar beni nefsimin ve başka hiçbir insanın eline bırakma.”
Kadınların camiye gitmesi
309. Aişe (r.a.) rivayet ediyor:
Eğer Resûlullah kadınların bizim gördüğümüz bu günkü halini görse idi, İsrâiloğullarının kadınları mescide gitmekten alıkonduğu gibi, o da kadınların mescide gitmelerini yasaklardı.
Mu’cemü’l-Evsat, 7:416 (6809.)
Peygamberimiz kimlere şefaat edecek
310. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Şefaatim kıyamet gününde ümmetimin büyük günah işleyenleri için olacaktır.
Tirmizî, Kıyamet: 12; Ebû Dâvud, Sünnet: 23; İbni Mâce, Zühd:37.
Allah rızâsı için oruç tutmak
311. Ebu’d-Derdâ (r.a.) rivayet ediyor:
Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah onunla Cehennem arasında gökle yer arası kadar bir hendek meydana getirir.
Her yetkili, yetkisinde bulunanlardan sorumludur
312. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz. İdareci emri altındaki insanların çobanıdır ve onlardan mes’uldür. Kişi ehlinin çobanıdır; hanımından ve eli altındakilerden sorumludur. Kadın kocasının haklarının çobanıdır; evinden ve çocuklarından mes’uldür. Köle efendisinin çobanıdır ve onun malından mes’uldür. Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz. Öyle ise Mahşer gününde çekileceğiniz sorgu için cevap hazırlayın.
Sahabîler, “Yâ Resûlallah, cevâbı nedir?” diye sordular. Resûlullah (s.a.v.) “Salih ameller işlemek” buyurdu.
Buharı, Ahkam: 1, Cuma: 11, İstikraz: 20, Itk: 17; Nikâh: 81, 90; Müslim, İmaret: 20; Tirmizî, Cihad: 27; Ebâ Dâvud, İmaret: 1.
Sıratta fayda temin eden bir amel
313. Aişe (r.a.) rivayet ediyor:
Her kim Müslüman kardeşinin bir iyiliğe ulaşması konusunda bir yetkiliye aracılık ederse, veya zorluğu kolaylaştırmasında ona yardımcı olursa, Allah kıyamet günü ayakların kaydığı anda, sırattan geçerken ona yardım eder.
Mu’cemü’l-Evsaî, 223 (3401), 4:351 (3601.)
Zekât vermeyenler şiddetli hesaba çekilecek
314. Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Şüphesiz Allah Müslüman zenginlere mallarından fakirlere yetecek miktarda zekât vermelerini farz kıldı. Fakirler aç ve açık kaldıkları zaman sırf zenginlerin yaptıkları hatâlardan dolayı zor duruma düşeceklerdir. Dikkat edin! Allah onları çok şiddetli olarak hesaba çekecek, sonra elem verici bir azaba çarptıracaktır.
İnsanlara teşekkür etmenin ehemmiyeti
315. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahın (s.a.v.) yanında iken çoğu zaman bana şöyle derdi:
“Ey Âişe, beyitlerini ne yaptın?”
Ben, “Onlar çok var. Hangilerini istiyorsun ey Allah’ın Resulü?” derdim.
O, “Şükür hakkındakini” buyururdu.
Ben, “Evet. Annem ve babam sana feda olsun. Şâir şöyle diyor” derdim.
“İyilik yaptığın kişi sana ya karşılığını verecek veya seni övecektir.
“Yaptığına karşılık seni öven, mükâfat vermiş gibi olur. . “Asil kişi ile dostluk ve iyilik bağı kurmak istediğin zaman,
“Az bir kuvvet o dostluk bağını koparmaya yetmez.”
Resûlullah (s.a.v.) bunun üzerine şöyle buyururdu:
“Ey Âişe, kıyamet günü Allah mahlukâtı mahşerde topladığında kullarından birisinin kendisine iyilik ettiği bir kuluna ‘Ona teşekkür ettin mi?’ diye sorar.
O kul şöyle der:
“Evet yâ Rabbi! O iyiliğin Senden olduğunu bildim ve Sana şükrettim.”
Allah şöyle buyurur:
“Kendi eliyle Sana iyilik ettiğim kimseye teşekkür etmedikçe Bana da şükretmiş olmazsın.”
En faziletli amel
316. İbni Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullaha, “Hangi amel daha faziletlidir?” diye sordum. “Vaktinde kılınan namaz, anne babaya iyilik etmek ve Allah yolunda cihad etmektir” buyurdu.
Mümed, 5:457 (23113); Ebû Dâvııd, Salât: 9; Tirmizt, Salât: 127; Buharı, Mevâkit: 5; Müslim, İman 137.
Resûlullahın hoş görüsü
317. Mikdad bin Esved (r.a.) şöyle dedi:
Medine’ye hicret ettiğimizde Resûlullah (s.a.v.) bizleri onar kişilik gruplara ayırdı. Ben Resûlullahın içinde bulunduğu grupla beraberdim. Bir keçinin sütünü hepimiz ortaklaşa içiyorduk. Resûlullahın payını ayırırdık. Bir gece çok acıkmıştım, kalkıp Resûlullahın hissesini de içtim. Resûlullah (s.a.v.) geldi. Ben sütü içtikten sonra uyuyamadım. Kendisine süt ayırdığımız kaba baktı, içinde birşey bulamadı. Ben, “Ya Resûlallah, keçiyi senin için keseyim mi?” dedim. “Hayır” cevabını verdi.
Resûlullah vitir namazında hangi sûreleri okurdu ?
318. Âli (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) vitir namazının üç rekatında dokuz sûre okurdu. Birinci rekâtta Tekâsür, Kadr ve Zilzal sûrelerini; ikinci rekâtta Asr, Nasr ve Kevser sûrelerini; üçüncü rekatta ise Kafirûn, Tebbet ve îhlas sûrelerini okurdu.
İlim kaldırılacak
319. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Allah kullarından birden bire ilmi çekip almaz. Fakat âlimlerin ruhunu almakla ilmi kaldırır. Öyleki hiçbir âlim brakmayınca insanlar câhil liderler edinirler. Onlara soru sorulduğunda bilgisizce fetva verirler. Böylece hem kendileri haktan sapar, hem de insanları saptırırlar.
Buharı, İlim: 34, İ’tisam: 7; Müslim, İlim: 13; Tirmizî, İlim; 5; îbni Mâce, Mukaddime: 8 (52.)
Muhacir kimdir?
320. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
‘ Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden selâmette olduğu kimsedir. Muhacir, Allah’ın yasakladığı şeylerden hicret edendir.
