50 yil evvel 14 Mayis 1950 Pazar günü yapilan milletvekili
seçimiyle CHP iktidardan düsmüs, kaahir bir ekseriyyetle Demokrat Parti isbasina
gelmisti.
Yurdumuzda 1876
Anayasa'si ile Sultan Ikinci Abdülhamid devrinde (1876-1909) baslayan milletvekili
seçimi Birinci ve Ikinci Mesrutiyet'te oldugu gibi Cumhuriyet devrinde de, 21 Temmuz 1946
Pazar günkü seçime kadar iki dereceli idi, yâni, halk "müntehib-i sâni"
denilen "ikinci seçmenleri" onlar da meb'uslari/birara "saylav" da
denildi/milletvekillerini seçerdi. Bu çesit seçimler Birinci Mesrutiyet Meclis-i
Meb'ûsâni seçimlerinde (1877) sakin geçmis, fakat Ikinci Mesrutiyet'te (1908)
ittihatçi sergerdelerin sopali pek çok seçimi görülmüs, hattâ bu seçimlerin
birinde Ittihad ve Terakki'ye muhalefete baslayan "Filozof" ünvanli Sair Riza
Tevfik pehlivanligina ragmen güzelce bir dövülüp hastahânelik edilmistir!..
Cumhuriyet
devrinde ise CHP/o günlerdeki adiyla Halk Firkasi/ seçimlere hep tek parti olarak
girdiginden, yâni, muhalif parti olmadigindan, Zeki (Kadirbeyoglu) Bey ile Nureddin
Pasa'nin CHP'ye ragmen Gümüshâne'den ve Bursa'dan milletvekili seçilmeleri gibi
birkaç olay hariç, Halk Firkasi listesine girebilenler hep mebus olmus, böylesine bir
seçim de, siyasî tarihimize seçim degil tayin olarak geçmistir!..
1946'ya kadar
böyle devam edegelen milletvekili seçimleri ilk defadir ki, o yilin 21 Temmuz günü tek
dereceli yapilmis, millet, vekilini dogrudan dogruya kendi seçmisse de "açik oy
gizli tasnif" gibi acaib bir usulle yapilan bu seçim maalesef pek saibeli geçmis,
yapilan yolsuzluklar, oy hirsizliklari, mazbata/tutanak sahtekârliklari Meclis
zabitlarinda yer almistir!.. Bu mevzuda muteber kimselerin mühim sehadetleri varsa da,
bunlari nakle sütunumuz yeterli olmadigindan, geçelim elli yil evvelki 14 Mayis
seçimlerine...
Seçimde Adlî
Teminat!..
Çok partili
dönemin 14 Mayis 1950 milletvekili seçimi yeni Seçim Kanunu'na göre, gizli oy, açik
tasnif usulünde ve adli teminat altinda yapilmis, seçimle ilgili islerin cümlesi
yöneticilere degil hâkimlere verilmistir. Meclis'den 341 beyaz oy ile çikan bu kanun
hükmünce yapilan ilk seçime Demokrat Parti (DP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve
Millet Partisi (MP) katilmis, seçim öncesi her üç parti de hareketli bir propagandaya
girismislerdir.
CHP, umumî bir
sikâyet mevzuu olan ve muhalefet tarafindan siksik dile getirilen Polis Vazife ve
Selâhiyet Kanunu'nu, Sikiyönetimi, Istiklâl Mahkemeleri Kanunu'nu yürürlükten
kaldirmis, bu arada Prof. Tunaya'nin ifadesiyle "oy'a dayanarak iktidar ele geçirmek
için devrimci tutumundan taviz tutumuna sapmis" Basbakan Semseddin Günaltay, ilk
mekteplerde - ana-babanin muvafakatine kalmis, ihtiyari-din derslerini koydurduklarindan;
Imam-Hatip kurslari-mektep degil, kurs ve Ilâhiyat Fakültesi açmakla övünmüstür!
Cumhurbaskani ise, siddet politikasini önleyecegini, anayasada degisiklik yapilacagini
va'd etmis, kendisini diktatörlükle suçlayanlara da su cevabi vermistir: "Seçim
zamaninda diyar diyar dolasarak kendini vatandaslarina begendirmeye çalisan diktatör
isitilmis midir?..
Ismet Inönü
böyle diktatörlük iddiasini reddediyordu ama, Millet Partisi Istanbul listesinin
basinda bulunan Maresal Fevzi Çakmak'in seçim arefesindeki vefati (16 Nisan 1950)
dolayisiyla takindigi tavir Istanbul'da büyük hâdiselere sebeb olmus, Inönü o devirde
bir telefon emriyle önleyebilecegi bu olaylara maalesef seyirci kalmis, bu hareketi de
Maresal'la arasindaki ihtilâftan ötürü yapmis, neticede takindigi bu tavir aleyhine
olmus, CHP'nin seçimi kaybetmesinde Maresal'in ölümündeki olaylarin tesiri
görülmüstür.
