|
24 — CİNÂYETLER (Redd-ül-muhtâr) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki: Cinâyet, yaralamak veyâ öldürmek demekdir. Katl, insan öldürmek demekdir. Öldürene kâtil, ölene maktûl denir. Beş dürlü katl harâmdır: 1 — Amden, bilerek, istiyerek öldürmekdir. Öldürmek için, bir insanın herhangi yerine, bıçak, tabanca gibi öldürücü şeyle vurmakdır. Demirden olan herşey, bıçak demekdir. Her ma’den de demir gibidir. Ağaç, cam ve taşdan yapılan sivri, keskin şeyler de demir gibidir. Ateşde yakmak, ateşi sönmüş sıcak fırında, kaynar suda öldürmek de katldir. Ensesine, kalbine iğne sokup öldürmek, ağır şeyle döğerek öldürmek de iki imâma göre amden katldir. Amden adam öldürmek, küfre sebeb olan şeyleri [ihtiyârı ile] söylemekden dahâ büyük günâhdır. Çünki, küfr sözü söylemek için, ölüm ile zorlanan kimsenin, kalbi îmân ile dolu olarak söylemesi câizdir. Fekat, başkasını öldürmez isen seni öldürürüz deseler, ölümden kurtulmak için başkasını öldürmek câiz olmaz. Fekat, kalbinden mürted olmak, adam öldürmekden dahâ büyük günâhdır. Mü’mini amden katl eden kimse, kâfir olmaz. Mü’min olduğu için öldürürse veyâ öldürmek halâldir diyerek öldürürse, kâfir olur. Bir insanı haksız olarak, amden öldüren kimseye (Kaved) lâzım olur. Kaved, kısâs olarak, onu da öldürmek demekdir. Maktûlün velîlerinden biri afv ederse veyâ velî ile kâtil, belli bir mal, para ile uyuşurlarsa, kısâs yapılmaz. Uyuşulan mal alınır. (Berîka)da, (hıkd) kötü huyu anlatılırken yazılı hadîs-i şerîfde, (Kul haklarını ödeyen, her nemâzdan sonra onbir ihlâs-i şerîf okuyan ve kâtilini afv ederek ölen Cennete girecekdir) buyuruldu. Amden katlde, keffâret lâzım olmaz. Çünki, büyük günâhdır. Keffâret ise, ibâdetdir. İkisi bir araya gelemez. (Buhârî)deki hadîs-i şerîfde, (Ekber-i kebâir, birşeyi Allahü teâlâya ortak etmek, adam öldürmek, anaya, babaya karşı gelmek, yalancı şâhidlik yapmakdır) buyuruldu. Zinâ, sirkat ve fâiz alıp vermek de, böyle büyük günâhdır. (Tuhfet-ül-fükahâ) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, bir kimse, babasını birinin silâhla öldürdüğünü görse veyâ babasını öldürdüğünü iki şâhid yanında buna söylese, sonra: (O benim velîmi öldürmüşdü. Babanı kısâs için veyâ mürted olduğu için öldürdüm) dese, çocuk böyle olduğunu bilmese, bunu öldürmesi mubâh olur. İki âdil şâhid, birisine, falan kimse senin babanı öldürdü deseler, o kimseyi öldürmesi mubâh olmaz. Çünki şâhidlerin sözü ancak mahkemede huccet olur. Görmek veyâ ikrâr gibi insana huccet olmaz. 