eXTReMe Tracker
HÝKAYE-49


KURU AKIL NEYE YARAR

Bir bedevi, devesine iki dolu çuval yüklemiþ, birisi onu lafa tuttu. Vatanýndan sorup konuþturdu ve o suallerle bir hayli inciler deldi. Sonra dedi ki: “ o iki çuvalda ne dolu? Doðruca söyle!” Bedevi “ bir tanesinde buðday var. Öbürü kum, yiyecek bir þey deðil1” dedi. Adam “ neden bu kumu doldurdun” diye sordu.

Bedevi cevap verdi: “ O çuval boþ kalmasýn diye”. Adam; “ Akýllýlýk edip buðdayýn yarýsýný bu çuvala, yarýsýný da öbür çuvala koy. Bu suretle hem çuvallar hafifler, hem devenin yükü “ dedi. Bedevi bu fikri pek beðenip “ Ey akýllý ve hür hakim, böyle bir ince fikir, böyle bir güzel rey sahibi olduðun halde neden böyle çýrçýplaksýn, yaya yürüyor, yoruluyorsun?” Dedi. O iyi kalpli bedevi, hakime acýdý, onu deveye bindirmek istedi. Tekrar “ Ey güzel sözlü hakim, birazcýk halinden bahset. Böyle bir akýlla, böyle bir kifayetle sen ya vezirsin ya padiþah. Doðru söyle!” dedi. Hakim dedi ki: “ Ýkisi de deðilim, halktan bir adamým. Halime elbiseme baksana!” bedevi “ Kaç deven, kaç öküzün var?” diye sordu.

Hakim cevap verdi: “ Uzun etme. Ne ona malikim, ne buna!” Bedevi, “ peki, bari dükkanýndaki mal ne, onu söyle!” dedi. Hakim dedi ki “ Benim dükkaným nerede, yerim yurdum nerede? Bedevi, öyleyse paraný sorayým: sen yapayalnýz gidiyorsun, hoþ nasihatlar da bulunuyorsun, ne kadar paran var?

Alemdeki bakýrlarý altýn yapacak kimya senin elinde, akýl ve bilgi incilerin tümen, tümen dedi!” dedi. Hakim, “ Ey Arabýn iftiharý, vallahi para þöyle dursun, bir gecelik yiyecek alacak mangýrým bile yok. Yalýnayak baþý kabak koþup duruyorum. Kim, bir dilim ekmek verirse oraya gidiyorum. Bu kadar hikmet, fazilet ve hünerden ancak hayal ve baþ aðrýsý elde ettim” deyince; Arap dedi ki : “ yürü, yanýmdan uzaklaþ. Senin nuhusetin benim baþýma da çökmesin. O þom hikmetini benden uzaklaþtýr. Sözün zamane halkýna þom. Ya sen o yana git, ben bu yana gideyim. Yahut sen önden yürü, ben arkadan yürüyeyim. Bir çuvalýmda buðday, öbüründe kum olmasý, senin hikmetinden daha iyi be hayýrsýz! Benim ahmaklýðým, çok mübarek bir ahmaklýk. Gönlümde azýðým var, caným pehrizkar!”

Sen de þekavetin azalmasýný istiyorsan çalýþ, sendeki hikmet azalsýn. Tabiattan doðan, hayalden meydana gelen hikmet, Tanrý nurunun feyzinden nasipsiz bir hikmettir. Dünya hikmeti, zanný, þüpheyi attýrýr, din hikmetiyse insaný feleðin üstüne çýkarýr. Ahir zamanýn adi ukalasý, kendileri evvelce gelenlerden üstün görürler. Hileler öðrenip ciðerler yakmýþlar, hileler, düzenler bellemiþlerdir. Asýl sermaye iksiri olan sabrý, ihsaný, cömertliðiyle vermiþlerdir.

Fikir ona derler ki bir yol açsýn. Yol ona derler ki önüne bir padiþah çýkagelsin. Padiþah ona derler ki kendiliðinden padiþah olsun; hazinelerle, askerlerle deðil. Zira kendiliðinden padiþah olursa padiþahlýðý, Ahmet’in pak dininin yüceliði gibi ebedidir.


Mesnevi'den Hikayeler