İnkar içinde olan toplumları uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Ehl-i Beyt’ten gelecek olan Hz. Mehdi’nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı haber verilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir)
Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt’tendir… Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beyt’im muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır.
Benden sonra Ehl-i Beyt’im bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in aşağıdaki hadisi de böyle bir durumu, “Hz. Mehdi’nin biat sırasında, kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını” haber vermektedir:
.. Mehdi, Resulullah’ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: “Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)
Hadislerde bildirildiği gibi, İslam ahlakının Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlar arasında hakim olmasından önceki devrede Hz. Mehdi ve yardımcılarına, çeşitli sıkıntılar isabet edecek ancak daha sonra bu sıkıntılar Allah’ın izniyle kaldırılacaktır.
Allah, Kuran’da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarını, delilik ve büyücülük iftiralarına maruz kaldıklarını ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarını bildirmiştir. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap vermişlerdir:
Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı… (Enam Suresi, 34)
… Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz… (İbrahim Suresi, 12)
Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: “(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir.” (Duhan Suresi, 14)
İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: “Büyücü ve cinlenmiş” demişlerdir. (Zariyat Suresi, 52)
Fakat o, ‘bütün kişisel ve askeri gücüyle’ yüz çevirdi ve: “(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir” dedi. (Zariyat Suresi, 39)
(Firavun) dedi ki: “Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım.” (Şuara Suresi, 29)
Ey iman edenler, Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın… (Ahzab Suresi, 69)
Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.” (Saffat Suresi, 97)
Sonra onlarda (Yusuf’un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)
O inkar edenler, zikri (Kur’an’ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. “O, gerçekten bir delidir” diyorlar. (Kalem Suresi, 51)
43. HADİSLERDE HZ. MEHDİ VE CEMAATİNİN İNKAR EDENLERİN
BASKILARI KARŞISINDA GÖSTERECEKLERİ TAVIR NASIL ANLATILMAKTADIR?
Peygamberimiz (sav) hadislerinde Hz. Mehdi ve beraberindeki kimselerin, inkar edenlerin olumsuz propagandaları ve baskıları ya da yaşadıkları zorluk ve sıkıntılar karşısında kararlılıklarından hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerini haber vermiştir:
Onlar Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından, dedikodusundan korkmayan İslam ahalisidir. (Süneni İbni Mace-10-259)
44. HADİSLERE GÖRE, HZ. MEHDİ İLK BAŞLARDA ÇALIŞMALARINI GİZLİ
Mİ YOKSA AÇIK OLARAK MI YÜRÜTECEKTİR?
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, Hz. Mehdi’nin henüz halk tarafından tanınmadığı ilk dönemlerinde faaliyetlerini gizli olarak gerçekleştireceği bildirilmiştir:
Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak… (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Hz. Mehdi’nin geldiği dönem ahlaki dejenerasyonun çok ciddi boyutlara ulaştığı, inkar edenlerin din ahlakına ve inananlara karşı çok şiddetli bir düşmanlık besledikleri, gizli ve açık yoğun bir faaliyet içinde oldukları, çok çetin bir dönemdir. Böyle bir dönemde insanlardan gizli kalması ve tanınmaması, Hz. Mehdi’nin inkar edenlerin saldırılarından korunmasına vesile olacaktır.
Bu dönem, Hz. Mehdi’nin inkarcı ve müşrik sistemlerle çok büyük bir fikri mücadele yürüttüğü, din ahlakının yayılması için dünya çapında faaliyet yaptığı bir dönem olacaktır. İnsanların çoğunluğu tarafından tanınmaması, faaliyetlerinin ilk yıllarında Hz. Mehdi için çok büyük bir kolaylık sağlayacak, İslam ahlakının insanlar tarafından kabulünü de hızlandıracaktır. (En doğrusunu Allah bilir.)
45. HADİSLERDE HZ. MEHDİ’NİN MÜCADELESİNİN İLK DEVRELERİNDE
İKİ KEZ ORTADAN KAYBOLACAĞI NASIL HABER VERİLMİŞTİR?
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Hz. Mehdi’nin mücadelesine başladığı ilk dönemlerde “iki kez ortadan kaybolacağı” haber verilmiştir.
Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhi’s-selâm’dan şöyle buyurduğu rivayet edilir:
Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi’nin) iki gaybeti (kayboluşu, görünmemesi) vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları: “O öldü”, bazıları da: “O gitti” diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir. (“el-Saa Fi Eşrat-is Saa” s. 93 Mısır bas.)
46- HADİSLERDE HZ. MEHDİ’NİN TEBLİĞ GÜCÜ NASIL TARİF EDİLMİŞTİR?
Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)
O (Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek. (Kıyamet Alametleri, s. 165)
Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67)
Bir tevili şudur ki:
Hz. Mehdi, ‘kuru bir ağaç’a benzetilen bir insana teveccühüyle ve onu irşad etmesiyle; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine ve bütün insanlığa faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.) Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin irşad ve tedrisiyle (ders vermesiyle) inşaAllah bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine, adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 186)
İmam Rabbani Hazretleri de eserlerinde kendisine verilen gücü aynı benzetmeyle ifade etmektedir:
Allah-ü Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki: Kuru bir ağaca teveccüh etsem; o kuru ağaç hemen filizlenir. (Mektubat-i Rabbani, 1/18)