Murabitun Hareketi ve Murabitlar Devleti
Murabitun Hareketi
ve Murabitlar Devleti
(1056 1147
m.)
Mehmet FATSA
Giris: Selman-i Farisi'nin, Iran'in kültür tarihinde temsil ettigi misyon gibi Bilal-i
Habesi adinin da Afrika'nin siyasi tarihinde simgesel bir anlami vardir. Bu nedenle Islam
ordularini komuta edenlerin, kitayi "Bilalilestirmek" gibi bir amaçlarinin
daima oldugunu söylemek yanlis degildir. Afrika'nin siyah tenli insanlarini gören her
bilinçli müslüman Hz. Bilal gibi bir sahsiyeti hatirlamadan edememistir. Onu,
"kölelikten gelmis bir siyah" olarak görmek yerine, "mü'minlerin
efendisi" kabul ederek, bütün siyahlari "Bilallestirmek" temel ilke
olmustur.
Müslümanlar açisindan böyle bir tarihi anlam tasiyan bu topraklar, Batililar için,Pon
savasindan bu yana, "istah kabartici bir pasta" olma özelligini bütün çaglar
boyunca sürdürmüstür. Nitekim, bir "din savasi" gibi gösterilmeye
çalisilan Haçli Seferlerinin, aslinda ekonomik amaçlar tasidigini artik herkes
bilmektedir. Özellikle, kesiflerden sonra yasanan sömürgecilik döneminin, Sanayi
devriminden sonra, uluslar arasi emperyalizme dönüsmesi, bu kara kitanin "kara
talihi"ni de belirleyen en temel gerekçe olmustur diyebiliriz.
Iste bu mütevazi çalisma, önceleri kitanin Islamlasmasini saglayan, daha sonraki
asirlarda da, bahsini ettigimiz sömürgecilere karsi örgütlenmis ve önemli basarilar
elde etmis sufi hareketlerin, tarihi arka planini ortaya koymayi amaçlamaktadir.1
Afrika'nin müslümanlasma sürecinin 615 yilinda yasanan "ilk hicret" olayina
kadar indigini biliyoruz. Hz. Ömer döneminde gerçeklestirilen ilk fetihlerden sonra,
Ukbe b. Nafi ve Musa b. Nusayr'in, Berberi kabileler ile mücadaleleri, bu süreçte ayri
bir yer teskil eder. Özellikle Emevi halifesi Ömer ibn Abdülaziz'in arzusuna uyularak,
Berberi kabileler arasina gönderilen bilginlerin, bunda daha fazla etkili oldugu bilinen
bir konudur. Iskenderiyeli rahip Arius'un "monofizit" ilkelere dayali olarak
kurdugu Arianizm mezhebinin, Ortadox Bizans'a ragmen bu kitada yayilmis olmasi ve
"gerçek hristiyanliga yakin" ilkeler tasimasi, Islamiyetin de burada
yayilmasini kolaylastirici bir neden olarak görülebilir. Buna ragmen Islamlasma süreci,
yüzyillarca devam etmis, puta tapan ve kötü aliskanliklarini kutsallastiran ilkel
kabileler arasinda Islamiyetin köklesmesi kolay olmamistir.
Abbasiler döneminin "esitlikçi ve özgürlükçü" politakalari
nedeniyle gelisen fikri ve tasavvufi akimlar, ülkenin diger yerlerinde oldugu gibi,
Afrika'nin iç kesimlerinde de etkisini göstermis, bir çok mahalli lider veya kabile
reisi, Islami kabul ettikten sonra basinda bulundugu kabileler ile birlikte bu akimlardan
birine intisap etmistir.2
Afrika insaninin mistik yapisi ve gizemli kavramlara olan ilgisinin bir gerekçe olarak
kabul edilmesi durumunda, Islamiyet'in daha çok neden tasavvuf kanaliyla bu cografyada
yayildigi anlasilmis olur. Daha Islam dininin ilk vahyedildigi zamanlarda, Afrikali bir
kölenin müslüman olduktan sonra yasadigi "dramatik" hayatin, bir bakima bu
cografyada yasayan siyah insanlar için simgesel bir anlaminin oldugunu da unutmamak
gerekir.