Ebû Dâvud, Vitr: 12; îbni Mâce, Cihad: 15, Fiten: 2; Buharı, Rikak: 26; Dârimî, Salat: 135; Müsned, 2:253 (6789.)
Ölülerin ardından konuşmak
321. İbni Amr (r.a.) rivayet ediyor:
Ölülerinizin güzel yönlerini anlatın. Kötülüklerini söylemeyiniz.
Tirmizî, Cenâiz: 34; EbûDâvud, Edeb: 49.
322. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Benden bir âyet de olsa nakledin. İsrâiloğullarının bilgilerinden rivayet etmenizde bir mahzur yoktur. Kim benim adıma yalan uydurursa, Cehennemdeki yerine hazırlansın.
Buhâri, Bedü’1-Halk: 66.
Altın ve ipek erkeklere haramdır
323. Ömer (r.a. rivayet ediyor:
Resûlullah bir elinde altın, diğer elinde ipek olduğu halde yanımıza geldi ve şöyle buyurdu:
“Bu ikisi ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına ise helâldir.”
IbniMâce, Libas: 19.
İdareci emri altındakiler hakkında iyi niyet beslemeli
324. Ma’kil bin yesar (r.a.) rivayet ediyor:
Bir idareci ümmetimin idaresini üzerine alır da kendi şahsına iyi niyet besleyip gayret gösterdiği kadar onlar için de iyi niyet besleyip gayret göstermezse, Allah kıyamet günü onu yüz üstü Cehenneme atar.
325. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Alıcı olmadığınız halde fiyatları kızıştırmak için alıcı ile satıcının arasına girmeyin. Biriniz kardeşinizin aldığı birşe-ye talip olmasın. Şehirli köylü adına satış yapmasın. Din kardeşinizin evlenmeye talip olduğu bir kadınla o vaz geçmedikçe evlenmeye talip olmayın. Kadın onun tabağını ters çevirmek için boşanmasını istemesin.
Buharı, Büyü: 58, 64, 68, 70, Nikâh: 45; Müslim, Büyü: 11, 12,18-21; Nikâh: 38, 39, 49, 52; Ebû Dâvud, Büyü: 46, Nikâh: 2, 16;Tirmizî, Büyü: 17, 18, 65, Nikâh: 38, Talak: 14; İbni Mâce, Ticâret:14; Nesâî, Büyü: 18, 21, Nikâh: 20; Muvatta, Büyü: 45, 95, 96.
326. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah aramızda hutbe okurken, onun yakınına otu-runcaya kadar insanların omuzlarından atlaya atlaya ilerleyen bir adam geldi. Hz. Peygamber namazını bitirince adama:
“Ey filan, niçin bizimle birlikte Cuma’ya gelmedin?” diye sordu. Adam:
“Yâ Resûlallah, senin görelebileceğin bir yere oturmayı is-tedim” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Seni insanların omuzlarına basar ve onlara eziyet ederken gördüm. Kim bir Müslümana eziyet ederse, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allah’a eziyet etmiş demektir.”
Kadının bereketlisi
327. Aişe (r.a.) rivayet ediyor:
Kadının dünürlüğünün kolay ve mehrinin kolay ödenebilir olması, onun bereketli oluşundandır. >■ Müsned, 6:90 (24469.)
Semâ kapısının açılacağı vakitler
328. Abdullah bin Ömer (r.a.) babasından rivayet ediyor:
Şu beş durumda semâ kapıları açılır ve dualar kabul edilir:
İ. Kur’ân okunurken, .: 2. İslâm ordusu düşman ordusuyla karşılaştığı zaman.
3. Yağmur yağdığında.
4. Zulme uğrayan dua ettiğinde.
5. Ezan okunduğunda.
Mükemmel oruç
329. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Kim yalan söylemeyi bırakmazsa, Allah’ın onun yeme ve içmeyi terketmesine ihtiyacı yoktur.
Buharı, Savrn: 8; Ebû Dâvud, Savm: 25; Ibni Mâce, Siyam: 21.
Peygamberimizin bir mucizesi
330. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Sahabîleriyle beraber çıktığı bir seferde namaz vakti geldiğinde Sahabîler abdest alacak su bulamadılar. “Yâ Resûlallah, abdest almak için su bulamadık” dediler. Topluluktan bir adam gitti ve bir bardak su ile geri geldi. Resûlullah (s.a.v.) o su ile abdest aldı parmaklarını bardağın içerisine soktu. Onların hepsi o su ile abdest aldılar ve ondan içtiler. O sırada yaklaşık olarak yetmiş kişi idik.
Buharı, Vudu: 32.
Emânete riâyet
331. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor: Sana bir şey emânet edene emânetini ver. Sana hıyanet edene hıyanet etme.
Ebû Dâvud, Büyü: 81; Titmizl Büyü: 38.
Hz. Aişe’nin Resûlullahı kıskanması
332. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Bir gece Resûlullahı (s.a.v.) yatağında bulamadım. Kendi kendime, “Muhakkak cariyesi Mâriye’nin yanına gitmiştir” dedim. Kalktım, odayı yokladım, onu namaz kılarken buldum. Gusledip etmediğini anlamak için elimi saçında gezdirdim. Namazını bitirdiğinde “Şeytanın mı yakaladı ey Âişe?” dedi. “Benim şeytanım mı var?” dedim. “Evet. bütün Ademoğullarının şeytanı vardır” buyurdu. “Senin de şeytanın var mı?” dedim. “Evet, ancak ona karşı Allah bana yrdım etti de onun şerrinden ve fitnesinden korundum buyurdu”
Müslim, Münâfırûn: 70; Nesâî, İşretü’n-Nisâ: 4.
İki vakit namaz arasında boş söz söylememek
333. Ebû Ümâme (r.a.) rivayet ediyor:
Aralarında boş söz söylemeksizin bir vakit namazının arından diğer vaktin namazını kılmanın sevabı iîliyyûnde yazılır.
• Hadisin Ebû Dâvııdd&ki rivayeti şöyledir:
“Abdest alarak farz bir namazı kılmak için evinden çıkan kimsenin sevabı, ihrama girip hacc eden kimsenin sevabı gibidir. Bir kimse kuşluk namazı kılmak için bulunduğu yerden çıkar da bu çıkışındaki yorulmanın sebebi sadece kuşluk namazı olursa, o kişinin sevabı umre yapan kimsenin sevabı gibidir. Aralarında boş söz söylemeksizin bir vakit namazının ardından diğer vaktin namazını kılmanın sevabı illiyyînde yazılır.”
