|
Kur'ân-ı kerîmi yanlış tefsîr etmek
Kur’an-ı kerimi tefsir etmek, çok tehlikeli, riskli bir iştir. Çünkü tefsir Cenab-ı Hak adına konuşmak, yazmak demektir. Kur'ân-ı kerîmi kendi görüşüne, kendi aklına göre tefsîr eden kâfir olur. Nitekim âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin, biliyorum zannıyla ardına düşme!” [İsra 36] Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Kur'ân-ı kerîmden, kendi aklı, kendi düşüncesi ve bilgisi ile, ma'nâ çıkaran kâfirdir.” Bunun için bir kimse bir âyet-i kerîmeyi tefsîr ederken, açıklarken, daha önceki müfessirlerden işitilmiyen şekilde yalnız kendi aklına göre ma'nâ doğru ise hatâ etmiş olur. Verdiği ma'nâ yanlış ise kâfir olur. Hz. Ebû Bekr, peygamberler hâriç insanların en üstünü olmasına rağmen, buyurdu ki: “Kur'ân-ı kerîmi kendi reyimle, kendi görüşümle tefsîre kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler” Bu bakımdan tefsîrin nakil yoluyla yapılması lâzımdır. Bunun için Resûlullah efendimizden, Eshâb-ı kirâmdan gelen haberlere, önceki âlimlerin yapmış oldukları açıklamalara ve tefsîr usûlüne bakmadan, âyet-i kerîmelerin geliş sebeplerini bilmeden, nâsih ve mensûh âyetleri araştırmadan tefsîr yapmaya kalkanlar sapıtmışlar, ya küfre düşmüşler veya sapıtmışlardır.Ehil olmayan kimselerin İslâm âlimlerinin yazdıkları tefsjrlerden nakletmeleri lâzımdır. İmâm-ı Birgivî buyurdu ki: “Nasih ve mensuhu, icma bulunan hükümleri ve Ehl-i sünnet i'tikâdını bilmiyen kimseler, sırf arabi bilgisine göre tefsîr yapanlar hata ederler ve Kur'ân-ı kerîmi kendi görüşüyle tefsîre kalkışmış olurlar.” Kendi aklı ve görüşleri ile bozuk tefsîr yapanlar beş türlüdür. 1- Tefsîr için lâzım olan bilgileri bilmeyen câhiller. 2- Müteşâbih âyetleri tefsîr edenler. 3- Sapık fırkadakilerin ve dinde reformcuların, bozuk düşünce ve isteklerine uygun tefsîr yapanlar. 4- Delîl ve senet ile iyi anlamadan tefsîr yapanlar. 5- Nefse ve şeytana uyarak yanlış tefsîr yapanlar.
|