|
SE’ÂDET-İ EBEDİYYE KİTÂBINDA Ş 841 — ŞA’BÂN-I VELÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kastamonilidir. Hayreddîn-i Tokâdî 941 [m. 1535] de vefât edince, halîfesi olmuşdur. Hayreddîn efendi de, Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesidir. Çelebî halîfe, 899 [m. 1493] de, hacca giderken Şâmda vefât etmişdir. 1156. 842 — ŞA’BÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Amr Âmir, Tâbi’înin büyüklerindendir. Kûfenin en büyük âlimi idi. İmâm-ı a’zamın hocalarındandır. Yirminci [20] senede Basrada tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Kûfede vefât etdi. (El-Kifâye) kitâbı meşhûrdur. 504, 761. 843 — ŞÂFİ’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Ebû Abdüllah Muhammed bin İdrîsin dedesinin dedesi Şâfi’, Kureyş kabîlesinden ve Eshâb-ı kirâmdan olduğu için, Şâfi’î adı ile meşhûr olmuşdur. Şâfi’in dedesinin dedesi de Hâşim bin Abd-i Menâfdır. Büyük müctehid ve mezheb reîsidir. 150 [m. 767] senesinde Gazzede tevellüd, 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. İki yaşında Medîneye götürüldü. İmâm-ı Mâlikden okudu. Yedi yaşında hâfız oldu. Hadîs, fıkh, lügat ve edebiyyâtda çok yükseldi. Vera’, takvâ ve salâhda eşi yok idi. İmâm-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bağdâda, [197] de Mekkeye, [199] da Mısra geldi. Üsûl-i fıkh ilmini ilk yazandır. Hadîsde (Sünen) ve (Müsned)i, fıkhda (Kitâb-ül-ümm)ü çok kıymetlidir. 49, 50, 58, 59, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408, 414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739, 881, 882, 1009, 1070, 1077. 844 — ŞÂH İSMÂ’ÎL: Şeyh Safiyyeddînin torunlarından olduğu için, Safevî denir. Îrânda, Tebrîzde 908 [m. 1502] de Safevî şî’î hükûmetini kurdu. İmâm-ı Mûsâ Kâzım “rahmetullahi aleyh” soyundan olduğunu söylerdi. Fekat, Hüseyn Şirvânînin, (Ahkâm-üd-dîniyye) kitâbında, bu sözü tekzîb ve red etdiği (Kâmûs-ül-a’lâm)da yazılıdır. Hatay denilen türk kabîlesindendir. Babası şeyh Haydar, Îrânın Erdebîl şehrinde yerleşen Hatay kabîlesinden şeyh Cüneydin oğlu olup, kızıl başlık giyerdi. 1355 [m. 1937] yılında Îrânın edebiyyât târîhini yazan ingiliz Eduard Braun (Yavûz sultân Selîm mektûblarında, kendisini efsânevî Îrân şâhlarına, şâh İsmâ’îli ise, türk Efrâsyâba benzetiyordu. Şâh İsmâ’îlin ordusu, Mûsullu, Şâmlı, Rumlu gibi türk kabîlelerinden askerlerle dolu idi. Türkçe konuşuyorlardı) diyor. [Efrâsyâb, eski Tûrân hükümdârı idi. Îrân şâhlarından Ferîdûnün oğlunun torunu idi. Îrânı aldı. Çıkarıldı. Tekrâr aldı. Zâl oğlu Rüstemin kahramânlıkları ile yine çıkarıldı. Nihâyet Keyhusrev tarafından öldürüldü. (Şâhnâme)de uzun yazılıdır.] Şâh İsmâ’îlin türkce şi’rleri, el yazma dîvânı, Erdebîlde türbesindedir. [892] de tevellüd etdi. Babasından kalan Hataylı tekkesinde şeyh oldu. [905] de, mürîdleri ile Şirvâna saldırdı. Şî’îliği i’lân edince, Ehl-i sünneti öldürdü. Bunu haber alan Yavûz Selîm hân, 920 [m. 1514] senesinde, Çaldıranda şâhı ve askerlerini perîşan etdi. Kaçdılar. 