|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
831 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir sefer esnasinda Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le beraber cikmistik. Bir ara butun askerler
sikintiya dustu. Ubey Ibnu Selul (firsattan istifade) soyle dedi: "Resulullah'in
yanindakilere infak etmeyin de etrafindan dagilsinlar." Ayrica sunu da ilave
etti: "Hele Medine'ye bir donelim, aziz olanlar, zelil olanlari oradan surup
cikaracaktir." Ben hemen gelip bu sozleri Hz. Peygamber'e haber verdim. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) Ubey Ibnu Selul'e adam gondererek yanina cagirdi
ve "Boyle mi soyledin?" diye sordu. Ibnu Selul, boyle bir davranisa yer vermedigine
dair yemin etti. (Orada bulunanlar bu soze inanarak): "Zeyd, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a yalan soyledi" dediler. Bu sozlerine cok uzuldum. Oyle ki, Cenab-i
Hakk beni tasdiken su vahyi indirdi: "(Ey Muhammed) munafiklar sana gelince,
"Senin, suphesiz Allah'in peygamberi olduguna sehadet ederiz" derler. Allah,
senin kendisinin peygamberi oldugunu bilir, bunun yaninda munafiklarin yalanci
olduklarini da bilir..." (Munafikun,1).
(Zeyd) der ki: "Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), (onlara: "Ozur
dileyin de) sizin icin Allah'tan magfiret taleb edeyim"dedi ise de baslarini
cevirip gittiler."
Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh), "..Onlar tipki siralanmis kof kutuk gibidirler..."
(Munafikun 4) mealindeki ayetle ilgili olarak da su aciklamayi yapti: "Munafiklar
yakisikli kimselerdi."
Buhari, Tefsir, Munafikun 1, 2; Muslim, Sifatu'l-Munafikun 1, (2772); Tirmizi,
Tefsir, Munafikun, (3309, 3310).
832 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) bir keresinde: "Kimin haccedecek kadar
veya zekat farz olacak kadar mali olur da bu farzlari ifa etmezse, olum sirasinda
geri donus (rec'a) taleb eder" buyurmustu.
Bir adam kendisine: "Ey Ibnu Abbas, Allah'tan kork, geri donusu kuffar taleb
edecektir" dedi. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Ben size bu hususta ayet
okuyayim" dedi ve su ayeti okudu:
"Ey iman edenler, sizi ne mallariniz, ne evlatlariniz Allah'in zikrinden alikoymasin.
Kim bunu yaparsa iste onlar husrana ugrayanlarin ta kendileridir. Herhangi
birinize olum gelip de: "Ey Rabbim, beni yakin bir muddete kadar geciktirseydin
de sadaka verip dursaydim, iyi adamlardan olsaydim" diyeceginden evvel size
rizik olarak verdigimizden (Allah yolunda) harcayin. Halbuki Allah hicbir
kimseyi eceli gelince, asla geri birakmaz. Allah ne yaparsaniz, hakkiyla haberdardir"
(Munafikun 9-11 )
Adam tekrar: "Zekat vermeyi gerekli kilan miktar nedir?" diye sordu. Ibnu
Abbas (radiyallahu anhuma): "Mal iki yuz (dirheme) ulasir ve gecerse." Adam:
"Pekala, hacci gerekli kilan sey nedir`?" diye sordu. Ibnu Abbas:
"- Azik ve binek!" cevabini verdi.
Tirmizi, Tefsir, Munafikun, (3313).
TEGABUN SURESI
833 - Alkame hazretlerinin Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan naklettigine
gore, Ibnu Mes'ud, "...Kim Allah'a iman ederse (Allah) onun kalbini dogruya
goturur.." (Tegabun,11) mealindeki ayetle ilgili olarak su aciklamayi yapmistir:
"Bunlar kisinin maruz kaldigi musibetlerdir. Inanan kisi, (Allah'in lutfu
ve keremi ile) bu musibetlerin Allah'tan oldugunu bilir, Allah'in takdirine
teslimiyet gosterip, razi olur (ve Sabreder)."
Buhari, Tefsir, Tegabun 1.
834 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), "Ey iman edenler, eslerinizin evlatlarinizin
icinde hakikaten size dusman olanlar da vardir. O halde onlardan sakinin.."
