Mustafa MÜFTÜOGLU Meclis-i Mebûsânin Mîsâk-i Millîyi kabulü 28 Ocak 1920 Çarsamba günü Son Osmanli Meclis-i Mebûsaninin gizli toplantisinda, bütün milletvekillerinin oybirligi ile sonralari Mîsâk-i Millî diye anilan Ahd-i Millî kabul edilmisti. Erzurum (23 Temmuz 1919) ve Sivas (4 Eylül 1919) Kongrelerinde görüsülen Mîsâk-i Millî metni, Son Osmanli Meclis-i Mebûsânindaki Millî Mücadeleye taraftar milletvekillerinin toplandigi Felâh-i Vatan Grubunun 22 Ocak 1920 günkü gizli celsesinde Hüsrev Bey tarafindan okunup, daha toplu ve daha esaslara muvafik bir surette tesbit edilmis ve yukarida görüldügü gibi bir hafta sonra da Meclis-i Mebûsânda oy birligiyle kabul edilmistir. Son Meclis-i Mebûsâna Kastamonu milletvekili olarak katilan Yusuf Kemal (Tengirsek) hâtiratinda: Mîsâk-i Millîyi hazirlayan komisyonda ben de çalistim. Mîsâkin baslangici ve maddeleri bastan asagiya Istiklâl!.. Istiklâl!. diye haykirmaktadir. Bu, öteden beri disaridan, içeriden maruz kaldiklari kötü muamemelere karsi artik isyan bayragini açmis, herseyin kayboldugunu görerek saha kalkmis olan Türk yigitlerinin icabinda canlarini vererek kazanmaya ahdettikleri bir dâvâ idi. Mîsâkin özellikle altinci maddesi tam ve iyi bir idare kurabilmek, iktisaden ilerleyebilmek için tam istiklâl ve hürriyetin esas oldugunu ilân ediyordu. O zamanki Türk aydinlari hep böyle düsünüyorlardi, Mîsâk-i Millîde bu istekler âlemin önüne kondu. Yapilan bütün anlasmalarda delegelerin israrla istedikleri ve aldiklari milletin bu basit haklarindan baska bir sey degildi. Mîsâk-i Millî, Türk Cemiyetinin sonradan yaptigi bilhassa siyaset sahasinda bir kalkan oldu. Hep onun kabulünü, onun tahakkukunu istedik. Mîsâk-i Millî, simdi kullanilan tabirle milletçe millî mücadeleye baslarken, ilerdeki hareketler için yapilmis bir plândi diyor. Bir Iddia!.. Meshur Büyük Türk Lûgati sahibi, zamaninin ünlü fikir ve siyaset adami Hüseyin Kâzim Kadri Bey, Son Osmanli Meclis-i Mebûsâninda Aydin Milletvekili ve Meclis Baskanvekilidir. Seyh Muhsin-i Fânî, müstear adiyla pek çok eser birakan bu zatin Ikinci Abdülhamid Hân, Ikinci Mesrutiyet ve Ittihatçilarla ilgili hâtiratinin mühim bir kismi degerli arastirmaci Ismail Kara kardesimizin gayretiyle Mesrutiyetten Cumhuriyete Hatiralarim adiyla hazirlanip Iletisim Yayinlari arasinda yakin tarihimiz meraklilarina kazandirilmis hayirli bir hizmet olmustur. Hüseyin Kadri Bey bu hatiralarinda Son Osmanli Meclis-i Mebûsân faaliyetinden bahisle Mîsâk-i Millî mevzuunda der ki: Mîsâk-i Millî hazirlandi ve defaatle müzakereler ve ictimalar yapildi. Mîsâkdaki esaslari teklif eden benim. Hattâ bunun müsveddesi benim elyazimla Âsaf Beyin (Bursa mebusu) nezdindedir. Sonradan Anadoludan gelen mebuslarin istirakiyle de kati seklini aldi. Reise vekâlet ettigim günlerde Fransizcaya tercüme ettirerek badel-imza (imzadan sonra) bütün hükümetlere ve parlamentolara göndermistik. En son güne kadar takip edilecek dahilî ve harici siyasetle buna bagli millî istekleri ihtiva