Farz bir namazı kılmak için evinden çıkan kimse hac yapmış gibi sevap kazandığı gibi, iş yerinden, bağ veya bahçesinden çıkan kimse de aynı sevabı kazanır.
Ancak hadisi “böyle yapan herkes bu sevabı kazanır” şeklinde değil, “İhlasla böyle davranan bâzı kimse-ler böyle sevap kazanabilir” şeklinde anlamak gerekir.
Ayrıca hâcc yapmış gibi sevap kazanmak, kendisine hac farz olan kimseden bu farziyetin düşmesine sebep olmaz.
Hadiste geçen “illiyyûn,” iyi kulların isimlerinin yazıldığı divanın ismidir. Bu divanla ilgili olarak Kur’ân’da şöyle buyuralur:
“İhlas ile kulluk edenler İlliyyûn’da kayıtlıdır. ; ■ “İlliyyûn’un ne olduğunu bilir misin? ]’ “O ap açık yazılmış bir kitaptır., “Ona yüksek derecedeki melekler şahittir.”1 ■,;,> Günahkarlar ise Siccîn’de kayıtlıdır.2 ;,
Namazları başlarından yukarıya geçmeyecek olan iki kişi
334. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
îki kimsenin kıldığı namaz başlarından yukarı geçmez. Bunlardan biri, geri dönünceye kadar efendisinden kaçan köledir. Diğeri de isyanından vaz geçip tövbe edinceye kadar kocasına isyan eden kadındır.
Cuma namazının ehemmiyeti
335. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor:
Andolsun bir adama insanlara Cuma namazını kıldırması için emir vermeyi, sonra da cemaata gelmeyenlerin evlerini yakmayı arzu ettim.
Müslim, Mesâcid: 251, 252; İbni Mâce, Mesâcid: 17; Ebû Dâvud, Salat: 46; Tirmizî, Salat: 48; Müsned, 2:321 (7321.)
Hadis, zikrettiğimiz kaynaklarda, “cemaatle namaza iştirak etmeyenlerin” şeklinde gelmiştir. Taberânî’nin rivayet ettiği hadiste ise “Cuma namazına gelmeyenlerin” şeklindedir.
Göz değmesi ve dua ile tedavi
336. Ümmü Seleme (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) yanımıza girdi. Yanımızda hasta bir çocuk vardı.
“Bunun nesi var?” buyurdu.
“Nazar değdiğini sanıyoruz” dedik.
“Nazara karşı ona niçin okumuyorsunuz?” buyurdu.
Fakire verilen sadakadan yemek
337. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Berîre’ye sadaka olarak et verildi. Resûlullahın ailesi onu kaldırdı, Resûlullaha etsiz yemek takdim edildi.
Resûlullah (s.a.v.) “Sizde et görmemiş miydim?” buyurdu.
“O Berîre’ye sadaka olarak verilmişti” dediler.
Resûlullah (s.a.v.), “Bu Berîre için sadaka, bizim için ise hediyedir” buyurdu.
Çeşitli hükümler
.338. Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Fazla sevap için şu üç mescidin dışındaki yerleri ziyaret için yolculuk yapılmaz. Bunlar benim şu mescidim [Mes-cid-i Nebevi], Mescidü’l-Haram ve Mescidi’l-Aksâdır.
Bir kadın yanında kocası veya bir mahremi bulunmadan iki günlük mesafeye yolculuk yapmasın.
Senenin iki gününde oruç tutulmaz. Bunlar: Ramazan Bayramı günü ve Kurban Bayramı günüdür.
İki namazdan sonra namaz kılınmaz. Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar.
Saçları boyamak
339. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Mekke’ye girdiğinde Ebû Kuhâfe’yi yanına getirdiler. Saçı ve sakalı kar gibi beyazlaşmıştı. Resûlullah (s.a.v.), “Bunun saç ve sakalının rengini değiştirin. Fakat siyah renkten sakının” buyurdu.
Hasta ziyareti ne zaman yapılmalı?
340. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) hastalığın ükerinden üç gün geçmeden hiçbir hastayı ziyaret etmezdi. “* ■
I’bni Mâce, Cenaze: 1.2. İsmail Mutlu, Sıddîk-t Ekber Hz. Ebû Bekir, s. 108,fJo ,vüV
Kıyamet şerli insanların başına kopacak
341. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Zaman, gittikçe zorlaşacak. İnsanların cimriliği, malagjj lan hırsı gittikçe artacak. Kıyamet de ancak şerli insanların başına kopacaktır. İbni Mâce, Fiten: 24.
Nafile orucu bozan hazâ eder mi?
342. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) Aişe ile Hafsa’nın yanına girdi. Onlar oruçlu idiler. Sonra çıktı, biraz sonra tekrar döndü. Onlar birşeyler yiyorlardı. “Siz oruçlu değil miydiniz?” buyurdu. “Evet, ama, bize şu yemek hediye edildi, hoşumuza gitti, ondan yedik” dediler. Resûlullah, “Yerine bir gün oruç tutun” buyurdu.
Ebû Dâvud, Siyam: 73; Tirmizî, Savm: 35.
Allah verdiği nimetleri kulunun üzerinde görmeyi sever
343. Ebû Ahvas babasının şöyle dediğini nakleder:
Resûlullaha üstü başı pejmürde ve toz içerisinde olan be-devî kılığında biri geldi. Resûlullah ona, “Ne malın yar?” diye sordu. Adam, “Allah bana her nimetten vermiş” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Allah nimet verdiği kulunun üzerinde o nimeti görmeyi sever.”
Tirmizî, Edeb: 54; Dârimî, Libas; 14.
Tebâreke Sûresinin fazileti
344. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Kur’ân’da sadece otuz âyetten ibaret bir sûre vardır ki okuyanını Cennete girdirinceye kadar savunur. O sûre, Tebâreke [Mülk] Süresidir.
Hâkimliğin mes ‘uliyeti
345. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Kim hâkim olursa, bıçaksız olarak boğazlanmış demektir.
Ebû Dâvud, Akdiye: 1; Tirmizî, Ahkâm: 1
Allah’ın kitabına uygun olmayan şart
346. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Allah’ın kitabına uygun olmayan her şart bâtıldır. Yüz defa şart kılınmış da olsa bu böyledir.
Buharı, Zekât: 61, Büyü: 67, 73, Itk: 10, Mekâtib: 2, 3, 4, 5, Hibe: 7; Müslim, Itk: 5; Tirmizî, Büyü: 33, İbni Mâce, Itk: 3; Ebû Dâvud, Itk: 2; Muvatla, Itk: 17.
