|
DİNDE FIKHIN ÖNEMİ
Fıkıh ilmi, dinin temeli
Bugüne kadar, müctehid olmayan müslümanların (Hicri dördüncü asırdan sonra mutlak müctehid gelmemiştir. Bundan sonra da gelmesi mümkün değildir) doğrudan Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden hüküm çıkartıp buna göre ibadet edemeleceğini, mutlaka dört mezhepten birine tabi olup, bunun fıkıh kitapları ile amel etmesinin şart olduğunu vesikaları ile bildirdik.Şimdi de fıkıh nedir biraz da bunun üzerinde duralım. Müslümanların bedenle yapmaları veya sakınmaları lâzım olan işleri bildiren ilme fıkıh ilmi denir. Fıkıh kelimesi Arapçada, dördüncü bâbdan olunca, “bilmek, anlamak” mânâsına gelir. Beşinci bâbdan olunca “dînin emir ve yasaklarını anlamak” demektir. Fıkıh bilgileri, İslâmın dört kaynağı olan Edille-i Şer’iyyeden, yâni Kur’ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîflerden, icmâ-ı ümmetten ve kıyastan elde edilmektedir. Fıkıh bilgilerinin, âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden nasıl çıkarıldığını öğreten ilme ise, “usûl-i fıkıh” denir. Büyük İslâm âlimi olan müctehidler, bu dört kaynaktan ahkâm (hükümler) çıkarırken, mezheplere ayrılmışlardır. Bunlardan dört mezhebin bildirdiği din bilgileri kitaplara geçirilip, bize kadar ulaştırılmıştır. Bunlar; Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî mezhepleridir. Diğer mezhep imâmlarının sözleri toplanarak kitaplara geçirilmemiş, zamânımıza kadar ulaşamamışlardır. Fıkıh ilmi dört büyük kısma ayrılmaktadır: 1. İbâdet: Bunlar beşe ayrılır: Namaz, oruç, zekât, hac, cihâd. 2. Münâkehât: İslâm âile hukûkuna âit, evlenme, boşanma, nafaka ve daha nice dalları vardır. 3. Muâmelât: Müslümanların cemiyet hayâtındaki karşılıklı münâsebetlerini düzenleyen, hukuk kâidelerinden, alış veriş, kirâ, şirketler, fâiz, mîras gibi birçok bölümleri mevcuttur. 4. Ukûbât: İslâm dînine göre suç olan fiillerin cezâlarını bildirmektedir. Fıkhın ibâdet kısmını kısaca öğrenmek her Müslümana farzdır. Münâkehât ve muâmelât kısımlarını öğrenmek farzı kifâyedir. Yâni başına gelenlerin öğrenmesi farz olur. Her Müslümanın helâlden, haramdan kendisine lâzım olan fıkıh bilgisini öğrenmesi lâzımdır. Farzlardan sonra ibâdetlerin en kıymetlisi, kendisine lâzım olan fıkıh ve diğer bilgileri öğrenmektir. İmam-ı Mâlik hazretleri buyurdu ki: “Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan, dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmıyan, bid'at sahibi, yâni sapık olur. Her ikisini edinen, hakîkate varır.”
|