Günümüzde alkollü içkiler ne yazık ki, en küçük mahalle bakkalına varıncaya kadar pek çok yere girmiş bulunmaktadır. Dinimizin getirdiği prensipler çerçevesinde bu durumu endişe verici bir hal olarak değerlendirmek gerekir. Diğer zarurî yiyecek ve içecek maddelerinin yanında dükkanında içki bulundurup satanların yüklendikleri ağır günahın farkına varıp da en kısa zamanda vazgeçmeleri hepimizin ortak temennîsidir.
İçki satan büfe, bakkal ve marketlerden alışveriş yapma meselesine gelince: Esas olarak, bu davranış pek huzur verici bir iş değildir. Bu bakımdan, mümkünse, içki bulundurmayan yerlerle alışveriş yapıp zarurî ihtiyaçları oralardan karşılama ciheti tercih edilmelidir. Ancak zaruret hali müstesnadır. Meselâ, oturduğu yerde içkisiz bakkal bulunmayan veya yolculuk halinde zarurî ihtiyacı olan bir Müslüman, elbette ki, onlardan bu ihtiyaçlarını alma durumunda kalacaktır.
Bu arada, bu hususta gösterilecek aşırı ve dengesiz bir hassasiyetin, Müslümanın öncelikle vazifeli olduğu İslâmî hizmetlerin o çevrede gelişmesini engelleyebileceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Halbuki insanların irşada muhtaç oldukları bir zamanda Müslümanların onlardan kopması hiç de arzu edilmeyen bir iştir.
Ancak şu da belirtilmelidir ki, alkole karşı toplum çapında başlatılacak bir boykot çerçevesinde, içkili lokanta, bakkal ve benzeri iş yerlerinin boykotu da düşünülebilir. Böyle bir kampanyaya toplumumuzun, hattâ dünya toplumlarının büyük bir ihtiyacı vardır.
Aynı zamanda bu, Müslümanın omuzundaki kötülükten alıkoyma vazifesinin de bir icabıdır. Ama, tekrar belirtelim, böyle bir kampanya toplumun büyük bir çoğunluğuna benimsetildikten ve hattâ devletin de desteği sağlandıktan sonra başlatılmalıdır. Meselâ, sarhoşluk veren içkilerin bir genelge yayınlayarak bakkal ve marketlerin dışında, meselâ sadece “tekel bayileri”nde satılması sağlanabilir.
Müslümanların bu husustaki hassasiyetlerini fark eden birtakım bakkal ve market sahiplerinin iş yerlerinde alkollü içki bulundurmadıklarını “ayrıca” ifade etmeleri de müsbet bir gelişme olarak göze çarpmaktadır.
Kumar oynatan kahvehanelerin çay ve meşrubatlarını içmek de bunun gibi bir mecburiyet olmasa gerektir. Mâkul sebeplerle ve muhatabı rahatsız etmeyecek bahanelerle, bu gibi yerlerin sattığı çay ve meşrubat gibi şeyler içilmeyebilir. Fakat, yukarıda da ifade edildiği gibi, muhatap olduğumuz kimseyle müsbet mânâda bir münasebet kurma durumu varsa, ikramı reddetmek onu incitecekse kabul etmek en uygunudur.
Ayrıca şu hususu da belirtmek yerinde olur:
Gerek içki satan bakkaldan, gerekse kumar oynatan kahvehanelerden satın alınan ve içilen içki haricindeki gıda, temizlik malzemesi gibi şeyler helâldir. Onlara mekruh ve haram demek mümkün olmaz. Fakat, bunda az da olsa, böyle haram işleyen kimseye ve müesseseye malî bakımdan destek olma durumu söz konusudur.
Bu gibi hususları herkes kendi durumuna ve o an içinde bulunduğu hale göre değerlendirmelidir. Ne ifrata, ne de tefrite düşen bir davranışta bulunmamalıdır.
Mehmed Paksu Helal – Haram