Allah’tan haya etmek
347. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) “Allah’tan hakkıyla haya edin” buyurdu.
Dinleyenler, “Yâ Resûlallah, elhamdülillah biz Allah’tan haya ediyoruz” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurduAllah’tan hakkıyla haya eden kimse başını ve baştaki maddi ve manevî duyulan, karnı ve içindeki^ organları haramdan korur. Ölümü ve çürümeyi hatırlar. Âhireti isteyen dünya hayatının süsünü terk eder. Kim bunları yaparsa, Allah’tan hakkıyla haya etmiş olur.”
Tirmizi, Kıyâme: 24.
Kâfirin kabir suâli
348. Berâ bin Âzib (r.a.) rivayet ediyor:
Kâfir kabre konduğunda kendisine, “Rabbin kimdir?” diye sorulur. O, “Bilmiyorum” der. Kişi o anda sağır, kör ve dilsizdir. Sonra ona bir tokmakla vurulur. Eğer onunladağa vurulsa idi dağ toz toprak haline gelirdi. Onun sesini-insanlar ve cinlerden başka herşey işitir. .
Hz. Berâ daha sonra şöyle dedi:
Resûlullahın şu âyeti okuduğunu işittim: “Allah, iman edenleri dünya hayatında da, âhirette de, o sağlam kelime-i tevhid ile sabit kılar. İrâdelerini inkâr yolunda kullanarak zulmedenleri de Allah sapıklığa düşürür. Böylece Allah dilediğini yapar.”
Kur’ân hakkında bilgisizce tartışmak
349. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Kur’ân konusunda tartışmak küfürdür. <i Ebû Dâvud, Sünnet: 5.
Resûlullaha namaz kıldıran Sahabî
350. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Ebû Bekir’in arkasında namaz kıldı.
Müsned, 6:180(25244.)
Peygamberimizin üç tavsiyesi
351. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Dostum, trm’l-Kâsım (s.a.v.) bana şu üç şeyi tavsiye etti.
1. Her aydan ‘.”c gün oruç tutmak,
2. Cuma günleri banyo yapmak,
3. Uyumadan önce vitir namazı kılmak.
Buhârî, Teheccüt: 33; Müslim, Müsâfirîn: 85; Ebû Dâvud, Vitr: 7;Nesâî, Kıyâmu’1-Leyl: 28; Tirmizt, Savm: 54; Müsned, 2:350 (7581.); Darımı, Salat: 151; Savm: 38.
351. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Bir köy veya şehirde müezzin ezan okuduğunda, Allah o gün orayı azabından emin kılar.
Dilenmek kimler için helâldir?
352. Kabîsa bin Muharık (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullaha (s.a.v.) geldim ve “Ey Allah’ın Resulü, ben kavmimin bir diyet borcunu üstlendim. Bu hususta bana yardımcı olun” dedim.
Resûlullah (s.a.v.), “Bilakis ey Kabîsa, o diyet borcunu sen değil biz üstlenmiş olalım. Bekle, sadaka gelince sana verelim” buyurdu. Sonra şöyle devam etti:
“Ey Kabîsa, dilenmek ancak şu üç kişiden birine helâl olur:
1. Bir kimse kavminden birinin diyetini üstlenirse onu ödemek için dilenebilir. Ödedikten sonra artık dilenmesi helâl olmaz.
2. Malı kendisine yetmeyen, musibete uğrayan kişi de normal olarak yaşayacak kadar veya ihtiyacını karşılaym-caya kadar yardım isteyebilir.
3. Fakir olan birisi, kabilesinden üç akıllı kişi “Bu kimse fakirdir” derlerse, normal olarak yaşayacak veya ihtiyacını karşılayacak kadar yardım isteyebilir.
“Ey Kabîsa, bu üç hal dışında dilenmek haramdır. Yapan, haram yemiş olur.”
Müslim, Zekât: 109; Ebû Dâvud, Zekât: 26; Nesâî, Zekât: 86; Dârimî, Zekât: 36.
Cennet Allah’ın lütfudur
353. Ebû Zer (r.a.) rivayet ediyor:
Kim bir iyilik yapmayı düşünür, sonra yapmazsa, Allah
ona bir sevap yazılır. Eğer düşündüğü iyiliği yaparsa, ona yediyüz yedi misline kadar sevap yazılır. Kim bir kötülüğü düşünür de yapmazsa ona günah yazılmaz. Şayet düşündüğü kötülüğü yaparsa bir günah yazar veya Allah Azze ve Celle onu siler.
Buhârî, Rikak: 31; Müslim, İman: 206, 207, 208, Ebu Dâvud, Rikak: 70; Müsned, 1:346 (2518.)
Safların tertibi nasıl olmalı?
354. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahm (s.a.v.) yanında namaz kıldım. Aişe (r.a.) arkamızda bizimle beraber namaz kıldı. Ben Resûlullahm (s.a.v.) yanında idim.
Bir yeri ağrıyanın yapacağı dua
355. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Birinizin bir yeri ağrıdığında elini ağrıyan yerin üzerine koysun sonra da şöyle desin: “Allah’ın adıyla ve yardımıyla. Hissettiğim şu ağrının şerrinden Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım.”
Hadisin başka bir rivayetinde Peygamberimiz, “Sonra elini kaldtr ve bunu sayısı tek olmak şartıyla tekrar tekrar yap” tavsiyesinde bulunmuştur.
Duhâ (kuşluk) namazı
356. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: “Kim on iki rekât duhâ (kuşluk) namazı kılarsa, Allah Cennette onun için altından bir saray bina eder.”
Tirmizî, Salat: 346.
İlmi kendisine fayda vermeyen âlim
357. Ebû Hüreyre (r.a. rivayet ediyor:
Kıyamet günü insanlardan azabı en şiddetli olan ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir.
Hacet duası
358. Osman bin Hüneyf (r.a.) rivayet ediyor:
Bir adam vardı. Bir ihtiyaç sebebiyle Osman bin Affan’a (r.a.) gidip gelirdi. Ancak Osman (r.a.) o adama iltifat etmez ve ihtiyacına bakmazdı. O kimse Osman bin Hüneyf e [hadisin râvisine] rastladı ve ona bu durumdan yakındı. Osman bin Hüneyf ona şöyle dedi:
“İbriği getir, bir abdest al, sonra da mescide git, orada iki rekat namaz kıl. Sonra da şöyle dua et: ‘Allah’ım, rahmet peygamberi, Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (s.a.v.) vesile ederek Senden istiyor ve Sana yöneliyorum. Ey Mu-hammed, seni vesile ederek Rabbine [Rabbime] Celle ve Azze’ye yöneliyorum ki, ihtiyacımı yerine getirsin.’