(Tegabun 14) mealindeki ayet hakkinda su aciklamayi yapti: "Bu hitaba maruz
kalan kimseler bir kisim Mekkeli erkeklerdir. Bunlar, hicret ederek Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e gelmek isterler, fakat kadin ve cocuklari kendilerini
terketmelerini istemeyerek hicretlerine mumanaat etmislerdir. Bu kimseler
bilahare hicret edip gelince, halkin, din hususunda cok sey ogrenmis oldugunu
gorurler. Bunun uzerine (kendilerinin onceden hicret etmelerine mani olan)
zevce ve evlatlarini cezalandirmak istediler. Bu hal karsisinda Cenab-i Hakk
mezkur ayeti inzal buyurdu."
Tirmizi, Tefsir" Tegabun, 3314).
TALAK SURESI
835 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet edildigine gore, "Ey Peygamber!
Kadinlari bosayacaginizda, onlari, iddetlerini gozeterek bosayin.." (Talak
1) mealindeki ayeti, "...iddetlerinin onunde bosayin" diyerek kiraat etmistir
(okumustur)"
Muvatta, Talak 79, (2; 587); Muslim, Talak 14, (1471).
Imam Malik der ki: "Bununla, her temizlik devresinde bir kere bosamasi gerektigini
kastedmistir. "
TAHRIM SURESI
836 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) bali ve tatli seyleri severdi. Ayrica, ikindi namazlarini kildiktan
sonra (hergun) kadinlarini teker teker ziyaret eder, her birine yaklasir (sohbette
bulunurdu.) Bu ziyaretlerinin birinde Hz. Hafsa (radiyallahu anha)'nin yanina
girmisti. Bu defa onun yaninda, her zamanki kaldigi mutad muddetten fazla
kaldi. Ben bunu kiskanarak sebebini (Resulullah'in diger hanimlarindan) sordum.
Bana: "Yakinlarindan bir kadin Hafsa'ya bir okka (Taif) bali hediye etti,
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ondan serbet yapip ikram etmis olmali,
(o da serbet hatirina sohbetini biraz uzatmistir)" dediler. Ben:
"- Oyleyse, kasem olsun biz de ona mutlaka bir hile kurmaliyiz!" dedim. Sevde
(radiyallahu anha)'ye:
"- (Hafsa'dan sonra sira senin) O girince sana yaklasacak. Sana yaklasinca
O'na: "Ey Allah'in Resulu! Sen megafih mi yedin?" diyeceksin. (Ben biliyorum
ki, o sana:) "Hayir!"diyecek. O zaman sen de:
"Oyleyse senden burnuma gelen bu koku da ne?" diyeceksin." Bir rivayette Hz.
Aise su aciklamayi yapar: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisinde
kotu bir koku hissedilmesine tahammul edemez, buna cok uzulurdu (Bu sebeple
gercegi. itiraf ederek) muhakkak "Hafsa bana bal serbeti ikram etti" diyecek.
O zaman sen kendisine "Demek ki ari, balini urfut agacindan almis" diyeceksin.
(Senden sonra bana ugradigi zaman) ben de boyle hareket edip ayni seyleri
soyleyecegim. Ey Safiyye, sana ugradigi zaman sen de ayni seyleri soyle! dedim."
Hz. Aise anlatmaya devam etti:
"Sevde (bilahere bana) dedi ki: "Kendinden baska ilah bulunmayan Allah'a kasem
olsun, bana tenbih ettigin seyleri, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kapidan
gorunur gorunmez, senden korktugum icin (unutmadan) hemen soylemek istedim."
Ne ise, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine yaklasinca Sevde: "Ey
Allah'in Resulu megafir mi yediniz?" der:
"Hayir!" cevabini alir. Bunun uzerine aralarinda su konusma gecer:
"- Oyleyse bu koku da ne?"
" Hafsa bana bal serbeti ikram etti. "
"- Demek ki ari urfut yemis."
Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatmaya devam ediyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) bana ugrayinca ben de ayni seyleri soyledim. Keza, Safiyye (radiyallahu
anha)'ye ugrayinca o da ayni seyleri soyledi.
Muteakiben Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hafsa (radiyallahu anha)'nin
yanina girince:
"- Ey Allah'in Resulu sana o serbetten ikram edeyim mi?" diye sorar. Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam):
"- Hayir, ihtiyacim yok!" cevabini verir. (Bu durumu isittigi zaman) Sevde
(radiyallahu anha):
"- Allah'a kasem olsun bali ona haram ettik!" dedi. Ben kendisine:
"- Sus, (sesini cikarma)" dedim."