Murabitun hareketinin etkili oldugu miladi 11. ve 12. yüzyillarda Islam dünyasinin genel
siyasi durumunun çok da iç açici olmadigi görülmektedir. Bagdat merkez olmak üzere
Asya'da sembolik gücünü korumaya çalisan Abbasi halifeliginin karsisinda, en ciddi
tehdit olarak duran Batini hareketinin3, bütün K. Afrika, Suriye, Bati Arabistan ve
Sicilya'yi içine alacak sekilde Fatimi devletini, Basra Körfezi'nin kuzeybati havzasi
(Kirman)ni içine alacak sekilde de Büveyhogullari devletini kurdugunu görüyoruz. Bu
iki devletin siiligi yaymaya dayanan politikasi, Batini fikir akimlarina dayanan terör
hareketlerinin de güçlenmesine ve Sünni devletlerin içeride zayif düsmelerine imkan
saglamistir. Fatimilerin, Haçlilari, Islam dünyasi üzerine kiskirtmalarini da bu
politikanin bir yansimasi olarak görmek gerekmektedir.
Batini devletlerin takip ettikleri politikalarin genel ekseni, tarih boyunca hep Sünni
devletleri içeriden zayiflatmaya yönelik olmustur. Bu durum Islam dünyasinda, bir
tehlike ve tehdit olarak halen devam etmektedir.Tarihimizde birer Sünni devlet olarak yer
almis olan Gazneliler'in, Selçuklular'in, Aksitler'in ve sonraki asirlarda Osmanlilar'in
disarida ve içeride en fazla mücadele etmek durumunda kaldiklari akim Batinilik olmustur
diyebiliriz.4
Çalismamizin konusunu olusturan Murabitun hareketi de, kurulusundan yikilisina kadar
Batini fikir akimlari ile mücadele etmek durumunda kalmistir. Bu bakimdan Murabitlari
önemli kilan faktörlerden biri de Batini hareketlerle mücadele etmis olmalaridir.
Batinilerin Islam dünyasina ve tarihine yasattiklari sancili süreç, ayrica bir inceleme
konusu olarak da ele alinabilir.
Murabitun Hareketinin Dogusu: Hareketin lideri olan Abdullah b. Yasin, Büyük Sahra ile
Fas siniri arasinda yasayan Cuzuli kabilesine mensuptur. Ispanya'da Kurtuba sehrinde
basladigi tahsiline, bölgenin ünlü fakihi Veccac b. Zellu el-Lamti'nin yaninda (Sus'ta)
devam etmis ve burada Darülmurabitin adiyla kurulmus olan ilk ribatta egitimini
tamamlamistir.5
Bu dönemin Afrika müslümanlik tarihine dair fazla bilgi içermeyen kaynaklarin satir
aralarinda elde ettigimiz bilgilere bakarak, onun Berberilerden Cüdale kabilesi reisi
Yahya b. Ibrahim'in davetine uyarak, Büyük Sahra'nin güneyinde yasayan ve kelime-i
sahadetten baska Islamla bir iliskisi olmayan kabilelere Islam dinini ögretmeye
basladigini ifade edebiliriz.6
Abdullah b. Yasin'in irsad faaliyetlerinin ilk dönemlerde, bahsi geçen kabileler
arasinda umdugu basariyi saglayamadigini görüyoruz. Bu nedenle o, kendisine siki bagli
kimselerle, Senegal nehri çevresine çekilmis ve bu nehir üzerinde bulunan adada ilk
"ribat"tan faaliyetlerini yürütmeye baslamistir. Bu degisiklik sonuç vermis,
çevredeki kabilelerden, bilhassa Senhacelerin bir kolu olan Lemtune kabilesinde etkili
olmustur.Böylece, "murabitun" hareketi, merkezi Senegal olmak üzere çevrede
yayilmaya baslamistir.7
Kaynaklardan ögrenebildigimize göre Murabitlar hareketi sadece bir züht hareketi olarak
toplumun degisik kesimleri içinde yayilmakla kalmamis, giderek bir devlet disipliline
dönüsmüstür. Özellikle Senhaceleri'in bir kolu olan Cudale kabilesi reisi, Islami
bilgilere vakif, kültürlü ve cesur bir insan Yahya b. Ibrahim'in destegi ile, Murabitun
hareketi çevrede bulunan diger kabilelerin de intisabi ile hizla yayilmaya baslamistir.
