Kur’an, bizlere dogru yolu gosteren Ilahî kitap. Hayati yoktan var eden ve insani bu hayatin odak noktasina koyarak adina esref-i mahlukat diyen Cenab-i Hak, iki cihan saadeti icin insan gibi bir kitabin yanina bir de Ilahî kitabini koyarak gondermis.
Hayatini Kur’an’a gore ayarlayan insan mutlu ve huzurlu, onun ses ve soluklarinin hukumferma oldugu aile her turlu toplumsal, ruhsal hastaliklardan uzak ve azade. Bu tip ailelerin olusturdugu toplumlar da iyilik melekleriyle donatilan insanlardan olustuklarindan sanki ozlem duyulan cennetteki hayatin bir prototipi gibi mutlu ve huzurlu. Cunku onlarin hayatlarina hayat yaptiklari yuce kitaplari boyle istiyor. Bu hakikate isaret eden bir dusunur, “Insanlar aya ciksa, zuhreyi bir marti gibi avlasa, Kur’an’a donmedikce huzur bulamaz.” seklinde muhtesem bir tespitte bulunuyor.
Insanlik Kur’an’siz huzur bulamaz; cunku Kur’an insanligin huzurunu istiyor. Huzurun kaynagi hic suphesiz sevgidir. Bir insan bir seyi ya severek yapar ya da zorlamayla yapar. Yani sevginin olmadigi yerde zorbalik ve tahakkum vardir. Onun diger bir adiysa zulumdur. Zulum ise insani gayyalara dogru goturen dibi gorunmez bir kuyudur. Allah’in rizasina ve sevgisine ulasmak isteyenler onun istediklerini de severek askla yaparlar. Cenab-i Hak Kur’an-i Kerim’de sik sik “Suphesiz Allah ….. sever” diyerek bizlere yeryuzunde her seyden daha degerli olan kendi sevgisine ulasmanin yollarini ogretiyor.
Bu yollarin en basina yine Kur’an’in diliyle Cenab-i Hak soyle isaret buyuruyor: “De ki: Eger Allah’i seviyorsaniz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve gunahlarinizi bagislasin. Cunku Allah cok bagislayandir, cok merhamet edendir.” (Âl-i Imrân, 31)
Yani Allah’in bizi sevmesinin en basina O’nun sanli Resul’unu sevme sarti koyularak muhabbet ufkunun sultanini hakkiyla sevmenin onemine vurgu yapilmis.
Ozellikle Ramazan gibi rahmet demlerini de vesile kilarak Allah’in verdikleriyle Allah’in sevdiklerinden olabilme imkanlarini sonuna kadar degerlendirmek bizim elimizde.
Simdi butun bu ifadelerden sonra Kur’an’in ifadeleri icersinde Allah’in sevdigi kimselerin ozelliklerinden birkacini soyle siralayabiliriz:
“Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayin. Iyilik edin. Suphesiz Allah, iyilik edenleri sever.“
(Bakara, 195)
“Kim ahdine vefa eder ve sakinirsa suphesiz Allah da sakinanlari sever.“
(Âl-i Imran, 76)
“Onlar, bollukta da, darlikta da infak edenler, ofkelerini yenenler ve insanlar (daki haklarin)dan bagislama ile (vaz)gecenlerdir. Allah, iyilik yapanlari sever.“
(Âl-i Imran, 134)
“Boylece Allah, dunya ve ahiret sevabinin guzelligini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanlari sever.“
(Âl-i Imran, 148)
“…Suphesiz Allah, tevekkul edenleri sever.“
(Âl-i Imran, 159)
“…Aralarinda hukmedersen adaletle hukmet. Suphesiz, Allah, adaletle hukum yurutenleri sever.“
(Maide Suresi, 42)
“Suphesiz, Allah muttaki olanlari sever.“
(Tevbe Suresi, 4)
“Allah arinanlari sever.“
(Tevbe Suresi/108)
“Suphesiz Allah, adil olanlari sever.“
(Hucurat Suresi, 9)