|
Müctehid olabilmenin kayd ve şarları
Müctehidlerin kıyası nasıl yaptıklarına bir örnek de şudur: Kur'an-ı kerimde şarap içmek yasak edilmiş, başka içkiler bildirilmemiştir. Şarapın haram olmasının sebebi, hamr kelimesinden de anlaşılacağı üzere, tahmîr-i akıl, yâni aklı karıştırdığı, giderdiği içindir. Bundan dolayı müctehidler, şarapın haram olmasındaki sebep, herhangi bir içkide bulunsa haramdır, diye ictihâd etmişler. Her sarhoş eden şeyin haram olduğunu emir buyurmuşlardır. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde, ictihâd ediniz! diye emrediyor. Birçok âyet-i kerimelerden, ilimleri derin olan yüksek derecedeki âlimlerin ictihâd ile emrolundukları anlaşılmaktadır. Bunu için ehliyyeti ve liyâkati olanların ictihâd etmesi farzdır. İctihâd makamına lâyık olabilmek için, birçok kayd ve şartlar vardır. Evvelâ arabî yüksek ilimleri tamam bilmekle berâber, Kur'an-ı kerimin hepsi ezberinde olmak, sonra, âyet-i kerimelerin mâna-i murâdîsini, mâna-i işârisini, mâna-i zımnî ve iltizâmîsini bilmek gerekir. Ayrıca âyet-i kerimelerin, indiği zamanları ve sebepleri ve ne hakkında geldiklerini, nâsih, mensûh olduklarını ve bunlar gibi diğer yönlerini bilmek gerekir. Ayrıca, kütüb-i sitte ve diğer hadis kitaplarında bulunan hadis-i şeriflerin hepsini ezberden bilmek ve her hadisin ne zaman ve ne için söylendiğini ve şümûl derecesini, hangi hadisin diğerinden evvel veya sonra olduğunu, âit oldukları cihetleri, hangi vak'a ve hâdise üzerine söylendiklerini ve kimler tarafından nakil ve rivayet edildiklerini ve bunların her birinin hâl tercümelerini bilmek gerekir. Ayrıca, fıkıh ilminin üsûl ve kâidelerine vâkıf olmak, oniki ilmi, âyet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin rümûz ve işaretlerini ve mânevi tefsîrlerini anlayıp kavrıyabilecek ayrı bir irfâna, nûr-i îman ve itmi'nân ile dolu münevver bir kalb ve vicdâna sahip bulunmak lâzımdır. Bu yüksek vasıflar ve özellikleri, fazîletleri taşıyan, akılları kuvvetli kimseler, ancak Peygamberimizin asr-ı saadetinde ve Sahâbe-i kiramın zamanında ve Tâbiîn ve Tebe'i tâbiîn devrinde bulunabiliyor, sohbet bereketi ile yetişiyordu. Zaman ilerleyip, asr-ı saadetten uzaklaşıldıkça, fikirler bozulmuş, dağılmış, bid'atler türemiş, üstün, kıymetli kimseler yavaş yavaş azalmış, dördüncü asırdan sonra, bu sıfatlara sahip bir âlim ortada kalmamıştır. Bunda âlimler ittifak etmişlerdir.
|