Hadislerde verilen bilgilerden Hz. Mehdi’nin, çevresinde Allah’a olan bağlılığı, ihlası ve üstün ahlakıyla dikkat çeken bir kimse olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi’nin, dinin ve Müslümanların hayrına yönelik olarak çok fazla hizmet eden, çok önemli faaliyetler yürüten bir kimse olacağını bildirmiştir. Normal şartlarda ahlakı Peygamberimiz (sav)’e benzetilen, yalnızca Allah’ın rızasına uyan, tüm insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşu için samimi çaba harcayan, dünyaya huzur, barış, bolluk, bereket getirecek böyle hayırlı ve kıymetli bir insanın etrafında çok sayıda insan toplanmış olması gerekir. Onun bu ahlakını ve yaptığı hayırlı faaliyetleri açıkça gören her Müslümanın bu kimsenin yanında olmayı ve Hz. Mehdi ile birlikte davranan hak topluluğa destek vermeyi istemesi; ve onlara yardımcı olabilmek için büyük bir şevk ve heyecan içinde birbirleriyle yarışmaları gerekir. Ancak buna rağmen hadislerde, Müslümanlar arasında da Hz. Mehdi’yi destekleyen insanların sayılarının son derece az olacağı bildirilmiştir:
Sayıları Bedir Ashabı (313) kadardır. Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara yetişemezler. Onların sayıları Talud ile nehri geçenler kadardır. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)
Bu 313 kişi gece abid (çok ibadet eden kimse) gündüz kahraman niteliğini taşımaktadırlar. (Kıyamet Alametleri, s. 169)
Aralarında kadınların da bulunduğu 314 kişilik bir grup oluştururlar. Onlar her zalime galip gelirler. Onların kalpleri demir gibidir ve onlar gündüz arslan, gece de abiddirler. Ne evvelkiler, ne de sonrakiler fedakarlıkta onlara yetişemez. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57-68)
Hz. Mehdi’ye aralarında kadınların da bulunduğu 314 kişi biat edecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
Hz. Mehdi’nin bu durumu Hz. Yusuf’un hayatıyla büyük benzerlik göstermektedir. Kuran’ın “(Kuraklık başlayınca) Yusuf’un kardeşleri gelip yanına girdiler, onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.” (Yusuf Suresi, 58) ayetiyle, Hz. Yusuf’un kardeşlerinin onu tanıyamadığı, ancak onun kardeşlerini tanıdığı haber verilmiştir. İşte hadislerin işaretine göre, Hz. Mehdi de, aynı Hz. Yusuf gibi olacak; o insanları görecek ama insanlar onu fark edemeyeceklerdir. Bundan dolayı da ona yardım eden kimselerin sayısı oldukça az olacaktır.
24. TARİH BOYUNCA GÖNDERİLMİŞ OLAN PEYGAMBERLERE İMAN
EDENLERİN SAYISI AZ MI OLMUŞTUR?
Ahir zamanda Hz. Mehdi’yi destekleyenlerin ve yardımcılarının sayılarının çok az olacak olması Allah’ın Kuran’da bildirdiği adetullahının bir gereğidir. Bu durum, tarih boyunca yaşamış olan tüm mümin topluluklarında da hep aynı olmuştur. Kuran’da peygamberlerin de çevrelerinde samimi olarak iman eden kişilerin hep çok az olduğuna dair bilgiler verilmiştir. Örneğin Hz. Musa’ya yalnızca yaşadığı toplumun gençlerinden oluşan çok az sayıda kimse iman etmiştir:
Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı… (Yunus Suresi, 83)
Bir ayette Hz. Musa’ya inananların çok az sayıda olduklarını, dönemin Firavun’unun şöyle dile getirdiği haber verilmiştir:
“Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur.” (Şuara Suresi, 54)
Aynı durum Hz. İsa’nın ilk geldiği dönemdeki yardımcıları için de geçerlidir. Rivayetlerden Hz. İsa’ya da az sayıdaki havarilerin iman ettikleri ve bunun dışında halktan ona inanan kimsenin olmadığı haber verilmiştir. Kuran’da Hz. İsa’ya inananların durumu şöyle bildirilmektedir:
Ey iman edenler, Allah’ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa’nın havarilere: “Allah’a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?” demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki: “Allah’ın yardımcıları bizleriz.” Böylece İsrailoğulları’ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti… (Saff Suresi, 14)