Demokrat Parti
ile Millet Partisi'nin seçim öncesi faaliyetleri ise, CHP icraatini tenkit ile geçmis,
bilhassa Millet Partili hatiplerin tenkitleri çok sert olmus, bu arada bu hatiplerin
Demokrat Parti'yi muvazaa/danisikli dögüs ile ithami kampanya boyunca devam etmisse de
beklenen neticeye ulasilamamistir!..
Ne
bekliyorlardi?..
Ismet
Inönü'nün dâmâdi Metin Toker'e göre: "CHP, iktidari muhafaza edecegini
saniyordu" Parti'nin mühim adami Faik Ahmed Barutçu ise söyle diyordu:
"Ankara'ya gelirken yol üstü illerdeki Valiler ile, parti yetkilileriyle,
milletvekili adaylarimizla ve parti müfettislerimizle konustum. Hepsi sonuçtan güven
duyuyordu, yüzde altmis oraninin altina inenini görmedim. Yalniz Yozgat Valisi Ihsan
Sabri Çaglayangil: "Köylü herkese, her kendine basina vurana va'dediyor, bakalim
hangi yana söyledikleri gerçektir ve hangi yani aldatacaktir. Köylü'nün zekâsi
isliyor" diyordu.
Eski
Basbakanlardan Sükrü Saraçoglu'na göre, CHP, üçte iki çogunlukla iktidarda
kalacaktir! Halkçilarin meshur Cevad Dursunoglu'su "en az üç yüz beklemekte
idi!.. Zamanin Basbakani Semseddin Günaltay'la, CHP Genel Baskanvekili Hilmi Uran ise
iktidar oylarini aynen muhafaza edeceklerini ve seçimden büyük çogunlukla
çikmayi" umuyorlardi. Bâzi CHP'liler meselâ Avni Dogan "tulum"
çikaracaklarini söylerler!.. Cumhuriyet gazetesi basyazari Nadir Nadi: "CHP yirmi
yedi yildir oturdugu iktidar yerinde rahat rahat kalabilecegine inaniyordu" der.
Fahir Giritlioglu ise sunlari yazar. "CHP'liler seçim sonuçlari hakkinda hep hatali
tahminde bulundular. Onlar, seçimi büyük ekseriyetle kazanacaklari kanaatinda
idiler."
Nisbi sistemle
degilde, ekseriyyet usulü ile yapilan ve bu usulle yapilacak seçimden medet uman
CHP'liler umduklarini bulamazlar, bütün yurtta çikarabildikleri milletvekili cem'an
yekûn altmis dokuzdur! Demokrat Parti ise 408 milletvekili alir. Millet Partisi'nden de
yalniz bir milletvekili, ünlü Osman Bölükbasi kazanir. Bu netice CHP'lileri saskina
çevirir, "bir sok tesiri yapar!..
Faik Ahmed
Barutçu hâtiratinda diyor ki: "Ilk düsen Kocaeli listesi oldu. Nihad Erim
sarsilmis durumdaydi. Basbakan Semseddin Günaltay atip tutuyordu: "Baslangiçta
umutsuz olmak dogru degil" dedigi halde, sonradan kendi kendine dolasmaya ve
düsünmeye basladi: "Alti ay sonra biz onlara gösteririz, alti ay oturamazlar"
Basbakan bagira bagira konusuyordu. Pasa, (Ismet Inönü): "Biz elli kisi olarak
Meclis'e girsek, yine bize koalisyon önerirler (teklif ederler). Kabul etmeyecegiz.
Abartmayayim ama, bir yil sonra duruma bütünüyle egemen (hâkim) olacagiz. Bize teslim
olacaklardir" diyordu.
Demokrat Parti
Genel Baskani Celâl Bayar, seçimden böylesine bir zaferle çikacaklarini beklemiyordu.
Seçim sonrasinda Nazli Ilicak'a: "Iktidari düsünüyorduk, ancak bu kadar büyük
bir çogunluk beklemiyorduk. Zaferin böyle büyük olacagini hayal edememistim"
demistir.
14 Mayis 1950
seçimlerinde aydinlatilmamis iki nokta vardir. Bunlardan biri: Ismet Inönü'nün seçim
neticesini ögrendiginde Çankaya köskü penceresinden Ankara'ya dogru: "Nankör
millet!" diye bagirdigi iddiasidir!.. Bu rivayet bir gazete haberi olarak duyulmus,
ancak esasli bir tavzih ve tekzibe ugramamistir.
Kaynak: Mustafa
Müftüoglu, Milli gazete, 12.05.2002
|