|
SE’ÂDET-İ EBEDİYYE KİTÂBINDA Z 966 — ZÂHİDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhtâr bin Mahmûd, Hanefî fıkh âlimlerindendir. Îrânda Hârezmde tevellüd, 658 [m. 1259] senesinde vefât etdi. (Hâvî), (Müctebâ), (Kudûrî şerhı) kitâbları çok kıymetlidir. (Kınye-tül-fetâvâ) kitâbında za’îf bilgiler de vardır. 269, 375, 852, 873. 967 — ZÂHİD-ÜL-KEVSERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed Zâhid bin Hasen, sultân Vahîdeddîn hân zemânında, şeyh-ul-islâm Mustafâ Sabrî efendinin ders vekîli idi. Kafkasyalı çerkesdir. 1295 [m. 1878] de tevellüd, 1370 [m. 1951] de Mısrda vefât etdi. Zemânının tefsîr, hadîs ve fıkh âlimi idi. Vehhâbîliği red eden (Esseyf-üs-sakîl) kitâbı ile (Makâlât)ı çok kıymetlidir. (El-işfâk alâ ahkâm-ıt talâk) kitâbı Kâhirede ve (İrgâmül-merîd) kitâbı İhlâs vakfı tarafından İstanbulda basılmışdır. (Hüsn-üt-tekâdî) kitâbında Şâh Veliyyullahı tenkîd etmekdedir. 454. 968 — ZAHÎRÜDDÎN-İ HÂREZMÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin İsmâ’îl Zahîrüddîn-i Tîmûr-tâşî Hârezmî, 601 [m. 1204] de vefât etmişdir. Hanefî fıkh âlimlerindendir. İmâm-ı Muhammedin (Câmi’us-sagîr)ini şerh etmişdir. 1183. 969 — ZAHÎREDDÎN-İ İSHÂK: Ebül Mekârim Velvâlicî. (Velvâliciyye fetvâsı) İstanbulda basılmışdır. 710 [m. 1310] da vefât etdi. 269. 970 — ZEBÎDÎ [Zübeydî]:Ahmed bin Ahmed, 893 [m. 1488] de vefât etdi. (Tecrîd-üs-sarîh) adındaki iki cild (Buhârî) muhtasarı meşhûrdur. Şerkâvî ve İbni Kâsım-ı Gazzînin hâşiyeleri ile birlikde 1347 de Mısrda basılmışdır. 1083. 971 — ZEHEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Ebû Abdüllah Şemseddîn Muhammed bin Ahmed bin Osmân bin Kaymaz Türkmânî Mısrî, hadîs ve târîh âlimlerindendir. 673 [m. 1274] de Şâmda tevellüd, 748 [m. 1348] de Mısrda vefât etdi. Eserlerinden (Mîzân-ül i’tidâl), oniki cild (Târîh-ül-islâm), (Tecrîd fî-esmâ-i Sahâbe) ve (Es-sahîfe fî-menâkıb-i Ebî Hanîfe) kitâbları vardır. (Et-tıbbün-Nebevî) çok fâideli olup, İbrâhîm Ezrâkın (Teshîl-ül-menâfî’)i hâmişinde olarak Mısrda ve 1396 da İstanbulda basılmışdır. (Tecrîd) Beyrutda, (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. İbni Teymiyyenin talebesidir. 442, 443, 652, 719, 734, 765. 972 — ZEKERİYYÂ “aleyhisselâm”: Süleymân aleyhisselâmın soyundandır. Kudüsde Beyt-i mukaddesde (Tevrât) yazmağı, kurban kesmeği idâre ederdi. Zevcesi Îsâ’ hâtûn veyâ Elîsa’, hazret-i Meryemin hemşîresi idi. Babaları İmrân idi. İmrân, önce Îsâ’ hâtûnun annesi ile, sonra bunun başka erkekden olan kızı Hunne ile evlenmişdi. Hazret-i Meryemin annesi Hunne, (Cenâb-ı Hak bana bir oğul ihsân ederse, Beyt-ül-mukaddese hizmetci yapacağım) diye adadı. Kızı oldu. Adını Meryem koydu. Hazret-i Meryem dünyâya gelmeden önce, babası İmrân vefât etdi. Hunne, kızını Beyt-ül-mukaddese hediyye etdi. Zekeriyyâ “aleyhisselâm”, onu evine götürdü. Teyzesi Îsâ’ büyütdü. Sonra, ona Beyt-ül-mukaddesde oda