eden Mîsâk-i Millî benim fikrimden dogmustu. Bu hakikati fahr u mübahât ile (hakli olarak övünerek) yâd ve tekrar ederim. Pek çok eserde görülmeyen Mîsâk-i Millî ile alâkali bu mühim iddiayi naklettikten hemen sonra ilâve edelim: Meclis-i Mebûsânin gizli celsesinde kabul edilen Ahd-i Millî/Millî Misâkin bütün parlamentolara ve basina bildirilmesine dair Edirne Milletvekili Seref Beyin verdigi takrir (uydurmacasi: Önerge) Meclisin 17 Subat 1920 günkü toplantisinda okunmus ve Seref Bey o gün sadelestirilmis sekliyle hulâsaten su konusmayi yapmistir: -Muhterem arkadaslarim, millet bizi buraya gönderirken omuzlarimiza mühim bir hizmet yükledi. Altiyüz yildir adaletin keskin kilicina dayanarak ayakta duran bu devletin tarihi, dini ve bütün haklariyla müdafaasini bizden istedi. Hepimiz de kabullendik ve öylece buraya geldik. Buraya geldimiz günden beri de gönüllerimizde ve kafalarimizda bir düsünce belirdi. Bir arkadasimiz bütün yüreklerden kopup gelen baris sesini bir noktada topladi ve bütün vicdanlar bu noktada birlesti. Ortaya, ölümümüze kadar sürecek olan bir Ahd-i Millî çikti. Bu, öyle bir millî anddir ki, Meclisimiz bunu kati bir kararla bundan sonraki tarihimize kaydederken, geçmisin güçlü ve parlak günleri kadar gelecekte de, milletimiz için umdugumuz ve devletimiz için bekledigimiz en parlak günleri hazirlamis olacagiz. Okuyacagim Ahd-i Millînin, insanlari çignemek ve esir yasatmak istemediklerini ilân etmis olan Avrupanin bütün medenî devletlerine duyurulmasini teklif ediyorum. (Bravo sesleri ve alkislar.) Milletin oyu ile buraya gelen, devletin ve milletin namusunu ve dinini müdafaa ve muhafazada birlesen arkadaslarimin bu Ahd-i Millîyi kabul suretiyle gösterdikleri iman ve karardan Allah da razi olacak ve bizleri basariya ulastiracaktir. (Sürekli alkislar.) Büyük Milllet Meclisince de kabulü Kisa bir giris yazisiyla alti maddeden ibaret Mîsâk-i Millînin Meclis-i Mebûsânda okunmasini müteâkib Baskanin Bunu kabul ediyor musunuz? sualine Hepimiz ve oybirligi cevabi verilmis, O halde gereken yerlere bildirecegiz diyen baskan daha sonra, Sinop Milletvekili Dr.Riza Nur Beyi kürsüye dâvetle onun yaptigi konusmadan sonra celseyi kapatmis, o günkü kararla Ahd-i Millî dünyaya duyurulmustur. Mîsâk-i Millî, 23 Nisan 1920de Ankarada toplanan Ilk Büyük Millet Meclisinin 18 Temmuz 1920 Pazar günkü ictimainda aynen kabul edilmis ve Son Osmanli Meclis-i Mebûsânindan sonra BüyükMillet Meclisince de aynen benimsenen Mîsâk-i Millî, yer yer temiz Anadolu topragini kirleten düsmana müdhis bir darbe olmus, millî kiyamda mühim bir merhale katedilmistir. Mîsâk-i Millîde Bati-Trakya ve Musul sinirlarimiz içinde gösterilmesine ragmen, Lozanda bu topraklara sahip olamayisimiz Büyük Millet Meclisinde genis tenkit mevzuu olmus, 21 Agustos 1923 günkü Meclis toplantisinda Izmir Milletvekili Necati Bey Musul; sonralari Içisleri Bakani olan Sükrü Kaya Bati-Trakya mevzuunda hayli sert konusmalar yapmislardir!.. Kaynak: Milli gazete, 28 Ocak 2000
|