Şimdi, Müctehid âlimlere sormak, dört mezhep imamlarına sormak demek olduğunu açıklıyalım! Eshâb-ı kirâmın asrından ve ondan sonraki asırdan, bu zamana kadar, bütün müslümanlar, bu dört imamı taklîd etmişler. Bunlara itaat etmekte icmâ hâsıl olmuştur. (Ümmetim dalâlet olan birşeyde icmâ yapmaz!) ve (Allahü teâlânın rızası, icmâ’dadır. Cemaatten ayrılan, Cehenneme gider) hadis-i şerifleri, bu icmâ’ın sahih olduğunu açıkça göstermektedir.
Dört imamı taklîd etmenin vâcib olduğunu gösteren ikinci vesika, İsrâ sûresinin yetmişbirinci âyetidir. Bu âyet-i kerimede, (O gün, her fırkayı imamları ile çağırırız!) buyurulmaktadı
(Ruh-ul-beyan)
Taklîd etmenin vâcib olduğunu bildiren üçüncü delîl, Nisâ sûresinin yüzondördüncü âyet-i kerimesidir. Allahü teâlâ, bu âyet-i kerimede meâlen, (Hidâyet yolunu öğrendikten sonra, Peygambere uymayıp müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fena olan Cehenneme sokarız!) buyurmaktadır. İmâm-ı Şâfi’î hazretlerine İcmâ’ın delîl olduğunu gösteren âyet-i kerime hangisidir diye sordular. Kur’an-ı kerimi üçyüz kere okuyarak delîl aradı. Cevap olarak, bu âyet-i kerimeyi buldu. Bu âyet-i kerime, müminlerin yolundan ayrılmağı haram ettiği için, bu yola uymak vâcib olur. Nesefî Abdüllah, [Nesefî 710 [m. 1310] da Bağdâdda vefât etti.] (Medârik) tefsîrinde, bu âyet-i kerimeyi açıkladıktan sonra, (İcmâ’ın delîl olduğunu ve Kitaptan, Sünnetten ayrılmak câiz olmadığı gibi, icmâ’dan ayrılmanın da câiz olmadığını bu âyet-i kerime göstermektedir) yazılıdır. (Beydâvî) [Beydâvî Abdüllah 685 [m. 1286] da Tebrîzde vefât etti.] tefsîri de, bu âyet-i kerimeyi açıklarken, (Bu âyet, icmâ’dan ayrılmanın haram olduğunu gösteriyor. Müminlerin yolundan ayrılmak haram olunca, bu yola uymak vâcib olur) diyor. Bu ümmetin sâlihleri, âlimleri, (bir mezhebi taklîd etmek vâcibdir. Mezhepsiz olmak büyük günahtır) dediler. Âlimlerin bu sözbirliğinden ayrılmak, bu âyet-i kerimeden ayrılmak olur. Çünkü, Allahü teâlâ, İmrân sûresinin yüzonuncu âyetinde meâlen, (Siz, insanlar için hayrlı ümmetsiniz! İyi şeyleri emreder. Fena şeyleri men edersiniz) buyurdu. Bu ümmetin âlimleri mezhepsizliğin fena olduğunu bildirdiler. Mezhepsiz olmayınız dediler. Bunun için, mezhepsiz olmak câizdir diyerek, âlimlerin bu sözlerinden ayrılan, bu âyet-i kerimeyi inkâr etmiş olur.