yapdırdı. Hazret-i Meryem, bu odada ibâdet ederdi. Yanına Zekeriyyâ aleyhisselâmdan başka kimse giremezdi. Cebrâîl “aleyhisselâm”, Zekeriyyâ aleyhisselâma gelip, Îsâdan Yahyâ adında oğlu olacağını haber verdi. Yahyâ aleyhisselâmdan altı ay sonra, (Beyt-üllahm) denilen yerde, hazret-i Meryemin oğlu Îsâ “aleyhisselâm” tevellüd etdi. Yehûdîler, Zekeriyyâ aleyhisselâma iftirâ etdiler. Sonra, şehîd etdiler, şehîd olurken, yüz yaşında idi. 507, 1135, 1190. 973 — ZEMÂHŞERÎ: Zimâhşerî de denir. Allâme Ebül-Kâsım Mahmûd Cârullah bin Ömer, tefsîr, fıkh ve lügat âlimi idi. Mu’tezile mezhebinde idi. Ölürken tevbe etdiği söylenmekdedir. 467 [m. 1074] de Hârezmde Zemâhşer kasabasında tevellüd, 538 [m. 1144] de arefe gecesinde Cürcâniyyede vefât etdi. Belâgat ilminde çok yüksek idi. (Esâs-ül-belâga) kitâbı iki cilddir. Mısrda basılmışdır. (Mukaddeme-tül edeb) lügat kitâbı, [1117] de Bursada Murâdiyye medresesi müderrisi tarafından türkceye terceme edilmiş, İstanbulda basılmışdır. (Keşşâf tefsîri) Kur’ân-ı kerîmin belâgatini göstermekde bir şâheserdir. Hanefî mezhebine göre ibâdet ederdi. (Kudûrî muhtasarı)nı şerh etdi. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin menâkıbını yazdı. Ayasofya câmi’i hakkında da bir risâlesi vardır. Bir ayağı kırık, takma idi. Mekke-i mükerremede beş yıl kaldı. Bunun için Cârullah denir. 416, 417, 644. 974 — ZEMÂN ŞÂH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şâh-ı zemân da denir. Efganistân hükümdârlarındandır. Ahmed Şâh-ı Ebdalînin torunu ve Tîmûr Şâhın oğludur. 1207 [m. 1793] de pederi ölünce, Kâbilde hükümdâr oldu. 1210 da Lahore ve Delhîye ziyârete giderken Hirât hâkimi küçük kardeşi Mahmûd şâh Kâbile tecâvüz edince, geri döndü. 1214 de Mahmûda mağlûb oldu. 1255 [m. 1839] de ingilizler, Kâbile en küçük kardeşi şâh Şücâ’ı getirdiler ise de, 1258 de Şâh-ı zemân hükûmeti tekrâr eline aldı. Serhend şehrinde imâm-ı Rabbânî hazretlerinin küçük türbesini ta’mîr edip üzerine büyük, çok müzeyyen, mermerden bir türbe yapdırdı. Bunun yanındaki türbede zevcesi ile birlikde medfûndur. 1121. 975 — ZENBİLLİ ALÎ EFENDİ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Osmânlı Şeyh-ul-islâmlarının sekizincisidir. Karamanlıdır. Mevlânâ Muslih-uddîn efendinin talebesi ve dâmâdıdır. 908 [m. 1502] de Şeyh-ul-islâm oldu. 932 [m. 1526] de vefât edinciye kadar ikinci Bâyezîd ve Yavuz sultân Selîm ve Kanûnî sultân Süleymân zemânlarında, bu makâmda başarı ile çalışdı. Yavuz sultân Selîmin şiddetli hareketlerini bile teskîne muvaffak oldu. Zühd ve takvâsı ve istikâmeti ile şöhret yapdı. İbni Kemâl Ahmed Şemseddîn efendi, kendisine halef oldu. Cemâlî ismini kullanırdı. (El-muhtârât) fıkh kitâbı çok kıymetlidir. Zeyrek yokuşundaki türbesindedir. — ZENON: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (Revakuyyun) denir. 