eXTReMe Tracker

Rasih ilimli âlimler

 

Resulullaha tâbi olmada, ibâdetlerde olduğu gibi bütün hayırlı işlerde de hakîkî ve kusursuz uyanlara rasih alim denir. Bu râsih ilimli âlimler, Kur'an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin derin mânalarını ve işaretlerini anlar. Bütün Peygamberlerin Eshâbı böyle idi. Hepsinin nefisleri îman etmiş, mutmainne olmuştur. Böyle tâbi olmak, tasavvuf  yolundan ilerleyenlere, bütün sünnetlere yapışarak bid'atlerden kaçanlara nasip olur.

Resûlullaha tam uyan, bu râsih ilimli büyüklerdir. Peygamberlerin vârisleri, yalnız bunlardır. Resûlullaha tam uydukları ve Peygamberlere vâris oldukları için, Peygamberlere ihsân olunan nîmetlerden bunlara da pay düşmektedir. O büyüklerin gizli bilgileri, bunlara da duyurulmaktadır. Bunun için, “Âlimler peygamberlerin varisleridir” “Ümmetimin âlimleri, İsrâîl oğullarının Peygamberleri gibidir!” müjdesi ile şereflenmişlerdir.

Peygamberlere vâris oldukları hadis-i şerifte bildirilenler râsih âlimlerdir. Din âlimlerinin hepsi böyle değildir. İslâm ahkâmına uyan, râsih ilimli âlimlere Allahü teâlânın vâsıtasız olarak ihsân ettiği ilme “Mevhibe” veya “Kalb ilmi” denir.

Rasih âlimler, kalb ilmi ile beraber, ahkam bilgilerinde de zirvede olan kimselerdir. Çünkü, ilm-i bâtın, ilm-i zâhirden ayrılmaz. Ancak, her ikisine kavuşanlara, “Ulemâ-i râsihîn” denir.

Bunlar, Kur'an-ı kerimdeki bilgilerin özü ile kabuğunu ve hakîkati ile sûretini birlikte elde edebilen âlimlerdir. Rasih olmayan âlimleri, bu ilimlerin yalnız kabuğunu öğrenirler. Yalnız muhkemâtı, açık olanı bilirler. Ulemâ-i râsihîn ise, muhkemât bilgilerini elde ettikten sonra, müteşâbihât (Manası kapalı, gizli)  ile ne denilmek istenildiğini anlarlar. Sûret ile hakîkati, yâni muhkem ile müteşâbihi birleştirirler.

Fakat, dini bilgiler bir üstaddan öğrenmeden ve ahkamı islamiyeye tam uymadan, müteşâbihâte manâ vermeğe kalkışan ve sûreti bırakarak hakîkati arıyan kimse, câhildir, hem de kendi cehâletini anlamıyan kara câhildir. Doğru yoldan çıkmıştır da, kendi sapıklığından haberi yoktur.

Rasih alimler de diğer alimler gibi, din bilgilerini bir üstaddan öğrenmişlerdir. Çünkü hadis-i şerifte, “İlim üstaddan öğrenilir” buyuruldu. Din bilgileri ilham ile öğrenilemez. Din bilgilerinde bir öğreticiye ihtiyaç vardır. Rehberi olmayana, şeytan rehber olur. Şeytan rehber olunca da, kendisine tâbi olanı uçurumdan uçuruma atar. 

 

geri    mezhep    ileri