“Bu duanın ardından ihtiyacın ne ise onu söyle. Sonra da bana gel, birlikte Osman bin Affaan’a (r.a.) gidelim.”
Sonra birbirinden ayrıldılar. O zât Osman bin Hüneyf in (r.a.) dediğini yaptı ve Osman bin Affan’m (r.a.) kapısına gitti. Kendisini kapıcı karşıladı, elinden tuttu, Osman bin Affan’ın (r.a.) yanına götürdü. Osman (r.a.) onunla beraber bir minderin üzerine oturdu ve “İhtiyacın nedir?” diye sordu. Adam ihtiyacım söyledi, o da ihtiyacını karşıladı. Sonra da, “Senin bana gelip giderken bir ihtiyacını söylediğini ancak şimdi hatırlayabildim. Her ne ihtiyacın olursa bize gel” dedi.
O zat oradan ayrıldı, Osman bin Hüneyf ile karşılaştı. Ona, “Allah seni mükâfatlandırsın. Sen ona benim hakkımda konuşuncaya kadar bana iltifat etmedi ve ihtiyacıma bakmadı” dedi.
Osman bin Hüneyf (r.a.), “Vallahi ben ona senin hakkında hiçbir şey söylemedim. Ancak ben Resûlullahm huzurunda iken şöyle bir olaya şahit olmuştum:
Resûlullaha (s.a.v.) âmâ bir adam geldi ve halinden yakındı.
Peygamber (s.a.v.) ona, “Sabretmez misin?” buyurdu. .
Adam, “Ya Resûlallah, bana yardımcı olacak kimse yoktur. Gözümün görmemesi bana zor geliyor” dedi.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Git abdest al. Sonra iki rekât namaz kıl, ardından şu duaları [yukarıdaki duayı] oku.”
Adam bizden ayrıldı. Sohbet uzadığından biz henüz dağılmamıştık. O kimse gözünde hiçbir âmâlık yokmuş gibi bizim yanımıza geldi.
îbni Mâce, İkâme: 189.
Kalplerin cilası
359. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
Şüphesiz kalpler tıpkı demir gibi paslanır. Onların cilası istiğfardır.
Mu’cemü’l-Evsaî, 7:454.
Dilenmek kimler için caizdir?
360. Mücâhid rivayet ediyor:
Bir adam Hasan ve Hüseyin’e (r.a.) geldi. Onlardan bir şey dilendi. Onlar, “Dilencilik ancak şu üç durumda caiz olur: (1) Gerçekten muhtaç olmak, (2) akrabasından birinin diyetini üstlenmek ve (3) ağır borç altına girmek” dediler ve ona verdiler.
Adam daha sonra Abdullah bin Ömer’e gitti, Abdullah niçin dilendiği sormadan ona verdi. Adam kendisine şöyle dedi:
“Amcanın oğullarına gittim, onlar bana niçin dilendiğimi sordular, sen ise sormadın.”
Abdullah bin Ömer adama, “Resûlullahın (s.a.v.) çocukları (torunları) şüphesiz ilimle doludurlar” dedi.
Peygamberimiz ümmeti için nelerden korkuyordu?
361. Ebû Berzeti’l-Eslemî (r.a.) rivayet ediyor:
Sizin hakkınızda korktuklarım arasında bilhassa şunlar vardır: Haram yemeniz, zina etmeniz, hevâ ve heveslerin sizi tehlikelere düşürmesi.
Akibetin önemi
362. Urs bin Ümeyre el-Kindî (r.a.) rivayet ediyor:
Şüphesiz kişi ömrünün bir kısmında Cehennem ehlinin amelini işler. Sonra Cennet ehlinin yollarından bir yol önüne çıkar. Ölünceye kadar gereğince amel eder. İşte kendisi için takdir edilmiş âkibet odur.
Şüphesiz kişi ömrünün bir kısmında Cennet ehlinin amelini işler. Sonra Cehennem ehlinin yollarından bir yol önüne çıkar. Ölünceye kadar gereğince amel eder. İşte kendisi için takdir edilmiş âkibet odur.
Peygamberimizin bir mucizesi
363. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor:
Ben Ukbe bin Ebî Muayt âlisinin koyunlarım güdüyordum. Nebî ile (s.a.v.) Ebû Bekir (r.a.) geldi. “Ey çocuk, yanında süt var mı?” diye sordu. “Var ama veremem. Bu koyunlar bana emânettir” dedim. Peygamber (s.a.v.) “Hiç teke görmemiş bir keçi var mı?” dedi. “Evet” dedim ve iste-nilen keçiyi getirdim. Resûlullah (s.a.v.) “Selâm” dedi. Keçinin memelerinde hiç süt yoktu. Peygamber (s.a.v.) onun meme yerlerini mesnetti, birdenbire memeleri süt ile doldu. Ben içi oyuk bir taş parçası getirdim. Onun içine sütü sağdı. Sonra Ebû Bekir’e içirdi, ardından bana içirdi. Resûlullah (s.a.v.) memelere “Eski haline dön!” buyurunca memeler eski sütsüz haline döndü. Bunu Resûlullahtan (s.a.v.) görünce “Yâ Resûlallah, bana [birşeyler] öğret” dedim. Başımı mesh etti ve “Allah öğrenmek istediğin şeyi sana mübarek kılsın. Şüphesiz sen öğretilmiş bir gençsin [olacaksın]” buyurdu. Ben Müslüman oldum. Resûlullaha geldim. Biz onun yanında iken Mürselat Sûresi indi. Ben ağzından daha taze iken o sûreyi öğrendim. [Sonraki günlerde] Resûlullahtan yetmiş sûre öğrendim. Kur’ân’ın diğer sûrelerini de onun Ashabından öğrendim. “£
Resûlullahın abdest atma şekli
364. Muâviye bin Abdullah babasından rivayet ediyor: Osman bin Affan’ı (r.a.) abdest alırken gördüm. Üç defa ağzına su verip çalkaladı, üç defa burnuna su verdi. Üç defa yüzünü yıkadı. Üçer defa ellerini yıkadı, sonra bir defa başına mesh etti. Üçer defa ayaklarını yıkadı sonra da şöyle dedi: “Resûlullahı böyle abdest alırken gördüm.”
Peygamberimizin gaybî bir haberi
365. Osman bin Affan (r.a.) rivayet ediyor: ‘ Ammar’ı âsi bir topluluk öldürecek.
Tirmizt, Menâkıb: 35; Müslim, Fiten: 72.
