Abdullah Büyük |
Neml Suresi: Ayet (45-53)
Hicaz ile Sam arasinda Semud Kavmi yasiyordu. Bu toplumun yasadigi bölgenin adi ise Hicr idi...
Üzerinde yasadigimiz yeryüzü hiçbir zaman ne iyilerden, ne de kötülerden bos kalmamistir. Kendilerini yaratan Yüce Allah'in katindan gelen hükümleri inkar ederek, ruh ve vicdanlarini boslukta birakmis hiçbir topluluk huzur ve refah görmemistir... Buna ilaveten su aci gerçegi de biliyoruz ki, kitle psikolojisi çok defa aklin ve idrakin yolunu degil, his ve duygularinin yolunu seçer.
Iste Hicr bölgesinde yasayan Semud toplumu, bir putun etrafinda dönüp dolasarak hayat sürüyordu... Serre rizasi olmayip, hayra rizasi olan Yüce Allah (cc) bu topluma irsadci, kurtarici olarak seçtigi ve sevdigi Salih Peygamberi gönderdi... Kalbinin derinliklerinden gelen davet, sevgili Peygamber'in ilk sözü oldu.
- "Bu puta ibadet edilmez, itaat edilmez... Allah'a itaat edin."
Iste ne olduysa bundan sonra oldu... Semud toplulugu iki ana gruba ayrildi. Biri Hz. Salih'in davetine "evet" dedi, büyük çogunluk karsi çikti... Tabii is bununla kalmadi...Ülkenin (bölgenin) kaderinde söz sahibi olduguna inanan dokuz kisilik bir çete grubu bir araya geldi... Bunlar halk üzerinde siyasi, iktisadi ve ilmi açidan nüfuz sahibiydiler...
Kapali kapilar arkasinda toplaniyor ve gece baskini düzenleme projeleri agirlik kesbediyordu. Isbu dokuz kisilik komitenin kurdugu komplonun iki ayagi vardi: 1. Gece karanlik basinca Hz. Salih ve etrafindakilere baskin yapmak,
2. Sonra da "Biz öldürmedik" diyerek inkar etmek...
Ve dügmeye basildi. Önce toplulugun karsisina geçerek menfi propagandaya basladilar. Salih isimli kisinin (Hz. Salih'in) ugursuz oldugunu, mevcut olan birlik ve beraberligi bozdugunu, baba ile ogulun, kari ile kocanin, amca ile yegenin arasini açtigini, bunlar yetmiyormus gibi ugursuzluklari sebebiyle kurakligin geldigini ve böylece huzur ve güvenin kalmadigini halk arasinda yaymaya basladilar... Bu yönteme günümüzde "kamuoyu olusturmak" denmektedir...
Böyle bir ortami hazirladiktan sonra, ikinci ve son planlarina geçtiler. O da Hz. Salih'i ve çevresindeki yakinlarini ortadan kaldirmakti...
Dokuz kisilik bu komplocu heyet elini kolunu sallaya sallaya, genis bir rahatlik içerisinde ve tereyagindan kili çekercesine bu isi basaracaklarina inaniyorlardi... Ne var ki azgin komiteciler ve onlarin destekleyicilerinin durumu çok vahimdi. Çünkü onlar, inkar, azginlik ve ahlaksizliklarini zulümle birlestirmis ve bütünlestirmislerdi. Böyle bir topluma azabin gelmesi ise hakti.
Dokuz kisilik çetenin kurdugu tuzak, Hz. Salih ve yakinlarini öldürmek, Allah'in kurdugu tuzak ise, onlarin bilemiyecegi bir taraftan yok olmalariydi.
Iman ve amellerinde direnmis, hiçbir zaman geri adim atmamis olan sikintidaki mü'minleri ferahlatici bir havanin esmesi söz konusu idi...
Çünkü hilenin, tuzagin neticesi felaket, akibeti ise hüsrandir. Rabbimiz kudsi hadisinde mealen söyle buyurur:
"Allah'tan korkani, Allah, korkulacak seylerden kurtarir. Onda iki korkuyu bir araya toplamaz."
Rabbimizin degismeyen yasalarindan biri de, zorba ve taskinlara karsi uyguladigi yasasidir... Ve ceza, herkese ameli cinsinden gelir, kötü düzenler ancak sahiplerinin baslarina geçer...
9 kisilik zorba komite son hazirliklarini yapar, birbirlerini ele vermeme konusunda kendi aralarinda son kez yeminlesir ve gece baskini için beklemeye baslarlar...
Ne var ki daha yerlerinden kalkmadan, Yüce Allah (cc) onlari ve tabilerini toptan helak eder... Rivayete göre Hz. Salih ve 4000 kisilik Müslümanlar kurtulmus olur... Semud toplulugunun sahte kurtaricilari ise helak olmustur artik.
Peki, Rabbimizin iman eden mü'minlere karsi verdigi bu destegin, yaptigi bu yardimin altinda yatan nedir? 9 kisilik çete haril haril çalisirken, mü'minler de horul horul uyudular mi acaba? Yahut yapmasi gereken vazifeleri ihmal mi ettiler? Rabbimiz, adeta mü'min kullarin kurtarilmalarini, onlarin hakettigi hüviyetine baglamakta ve önemli bir noktaya dikkatimizi çekmektedir:
"Iman edip, Allah'a karsi gelmekten sakinanlari kurtardik" Neml: 53
"Görülüyor ki Mehdi'nin yapacagi vazife ile, Müslümanlar'in yapmakla mükellef oldugu vazilfeleri karistirmamak lazimdir... Istikballerini ve zaferlerini Mehdi'nin gelmesine baglayanlar, kurtulamazlar ve kurtaramazlar...
Meshur zalim Yusuf Sakafi (Haccac-i Zalim) Bagdat valisi iken, zulmetmis kan akitmis, zorbalik yapmis... Sehrin ileri gelenlerinden bir grup esraf:
- Ey Yusuf (Haccac-i Zalim), niye ceddin Ömer gibi halkina adil ve insafli olmuyorsun? Bu kan, gözyasi, zulüm, nereye varacak? dediklerinde, Haccac der ki;
"Tebezzeru eteammar leküm - Yani Siz Ebuzer'lesin, ben de size karsi Ömer'leseyim..." Müslümanlar Ebu Zer gibi zühd ve takva üzere olurlarsa, Allah da baslarina Ömerler'i nasib eder... Galiba kurtulus reçetesi de bu olsa gerek.
Not: Muhterem okuyucularimiz. Neml suresinin 45-53.ayetlerini tefsirlerden okursaniz, daha genis bilgi alabilirsiniz. Allah, akibetimizi hayretsin.
Kaynak: Akit gazetesi, 17.02.2000