976 — ZERDÜŞT: Mecûsî ya’nî ateşe tapma dîninin kurucusudur. Mîlâddan altıyüz [600] sene önce Hindistânda doğdu. Berehmen din adamları tarafından kovuldu. Belhde Mecûsî dînini yaydı. İyilik tanrısı (Îzed) veyâ (Ormüzd) ile kötülük ve karanlık tanrısı (Ehrimen) olmak üzere iki tanrı vardır dedi. (Zend) kitâbı ve (Avesta) denilen şerhı Avrupada basılmışdır. Îrân şâhı İsfendiyâr, bu dîni yaymak için Tûranlılarla çok harb etdi. Mejdek, Mecûsîliğe (İştirâkiyye) i’tikâdını da katdı. Ondan önce Îrânlılar (Sâbi’î) idi. Güneşe ve yıldızlara taparlardı. Hazret-i Ömer Îrânı alınca, acemler müslimân oldu. Mecûsî dîni Hindistânda kaldı. Bugün, Îrânlılar, eski millî âdetler diye mecûsî âyinlerini ve sayılı günlerini ortaya çıkarıyorlar. 528. 977 — ZERKÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Abdülbâkî Ezherî, Mısrda, Mâlikî hadîs ve fıkh âlimlerindendir. Babası gibi, Zerkânî adı ile meşhûrdur. 1055 [m. 1645] de Zerkânda tevellüd, 1122 [m. 1710] de vefât etdi. İmâm-ı Mâlikin (Muvattâ)ını ve Kastalânînin (Mevâhib)ini şerh etdi. Bu, sekiz cild olup, 1329 [m. 1911] senesinde Mısrda ve 1393 [m. 1973] de Lübnanda basılmışdır. 43, 281, 378, 387, 391, 458, 633, 639, 695, 718. 978 — ZERKEŞÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Bedreddîn Muhammed bin Behâdır, Şâfi’î fıkh âlimidir. 745 [m. 1344] de tevellüd, 794 [m. 1391] de Mısrda vefât etdi. Şâmda kâdî idi. (Ukûd-ül-cemân fî-vefiyyât-il-a’yan)ı meşhûrdur. 419, 632. 979 — ZEYD BİN HÂRİSE “radıyallahü anh”: Resûlullahın kölelerinin en sevgilisi idi. Hazret-i Hadîcenin kölesi idi. Resûlullaha hediyye etdi. O zemân sekiz yaşında idi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” âzâd edip, evlâd edindi. Babası yıllarca oğlunu aramış, haber alınca Mekkeye gelip oğlunu istemişdi. Resûlullah, (Çocuğun re’yine bırakalım. Kimi isterse, onun olsun) buyurdu. Zeydi getirip sordular. Benim anam babam budur diyerek, Resûlullahın yanından ayrılmak istemedi. Resûlullah, bunun üzerine, (Zeyd benim oğlumdur) buyurdu. Babası ve amcası, sevinip geri döndüler. İlk îmân edenlerdendir. Bütün gazâlarda kahramânlık gösterdi. Resûlullah, Zeydi, kendi âzâdlısı Ümm-i Eymen ile nikâhladı. Üsâme tevellüd etdi. Sonra, Resûlullah kendi halası Ümeymenin kızı Zeyneb bint-i Cahşı da, Zeyde nikâh etdi. Zeyd, Zeynebin ri’âyetine kâdir olamayıp, hicretin üçüncü [3] senesinde, arzûları ile ayrıldılar. Hicretin sekizinci [8] senesinde, Şâm civârında Mu’te denilen yerde üçbin islâm askeri, yüzbinden ziyâde ve tam techîzâtlı rum ordusu ile cihâd ederken kumandan idi. Şehîd oldu. Yerine Ca’fer bin Ebî Tâlib kumandayı ele aldı. O da şehîd oldu. Sonra sancağı Abdüllah ibni Revâha eline aldı. O da şehîd oldu. Sonra Hâlid bin Velîd, kumandan oldu. Ansızın hücûm etdi. Elinde dokuz kılınc kırıldı. Düşman bozuldu. Resûlullah, Medînede Mescidinde, bu hâli görüyor. Eshâbına haber veriyordu. Eshâbının şehîd olduğuna çok üzüldü. Zeydden başka hiçbir Sahâbînin ismi, Kur’ân-ı kerîmde açıkca bildirilmemişdir. Zeyd beyâz, güzel idi. Üsâme ise esmer idi. Çünki, Ümm-i Eymen, Resûlullaha annesinden mîrâs kalan habeşî câriye idi. 353, 381. 