14) FIRAT’IN SUYUNUN KESİLMESİ
Mehdi’nin alametlerindendir: Fırat Nehrinin durdurulması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39)
15) RAMAZAN’DA AY VE GÜNEŞ TUTULMALARI
Mehdi için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan’ın birinci gecesi Ay’ın ikincisi de ortasında Güneş’in tutulmasıdır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Ramazan’ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 199)
Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak… (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
… Güneş’in oruç ayının ortasında, Ay’ın ise sonunda tutulması… (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)
Ramazan’da iki defa Ay tutulması olacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
Mehdi’nin gelişi Razaman ayında Ay’ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 200)
Mehdi’nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Şarani, s. 440)
Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan ayının ortasında hem Güneş tutulmasının, hem de bir ay içinde “Ay”ın ve “Güneş”in iki kere tutulmasının imkansız olduğunun fark edilmesidir. Bu, normal şartlarda gerçekleşmeyecek bir durumdur. Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan’ın birinci günü, 4. rivayette ise sonuncu günü tutulacaktır. Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:
1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.
2. Bu tutulmalar ortalı, yani 14-15 gün arayla olacaktır.
3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri 1401’de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine “ikinci olarak”, 1982 yılında (Hicri 1402’de) Ramazan ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.
Ayrıca bu hadisede “Ay”ın Ramazan’ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.
Bu olayların Hz. Mehdi’nin diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.
16) KUYRUKLU YILDIZIN DOĞMASI
Mehdi’nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 200)
O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildiği gibi:
– 1986 yılında (Hicri 1406’da) yani 14. yüzyıl başlarında “Halley” kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır.
– Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.
– 1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
17) KABE BASKINI VE KABE’DE KAN AKITILMASI
Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-i Şerif’i tavaf edecekler, sonra Mina’ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 169)
İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina’ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)
Yukarıdaki hadislerde “onun çıkacağı yıl” cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi’nin çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir ki; bu kanlı Kabe baskını da Mehdi’nin diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.
Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suud askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır.
1979 (Hicri 1400)’da gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu hadisede, caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül Muazzama’nın yanında, Müslümanların (Suudi Arabistan askerleri ile İranlı hacıların) birbirlerini öldürmeleri ile büyük günahlar işlenmiş, harama girilmiştir. Bu kanlı olaylar, ilgili hadislerde tarif edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır:
Resulullah buyurdu: Ramazan’da bir seda, Şevval’de bir ses, Zilkade’de kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina’da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)
18) DOĞU TARAFINDAN BİR ATEŞİN GÖRÜLMESİ
“İkdiddurer” isimli kitapta Mehdi’nin zuhur alametleri bahsinde geçiyor: Doğuda, semada üç gece görünen büyük bir ateşin çıkması. Mutad (alışılmış) şafak kızıllığı gibi olmayan bir kırmızılığın semada görülüp ufukta yayılması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Doğudan üç veya yedi gün ardı ardına büyük bir ateş zuhur edecek, gökte karanlık görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün duyup anlayabileceği bir dille nida edilecek. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Bilindiği gibi Irak’ın, Kuveyt’i Temmuz 1991 yılındaki işgali sonrasında, Kuveyt’e ait petrol kuyularını ateşe vermesi sonucunda Kuveyt ve Basra Körfezi’ni çok büyük bir ateş sarmıştır.
Ateşe verilen iki kuyu, Türkiye’nin bir günde çıkarabildiği kadar petrol veriyor ve dumanlar 55 km. uzaklıktaki Suudi Arabistan’dan bile görülebiliyor. (Hürriyet, 23 Ocak 1991)
19) SAHTE PEYGAMBERLERİN ÇOĞALMASI
Her biri Allah’ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten: 43; Ebu Davud, Melahim: 16)
Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah’dan Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)
20) DİNİN ŞAHSİ ÇIKARLAR İÇİN KULLANILMASI
Her biri Allah’ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16)
Her birisi kendisinin Tek Mabud olan Allah’tan resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 36)