2 — Harâm olan katlin ikincisi, şebehe olan, ya’nî amd ile öldürmeğe benzeyen katldir. Katl âletleri ile olmıyan öldürmekdir. Küçük taş, küçük sopa ile döğerek öldürmek böyledir. Büyük taş, büyük sopa ile öldürmek de, İmâm-ı a’zama göre, böyledir. Kuyuya atmak, dağdan, damdan aşağı atmak da böyledir. Burada kaved lâzım gelmez. Büyük günâhdır. Keffâret ve âkılesinin ağır diyet ödemesi lâzım olur. Şebeh ile öldürmek tekerrür ederse, kâtil öldürülür. Herhangi bir uzvu yok etmek şebeh sayılmaz. Herhangi bir uzv, nasıl yok edilirse edilsin, hep amd sayılır. Bunun için, her uzv karşılığında kısâs lâzım olur. Uyuşurlarsa, kâtilin malından ödenir. Ağır diyet, yüz deve demekdir. Âkıle, kâtilin yakınları demekdir. Âkılenin bu diyeti üç senede ödemesi lâzımdır. Amd ile katlde uyuşulunca ve hatâ ile katlde de, malı [veyâ parasını] âkıle öder. 3 — Hatâ ile, yanlışlıkla öldürmek olup, iki dürlüdür: a) Kâtilin yanılmasıdır: Bir adamı, av veyâ düşman sanarak, atıp vurmakdır. b) Mermînin yanılmasıdır: Bir hedefe, bir ava atılan mermînin bir adama gitmesi veyâ hedefden adama sıçraması ile katldir. Elinden düşen odunun, yükün bir adamı öldürmesi de böyledir. Hatâ ile katlde, kâtilin âkılesinin diyet vermesi ve keffâret lâzım olur. Günâhı, birinci ve ikinci katl günâhlarından dahâ azdır. 4 — Hatâya sebeb olan şeyle katldir. Yüksekden üstüne düşerek veyâ uyuyan kimsenin yuvarlanarak bir kimseyi öldürmesi böyledir. Bunun cezâsı da keffâret ve diyetdir. Bindiği atın insanı çiğniyerek öldürmesi, [motorlu vâsıtaların çiğnemesi] de böyledir. 5 — Başka niyyet ile yapılan işin, ölüme sebeb olmasıdır. Mülkü olmıyan yere kazdığı kuyunun veyâ koyduğu taşın ölüme sebeb olması böyledir. Âkılesinin diyet vermesi lâzım olur. Keffâret lâzım olmaz. Katl günâhı olmaz. Başkasının mülkünde kuyu kazmak günâhı olur. Hükûmetin izni ile yapdı ise veyâ kendi mülkünde yapdı ise veyâ kuyu kazıldığını işitdikden sonra düşdü ise, birşey lâzım gelmez. İlk dört katlde, mükellef olan kâtil, mîrâsdan mahrûm olur. Beşinci katlde, mahrûm olmaz. KAVED KİMLERE LÂZIMDIR? — Kanı harâm olan kimseleri, Dâr-ül-islâmda, amden öldürene kaved lâzım olur. Ya’nî, kâtil, kısâs olarak öldürülür. Dâr-ül-islâmda mü’minin ve zimmînin kanı harâmdır. Harbînin ve müste’min kâfirin ve zinâ eden muhsan kimsenin ve mürtedin kanı harâm değildir. Zimmîyi amden öldüren mükellef müslimâna kaved lâzım olur. Zimmînin malını çalan müslimânın eli kesilir. Deliyi, hastayı, çocuğu öldürene, a’mâyı, kadını, anasını, babasını, dedelerini öldürene kaved lâzım olur. Çocuğunu, torununu öldürene kaved lâzım olmaz. Babanın malından diyet lâzım olur. Çünki amd ile katlde âkılenin diyet vermesi lâzım değildir. Muhârebede, iki tarafın askeri karışdığı zemân, kâfir sanarak, müslimânı amden öldürene kaved lâzım olmaz. Keffâret ve diyet lâzım olur. Kâfirler arasındaki müslimânı hatâ ile öldürene birşey lâzım gelmez. Yılan gibi, öldürmesi câiz olan bir şekle girmiş cinnîyi öldürmek câizdir. Beyâz olup düz giden yılan cindir. Bunu öldürmeden önce (Çık, git bi-iznillah) demek iyi olur. Kaved ya’nî kâtili öldürmek, yalnız kılınc ile veyâ silâh ile yapılır. Başka dürlü öldürmek câiz değildir. Kuyuya atarak, taş ile ezerek, üzerine