Mustafa Müftüoglu
Sultan Abdülhamid Hân niçin tahttan indirildi?!.
Necip Fazil Bey rahmetlinin ifadesiyle: Mesrutiyet, bir takim fikirsiz Makedonya kabadayilarinin ruhuna gem takmis ve kör hamlelerini istismara yol bulmus teskilâtli Yahudilik, Masonluk ve Dönmeligin eseridir!.. Ittihatçi çete bu sekilde Ikinci Mesrutiyet hareketini basarmis fakat zamanin pâdisahi Ikinci Abdülhamid Hâni devirememisti!.. Hem Sultan Hamid, hem o dönemin devlet adamlari iktidarda idi!.. Halbuki gaye, ne Kanun-u Esasînin (Anayasa) tekrar yürürlüge girmesi, ne Mesrutiyetin ilâni, ne de Meclis-i Mebûsânin açilmasiydi... Bunlar birer vasita idi ve bu vasitalardan istifade ile Sultan Hamid devrilecek, Pâdisahin Islâm âlemindeki hilâfet politikasi yok edilecek, Devlet-i Aliyye yagma edilecekti...
Bize düsman ser kuvvetler bu gaye ile Ittihatçi çete efradinin elinden tutmustu amma, Mesrutiyetin ilânina, Meclis-i Mebûsânin açilmasina ragmen Sultan Ikinci Abdülhamid Hân hâlâ mevkiini muhafaza ediyordu. Üstelik millet çogunluguyla padisahi seviyordu, ordu, mühim ekseriyyeti ile Pâdisaha bagli idi, Hareket Ordusu Kumandani Mahmud Sevket Pasa, Meclis-i Mebûsân Baskani Ahmed Riza Beye söyle diyordu: Ben maiyyetimdeki askeri, mesrutiyet ve pâdisahi kaldirmak isteyenleri tedib edecegiz (cezalandiracagiz), Pâdisahin ve milletin cani tehlikededir diyerek buraya getirdim. Halin (Pâdisahi tahttan indirmenin) bizim tarafimizdan vuku bulacagini asker duyarsa isyan eder, mahvoluruz. Milletvekilleri ise, Yildiz Sarayinin Tûlânî Merasim Salonunda 31 Aralik 1908 Persembe günü verilen ziyafette birbirini çignercesine Pâdisahin elini etegini öpmüslerdi, koyu bir Sultan Hamid düsmani olan o devrin ünlü kalemsoru Hüseyin Cahid (Yalçin) hâtiratinda: Abdülhamid ile görüsen Avrupalilar, onun pek çekici ve baglayici bir nezaket ve sahsiyyeti oldugunu ötedenberi yazarlardi. Bunu dalkavukluga ve menfaatperestlige hamlederek inanmazdik. Fakat bu gece Abdülhamiddeki büyük cazibeyi ben yakindan gördüm. Ziyafet sonunda hemen bütün mebuslarin/milletvekillerinin kalbini kazanmisti diyerek bu gerçegi itiraf etmistir!.. Sultan Abdülhamid Hânin saltanati boyunca (18761909) kazandigi bu muhtesem nüfuz ve itibar, Ittihatçilari korkutmus ve iste onlar, bütün gayretlerine ragmen sekiz buçuk aydir Pâdisahi devirmeye muvaffak olamamislardi!..
Halbuki, Ittihad ve Terakki adli çetenin basindakilerin ekserisi masondu ve bu masonlarin kayitli bulundugu loca Sultan Abdülhamid Hânin tahttan indirilmesine çoktan karar vermisti!.. Masonlar bu kararla Ittihatçilara yardimci olmuslar, tiyatro oyununu andiran bir merasimle (tekris) yemin ettirmislerdi!..
Gizli anlasma!..
Sevre kadar, düsmanlarimizin aleyhimize yaptiklari elimizde bulunan bes gizli antlasmaya göre gayeleri: Milletin ve devletin haklarini titizlikle koruyan, düsmanin bütün melanetlerini en ince teferruatina kadar bilen ve aldigi fevkalâde tedbirlerle, bu arada bizzat elindeki Yildiz Istihbarat Teskilâti çalismasiyle koskoca Osmanli Imparatorlugunu (Adriyatikten Bagdatta, Kuzey Karadeniz sahillerinden Orta Afrikaya kadar) bütün iç ve dis düsmanlara ragmen ayakta tutan Sultan Ikinci Abdülhamid Hân devrilecek ve sonra... Ve sonra Yahudi Filistine yerlesecek, Pâdisahin Islâm âlemindeki taa Çine kadar uzanan büyük nüfuz ve itibari yok edilip Ingiliz emperyalizmasi hâkim olacak, Moskof, gözünü diktigi Bogazlari alip Akdenize inecek, Türkiyenin mirasi üzerinde Almanyanin haklarindan bahseden Almanlar, Ingilizleri alt edip Anadolu ve Mezopotamya ile beraber Hindistan ve Misira sahip olacak, biri surayi, digeri burayi zaptedecek... Velhasil muhtesem Imparatorlugumuz yikilip gidecekti!..