930. [m. 1524] da Erdebîlin Serab kasabasında öldü. İntikâmcı, sefîh, alçak bir zındık idi. (Mir’ât-i kâinât)da diyor ki, Yıldırım Bâyezîd zemânındaki Evliyâdan Abdürrahmân-ı Erzincânî, Safiyyeddîn-i Erdebîlî hazretlerinin halîfelerinden idi. Amasyada, bir sabâh çok üzgün olup, sebebi soruldukda, (Erdebîlî oğullarının i’tikâd ve takvâları güzel idi. Şimdi şeytân onları doğru yoldan sapdırdı) buyurdu. Sonra, şeyh Haydarın şî’î olduğu haberi geldi. 61, 500, 502, 504, 1167. 845 — ŞÂH SULTÂN “rahmetullahi teâlâ aleyhinne”: Osmânlı pâdişâhlarından, birinci Selîm hânın ve birinci Süleymân hânın ve üçüncü Mustafâ hânın kızlarıdır. Selîm hân ve Süleymân hân ismlerine bakınız! 1167, 1173. 846 — ŞÂH VELİYYULLAH-I DEHLEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Abdürrahîm, 1114 [m. 1702] de Delhîde tevellüd, 1176 [m. 1762] da Delhîde vefât etdi. Babası, hazret-i Ömer, vâlidesi hazret-i Alî soyundandır. Mevdûdînin yazdığı gibi, mezhebsiz değildir. Ehl-i sünnet âlimi idi. (Fâideli Bilgiler) kitâbına bakınız! Büyük Velî, Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Şâh Velîyyullah derin hadîs âlimidir. Ma’rifet esrârının tahkîkinde ve ilmin inceliklerini bildirmekde, yeni bir çığır açmışdır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikde, doğru yolun âlimlerindendir.) Çok kitâb yazdı. Eserleri Pâkistânda yeniden basılmakdadır. Şî’îlere karşı (Kurretül ayneyn fî tafdîl-i şeyhayn) ve (İzâle-tül hafâ an hilâfet-il-hulefâ) kitâblarından birincisi türkçe kısaltılarak (Müslimânların iki gözbebeği) adı ile (Eshâb-ı kirâm) kitâbının içinde, 1394 [m. 1974] de İstanbulda neşr edilmişdir. Şâh Veliyyullah-ı Dehlevînin dört oğlu oldu. Birincisi, Şâh Abdül’Azîz [1159-1239] olup, hâl tercemesi altıncı sırada bildirilmişdir. Bunun kızının oğlu Muhammed İshak bin Muhammed Efdal, Nezîr Hüseyn Dehlevînin hocasıdır. (1262 [m. 1845]). (Mesâil-i erbaîn) kitâbı, vehhâbî olduğunu gösteriyor. Şâh Refî’uddîn (1163-1233) ile Şâh Abdülkâdir (vefâtı 1230) de büyük âlim idiler. Dördüncü oğlu Şâh Abdülganî (vefâtı 1227) genç iken vefât etdi. Bunun oğlu Şâh İsmâ’îl 1195 [m. 1781] de Delhîde tevellüd etdi. Büyük ehl-i sünnet âlimi olan dedesinin yolundan ayrılarak vehhâbî oldu. Vehhâbîlik inançlarının Hindistânda yayılmasına önderlik yapdı. Bu fitnenin başı olan Muhammed bin Abdülvehhâb-ı Necdînin (Kitâb-üt-tevhîd)ini urdu diline terceme ederek (Takviyet-ül îmân) ismi ile basdırdı. Böylece, vehhâbîliğin Hindistânda yayılmasına önayak oldu. [1396] da Pakistânda, fârisîye terceme edilip, (Takvîm-ül beyân) ismi ile basdırıldı. (Sırât-ı müstekîm) ve başka kitâblar da neşr etdi ise de, ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” reddiyyeleri karşısında, 1243 senesinde Pişâvur şehrine kaçdı. Müslimânlara önder olmak düşüncesi ile, orada Sîh (Sikhs)lere cihâd i’lân etdi. Çok müslimânın telef olmasına sebeb oldu. Kendisi de bu harbde, 1246 [m. 1831] târîhinde öldürüldü. Dedesinin şöhretine aldanarak, bunun tuzağına düşmüş olanlardan Abdüllah-ı Gaznevî ve Nezîr Hüseyn Dehlevî ve Muhammed Sıddık Hasen hân Pühüvâlî ve Reşîd Ahmed Kenkühî ve Diyobend