el-Gâyetu'l-Kusvâ adli eserinin mukaddimesinde belirttigine göre birinci derecede hocasi Siraz baskadisi olan babasi Ömer ibn Muhammed'dir. (Mahmud Besyunî Fûde, Nes'etu't-Tefsîr ve Menâhicuhû, Kahire 1986, s. 211).
Eserleri ve bu arada tefsîri Islâm âleminde çok meshur olmasina ragmen hayati, hocalari ve talebeleri hakkinda kaynaklarda yeteri kadar bilgi yoktur. Yalniz onun, Tebriz'e geldigi sirada bir mecliste gösterdigi maharet ve ilmi seviye anlatilmaktadir ki bu sayede o mecliste hazir bulunan bir vezir tarafindan itibar gördügü kaydedilir. (Davudî, Tabakâtu'l-Müfessirîn, Beyrut, t.y. I, 248-249).
Tefsir, Hadis, Fikih, Usûl-i Fikih, Kelâm, Mantik ve Dil konularinda te'lif etmis oldugu eserlerden önemli olanlari sunlardir:
1. Minhâcul-Vusûl ilâ ilmi'l-Usûl: Fikih usulüne dairdir.
2. Serhu Mesâbîhu's-Sünne: el-Begavî (ö. 516/1122)'nin hadise dair Mesâbîhu's-Sünne adli eserinin serhidir.
3. Nizâmu't-Tevârîh: Farsça olan bu eseri Hz. Âdem'den baslayarak 674/1275 yilina kadar gelen genel ve özet bir tarihtir.
4. el-Gâyetu'l-Kusvâ: Sâfiî mezhebine göre kaleme alinmis olan bu eser furûu'l-fikha dairdir.
5. Tavâliu'l-Envâr min Metâlii'l Enzâr. Kelâm ilmine dairdir.
6. Envârü't-Tenzîl ve Esrâru't Te'vil. Kâdî Beydâvî "Kadî Tefsiri" diye de bilinen bu eseri ile söhret bulmus, ilim erbabinca çok degerli bir tefsîr olarak kabul edilen bu tefsir asirlar boyunca ehl-i sünnet dünyasinda medreselerde okutulagelmis, üzerinde 250'den fazla serh, hasiye ve ta'lîka yazilmistir. Fikihta Sâfiî, akaidde Es'arî mezhebine göre te'lif edilmis olan bu tefsîri özellikle Osmanli medreselerinde asirlarca ders kitabi olarak okutulmustur. Osmanli âlimlerince Hanefî-Maturudî mezheblerine uygun Nesefî tefsiri "Medâriku't-Tenzîl ve Hakâiku't-Te'vîl"in degil de Kâdî'nin bu eserinin medreselerde okutulmak üzere seçilmis olmasi ger çekten önemini ve degerini ortaya koymaktadir.
Envârü't-Tenzîl doguda ve batida defalarca basilmis olmakla birlikte yazmalari karsilastirilarak ilmî bir nesirle simdiye kadar yayinlanmamistir.
Bu eserin hâsiyeleri arasinda Muslihiddin ibn Temcîd (ö. 890/1485), Muhammed ibn Mustafa Seyhzâde (ö. 950/1543) Abdülhakîm es-Siyalkûtî (ö. 1067/1485) Sihâbuddîn el-Hafâcî (ö. 1069/1659) ve Ismail Ibn Muhammed el-Konevî (ö. 1195/1781)'nin hâsiyeleri basilmistir. Bunlar içinde de Sihâb, Seyhzâde ve Konevî hâsiyeleri çok meshurdur.
Kâdî tefsîrini -hemen bütün müfessirlerde oldugu gibi- hayatinin sonlarina dogru Tebriz'de kaleme almistir. 650/1252 yillarina dogru buraya geldigine göre tefsîrin yazilisi H. VII. asrin ikinci yarisindadir.
Tefsirinin basinda Kâdî Beydâvî bir
müfessirde bulunmasi gereken sartlari ve tefsirinin özelliklerini söyle
açiklar: "Tefsir ilmi dînî ilimlerin baskani ve basi, seriat binasinin temelidir.