Hasta ziyaretçisinin ve hastanın kazancı
366. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
.Resûlullah (s.a.v.), “Kim bir hastayı ziyaret ederse, Allah’ın rahmetine dalmış olur. Yanında oturduğunda rahmete gömülür” buyurdu. Ben Resûlullahın bu sözünü duyunca, “Ya Resûlallah, bu hasta ziyaretçisi içindir. Hasta için ne var?” diye sordum. Şöyle buyurdu:
“Bir kul üç gün hasta olursa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından kurtulmuş olur.”
Günahın ardından pişmanlık duymak
367. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Pişmanlık duyanı bekleyen tevbe, kendini beğenmişi bekleyen ise azaptır.
Resûlullahın Cerir bin Abdullah’a bir şartı
368. Cerir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullaha (s.a.v.) bîat ettim, yanından ayrılırken beni çağırdı ve “Bütün Müslümanların hayır ve iyiliğini üzere bîat etmedikçe senin bîatını kabul etmem” buyurdu. Ben de Resûlullahın istediği şekilde ona bîat ettim.
İstihare duası
369. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi bize istihareyi öğretirdi. Ve şöyle buyururdu: Biriniz birşey yapmak istediğinde şöyle desin:
“Allah’ım, hakkımda hayırlı olanı Sen bildiğin için hayırlı olanı Senden istiyorum. Kudretinden yardım dileyerek hayırlısına gücümün yetmesini Senden diliyorum. Senin büyük ihsanını niyaz ediyorum. Hiç şüphesiz herşeye gücün yeter; ben ise güçsüzüm. Sen herşeyi bilirsin; ben bilmem. Sen sizli olanları bile çok iyi bilirsin.
“Allah’ım, istediğim bu şey, Senin ilminde benim dinim, dünyam ve geleceğim hakkında hayırlı ise bunu bana takdir et. Eğer ondan başkası hayırlı ise hayırlı olan her nerede ise benim için kolaylaştır. Şer nerede ise benden uzaklaştır. Ve beni ihsanınla razı eyle.”
Ebâ Dâvud, Vitr: 31; Buhân, Daavât: 48, Teheccüt: 25, Tevhid: 10; İbni Mâce, İkâme: 188; Müsned, 3:437 (14689.)
Peygamberimizin ümmetine şefkati
370. Câbirbin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah bize Ramazan ayının gecesinde sekiz rekat namaz kıldırdı. Vitir namazı da kıldı. Ertesi akşam Resûlul-lahın (s.a.v.) çıkıp bize yine namaz kıldırması ümidiyle mescitte toplandık. Fakat sabah oluncaya kadar orada bekledik ve çıktık. Yeniden girdiğimizde, “Ya Resûlallah, biz bu gece mescidde toplandık ve senin bize namaz kıldırmanı ümit ettik” dedik. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Bu namazın üzerinize farz kılınmasından korktum.”
Suyutî, Câmiü’l-Kebîr, (27572.) MU’CEMÜ’S-SAGÎR / 496
Adam öldüren şiddetli azaba çarptırılacak
371. Ebû Said (r.a.) rivayet ediyor: Cehennem ateşinin sıcaklığı yetmiş cüzdür. Altmış dokuz cüzü öldürmeyi emredenin, bir cüz’ü ise katil içindir.
Peygamberimizin Muâz ‘a tavsiyesi
372. Muaz bin Cebel Resûlullahın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu (r.a.) rivayet ediyor:
“Ya Resûlallah bana nasihat et” dedim. Şöyle buyurdu:
“Nerede olursan ol Allah’tan kork. Kötülüğün arkasından iyilik yap ki onu silsin. İnsanlara da güzel ahlakla muamelede bulun.”
Tirmizî, Birr: 55; Darımı, Rikak: 47.
Allah ‘in kullarına rahmeti
373. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
“Resûlullaha ‘Siz içinizde olanı açıklasanız da, gizleseniz de Allah onu bilir ve onunla sizi hesaba çeker’1 âyeti nazil olduğunda bu Resûlullahm Ashabına güç geldi. Sonra ‘O dilediğini basışlar, dilediğine de hak ettiği şekilde azap ve-rir’2 ifâdesi nazil oldu. Bunun üzerine onlar sevindiler.”
Zina cezası ve hikmetleri
374. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Bir kadın Resûlullaha (s.a.v.) geldi ve zina ettiğini itiraf etti. Kadın hâmile idi. Resûlullah ona ceza uygulamayı doğum yapıncaya kadar erteledi. Kadın doğum yaptıktan sonra vücudunun açılmaması için elbisesinin bağlanmasını ve sonra taşlanarak öldürülmesini (recm edilmesini) emretti. Sonra da o kadının cenaze namazını kıldı. Oradakilerden birisi, “Kadın zina etti, sen de onu recmettin. Sonra da ona namaz mı kılıyorsun?” dedi. Resûlullah şöyle buyurdu:
“O kadın öyle bir tevbe etti ki, onun tevbesi Medine halkından yetmiş kişiye paylaştırılsaydı, hepsine yeterdi. Sen o kadının canını seve seve vermesinden daha üstün bir davranış görüyor musun?”
Tinıûzî, Hudûd: 9; Müslim, Hudûd: 24.
Rıdvan beyatı
375. Ata bin EM Rabah rivayet ediyor:
Abdullah bin Ömer’e, “Resûlullah (s.a.v.) ile beraber Rıdvan bîatında sen de bulundun mu?” diye sordum. “Evet” dedi. “Üzerinde ne vardı?” dedim. Şu cevabı verdi:
5. Müslim, Hudud: 4]. • Tirmizî, Hudud: 12.
“Üzerinde pamuklu bir gömlek, içi astadı bir cübbe, bir de aba vardı. Kılıcını da kuşanmıştı.
Nu’man bin Mukarrin’i de Resûluüaha bîat yapılırken başına değmesin diye ağacın dallarını yukarıda tutarken gördüm.”
Mâune kuyusu olayı
376. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Ensardan yetmiş kişi, geceleyin Medine’de kendilerine âit bir medresede toplanıp Kur’ân-ı Kerim öğrenmeye çalışırlardı. Sabah olduğunda kendisinde güç bulanlar, odun toplamak ve su çekmek gibi işlerle uğraşırlardı. Mâlî durumu yerinde olanlar da bir koyun keserek gövdesini olduğu gibi getirir Resûlullahm evinin dış duvarına asarlardı. Hü-beyb (r.a.) şehid düştükten sonra Resûlullah bu yetmiş kişiyi bir vazifeye gönderdi. Dayım Haram bin Milhan da bu yetmiş kişinin içinde idi. Bunlar yolculuk esnasında Süleym oğulları kabilesinin bir oymağının yanından geçerlerken, oymak halkı onlara sataşmak istediler. Dayım birlik komutanına:
“Gidip onlara ‘Biz sizin için gelmedik [Sizinle bir alıp veremediğimiz yok]1 dememe müsaade eder misin?” dedi.