şehrindeki medresenin ba’zı hocaları, vehhâbîliğe kendi düşüncelerini de karışdırıp, kitâblar neşr ederek, Hindistânda vehhâbîlik ismi altında, yeni bir çığır açdılar. Vehhâbîler, islâmiyyeti içerden yıkmak için ve sapık düşüncelerini bütün islâm memleketlerine yaymak için, şimdi (Râbıtat-ül-âlem-il-islâmî) teşkîlâtı te’sîs etdiler. Her memleketde, bilhâssa Afrikada câhil din adamlarını aldatarak satın alıyorlar. Bu din adamları, bunların sapık kitâblarını kendi dillerine terceme edip parasız dağıtıyorlar. Böylece, islâmiyyetin kal’ası olan, Ehl-i sünnet mezhebini içerden yıkarak islâm düşmanlarının ekmeklerine yağ sürüyorlar. 165, 263, 467, 1059, 1073, 1134, 1168, 1194. 847 — ŞÂHZÂDE SULTÂN MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî sultân Süleymânın oğludur. [949] da vefât etdi. Sultân Süleymân, bunun adına Şâhzâde câmi’ini yapdı. Câmi’ [955] de temâm oldu. Câmi’ yanındaki türbesindedir. Bu türbede, sağında birâderi Cihângir sultân, sol yanında da kızı Hümâ şâh sultân yatmakdadır. Şâhzade Cihângîr Halebde 960 [m. 1552] da vefât edip İstanbula getirildi. Babası, bunun için Beyoğlunda Cihângîr câmi’ini yapdırdı. 1173. 848 — ŞARL: Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç, Napoli, Sicilya, Navara ve Sardenya kralları arasında çok Charle vardır. Fransadaki onbir Şarl şunlardır: Şarl Martel 69 [m. 689] dan 124 [m. 741] e kadar yaşadı. 113 [m. 732] senesinde Puvatiyye yakınında Endülüs müslimânlarına gâlip gelmiş ve papa üçüncü Greguvar [Grégoire] tarafından tebrîk edilmişdir. 1. ci Şarl, buna Şarlman, ya’nî büyük Şarl denir. Şarl Martelin torunudur. [m. 742-814] Endülüs müslimânlarına mağlûb oldu. Almanyanın çoğunu aldı. Hârûnürreşîd buna sâat ve başka hediyyeler göndermişdir. Senelerin, mîlâd gününden başlanmasını, ilk olarak 192 [m. 808] de, bunun kabûl etdiği, sonra Kostantin tarafından kânunlaşdırıldığı Hasîb beğin Kozmoğrafya kitâbında yazılıdır. 761. 2. ci Şarl [m. 823-877] âciz idi. Ömrü, kardeşleri ile harb etmekle geçdi. 3. cü Şarl [m. 879-929], ömrü iç harblerle geçdi ve harbde öldü. 4. cü Şarl [m. 1294-1328], güzel Filibin oğludur. İngiliz kralı ikinci Edvard bunun eniştesi idi. Edvarda hiyânet edip, öldürülmesine sebeb oldu. 5. ci Şarl [m. 1368-1380], Fransayı İngiliz işgâlinden kurtardı. 6. ci Şarl [m. 1368-1422] zemânında, İngiltere kralı beşinci Hanri Fransayı alıp Fransa krallığını i’lân etdi. 7. ci Şarl [m. 1403-1461], Jandark isminde bir kızın yardımı ile Fransayı İngiliz işgâlinden kurtardı. 8. ci Şarl [m. 1470-1498], Napoliyi almış, yine gayb etmişdir. 9. cu Şarl [m. 1550-1574], on yaşında kral oldu. Annesi Katerina saltanat sürüp, kadınlar saltanatı Fransayı karışdırdı. Katoliklerle protestanlar arasında harbler oldu. Kral, hemşîresini, protestan olan Navara prensi dördüncü Hanriye verdi ise de, düğünde [Sent Bartelemi] yortusu gecesi, Fransadaki protestanların öldürülmesini emr etdi. Kendisi de, serây penceresinden silâh atmışdır. Sefâhat içinde öldü. 358. 10. cu Şarl Filip [m. 1757-1836], onbeşinci Louinin torunu ve onaltıncı Loui ile onsekizinci Louinin birâderidir. 