hayvân sürerek, ateşe atarak ve başka şekllerde öldüren ta’zîr olunur. Mahkeme karâr verdikden sonra, kâtili, maktûlün velîsi öldürür veyâ öldürmek için, başkasını vekîl eder, Velî hâzır olmadıkca, vekîli öldüremez. Kâtili, bunlardan başka bir kimse öldürse, bu kimseye kaved lâzım olur. Hatâ ile öldürse, âkılesinin diyet vermesi lâzım olur. İki velîden biri kâtili afv etse, ikincisi kısâs yapsa, afv etdiğini işitmemiş ise, birşey lâzım gelmez. İşitmiş ise, kâtili öldürmesi harâm olduğunu bilerek öldürdü ise, bu velîye kaved lâzım olur. Harâm olduğunu bilmiyordum derse, diyetini vermesi lâzım olur. Yaralı kimse, beni filânca yaralamadı dese, sonra ölse, vârisleri, filâncaya karşı da’vâ açamaz. Yaralı veyâ velîler, yaralayanı afv etseler, sonra yaralı ölse, afv câiz olur. Birisine zehr verse o da bilmiyerek içse ve ölse, zehri verene kısâs ve diyet lâzım olmaz. Yalnız, habs ve ta’zîr olunur. İmâm-ı a’zama göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, yaralamıyan şeyle öldürmek, amden sayılmaz. Zor ile içirirse, kaved lâzım olur denildi. Fetvâ, kısâs lâzım olmaz, âkılesi üzerine diyet lâzım olur şeklindedir. Kürekle vursa, demir kısmı yaralayıp öldürse kaved lâzım olur. Yaralamadan öldürse veyâ ağaç kısmı yaralayıp öldürse şebeh-i amd olur. Boğazını sıkarak veyâ suya atarak boğsa, İmâm-ı a’zama göre şebeh-i amd olur. Boğmağı âdet ederse katl edilir. Mahkemeye düşdükden sonra tevbesi kabûl olmaz. Bir odada habs edip açlıkdan ölse, birşey lâzım olmaz. Fetvâ böyledir. İki imâma göre hepsinde diyet lâzım olur. Toprağa gömerek öldürse, âkılesi üzerine diyet lâzım olur. Bir adamı yırtıcı hayvânın önüne atsa veyâ yılanların, akreblerin arasına koysa ve o adam ölse, kaved ve diyet lâzım olmaz. Döğer, ölünciye kadar habs ederse, diyet de lâzım olur denildi. Çocuğa bunları yapsa veyâ güneşe, soğuğa bıraksa, âkılesi üzerine diyet lâzım olur. Ölüm hâlinde olanı öldürene kaved lâzım olur. Müslimânlara ve zimmîlere kılınc çeken kimsenin katli vâcib olur. Bunu öldürene birşey lâzım gelmez. Kılıncı kınına sokdukdan sonra öldürülmez. Bir kimseye, gece veyâ gündüz, her nerede olursa olsun, kılınc, silâh çekeni veyâ gece şehrde ve gündüz şehr dışında sopa ile tehdîd edeni öldürene de birşey lâzım gelmez. Deli veyâ çocuk silâh çekerse, bunu öldürene diyet vâcib olur. Saldıran hayvânı öldüren, kıymetini verir. Çocuk ve delinin amd ile öldürmesi, hatâ kabûl edilir. Âkılesi veyâ kendi diyet verir. Keffâret lâzım gelmez. Vâris olamazlar. Gece eve hırsız gelse, çaldığı malı götürse, ev sâhibi bağırınca bırakmazsa, arkasından gidip öldürse, birşey lâzım gelmez. Eve giren veyâ kapıyı, pencereyi zorlıyan hırsızı görse, bağırır. Kaçmazsa, öldürmesi câiz olur, kısâs lâzım olmaz. Bir kimseye, beni öldür dese, o da metal âletlerle öldürse, kâtilin malından diyet lâzım olur. Başka şeyle öldürse, âkılesi