|
Gerçek muhatap Resulullahtır
Bir insan sanki Kur’an-ı kerim kendisine inmişcesine okuyup mana veremez. Verdiği mana gerçeği yansıtmaz. Çünkü, Kur'an-ı kerim, Peygamber efendimize inmiştir. Muhatabı odur. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimize, Kur'an-ı kerimin açıklamasını suâl ederlerdi. Açıklamayı gerektirmiyen ayetler hariç, her ayetin açıklamasını bilen yalnız odur. Resulullah efendimizin bildirdiğinden başka türlü açıklamak yanlış olmakla kalmaz, Allaha ve Resulüne iftira olur. Hiç bir kimse, Peygamber efendimizden daha iyi bildiğini söyliyemez. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Size kitabı, hikmeti etiren ve bilmedikerinizi öğereten bir Peygamber gönderdik.” (Bekara 151) Demek ki, Peygamber efendimiz, Kitabın [Kur'an-ı kerimin] dışında, bir de hikmet getirmiştir. Kur'an-ı kerimde her bilgi vardır. Ancak açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. Bir ayet-i kerime meali: “Onun sözleri vahydir.” (Necm 4) Hz.Cebrail, Peygamber efendimize gelip 5 vakit namazın her şeyine bizzat tatbiki olarak öğretmiştir. Peygamber efendimiz de “Namazı benim kıldığım gibi kılınız” buyurmuştur. (Buharî) Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, Kur'an-ı kerimi açıklama yetkisi verdiği gibi, Kur'anda açık olmayan hususlarda hüküm koyma yetkisini de vermiştir: “Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıkta seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme içlerinde bir burukluk duymadan tam manasıyla kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.” (Nisa 65) “Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih etme, seçme hakkı yoktur.” (Ahzab 36) “O Peygamber ki, iyiliği emredip kötülükten meneder; onlara güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.” (Araf 157) “Bir işte anlaşamazsanız, bu işin hükmünü Allahtan [Kur'an-ı kerimden] ve Resulünden [Sünnet-i seniyyeden] anlayın!” (Nisa 59) Bu "anlayın emri" âlimler içindir. Âlim olmıyan, âlimlerin Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflerden anladığı hükme uyar. Kur'an-ı kerimde (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruluyor. (Nahl 43)
|