Kuran’da, Ashab-ı Kehf adlı topluluğun da sayılarının çok az olduğu bildirilmiştir:
(Sonra gelen kuşaklar) Diyecekler ki: “Üç’tüler, onların dördüncüsü köpekleridir.” Ve: “Beştiler, onların altıncısı köpekleridir” diyecekler. (Bu,) Bilinmeyene (gayba) taş atmaktır. “Yedidirler, onların sekizincisi köpekleridir” diyecekler. De ki: “Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında kimse bilemez.” … (Kehf Suresi, 22)
Bir başka ayette ise Hz. Nuh’a uyan kimselerin sayısının da çok az olduğu şöyle haber verilmiştir:
… Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti. (Hud Suresi, 40)
Kuran’da Hz. Lut’a da çok az kişinin iman ettiği bildirilmektedir. Lut kavmine büyük bir felaket isabet ettiğinde, Allah oradan sadece Hz. Lut’un iman eden aile mensuplarını -iman etmeyen hanımı dışında- kurtarmıştır:
… Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır.” Elçilerimiz Lut’a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve içi daraldı. Dediler ki: “Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın dışında, seni ve aileni muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır.” (Ankebut Suresi, 32-33)
İnsanların Allah’ın elçilerine iman etmemelerinin birçok sebebi vardır. Bunlardan biri, önceki bölümlerde anlatıldığı gibi, asılsız iftiralar ve karalamalar nedeniyle toplumda oluşan “olumsuz kanaatlerdir”. İnsanlar, inkar edenler tarafından “yalancı”, “menfaatperest”, “deli”, “sapkın” gibi iftiralarla karşı karşıya kalan salih müminlerden uzak durmayı tercih etmişlerdir. Elbette bu durum, söz konusu insanların önemli bir yanılgısıdır. Ancak aynı yanılgı nedeniyle pek çok insan Hz. Mehdi’ye de tabi olmaktan kaçınacak ve ondan uzak duracaklardır.
Bir diğer neden, toplumda kabul gören batıl inanışların, hurafelerin ve türlü yanlış itikatların, Allah’ın, elçileri vesilesiyle hak dinini göndermesiyle tüm sözde dayanaklarını yitirecek olmasıdır. Bu nedenle elçiler, haksızlığa ve adaletsizliğe dayanan sistemin bozulmasıyla menfaatleri zarar görecek olan kimselerin güçlü tepkileriyle, iftira ve karalamalarıyla karşılaşmışlardır. Bu durumun bir sonucu olarak da peygamberlere ve salih elçilere tarih boyunca hep az sayıda kişi iman etmiştir. Hadislerde işaret edildiğine göre, Hz. Mehdi cemaatinin sayısı da benzer nedenlerle çok az olacaktır. İnsanların büyük çoğunluğu ise hem iftiraların etkisi altında kalarak hem de olabilecek baskı ve zorluklardan endişe duyarak Hz. Mehdi ve cemaatinden uzak duracaklardır.
Toplumsal baskı insanların tarih boyunca iman sahiplerine yardımcı olmalarını engelleyen en önemli sebeplerden bir diğeridir. Kuran ayetlerinde bu konuda Hz. Musa’ya iman eden gençler örnek verilmektedir. Ayette şu şekilde bildirilmektedir:
Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. (Yunus Suresi, 83)
Yukarıdaki ayette Hz. Musa’ya “Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla” iman edenin olmadığı bildirilmektedir. İnsanlar eğer Hz. Musa’ya iman ederlerse baskı göreceklerini, yurtlarından sürüleceklerini, tutuklanıp, öldürüleceklerini düşünmüşlerdir. Bu korku nedeniyle de iman edenlerden uzak durmuş, başlarına kötü birşey geleceğini düşündükleri için onlara yaklaşmamışlardır. Oysa Hz. Musa ve onunla birlikte olan salih müminler, Allah’ın izniyle çok şerefli ve kutlu bir hayat yaşamışlardır. Ahirette de güzel ahlaklarının, sabırlarının, iyi davranışlarının karşılığını en güzel şekilde alacaklardır. Hadislerin işaretlerine göre aynı durum Hz. Mehdi için de söz konusu olacak, toplumun büyük kesimi menfaatlerine zarar gelmesi endişesiyle Hz. Mehdi’ye yakın olmaktan, onu desteklemekten kaçınacaklardır.