diyet verir. Kardeşimi, oğlumu, babamı öldür deyince de böyledir. Bir kimseye, elimi veyâ ayağımı kes denilse, o da kesse ve ölse, birşey lâzım gelmez. Çünki, el, ayak mal gibidir ve bunlar için emr, sahîh olur. Velînin kâtili afv etmesi, mal ile sulh yapmakdan dahâ iyidir. Mal ile uyuşmak da, kısâsdan dahâ iyidir. Kaved ve diyet, vârisin hakkıdır. Velî afv edince, kâtil dünyâda kavedden ve diyetden kurtulur. Yaralının afvı da böyledir. Kavede râzı olmadıkca, kâtilin tevbesi kabûl olmaz. Kısâs yapılmakla, velîlerin hakkından kurtulur. Maktûl, kıyâmetde hakkını ister. Kısâs hudûddan dokuz yerde ayrılmakdadır: 1 — Hâkim kendi ilmi ile kısâs yapabilir. Hâlbuki, şâhidsiz had cezâsı veremez. 2 — Kısâs yapmak hakkı vârislere geçer. Had hakkı, vârislere geçmez. 3 — Kısâs afv olunabilir. Had afv olunmaz. 4 — Katl şâhidliği, zemân geçmekle kıymetden düşmez. Kazfdan başka hadlerin şâhidliği, bir ay sonra kabûl olmaz. İçki haddinde ise, ağzından koku gidince kabûl olmaz. 5 — Kısâs şâhidliği, dilsizin işâreti veyâ yazısı ile kabûl olur. Had için kabûl olmaz. 6 — Kısâs için şefâ’at câizdir. Had suçu mahkemeye düşdükden sonra, şefâ’at kabûl olunmaz. Dahâ önce şefâ’at etmek câiz olur. Hadden başka günâhlarda, ısrâr etmiyeni afv etmek iyi olur. 7 — Kısâs için da’vâ açmak lâzımdır. Kazf ve sirkatden başka hadler için şâhidler, da’vâ açmadan dinlenebilir. 8 — Had cezâsı yapılırken hâkimin hâzır bulunması lâzımdır. Kısâsda lâzım değildir. 9 — Had suçunu söyleyen, sözünden vazgeçerse kabûl edilir. Kapıdan kafasını içeri sokup içeriye bakan kimseye taş atıp gözü çıkarsa, birşey lâzım gelmez. Eve gireni veyâ zevcesinin yanına girip halvet yapanı, başka şeyle kovmak mümkin iken, öldürmek veyâ gözünü çıkarmak câiz olmaz. Katlden başka şeylerde kaved: Karşılığı yapılabilen her yaralamada kısâs lâzım olur. Öldürmek suçundan başka yaralamalar, hangi âletle yapılırsa yapılsın amden demekdir. Bunlarda, ikinci kısm olan şebeh-i amd olmaz. Kol kesen adamın eli oynak yerinden kesilir. Ayak, burun, kulak ve göz çıkarmak da böyle kısâs olunur. Her şecce, ya’nî baş yarası için de kısâs olunur. Yalnız kemik kırmakda kısâs yapılmaz. Diş kırmakda kısâs yapılır. Diş kıranın dişi de, kırdığı kadar eğelenir. Kadınla erkek arasında yalnız katlde kısâs yapılır. Kısâs lâzım olan yaralamalarda, yara iyi olmadan önce kısâs yapılmaz. Çünki, ba’zı yaralar ölüme sebeb olabilir. Bu zemân katl kısâsı lâzım olur. Başka uzvlarında kısâs yapılmaz. Erş, ya’nî diyet alarak para öderler. Kadınlar arasında ve müslimân ile zimmî arasında kısâs yapılır. İyi olan yarada, dil, zeker kesilmesinde kısâs yapılmaz. Dudak kesilmesinde kısâs yapılır. Yaralı, yaralayandan kısâs veyâ diyet isteyebilir. Kâtilin ölmesi ile veyâ velîlerin afv etmesi ile veyâ mal vermekle anlaşmaları ile, kısâs sâkıt olur. Anlaşmada, mal az olsa da sâkıt