980 — ZEYD BİN SÂBİT “radıyallahü anh”: Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Hazrec kabîlesindendir. Hicretde on yaşında idi. Babası dört sene önce ölmüşdü. Hendek ve sonraki gazâlarda bulundu. Ferâiz ilminde derin bilgisi vardı. Süryânî öğrenmesi emr olundu. Resûlullahın komşusu idi. Vahy gelince, Resûlullah buna adam gönderir, çağırır, vahyi yazardı. Deve ve Sıffînde ictihâdı, hazret-i Alînin ictihâdına uymadı. Kur’ân-ı kerîm toplanırken, kendisi yazdı. [45] veyâ 55 [m. 674] de vefat etdi. Nemâzını Mervan bin Hakem kıldırdı. 440, 534, 1106. 981 — ZEYD BİN VEHB “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Süleymân Cühnî, Resûlullahı uzakdan işitip îmâna geldi. Cemâlini görmekle şereflenmeğe gelirken vefât etdiğini yolda haber aldı. Tâbi’înin büyüklerinden oldu. Kûfede yerleşdi. Hazret-i Alînin sohbetinde bulundu. 289. 982 — ZEYD BİN ZEYNEL’ÂBİDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hazret-i Hüseynin torunudur. Hişâm bin Abdülmelik zemânında, Kûfeliler Zeyde, halîfe olursan sana kırkbin asker veririz dediler. Fekat, sözlerinde durmadılar. Ehl-i beyte hıyânet etdiler. Bunların sözlerine aldanarak, yüzyirmiiki 122 [m. 739] de Kûfede halîfeliğini i’lân etdi. Irâk vâlîsi Yûsüf bin Âmirin askeri ile harb ederken yanındakilerin çoğu dağıldı. Zeyd şehîd oldu. (Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 61, 1171. 983 — ZEYLA’Î: Osmân bin Alî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 743 [m. 1343] de Mısrda vefât etdi. İmâm-ı Muhammedin (Câmi’ul-kebîr)ini şerh etmiş ve (Kenz) kitâbını şerh ederek (Tebyîn-ül-hakâık) adını vermişdir. (Tebyîn) kitâbı, Ahmed bin Muhammed Şelbînin hâşiyesi ile birlikde 1313 senesinde Mısrda ve sonra Beyrutda basılmışdır. Şelbî 1031 de Mısrda vefât etmişdir. 284, 323, 867, 883. 984 — ZEYNEB “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın dört kızından birincisidir. Otuz yaşında iken tevellüd etdi. Nübüvvetden önce, annesi Hadîcenin hemşîrezâdesi Ebul’âs bin Rebî’ ile evlendi. Ebul’âs îmân etmedi. Bedr gazâsında esîr olup, zevcesini Medîneye göndermek şartı ile bırakıldı. Kendi kardeşi ile gönderdi ise de, kâfirler Zeynebi yolda geri çevirdi. Resûl “aleyhisselâm” Zeyd bin Hâriseyi Mekkeye gönderip Zeynebi gece Medîneye kaçırdı. Ebul’âs, Hudeybiye gazâsından sonra îmâna geldi. Zeyneb tekrâr kendisine verildi. Hicretin sekizinci [8] senesinde otuzbir yaşında vefât etdi. Oğlu Alî, Mekkenin fethinde Resûlullahın devesinde ve arkasında idi. Zeynebin kızı Ümâmeyi hazret-i Alî kendine nikâh eyledi. 