25. HZ. MEHDİ’NİN YARDIMCILARI
GENÇLERDEN Mİ OLUŞACAKTIR?
Kuran’da haber verilen bilgilerden biri de Hz. Musa’ya sadece kavminden genç bir topluluğun iman etmiş olmasıdır:
Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. (Yunus Suresi, 83)
Hadislerde, Hz. Mehdi’ye de gençlerin tabi olacağına işaret edilmektedir. Bu bilgilere göre Hz. Mehdi’nin cemaati hem sayıca az hem de gençlerden oluşan bir topluluk olacaktır. (En doğrusunu Allah bilir.) Hz. Mehdi’nin çevresinde gençlerin olacağına işaret eden hadislerden bazıları şu şekildedir:
Mehdi bizden Ehl-i Beyt’ten (soyumdan) bir gençtir. İhtiyarlarınız ona yetişmeyecek, gençleriniz ise onu ümid edeceklerdir. Allah dilediğini yapacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)
Mehdi’nin bayraktarı, sakalı hafif, rengi sarı, küçük bir genç olacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 51)
Onun bayraktarı doğudan Temimi soyuna mensup bir genç olacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)
26. ORTAYA ÇIKTIĞI İLK DÖNEMLERDE HALKTAN HZ. MEHDİ’YE DESTEK
OLANLAR OLACAK MIDIR?
Hz. Mehdi’nin yaşadığı toplumdaki insanlar onun sahip olduğu üstün özellikleri, yürüttüğü hayırlı faaliyetleri açıkça gördükleri halde, yine de Hz. Mehdi ve cemaatini tam olarak fark edemeyeceklerdir. Kimileri de tam tersi bir düşünceye kapılacak, ona destek olmaktan kaçınacak, hatta garip görüp uzak duracak ve ona karşı olumsuz bir faaliyet içerisine gireceklerdir. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde “halkın büyük kısmının Hz. Mehdi’ye yardımcı olmaktan kaçınacağı” şöyle haber verilmiştir:
Benim ümmetimden, daima Allah tarafından desteklenen ve onlara yardımcı olmayan halkın zarar veremeyeceği bir cemaat kıyamet kopuncaya kadar hiç eksik olmayacak. Ümmetim içinde daima böyle bir taife (topluluk) bulunacaktır. (Sünen-i İbn-i Mace, cilt 1, s. 16)
Kıyamet ancak, ümmetimden bir taife, insanlara galip olduğu halde kopacaktır. Bu taife ne kendilerine yardımcı olmayanlara ne de yardımcı olanlara bakmayacaklar. (onların davranışlarına, ehemmiyet vermeyeceklerdir.) (Sünen-i İbn-i Mace, cilt 1, s. 19)
Kuşkusuz bu Allah’ın bir mucizesidir. Peygamberimiz (sav)’in bundan on dört asır önce söylemiş olduğu sözlerinin tam olarak gerçekleşmesi oldukça önemlidir. Hz. Mehdi ve cemaati, tüm dünya insanlarının geleceği için çok önemli ve çok faydalı oldukları halde ilk dönemlerde Müslümanlar arasında bilinmeyecekler ve çok az sayıdaki mümin topluluğu dışında halktan onlara yardımcı olan olmayacaktır.
Ancak elbette ki bu insanların bir kısmı vicdanlarıyla bu mübarek şahsın üstünlüklerini kavrayacaklardır. Fakat hakkındaki tüm delilleri görmelerine rağmen, kişisel çıkar kaygılarıyla onları tanımazlıktan gelecek, destek olmayacak, uzak durmaya çalışacak ve diğer insanlardan da bu gerçekleri saklayacaklardır. Toplumun genelinin yardımcı olmaması, onların da Hz. Mehdi’yi desteklemekten kaçınmalarına neden olacak, aksinde maddi manevi kayba uğramaktan korkacaklardır.