Onun hakkinda konusmaya ancak usul ve fürûu ile dini ilimlerin hepsinde yüksek bir
mertebeye ulasmis, Arap dil ve edebî sanatlarin bütün çesitleri üzerinde bütün
akranlarinin üstünde olanlar lâyiktir. Uzun zamandir bu sahada bir kitap yazmayi
düsünmekteydim. Bu kitab Sahâbe, Tâbiûn ile onlardan sonraki selef ve halef
âlimlerinin büyüklerinden bana ulasan tefsire dair sözlerin özünü, parlak
nükteleri, parlak lâtifeleri, gerek benim, gerekse benden önceki faziletle müteahhir
âlimlerin Kur'ân'dan çikardiklari hükümleri ihtiva edecek, meshur sekiz imama nisbet
edilen kirâat vecihlerine, muteber kurradan rivâyet edilen sâz kirâatlere yer
verecekti." (Mecmau't-Tefâsîr, Istanbul 1984, I, 7-13). Gerçekten Kâdi
tefsirinde, bu giristeki sartlarina uymus, söylediklerini ihtiva eden kisa, öz bir
tefsir meydana getirmistir.
Kâdî tefsirinin en önemli kaynaklari Zemahserî (ö. 538/1144)'nin el-Kessâf adli tefsîri ile Fahruddîn er-Râzî (ö. 606/1210)'nin Mefâtihu'l Gayb (el-Tefsîru'l-Kebîr)'idir. Zaman zaman Râgib el-Isfahânî'nin el-Müfredât fî Garîbi'l-Kurân'indan da istifade etmistir.
Bir âyetin tefsîrinde büyük çogunlugunu el-Kessâf'tan naklederek muhtelif te'villeri sirayla vermekle yetinmeyip bunlar arasinda tercihler de yapar. Bir de bu te'villerin eserde, sihhat derecelerine göre siralandigi; kuvvetli sayilari te'vil, açiklama ve rivâyetlerin önde zikredildigi görülür.
Kâdî tefsirinde Isrâiliyyâta rastlanir. Özellikle sûrelerin faziletlerine dair surelerin sonlarinda verdigi hadisler ihtiyatla karsilanmalidir. Çünkü çogunlugu ya zayif, ya da uydurma hadislerdir. Mâturîdî mezhebine uymayan te'villeri görüldügü zaman da bu eserin Es'arî mezhebi kelâm ekolünün görüslerine uygun olarak yazildigi hatirlanmalidir. Ahkâm âyetlerinin tefsirinde de hep kendi mezhebi olan Sâfiî mezhebini teyid edecek te'vil ve açiklamalara yer verir. Hadislerden istifade ederken bu mezhebin görüslerinin delilleri olan hadisleri verir. Bu tefsir bir rivâyet tefsîri olmadigi için tefsirde malzeme olarak kullanilan hadislerin isnâd zincirleri zikredilmemistir.
Envârü't-Tenzîl, kelâm ilmi konulari
itibariyle Es'arî mezhebinin görüslerini aksettirmekle
beraber -belki de farkina varmadan- Mu'tezile mezhebinin görüslerine uygun te'villere
girmistir. Bunda, tefsirin el-Kessâf'tan kisaltilarak alinmasinin etkisi olmalidir. Yani
Kâdi, el-Kessâf'tan alintilar yaparken ondaki Mu'tezile mezhebini destekleyen görüs ve
te'villeri ayiklayarak almaya çalismis ama bunda pek basarili olamamistir. Bu özellik
maalesef el-Kessâf'in tesîrinde kalan pekçok ehl-i sünnet müfessirinde
görülmektedir.
Bu özelliklerine ragmen Kâdi tefsiri sahabe, tabiûn ve kendinden önceki müfessirlerin Kur'ân tefsirine dair açiklamalarini kisa ve özlü bir sekilde toplayan, bu açiklamalarin degerlendirmelerinin de yer aldigi, Kur'ân-i Kerim'in dil yapisi, belagati ve icâz yönlerini açiklamaya öncelik veren, bunun yaninda arapça ibaresi oldukça dügümlü bir tefsirdir.
Bedreddin ÇETINER
Kaynak: Sâmil Islam ansiklopedisi