olur. Fekat hatâ ile öldürmede olan diyet mikdârı, islâmiyyetde bildirildiğinden az olamaz. Fazlası da fâiz olur. Malı peşin ödemek lâzımdır. Uyuşurlarsa te’cîl olunur. Velîlerden birinin sulh veyâ afv etmesi ile de kısâs yapılmaz. Diğer vârisler, diyetden hisselerine düşeni, üç seneye kadar, kâtilden alırlar. Bir kaç kişi, bir kimsenin elini veyâ başka uzvunu kesseler, hiçbirine kısâs yapılmaz. Ortaklaşa diyet öderler. Öldürseler, hepsine kısâs yapılır. Evine giren kimse, zevcesi ile bir adamı zinâ yaparlarken görse, adamı öldürmesi halâl olur. Kadın da râzı olmuş ise, ikisini de öldürebilir. Bir kadın veyâ oğlanın, kendisine tecâvüz edeni öldürmesi halâldir. Hâkimin karârı ile, bir uzvu kısâs edilen kimse, bu yaradan ölürse, birşey lâzım gelmez. Hacâmat, sünnet, kan almak, iğne yapmak ehliyeti olanların ve tabîbin ve baytarın öldürmesi ile de, birşey lâzım olmaz. Çünki, vâcib olan işlerde selâmet şart değildir. Mubâh olan işleri yapmak ise, selâmet şartı ile câiz olur. Ananın, babanın, vasînin izni ile hocanın, çocuğu, öğretmek için döğmesi vâcibdir. Terbiye için döğmeleri ise mubâhdır. Vâcib olarak döğmekde, mikdârı, şiddeti ve vurduğu yer, âdet hârici olur ve çocuk ölürse, ödemek lâzım olur. Mubâh olan döğmekde, nasıl döğerse döğsün, ölürse ödemek lâzım olur. İki imâma göre “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”, te’dîb de ta’lîm gibi vâcibdir. Mu’allimin, talebesini, babasından iznsiz döğmesi vâcib değildir. Çocuk ölürse, sözbirliği ile tazmîn eder. Zevcin, zevcesini te’dîb için döğmesi de vâcib değil, mubâhdır. Pencereden düşen çocuğun kafası şişse, doktorlar, beyin ameliyyâtı yaparsak çocuk ölür dese, bir doktor ise, bugün kafası açılmazsa ölür dese ve açsa ve sonra çocuk ölse, izn ile ve fennin gösterdiği gibi açdı ise, birşey lâzım gelmez. İznsiz ve yanlış açdı ise, kısâs lâzım olur. Kâtile kısâs yapmağa hakkı olan velî, maktûlün vârisleridir. Babamı amden öldürdü diye huccet getiren bir kimsenin kardeşi gâib olsa, kardeşi gelinciye kadar, kâtile kısâs yapılmaz. İhbâr eden, habs olunur. Kardeşi gelince, huccet ile tekrâr isbât ederse, kısâs yapılır. Kâtil, kardeşinin afv etdiğini isbât ederse, kısâs yapılmaz. (Hadîka)da, göz âfetlerini anlatırken buyuruyor ki, (Fâsıklar, bid’at ehli sapıklar günâh işlerlerken, mâni’ olamıyan kimsenin bunlara bakması, zarûret olmadıkca, câiz değildir. Bunun için, zulm ile öldürülene, i’dâm edilene, eziyyet edilene bakmamalıdır. Zulm ile ölmek ihtimâli bulunduğu için, böyle cezâ verilirken hiç bakmamalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Bir kimse zulm ile öldürülürken, orada bulunmayınız! Orada bulunup da, kurtarmıyana la’net yağar) buyuruldu. Bundan anlaşılıyor ki, islâmiyyetin emri ile öldürülürken veyâ döğülürken bulunmak, bakmak câiz olur. Yıldız uçarken bakmak da, göze zarar verdiği için, câiz değildir). |