985 — ZEYNEB BİNT-İ CAHŞ “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın halası olan Ümeymenin kızı, Abdüllah bin Cahşın kardeşi idi. Babasının adı Burre idi. Îmân etmediği için, Cahş denildi. Zeyneb ilk îmân edenlerdendir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunu, önce, oğulluğu olan Zeyd bin Hâriseye nikâh etdi. Zeyd, Zeynebin hakkını gözetemediğinden, hicretin üçüncü [3] senesinde ayrıldılar. Resûl “aleyhisselâm” nikâh etmek istedi. Zeyneb bunu işitince, sevincinden iki rek’at nemâz kılıp, (Yâ Rabbî! Senin Resûlün beni istiyor. Eğer Onun zevceliği ile şereflenmemi takdîr buyurdun ise, beni Ona sen ver!) diye düâ etdi. Düâsı kabûl olup, Ahzâb sûresinin, (Zeyd, onun hakkında istediğini yapdıkdan sonra [ya’nî Zeynebi boşadıkdan sonra], biz, onu sana zevce eyledik), meâl-i şerîfinde olan otuzyedinci âyeti nâzil oldu. Zeynebin nikâhını Allahü teâlâ yapdığı için, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ayrıca nikâh yapmadı. Hazret-i Zeyneb “radıyallahü anhâ” bununla her an öğünür ve her kadını babası evlendirir. Beni ise, Allahü teâlâ nikâhladı, derdi. O zemân otuzsekiz yaşında idi. Hicretin yirminci [20] yılında, elliüç yaşında vefât etdi. Hayrı, ihsânı, sadakayı pekçok severdi. El işlerinde de mâhir idi. İşlediği şeyleri ve eline geçen herşeyi akrabâsına ve fakîrlere verirdi. Hattâ, halîfe Ömer “radıyallahü anh” Ezvâc-ı Mutahherâtın herbirine onikibin dirhem verirdi. Bu, alır almaz hepsini sadaka eder, dağıtırdı. Resûlullahdan sonra, Zevcât-i tâhirât arasında, en önce vefât eden budur. Hazret-i Âişe, bunu çok medh ve senâ eyledi. (Zevcelerim arasında, bana en önce kavuşacak olanı, eli uzun olanıdır) hadîs-i şerîfi, bunun önce vefât edeceğini haber vermişdi. Çünki, en çok sadaka veren bu idi. Fransız edebsiz şâ’iri Volter, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” hazret-i Zeynebi “radıyallahü anhâ” zevceliğe kabûl buyurmasını, târîhlere, vak’a ve haberlere taban tabana zıd ve uydurma, alçak iftirâlarla, şi’r düzerek bir tiyatro kitâbı yazmışdır. Edebiyyât ve fikr adamına yakışmıyan bu çirkin, iğrenç yazısı, kendisini aforoz etmiş olan, büyük düşmanı papanın hoşuna gitmiş, kendisini okşayıcı mektûb yazmışdır. Müslimânların halîfesi, sultân ikinci Abdülhamîd hân, bu piyesin sahnede oynatılacağını işitince, Fransa ve İngiltere hükûmetlerine ültimatom vererek hemen önlemiş, bütün insanlığı, yüz kızartıcı, aşağılıklardan kurtarmışdır. 381, 1065, 1189. 986 — ZEYNEB BİNT-İ HUZEYME “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın zevcelerindendir. Çok ibâdet eder, çok sadaka verirdi. Önce Abdüllah bin Cahşın zevcesi idi. Abdüllah, Resûlullahın halası Ümeymenin oğlu idi. Uhud gazâsında şehîd oldu. Resûlullahın nikâhı ile şereflendi ise de, sekiz ay sonra vefât etdi. 381. 987 — ZEYNEL’ÂBİDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Oniki imâmın dördüncüsüdür. Zeydin ve Muhammed Bâkırın babalarıdır. Alî bin Hüseyn bin hazret-i Alîdir. Bir ismi de Seccâddır. 