Buhari, Talak 8, Nikah 103, Et'ime 32, Esribe 10, 15, Tib 4, Hiyel 5; Muslim,
Talak 20, (1474); Ebu Davud, Esribe 11, (3715); Nesai, Talak 16, (6,151,152).
837 - Bir baska rivayette (Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Zeyneb Bintu
Cahs'in yaninda bal serbeti ictim, artik bir daha onu icmeyecegim" der ve
su ayet nazil olur:
"Ey Peygamber, sen zevcelerinin hosnudlugunu arayarak, Allah'in sana helal
kildigi seyi nicin kendine haram ediyorsun? (Bununla beraber uzulme) Allah
cok magfiret edici, cok esirgeyicidir. Allah, yeminlerinizin (keffaretle)
cozulmesini size farz kilmistir. Allah sizin yardimcinizdir. Ve O, hakkiyle
bilendir, tam hukum ve hikmet sahibidir.
Hani Peygamber, zevcelerinden birine gizli bir soz soylemisti. Bunun uzerine
o (zevce) bunu haber verip de Allah da ona bunu aciklayinca (peygamber) bunun
ancak bir kismini bildirmis, bir kismindan da vazgecmisti. Artik bunu kendisine
soyleyince o (zevce) "Bunu sana kim haber verdi?"dedi. (Peygamber de), "Bana
her seyi bilen, her seyden haberdar olan (Allah) haber verdi" dedi.
Eger her ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz (ne ala, cunku) hakikaten sizin
kalpleriniz kaymistir, (yok) onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz, hic
suphesiz Allah bizzat onun yardimcisidir, Cebrail de mu'minlerin salih olanlari
da. Bunlarin ardindan butun melekler de (ona) yardimcidir..." (Tahrim 1-4).
(Ayet-i kerimede gecen:) "Eger her ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz" ibaresinde
kastedilen iki sahis Hz. Hafsa ve Hz. Aise (radiyallahu anhuma)'dir. (Yine
ayet-i kerimede gecen:) "Hani Peygamber, zevcelerinen birine gizli bir soz
soylemisti..." ibaresinde zikri gecen gizli soz, Resulullah'in: "Bal serbeti
ictim, artik bir daha icmeyecegim, bu hususta yemin de ettim, ancak bunu bir
baskasina acma" seklindeki sozleridir."
838 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
zaman zaman birlestigi bir cariyesi vardi. Hz. Aise ve Hz. Hafsa (radiyallahu
anhuma) (cariyeye temasini onlemek icin) pesini birakmadilar. Sonunda Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bu cariyeyi nefsine haram etti. Bunun uzerine: "Ey
Peygamber, sen zevcelerinin hosnudlugunu arayarak, Allah'in sana helal kildigi
seyi nicin kendine haram ediyorsun?..." diye baslayan Tahrim suresi nazil
oldu."
Nesai, Isretu'n-Nisa, 4, (7, 71).
MULK SURESI
839 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Kur'an-i Kerim'de otuz ayetlik (sani yuce) bir sure
vardir. Bu sure (kendisini okuyan) kimseye (kiyamet gunu) sefaat eder ve Allah'in
onu affetmesini saglar. Bu sure Tebarekellezi bi-Yedihi'l-Mulk'dur."
Ebu Davud, Salat 327, (1400) (veya Ramazan 10); Tirmizi Sevabu'l-Kur'an 9,
(2893).
Ebu Davud'daki rivayette: "(Okumak suretiyle) arkadasligini kazanan kimseye
sure sefaat eder" denilmistir.
840 - Tirmizi'de, Ibnu Abbas'tan gelen bir diger rivayette, Ibnu Abbas (radiyallahu
anhuma) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini belirtir: "Bu
sure (kabir azabina, veya kabir azabina sebep olan gunahlara karsi) engeldir,
bu sure kurtulus sebebidir, kisiyi kabir azabindan kurtarir."
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 9, (2892).
Rezin sunu ilave etmistir: "Ibni Sihab demistir ki: "Humeyd Ibnu Abdirrahman'in
bana haber verdigine gore, Resulullah soyle buyurmustur: "Mulk suresi, kabirde,
arkadasi yerine mucadele eder (ve onu azabtan korur)."