1203 [m. 1789] ihtilâlinde Fransadan kaçdı. 1795 de İngilizlerin yardımı ile Fransaya girmek istedi ise de, 1824 de girebildi. 1830 da zâlim idâresine karşı isyân çıkararak yine kaçdı. Şarl-kent başka olup, Alman imperatörleri olan yedi Şarlden beşincisidir. Bütün Avrupayı aldı ise de, 932 [m. 1526] de Osmânlılara mağlub oldu. 534, 1071. 849 — ŞÂZİLÎ: İkiyüzellialtıncı [256] sırada Ebül-Hasen ismine bakınız! 850 — ŞEHÂBÜDDÎN SÜHREVERDÎ: 869.cu sırada (Şihâbüddîn-i Sühreverdi) ismine bakınız! 851 — ŞEKER-GENC “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ferîd-üd-dîn Mes’ûd Genc-i şeker, Hindistândaki Çeştiyye Evliyâsındandır. 569 [m.1173] da Delhîde tevellüd, 664 [m. 1265] de Mültanda vefât etdi. Kutbeddîn-i Bahtiyârın talebesi ve Nizam-üd-dîn-i Evliyânın üstâdıdır. Bahtiyâr Üşî, [633] de Delhîde vefât etdi. Ağzına aldığı taş, toprak, çömlek parçaları şeker gibi tatlı olurmuş. Bunun için, (Şeker hazînesi) demek olan Genc-i şeker adı ile meşhûr olmuşdur. Fârisî (Râhat-ül-kulûb) ve (Fevâid-üs-sâlikîn) kitâbları ve başka eserleri ve kerâmetleri bilinmekdedir. Hicretin binellialtı [1056] senesinde yazılıp 1331 [m. 1913] de Lüknov şehrinde basılmış olan (Siyer-ül-Evliyâ) kitâbında hâl tercemesi fârisî olarak uzun yazılıdır. (Mültân şeyhı) adı ile her sene, Muharremin beşinde kabri ziyâret edilmekdedir. 766, 1085. 852 — ŞEMSÜDDÎN SÂMÎ: 1266 [m. 1850] da Arnavutlukda tevellüd, 1322 [m. 1904] de İstanbulda vefât etdi. Erenköydedir. Fransızcadan türkceye resmli lügât kitâbı ve altı cild (Kâmûs-ül-a’lâm)ı basılmışdır. 388, 431, 441, 514. 853 — ŞEMSÜDDÎN SEHÂVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Abdürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m. 1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Şâfi’î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014. 854 — ŞEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂŞÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şemsüddîn Muhammed bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ul-gaffâr) adını verdiği (Tenvîr-ül-ebsâr) şerhleri meşhûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâşim bin Abd-i Menâf oradadır. 462. 855 — ŞEMS-İ TEBRÎZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mevlânâ Muhammed bin Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” aşkından, yimez, içmez olmuşdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz aldı. Bâbâ Kemâlin yanında şeyh Fahreddîn-i Irâkî de yetişmekde idi. Şeyh Fahreddîn, her keşf ve hâlini, şi’rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Şemseddîne, (Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birşey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi şi’r söyliyemiyorum) dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadaş ihsân eder ki, o senin adına her ma’rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. [642] de Konyaya geldi. Şekerrîzân hânına yerleşdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken karşılaşdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu. Aldığı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar vardı. Şemseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Şemseddîn kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek çok üzüldü. Şemseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü. Mevlânâ (Bu nasıl işdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir, Allah nerede, kendisi ve bulunduğu yer bilinmeyen şey yok demekdir. O hâlde Allah yokdur dedi. Şeyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin başına atdı. Başı çok acıdı. Seni mahkemeye vereceğim dedi. Ağrıyı ve başının neresinde olduğunu göster, sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduğuna inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken, yedi kişi gelip dışarı çağırdılar ve şehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın oğlu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diğer oğlu Behâüddîn Sultân veled rü’yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân Veled 712 de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101. 856 — ŞEMSİ AHMED PÂŞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 988 [m. 1580] de Üsküdârda, Şemsi pâşa câmi’ini yapdırmışdır. 857 — ŞEMS-ÜL-EİMME HULVÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdül’azîz bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda öldü. Muhammed Şeybânînin (Câmi’ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini şerh etmiş, (Nevâdir), (Mebsût), (Vâkı’ât) ve başka kitâblar yazmışdır. 216, 223, 271, 444, 826. 858 — ŞEMS-ÜL-EİMME-İ SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzdördüncü [804] sırada Serahsî ismine bakınız! 859 — ŞEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız! 860 — ŞERHABÎL “radıyallahü anh”: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile konuşmak için Necrandan gelen altmış süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile şereflendi. 370. 861 — ŞERNBLÂLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-İhlâs Hasen bin Ammâr Şernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Şürnblâlî de denir. Câmi’ul-ezherde müderris idi. (Câmi’ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi’ olup, medrese olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi. (Nûr-ül-îzâh) ve bunun şerhı olan (İmdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh) ismlerindeki kitâbı ve kelâm ilminde (Merak-ıs-se’âde) kitâbı ve (Dürer) hâşiyesi çok kıymetlidir. 97, 269, 279, 298, 316, 356, 393, 629, 796, 815, 858, 1020. 862 — ŞEVBERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şems-üd-dîn Muhammed bin Ahmed Şevberî, Şâfi’î fıkh âlimidir. [977] de Şevberde tevellüd, 1069 [m. 1658] da vefât etdi. Kıymetli kitâbları vardır. Şevber Mısrdadır. 633, 638. 