46 da tevellüd, doksandört 94 [m. 713] de halîfe Velîdin emri ile, Medîne vâlîsi Osmân bin Hayyân tarafından zehrletilerek şehîd edildi. Mubârek başının, Mısrda Kurâfe kabristânında olduğu, (Tezkîre-i Kurtûbî muhtasarı)nda yazılı ise de, bunun Zeynel’âbidîn hazretlerinin oğlu Zeydin mübârek başı olduğu (Tuhfetürrâgıb fî sîreti cemâ’ati min ayânı Ehl-i beytil atayib) kitâbının 31. sahîfesinde tashîh edilmekdedir. 61, 1126, 1141. 988 — ZEYNÜDDÎN-İ HÂFÎ: İsmi Ebû Bekr Muhammeddir. Büyük Velîlerdendir. Nûreddîn Abdürrahmân Mısrînin halîfesi ve Abdüllatîf Kudsî Bursavînin mürşididir. [Nefehât.] Bu da, İstanbuldaki Ebül Vefâ hazretlerinin mürşididir. Halvetiyye kolundan Zeyniyye tarîkatinin müessisidir. 838 [m. 1435] de vefât etdi. Horasânın Haf kasabasındandır. [(Mesmû’ât)da sahîfe 110.] 1094, 1146. 989 — ZEYNÜDDÎN-İ TAYBÂDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mevlânâ Zeyneddîn-i Ebû Bekr, mevlânâ Nizâmeddîn-i Hirevînin talebesi idi. İslâmiyyete yapışmakla, sünnete uymakla, bâtınî ilmlere kavuşdu. Evliyânın hâlleri, makâmları ihsân olundu. Üveysî idi. Şeyh-ul-islâm Ahmed-i Nâmıkî Câmînin rûhâniyyetinden feyz aldı. Onun türbesine çok gitdi. Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretleri hacca giderken, Hirâtdan geçdi. Taybâda uğrayıp, mevlânâ Zeyneddîn ile görüşdü. 791 [m. 1388] senesinde vefât etdi. 903. 990 — ZİYÂDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nûr-üd-dîn Alî bin Yahyâ Ziyâdî, Mısrdaki Şâfi’î âlimlerindendir. 1024 [m. 1615] de vefât etdi. (Minhâc şerhı)ne hâşiyesi, âlimler arasında çok makbûldür. (Muharrer)i şerh etmişdir. 633. 991 — ZİYÂ PÂŞA: Osmânlı devlet adamlarından ve şâ’irlerindendir. Erzurumludur. Abdül’azîz hân zemânında Mâ-beyn kâtibi idi. İkinci Abdülhamîd hân zemânında Adana vâlîsi oldu ise de, İstanbuldan ayrı kalmak zor geldi. Bursada iznde iken 1295 [m. 1878] de vefât etdi. Mason olduğu meydâna çıkmışdır. 1086, 1154. 992 — ZİYÂ-ÜD-DÎN-İ GÜMÜŞHÂNEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed Ziyâ-üd-dîn efendi, [1235] de Gümüşhânenin Emîrler mahallesinde tevellüd ve 1311 [m. 1893] de İstanbulda vefât etdi. Süleymâniyye câmi’i bağçesindedir. Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinden Ahmed bin Süleymân Ervâdîden [1264] de icâzet aldı. İcâzet alırken, Hâlid-i Bağdâdînin talebelerinden veliy-yi kâmil Abdülfettâh-i Akrî hâzır idi. Bâb-ı âlîde Fâtıma sultân câmi’i yanında ders verirdi. Çok kitâb yazdı. (Râmûz-ül-ehâdîs) hadîs kitâbı çok kıymetlidir. 399, 460, 1158. 993 — ZÜBEYR BİN AVVÂM “radıyallahü anh”: Huveyled bin Esed bin Abdil’uzzâ bin Kusay torunudur. Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden ve aşere-i mübeşşeredendir. Hazret-i Hadîcenin erkek kardeşinin ve Resûlullahın halası olan hazret-i Safiyyenin oğludur. Onsekiz yaşında dördüncü olarak îmâna geldi. İslâmda ilk kılınc çeken budur. Bütün gazâlarda bulundu. Çok yaralandı. Mısrın fethinde de bulundu. Zengin idi. Bütün malını Allah için dağıtdı. Eshâb-ı kirâm şehîd olunca, yetîmlerine vasî olur, onları beslerdi. Deve vak’asında hazret-i Talha ve hazret-i Âişe ile birlikde, hazret-i Alîye karşı idi. Harbden çekilip nemâz kılarken, İbni Cermuz tarafından [36]. cı senede, şehîd edildi. Altmışyedi yaşında idi. Hazret-i Alî bunu işitince, çok üzüldü. Nemâzını kendi kıldırdı. Zübeyr bin Ebül’ulâ müceddidî, Muhammed Nakşibend-i sânînin hafîdi olup 1152 de Serhendde vefât etdi. 133, 509, 510, 621, 1066, 1098, 1164, 1182. 994 — ZÜFER “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Züfer bin Hüzeyl, Hanefî fıkh âlimlerindendir. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin talebesindendir. [110] da İsfehânda tevellüd, 158 [m. 775] de Basrada vefât etdi. Zarûret hâlinde imâm-ı Züferin sözü ile amel câizdir. 120, 304, 439, 443, 806, 863. 995 — ZÜHDÜ PÂŞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed Zühdü pâşa seyyiddir. Me’ârif nâzırı idi. 1319 [m. 1901] da vefât etdi. Türkçe (Mecmû’at-üz-Zühdiyye) fıkh kitâbı çok fâidelidir. 1311 de İstanbulda basılmışdır. 437. 996 — ZÜLKARNEYN: [490] sırada, İskender ismine bakınız! 62, 740. 997 — ZÜLYEDEYN: Resûlullahın bir öğle veyâ ikindi nemâzında, ikinci rek’atde selâm verdiğini edeble soran, bu zâtdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, sonra kalkıp iki rek’at dahâ kıldı ve secde-i sehv yapdı. 506. 998 — ZÜNNÛN-I MISRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebülfadl Sevbân bin İbrâhîm, Sôfiyye-i aliyyedendir. Sehl-i Tüsterînin mürşididir. Mısrda, tesavvufu ilk olarak açıklıyan bu zâtdır. 245 [m. 860] de vefât etdi. 609, 788, 1115. 999 — ZÜVVÂR HÜSEYN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Pâkistânda Karaşi şehrinin Nâzımâbâd kısmında, 1401 [m. 1981] de vefât etmişdir. Pâkistânda Haydarâbâd üniversitesi profesörlerinden gulâm Mustafâ hânın mürşididir. Muhammed Sa’îd-i Kureyşînin halîfesidir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkînin “rahmetullahi aleyh” üç cild fârisi (Mektûbât) kitâbını 1392 [m. 1972] senesinde ve Muhammed Ma’sûm-i Fârûkînin “rahmetullahi aleyh”, üç cild fârisî (Mektûbât)ını 1396 [m. 1976] senesinde, Pâkistânda Karaşi şehrinde tab’ etdirdi. İstanbulda Hakîkat Kitâbevi, birincinin hepsini 1397 [m. 1977] de ofset yolu ile basdırmış, bu üç cildden seçdiği ikiyüzoniki mektûbu ve arabîlerinden seçdiği yüzdoksandört mektûbu (El-müntehabât) ismi ile ayrı birer kitâb hâlinde basdırmışdır. Ma’sûmiyyeden seçdiği yüzotuzbeş mektûbu da, (Müntehabât-i Ma’sûmiyye) ismi ile, 1979 da basdırmışdır. Altıyüzellisekizinci sırada Muhammed Osmân ismine bakınız! 1146. 1000 — ZÜVÂVÎ ÎSÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mâlikî fıkh âlimidir. İbni Teymiyyeyi red eden risâlesi ve (Müdevvene) şerhı meşhûrdur. 743 [m. 1342] de Kâhirede vefât etdi. ___________________ Yâ Allah! Yâ Rahmân! Yâ Rahîm! Yâ Afüvvü yâ Kerîm! Fa’fü annâ, vagfirlenâ, verhamnâ, vensurnâ alel-kavmil kâfirîn! |