Asirlardan beri bu gaye pesinde kosan düsman, Tanzimâtçisini da, Yeni Osmanlisini da, Ittihatçisini da zaman zaman hep bu gaye ugruna besleyip bagrina basmis bu gaafilleri veya hainleri kendi usullerince ayni gaye ugruna yetistirmistir!..
Tanzimâtçidan Yeni Osmanliya, ondan da Ittihatçiya intikal eden bu gaflet veya ihanet nihayet netice vermis, tarihimize irticâ diye geçen Rumi: 31 Mart 1325, Milâdî 13 Nisan 1909 olayi sonunda Sultan Ikinci Abdülhamid Hân al-asagi edilmis, kendi ifadesiyle: ........ fimabaad (bundan sonra) ne pâdisahligin ve ne de hilâfetin ehemmiyeti kalmayacaktir. Zannedersem ben, hateme-i müluk (pâdisahlarin sonu) olacagim demis ve gerçekten ondan sonra gelen kardeslerinden Suldan Resad (19091918) Ittihatçilar elinde esâretten bir saltanat sürmüs; Sultan Vahideddin (19181922) ise bahtsiz bir Osmanoglu olarak yurt disina hicret edip hayatini gurbette tamamlamistir!..
Ve sonrasi...
91 yil evvel 27 Nisan 1909 Sali günü Meclis-i Millî denilen içlerinde pek çok hainin de bulundugu Âyan/Senatör ve mebûsanin/milletvekillerinin bulundugu topluluk tamamen uydurma, iftira, yalan, efsane saheseri bir fetvâ ile Abdülhamid Hâni tahtindan indirdi!.. Böylesine bir fetvâya Fetvâ Emini Haci Nuri Efendi bütün tehdit ve tazyike ragmen muhalefet ederek meslek-i ilmiyyenin haysiyyetini korumustur. Mevlâ râhmet eyleye...
Sultan Ikinci Abdülhamid Hâni tahtindan indirenlerin basinda Talât Pasa vardir. Mason, hem de Üstad-i-azam derecesinde mason olan bu Talât Pasa için Falih Rifki Atay: Imlâsini bizim düzeltecegimiz kadar Türkçesi vardi der!.. Iste bu masonun basinda bulundugu çete, tamamen uydurma bir fetvâ ile Abdülhamid Hâni devirdikten sonra, yeni bir afvolunmaz hatâ, silinmez leke ile, içlerinde ünlü bir Yahudinin, bir Ermeninin ve iki de karanlik islerin adamindan kurulu bir heyeti, Osmanli tarihinde tek bir misli olmayan fâcia ile Müslümanlarin Halifesi olan alti yüz yillik Osmanli devletinin hâkanina göndererek tahttan indirildigini bildirmekten utanmadilar!.. Ve sonra da ayni günün gecesinde alelacele bir kararla Selânike gönderdiler!.. Yirmi dört kisilik maiyyetiyle çok zor sartlar içindeki bu yolculugun ne müdhis bir eziyet içinde geçtigine dair pâdisahin kizlarindan Sadiye Sultan (18861977) ile Ayse Sultanin (18871960) yayinlanmis hâtiralarinda ibretle okunacak sayfalar vardir!..
O tarihe kadar pek çok pâdisah hal edilmis/tahtindan indirilmis, hattâ Ikinci Osman/Genç Osman (16181622) ve Abdülaziz Hân (18611876) gibi öldürülenler olmus, fakat Istanbul disina sürgün edilen pâdisah olmamisti!.. Hareket Ordusu basinda Istanbula giren ve Abdülhamid Hânin büyüklügü sayesinde müdhis bir lüpçülükle zafer (!!!) kazanip tam bir diktatör kesilen Mahmud Sevket Pasa bu sürgün isini plânlayan kimsedir!.. Sultan Hamid bu nankörün tertibi, oyunu ile Selânike giderken, Istanbulda korkunç bir soygun baslamis, daha evvel kaydettigimiz bu korkunç soygun tarihimize Yildiz Yagmasi diye geçmis ve bu yagmadan kurtulabilen yalniz Yildiz Kütüphânesi olmustur!..
91 yil evvel 27 Nisan 1909 Sali günü baslayan Abdülhamid Hânin Selânikdeki sürgün hayati 1912 yilinin 1 Kasim Cuma gününe kadar üç sene, alti ay, üç gün devam etmistir!.. Bu üç buçuk yillik sürgün hayatinin zorluklari, istirabi, hüznü ve üstelik servet gasbi basta Mahmud Sevket Pasa olmak üzere, Ittihatçi çete basindaki sergerdelerin yüz karasidir!..
Bu haftaki yazimizi Ali Riza Alpin bir cümlesiyle noktalayalim: Abdülhamidi kötülemek cehalettir.
Kaynak: Milli gazete, 28.04.2000