Onlar “Konuşabilirsin” deyince de onların yanına gitti. Yanlarına vardığında içlerinden biri dayıma konuşma imkanı vermeden ona mızrak sapladı. Dayım karnında mızrağın soğukluğunu hissedince:
“Allahu ekber! Kabe’nin Rabbine yemin olsun ki ben Cenneti kazandım” dedi ve şehid oldu.
Oymak halkı dayımdan sonra bu yetmiş kişinin hepsini kılıçtan geçirerek Resûlullaha durumu haber verecek tek bir kişiyi dahi sağ bırakmadılar. Resûlullah bu durumu haber alınca çok üzüldü. Onun hiç bir seriyye için bu derece üzüldüğünü görmedim.
“Resûlullah her sabah namazını kıldıktan sonra elini kaldırır, bu katliamı yapanlara beddua ederdi.”
Peygamberimizin vefası
377. Temim bin Zeyd, babası Zeyd bin Hâle’den (r.a.) rivayet ediyor:
Zeyd bin Hâle (r.a.), Resûlullahın (s.a.v.) yanına girdi. Resûlullah (s.a.v.) uyuyordu. Hemen uyandı. Zeyd bin Hâle’yi bağrına bastı ve “Hâle imiş! Hâle! Hâle!” dedi.
3. Tabakât, 3:514; Müstedrek, 2:121 (2525); Ösdü’l-Gâbe, 1:
“Harap olup gitti Hayber’y
378. Abdullah bin Ebî Evfâ (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah Hayfaere sefer düzenlediğinde hayber halkı onu ve ordusunu görünce “Muhammed ve ordusu” diyerek kaçışmaya bağladılar. Bu arada Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Allâhu ekber, harap oldu gitti Hayber!
“Biz bir kavmin yurduna baskın yapıp girdik mi, uyarılmış olan o kâfirlerin hali yaman olur!”
Buhâri, Cihad: 56; Müslim, Cihad: 120, 121; Muvatta, Cihad: 48.
İbrahim (a.s.) Peygamberimizin ümmetine selâm gönderdi
379. Abdullah bin Mes’ud (r.a.) rivayet ediyor: Mîrac gecesinde Allah’ın dostu İbrahim’i (a.s.) gördüm. Bana şöyle dedi:
“Ey Muhammedi Ümmetine selâm söyle ve onlara bildir ki, Cennet, toprağı hoş ve temiz, suyu tatlı ve kendisi düz bir yerdir. Oraya bir şeyin ekimi ise, ‘Sübhanallah, elhamdülillah, lâilâhe illallahü vallahü ekber ve Lâ havle velâ kuvvete illâ billah’ söylemektir.”
Mu’cemü’l-Evsai, 6:98 (4182.)
Hicret eden kadınların imtihan edilmesi
380. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
“Ey Peygamber! Mü’min kadınlar sana geldiğinde…”2 âyeti nazil olunca bu âyetin emri gereği Resûlullah Mekke’den Medine’ye hicret eden kadınları imtihan ediyordu.
Abdullah bin Abbas’ın (r.a.) fazileti
381. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Ben Meymûne’nin evinde bulunuyordum. Resûlullah için bir abdest suyu bırakmıştım. Resûlullah “Bunu kim bıraktı?” diye sordu. “Abdullah bin Abbas” denildi. Bunun üzerine omuzuma vurdu ve “Allah’ım, onu dinde ince anlayış sahibi kıl. Ona (Kur’ân’ın) te’vilini öğret” diye duâ etti.
Cihada hazır olmak
382. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Kim ok atmayı öğrenir de sonra unutursa, bu büyük nimete nankörlük etmiş olur.
Nesâî, Hayl: 8; Müslim, İmârc: 169.
Nafileleri evde kılmak
383. Zeyd bin Sabit (r.a.) rivayet ediyor:
Farz namazlar dışında, kişinin evinde kıldığı namazlar camide kıldığı namazlardan daha faziletlidir.
Buharı, Salat: 52, Ezan: 81; Müslim, Müşâfirîn: 26; Nesâî, Kıyâmü’i-Lcyl; İbni Mâce, İkâme: 150.
İnsan dünyada bir yolcu gibidir
384. Müstevrid bin Şeddad (r.a.) ResÛIullahı (s.a.v.) şöyle buyururken işittiğini rivayet ediyor:
Vallahi dünya bütünüyle âhirete nisbetle birinizin parmağını denize daldırması gibidir. O parmakları ile ne kadar su alabildiğine baksın.
İbni Mâce, Zühd: 3; Tirmizl Zühd: 15.
Kur’ân’ı unutmanın mes’uliyeti
385. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Ümmetime verilen sevaplar bana arz edildi. Bunlar arasında bir kimsenin temizlik düşüncesiyle camiden alıp attığı bir çöp için verilmiş olanı da vardı.
Yine ümmetimin işlediği günahlar da bana arzedildi. Bunlar arasında, bir kimsenin Allah’ın bir lütfü olarak öğrenip de sonradan unuttuğu bir âyet veya sûre sebebiyle kazandığından daha büyüğünü görmedim.
EbûDûvud, Salat: 16; Tirmizl Sevâbü’l-Kur’ân: 19.
Mizanda ağır basan amel
386. Ebu’d-Derdâ (r.a.) rivayet ediyor:
Mizanın sevap kefesine konulan ameller içerisinde güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur.
Tirmizu Birr: 62; Ebû Dâvud, Edeb: 8.
Resûlullahın Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e sevgisi
387. Üsâme bin Zeyd (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahı (s.a.v.) Hasan ve Hüseyin’i kucaklamış olarak gördüm. Şöyle diyordu:
“Bu ikisi benim ve Fâtıma’nin oğullarıdır. Allah’ım, benim onları sevdiğimi Sen biliyorsun.”
Kıbleye dönerek abdest bozmak
388. Ebû Eyyub el-Ensârî (r.a.) rivayet ediyor: Küçük ve büyük abdest bozarken kıbleye dönmeyin.
Buharı, Vudu: 11; Müslim, Tahare: 59; Ebû Dâvud, Tahâre: 4.