Abdullah b. Yasin'in baslattigi bu sufi hareketin, kabileler arasinda yayilip
devletlesmesinde, doktrininin ikna ediciligi yaninda, süphesiz hareketin askeri bir
disipline dönüsmüs olmasi da yer alir. Farkli bölgelerde yasayan kabileler arasinda
kurulun ribatlarda meskun muridandan olusan fedailerin, hareketin prensipleri
dogrultusunda belirlenmis kurallari uygulamalari ve ticaret yollarinin güvenligini
saglamalari ile, bölgede huzur ve adaletin tesisi sonucu kurulan bu devlete, tarihte
Murabitun Devleti denilmistir.8
Lemtune, Cudale ve Senhace kabilelerinin kendisine baglanmasindan sonra, Abdullah b.
Yasin, sayilari 30.000'i asan, dini ve askeri yönden iyi yetistirilmis bir ordu tesekkül
ettirmis ve baslarina da dava arkadasi Yahya b. Ibrahim'i, daha sonra da Yahya b. Ömer'i
getirmistir. Sicilmase hakimi Mesut es-Zenati gibi9 mahalli liderlerin halka ve alimlere
zulmetmesi üzerine, fetih faaliyetlerine girisilmistir.
Murabitlar Devleti: Yahya b. Ömer'in sehit düsmesi üzerine, 1056 yilinda
"emirü'l-müslimin" ünvani ile Ebubekir b. Ömer (lemtuni) is basina
getirilmistir.Bazi kaynaklar, Murabitlar devletinin kurulusunu bu tarihle
baslatirlar.10Bunun sebebi, esas fetihlerin bundan sonra yasanmasi olmalidir.
Islam dinine sikica bagli ve Bati kaynaklarinda "Almovarides" seklinde geçen
Murabitlar, ehl-i sünnet mezheplerinden Malikiligi benimsemisler ve cihat düzenine
dayanan devletlerinin sinirlarini,Misir'dan Atlas okyanusuna, Nijer havzasindan Ispanya'da
Ebro nehrine kadar genisletmislerdir.Baskentleri ise Merakes sehridir.
Abdullah b. Yasin'in manevi liderliginde kurulan ve giderek genisleyen Murabitlar
Devleti'nin, Ebubekir b. Ömer'in emirligi döneminde büyük fetih hareketine giristigini
görüyoruz. Ilk hedef olarak Fatimilerin bir kolu olan Sii Sus prensligi ortadan
kaldirilmis, iyi yetistirilmis bir komutan olan Yusuf b. Tafsin'in de yardimi ile ele
geçirilen bu prenslikte sii akidesine son verilip Maliki mezhebinin esaslarina dayanan
yeni bir idare kurulmustur. Murabitlar bundan sonra Mesmudalar idaresindeki, Magrip
topraklarina girmisler ve buranin bir kismini ele geçirmislerdir.Daha sonra da,
Afrika'nin bati kismina egemen olan Fana Kralligina son vererek, sufi hareketin yayilma
alanini da genisletmislerdir. 1059'da Temasna bölgesinin hakimi olan putperest
Bergavatalarla yapilan savasta Abdullah b. Yasin sehit düsmüstür.11
Ebubekir b. Ömer Lamtuni'den sonra devletin basina sirasi ile su isimler geçmistir:
1- Ebu bekir b. Ömer Lamtuni (1056-1061)
2- Nasiruddin Yusuf b. Tafsin (1061-1106)
3- Ebu'lHasan Ali b. Yusuf (1106-1143)
4- Ebu Yusuf Tafsin b. Ali (1143-1145)
5- Ebu Ishak Ibrahim b. Tafsin (1145-1146)
6- Ishak b. Ali (1146-1147).12
Murabitlar, esas ihtisamli dönemini Yusuf b. Tafsin döneminde yasamislardir. Onun
zamaninda, zahidlerden olusan Islam ordusu, Ispanya'ya çikartma yaparak Hristiyanlari
Zellaka Meydan Muharebesinde (1086) agir bir yenilgiye ugratmislardir. Diger müslüman
emirlerin de itaat etmesi ile Ispanya'da Murabitlar devri baslamis, böylece bölgede
Islamin hakimiyeti bir kaç asir daha uzamistir. Onlarin bu faaliyetleri, Islam
dünyasinda büyük yanki uyandirmis, hatta Abbasi ve Selçuklu hükümdarlari üzerinde
büyük tesirleri olan Nizamiye medreselerinin bas rektörü Imam Gazali Hazretleri, Emir
Tafsin'i ziyaret için yola çikmis, ancak Misir'a geldiginde vefat haberini duyup geriye
dönmüstür.