863 — ŞEVKÂNÎ: Kâdî Muhammed bin Alî Şevkânî, 1173 [m. 1759] de San’a şehrinin Şevkân kasabasında tevellüd, 1250 [m. 1834] de San’ada vefât etdi. San’ada kâdî idi. Babasından ve başkalarından (Ezhâr-ül-fıdda) ve (Bahr-ül-zehhâr) şî’î kitâblarının şerhlerini senelerce okuyarak, şî’î mezhebinde yetişdirildiği, (Feth-ul-kadîr) tefsîri Mısrda basılırken eklenen önsözde yazılıdır. Şî’îlerin Zeydî fırkasından olduğu Kuveyt müftîsi Muhammed bin Ahmed Halefin (Cevâb-üs-sâil) kitâbının 69. cu sahîfesinde yazılıdır. Çok sayıda, istifâdeli kitâbları vardır. Ehl-i sünnete uymıyan yazıları zararlıdır. 1976 senesinde Pâkistânda Siyalküt şehrinde urdu dilinde basılmış olan (Vehhâbî mezhebinin iç yüzü) kitâbında, İbni Teymiyyenin ve Şevkânînin mezhebsiz oldukları, vesîkalarla isbât edilmekdedir. Hindistânın büyük âlimlerinden Abdülhay Lüknevînin, Şevkânî için (Şevkânînin kötü hâllerini ve bozuk kitâblarını öğrenmek istiyen, benim (Ferhat-ül-müderrisîn bi-zikril-müellefât-i vel-müellifîn) kitâbımı okusun! Burada İbni Teymiyyenin (Minhâc-üssünne) kitâbını anlatırken, Şevkânînin de İbni Teymiyye gibi olduğunu, onun gibi ilmi çok ve aklı az olduğunu ve ondan da aşağı olduğunu uzun bildirdim) dediğini yazmakdadır. Abdülhay Lüknevî (Fevâid-ül-behiyye) kitâbının sâhibidir. 415, 416, 417, 492. 864 — ŞEVKÎ: Behâîlik dinsizliğini yaymağa uğraşanlardan biridir. Babası Abdülbehâ Abbâs 1339 [m. 1921] da Hayfada öleceği zemân büyük oğlu Şevkîyı, ilâhî emrin reîsi olarak rûhânî reis ve Behâîliğin açıklayıcısı ta’yîn etdi. Şevkî, 1315 [m. 1897] de Akkâda doğdu. Oksford üniversitesinde okudu. Amerikalı bir kızla evlendi. Her yerde Behâî teşkîlâtının ve ma’bedlerinin kurulmasına çalışdı. 1377 [m. 1957] de Londrada öldü. 483, 1060. 865 — ŞEYBE: Rebi’anın oğlu, Utbenin kardeşi ve Abd-i Şems bin Abd-i Menâfın torunu idi. Ümeyyenin kardeşi oğlu [yeğeni] idi. Bedr gazâsında hazret-i Hamza tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1186. 866 — ŞEYH EMÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sôfiyyedendir. 964. 867 — ŞEYH TÂCEDDÎN BİN ZEKERİYYÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hindistân asîlzâdelerinden idi. Delhî köylerinden birinde Şeyhullah Bahş hazretlerinden icâzeti olduğu hâlde, hâce Muhammed Bâkî-billah “kuddise sirruh” Mâverâ-ün-nehr seferinden dönüp irşâda başlayınca, sohbetine koşdu. Tevâzu’ ve insâfına karşılık teveccühe ve husûsî ve mahrem halvetlere kavuşdu. Kemâle erdi. Tekrâr icâzet aldı. Hazret-i Hâce vefât edince, şeyh Tâc, şaşkına döndü. Seyâhate çıkdı. Hacca gitdi. Hicâzda çok kimselere nasîhat etdi. Mekke âlimlerinden Ahmed ibni Allân, (Reşehât) kitâbını arabîye terceme etmişdi. Şeyh Tâcın sohbeti ile şereflendi. Kemâle erdi. 1031 [m. 1621] senesinde vefât etdi. Şeyh Tâceddîn, arabî olarak çeşidli kitâb yazdı. Tesavvuf büyüklerinin fârisî kitâblarını arabîye çevirdi. Bu büyüklere dil uzatan din adamlarına, güzel cevâb yazdı. (Reşehât) ve (Nefehât)ı arabîye terceme etdi. 1050 [m. 1641] de vefât etdi. 954. 