Kötü ahlâk tevbeye engeldir
389. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Kötü ahlâk sahibi dışında her şeyin tevbesi vardır. Çünkü kötü huy sahibi, günahından tevbe etmeden ondan daha kötüsünü işler.
Konu ile ilgili bir başka hadis şu mealdedir:
“Allah katında kötü huydan daha büyük günah yoktur. Çünkü kötü huy sahibi bir hatadan kurtulmadan, diğerini işler.”
Ümmetin helaki
390. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Ümmetimin helaki, Kureyş’in sefihlerinden Ukaylime e-liyle olacaktır.
Buharı, Fiten: 60; Müsned, 428 (8280.)
İmanın tadını aldıran üç şey
391. Abdullah bin Muâviye (r.a.) rivayet ediyor:
Üç şey vardır ki, kim onları yaparsa imanın tadını, lezzetini almış olur. Bunlar:
1. Sadece Allah’a kulluk etmek, Allah’tan başka ilâh olmadığını bilmek.
2. Her yıl gönül hoşluğu ile zekât vermek. Zekâtı, yaşlı, uyuzlu, hasta, değersiz hayvanlardan değil, mallarının orta hallisinden vermek. Çünkü Cenâb-ı Allah zekâtınızı ne mallarınızın iyisinden vermenizi emretmiştir, ne de kötüsürden vermenize razı olmuştur.
3. Nefsini tertemiz kılmak.
Bir Sahabî, “Nefsi tezkiye etmek nasıldır?” diye sordu.
Resûlullah (s.a.v.), “Kişinin nerede olursa olsun, Allah’ın kendisi ile beraber olduğunu bilmesidir” buyurdu.
Ebû Dâvud, Zekât: 5.
Bâzı Sahabîlerin fazileti
392. Câbir bin Abdullah (r.a.) rivayet ediyor: Ümmetim içerisinde ümmetime karşı en merhametlisi E-bû Bekir, Ümmetim içerisinde ümmetime karşı en şefkatlisi Ömer bin Hattab, ümmetimin en hayâlısı Osman, ümmetimin en güzel hüküm vereni Ali bin Ebî Talip, helal ve haramı en iyi bilen Muaz bin Cebel, o kıyamet gününde âlimlerin bir adım önünde gelir. Ümmetimin en güzel Kur’ân okuyanı Übeyy bin Ka’b, miras hukukunu en iyi bileni Zeyd bin Sâbiftir. Uveymir’e, yanı Ebu’d-Derdâ’ya bunla-nn hepsi verildi.
Borçlunun okuyacağı dua
393. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor; Resûlullah (a.s.v.) Muâz bin Cebel’e (r.a.) şöyle dedi: Üzerinde dağ kadar borç olsa dahi okuduğun zaman
Allah’ın seni ondan kurtaracağı bir duayı sana öğretiyim
mi? Ey Muâz! Şöyle de:
“Ey mülkün hakikî sahibi olan, âlemlerde dilediği gibi tasarruf eden Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Sen dilediğini aziz eder, yükseltir, dilediğini zelil kılar, alçaltırsın. Bütün hayır ve iyilik yalnız Senin kudretindedir. Senin herşeye gücün yeter.1
“Dünyanın ve âhiretin Rahmanı! Dünyayı ve âhireti dilediğine verir, onları dilediğine de vermezsin. Bana merhamet et. Rahmetinle beni Senden başkasının rahmetine muhtaç etme;
Dinde güçlük, tedavi olmak ve insana verilen en hayırlı şey
394. Üsâme bin Şerîk (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullahm (s.a.v.) yanında idim. Bedevîler geldiler, sağından ve solundan sorular sormaya başladılar. “Yâ Re-sûlullah, şunu yapmamızda bize bir günah var mı? Şunu yapmamızda bize bir günah var mı?” dediler.
Resûlullah (s.a.v.), “Allah dinde güçlüğü kaldırmıştır. Ancak Müslüman bir kimseye zulüm ve haksızlık eden kişi güçlüğe maruz kalır ve helak olur” buyurdu.
Onlar, “Şu hastalıktan tedavi olabilir miyiz?” diye sordular.
Resûlullah (s.a.v.), “Ey Allah’ın kullan tedavi olunuz. Çünkü Allah ölüm dışında her hastalığın devasını da indir-miştir” buyurdu.
Onlar, “Ya Resûlullah, insana verilen en hayırlı şey nedir?” dediler.
Resûlullah (s.a.v.), “Güzel ahlâk” cevabını verdi.
Mu’cemü’l-Evsat, 7:196 (6376.)
Peygamberimiz bid’at ve heva ehlinden uzaktır
395. Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullah (s.a.v.) Aişe’ye şöyle buyurdu: Ey Âişe! “Dinlerini fırkalara ayıranlar ve çeşitli taraftarlara dönüşenler”1 âyetinde belirtilenler, bid’a ve bâtıl görüş sahipleridir. Onlar için tevbe yoktur. Ben onlardan uzağım, onlar da benden uzaktırlar.
Söz taşımak
396. Huzeyfe bin Yemân (r.a.) rivayet ediyor: Katât Cennete giremez. Katât, söz taşıyandır.
Buharı, Edeb: 50; Müslim, İman: 169; Ebu Dâvud, Edeb: 33; Tir-
mizi, Birr. 79.
Cuma namazının bir rekatına yetişen kimse
397. İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Cuma namazının bir rekâtına yetişen Cuma namazına yetişmiş sayılır.
Nesâî, Cuma: 41, Mevâkit: 30; Müslim, Mesacid: 161; Tirmizî,
Cuma: 25; Ebû Dâvud, Salât: 233.
Ahir zaman idarecileri
398. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Âhirzamanda zâlim idareciler, fâsik (günahkâr) yardımcılar, hâin hâkimler, yalancı din âlimleri olacak. Sizden her kim o zamana ulaşırsa sakın onlar için haraç [gayri müs-limlerden alınan vergi] memuru, taksimci ve polis olmasın.
el-Mu’cemü’l-Evsat, 5:107 (4202.)
Mü’minin Allah katındaki değeri
399. Ebû Bekre (r.a.) rivayet ediyor:
Eğer gök ve yer ehlinin tamamı bir tek mü’mini öldürmek için bir araya gelse, Allah onların hepsini yüz üstü Cehenneme atar.
Tirmizî, Diyat: 8
İçki içmek
400. Ibni Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Kim ölünceye kadar içki içerse, Allah ona Cennet şaraplarını haram kılar.
İbni Mâce, Eşribe: 2; el-Afu’cemü’l-evsat, 5:108 (4203.)