Murabitlarin Ispanya hakimiyeti 1147 yilina kadar, yarim asirdan fazla sürmüstür.
Onlarin hakimiyeti döneminde yetistirilen Islam bilginleri ve sufilerin gayretleri ile
Islam dini, Moritanya, Senegal, Gana, Yeni Gine, Nijerya, Mali ve Gambiya gibi yerlere
yayilma imkani bulmustur.
Tarihçilerin, bu devletin üç temel nedenden dolayi yikildigini ifade ederler:
* Ispanya'nin alinmasindan sonra, buranin safahat hayatina kendilerini kaptiran, çöl
kültürüne bagli Bedevilerin, benliklerini ve cihatçi ruhlarini kaybetmeleri.
* Ibn Rüst ve Ibn Hazm gibi rasyonalist Endülüslü feylosoflarin meydana getirdikleri
fikir anarsisine halkin ve mutasavvif yöneticilerin hazir olmamalari.
* Batinilerin yikici faaliyetleri karsisinda, mukavemet edici bilimsellik sürecini
olusturamamis olmalari.
Balear adalarinda 79 yil (1126-1205) hüküm süren Beni Ganiye melikleri de Murabitlara
bagli olarak yasamislardir. Akdeniz'in batisinda yer alan bu adalar ülkesinde bundan
sonra, egemenligi ele geçirmis olan Sii Muvahhitler'in dönemi de dahil edilecek olursa,
müslümanlarin buradaki hakimiyet süreleri, Aragon istilasina kadar, 518 yil
sürmüstür.
Islam dünyasinin Magrip kanadini olusturan ve Berberi kabileler arasinda Islamin
yayilmasini saglayan Murabitlar devleti, Gazzali ekolüne bagli olarak bir asir kadar
bölgeye hükmetmis, ancak yukarida ifade edilen sebeplerle ve en çok da,Batini
Muvahhitlerin saldirilari ile, 1147'de kesin olarak yikilmistir.
Netice:
1- Murabitun hareketi, Sunni/Sufi bir harekettir. Islamin coskulu bir biçimde yasandigi
ve bu nedenle de kisa sürede yayilarak kita disina tastigi anlasilmaktadir.
2- Cihat faaliyetini esas alan bir hareket olmasi, Islam dininin Hristiyan veya putperest
olan Berberi kabileler arasinda yayilmasini kolaylastirmistir.Bu durum tasavvufun,
Afrika'nin Islamlasmasinda en üst seviyede katki sagladigini bize göstermektedir.
3- Islam dünyasinda çok ciddi bir sorun olan Batini anarsizmi, bu devletin de iç ve dis
politikasinin en önemli belirleyicisi olmustur.Bu yüzden Murabitun hareketinin ilgi
alanlarindan biri de, Batinilikle mücadele olmustur. Afrika kitasinda Sia'nin yayilmasini
engelleyen, tarihsel açidan çok önemli bir görev üstlenmistir.
4- Sii Erdebil tarikati hariç tutulacak olursa, Islam dünyasinda devlet kuran ve kendi
esaslarini devletin kurumlarinin sekillenmesine yansitan Murabitun hareketi, bu yönü ile
Senusilige benzemektedir.
5- Islam dünyasinin baska yerlerinde, daha çok toplum içinde "irsad"
misyonunu üstlenerek örgütlenmis olan tasavvufi hareketlerden çok farkli olarak,
Imam-i Gazali'nin sistemine uygun gelistirilen tasavvuf egitiminin askeri nitelik
tasimasi, onun giderek devlet düzenine dönüsmesini de saglamistir.