868 — ŞEYHZÂDE MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Mustafâ, Hanefî âlimlerindendir. Müderris idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi. Beydâvînin (Envâr-üt-tenzîl) tefsîrine hâşiyesi çok kıymetli olup, hicretin 1306 senesinde İstanbulda matba’a-i Osmâniyyede basılmış ve Hakîkat kitâbevi tarafından, dört cüz hâlinde basdırılmışdır. (Kasîde-i bürde), (Meşârık) ve (Vikâye) şerhleri meşhûrdur. Babası şeyh Mustafâ Müslih-uddîn efendi, Bâyezîd-i Velî zemânı meşâyıhından olup, Abdüllah-i ilâhînin halîfesi idi ve Hırka-i şerîfde (Müslih-uddîn) mescidini yapdırmışdır. Buna Tahta minâreli mescid de denir. Kabri, câmi’inin yanındadır. 491. 869 — ŞİHÂBÜDDÎN-İ SÜHREVERDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Hafs Ömer bin Muhammed, Şâfi’î fıkh âlimi ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Ebû Bekr-i Sıddîkın soyundandır. 539 [m. 1145] da tevellüd, 632 [m. 1234] de, Bağdâdda vefât etdi. Ebû Necîb Sühreverdînin halîfesidir. Abdülkâdir-i Geylânînin sohbeti ile şereflenip kemâle erdi. Kitâbları arasında (Avârif-ül-me’ârif) kitâbı Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî) kitâbevinde satılmakdadır. Ayrıca Beyrutda (Dâr-ül-ma’rife) tarafından basdırılan (İhyâ-ül-ulûm) beşinci cildine de ilâve edilmişdir. Tesavvuf bilgilerini çok iyi bildirmekdedir. Şihâbeddîn Yahyâ bin Hüseyn Sühreverdî başka olup, felsefeye bağlanmışdı. 586 da, Salâhaddîn-i Eyyûbînin emri ile Halebde katl edildi. 748, 749, 927, 953, 958, 1074, 1087. 870 — ŞİHRİSTÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül Feth Muhammed bin Abdülkerîm, fıkh ve kelâm âlimidir. 479 [m. 1086] da Horâsânda tevellüd, 548 [m. 1154] de Bağdâdda vefât etdi. Eş’arî mezhebinde idi. Yetmişüç islâm fırkasını geniş anlatan (Milel-nihal) kitâbı 1070 [m. 1660] senesinde vefât eden Nûh bin Mustafâ tarafından Mısrda türkceye terceme edildiği gibi, çeşidli Avrupa dillerine de çevrilmişdir. Arabîsi Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 416. 871 — ŞİLLER: Alman doktoru ve şâ’iridir. 1172 [m. 1759] de tevellüd, 1219 [m. 1805] da vefât etdi. Papaslar elinde din terbiyesi ile büyüdü ise de, hıristiyanlıkda, akl ve ilm dışı olan bozuklukları görerek, fâci’a [trajedi] tiyatro şi’rleri yazarak şöhret kazanmışdır. 27. 872 — ŞÎT “aleyhisselâm”: Âdem aleyhisselâmın oğludur. Babası ölünce, Peygamber oldu. Allahü teâlâ, buna elli suhuf (forma) gönderdi. Kâ’beyi taşdan yapdı. Nûh “aleyhisselâm” bunun soyundan olduğu için tûfândan kurtulanlar ve bütün insanlar bunun çocukları olmakdadırlar. Bunun için, ikinci Âdem sayılır. 81, 386, 387, 1069, 1109, 1120. 873 — ŞOPEN: Chopin Polonyalı müzikcidir. 1225 [m. 1810] de tevellüd, 1265 [m. 1849] de vefât etdi. Romantizm üzerinde idi. (Polonya) yazısı meşhûrdur. 46. 874 — ŞÜREYH (KÂDÎ) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ümeyye bin Hars, Tâbi’înin büyüklerindendir. Kırk yaşında iken hazret-i Ömer tarafından Kûfeye kâdî [hâkim] yapıldı. Hazret-i Alî halîfe iken, bunun karşısında, bir zimmî yehûdî ile muhâkeme edilmişdi. Çok âdil idi. Fıkhda ve tecribî ilmlerde çok bilgisi vardı. Yetmişdokuz 79 [m. 698] senesinde, yüzyirmi yaşında vefât etdi. Babasının adı Hani idi. Elçi olarak Medîneye gelmişdi. Resûlullahı görünce, müslimân oldu. Resûlullah, buna Ebû Şüreyh diye soy adı verdi. Kâdî Şüreyk başkadır. |