6-Murabitun hareketi, daha çok Afrika'da görülen "ihyaci ve islahatçi"
sufiligin bidayetini teskil eder. 19. yüzyilda etkin bir sufi hareket olarak karsimiza
çikan Senusiligin; hatta 20. yüzyilda Misir ve Suriye'de, etkili siyasi muhalefet
örgütlenmesi olarak bilinen Ihvan-i Müslimin hareketinin arka planinda,Murabitlarla
baslayan bu ihyaci tarihi gelenek vardir.
Dipnotlar:
-----------------
1- Afrika'da ortaya çikan belli basli tarikatlar: Rahmaniyye, Kadiriyye, Seyhiyye, Ebu
Aliyye, Ticamiyye, Teybiyye, Zeyniyye Bin Nahyiye, Derkiyye,Sazeliyye ve Senusiyye genis
bilgi için bkz. Prof. Dr. Fazlur Rahman, Islam trc. M. Aydin-M. Dag, Ist. 181; Filibeli
Sehbenderzade, Ahmet Hilmi Efendi'nin, 1905 yillarinda yazdigi Senusiler ile ilgili
Osmanlica eser.; 2- Prof. Dr. Philip Hitti, Siyasi ve Kültürel Islam Tar. trc. S. Tug,
c.2. s. 338. Ist. 1980; Islam tarihinde ilk hicret olayi için bkz. Ibnü'l Esir El Namil
Fi't-Tarih, c. 2, s. 66, trc. A. Özaydin, Ist. 1987; 3- Batinilikle ilgili olarak bkz.
Fazlur Rahman, a.g.e Islam Ans. "Batini mad.; M. Semseddin, Hurufattan Hakikati, Ist.
1332 A. Ates "Batiniyye mad. I. A. 2339; 4- Islam Ans (TDV), "Batinilik"
md. P.M. Holt Haçlilar Çagi, s. 79-81, Ist. 1999; Ayrica Gazneliler için bkz. Prof. Dr.
Erdogan Merçil. Gazneliler Devleti Tarihi, TTK, Ank. 1989; Y.Hikmet Bayur, Hindistan
Tarihi, c.1, TTK, Ank. 1947 T. W. Arnold, Isl. Tar. s. 314, Ank. 1982; Abdülkerim
Özaydin, "Abdullah b Yasin el-Cuzuli", Islam Ans. (TDV). 142, c.1, Ist. 1988;
Dogustan Günümüze B. Is. Tar. 3/444-491; 5- bkz. Islam Ans. (TDV),
"Batinilik" mad.; Prof. Dr. Erdogan Merçil, Gazneliler Devleti Tarihi, TTK.
Ank. 1989; Y.Hikmet Bayur, Hindistan Tar. c. 1, TTK, Ank. 1947; 6- T. W. Arnold, Isl. Tar.
s. 314, Ank. 1982; Abdülkerim Özaydin, "Abdullah b. Yasin el-Cuzuli" Islam
Ans. (TDV) s. 142, c.1, Ist. 198; A. Özaydin, a.g.e, s. 142; Arnolt, Yahyali B.
Ibrahim'in, Senhace Kabilesine mensup oldugunu nakleder.; 7- Doç.Dr. Ünver Günay,
"Zenci Afrida'da Isl. " Atatürk Ünv. Isl. Ilimler Fak. Derg. s. 109, sayi 4,
1980; 8- C. E. Bosworth, Islam Devletleri Tarihi, trc. E. Mercil-M.Ipsirli, s. 34, Ist.
1980; Yilmaz Öztuna Devletler ve Hanedanlar, c. s. 225, K.B.Yay., Ank. 1996; 9- Özaydin,
1/442, M. Larouse 963-64; 10- Öztuna, 1/225; 11- bkz. Groller International Americana
Eneyelopedia 1/122-123, Ist. 1983, Özaydin, 1/142; 12- Öztuna 1/225, Islam Ans.(MFB),
8/586, Ist. 1960; Dogustan Günümüze B. Isl. T. 5/331-338, Ist. 1992
Kaynak: Miço'nun
sayfasi
by Muhammed Faruk