|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
SEBE SURESI
751 - Ferve Ibnu Museyrk (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'e bir gun:
"- Ey Allah'in Resulu, kavminden yuz cevirenlere karsi, Islam'i benimseyenlerle
bir olup mucadele edeyim mi?" diye sordum. Onlarla savasma hususunda bana
izin verdi ve beni emir tayin etti. Ben (Medine'den) ayrilinca:
" Gutayfi ne yapti.?" diye benden sormus. Kendisine, gittigim soylenince hemen
pesimden birisini gondererek beni geri cagirdi ve su talimati verdi:
" Kavmini Islam'a davet et. Onlardan Islam gelenlerin Muslumanligini kabul
et. Kabul etmeyenler icin savasmakta acele etme, ben sana yeni bir emir gonderinceye
kadar bekle."
Der ki: Sebe kavmi hakkindaki ayetler nazil olmustu. Bir adam sordu:
"- Ey Allah'in Resulu, Sebe de ne? Bir yer veya bir kadin midir?"
" Ne bir yer, ne de bir kadin degildir. Bilakis bir erkektir. On cocuklu bir
Arap. Bu cocuklardan altisi Yemen cihetine gidip yerlesti, dordu de Sam cihetine
gidip yerlesti. Sam tarafina gidenler Lahm, Cuzam, Gassan ve Amile kabilelerini
ortaya cikardilar. Yemen tarafina gidenler ise Ezd, Es'ariyyun, Himyer, Kinde,
Muzhic ve Enmar halkini meydana getirdiler. "
Bir adam: " Enmar da ne?" diye sordu.
" Enmar, dedi, Has'am ve Becile kabilelerinin mensup oldugu cemaattir."
Ebu Davud, Hurufve'l-Kira'at 1, (3978); Tirmizi, Tefsir, Sebe, (3220).
752 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdu ki:
"Allahu Teala Hazretleri semada bir isin yapilmasina hukmetti mi, Rabb-i Teala'nin
sozune ihtiramla, melaike (aleyhimusselam) korku ile kanatlarini birbirine
vururlar. Rabb Teala nin isitilen sozu duz bir kaya uzerinde (hareket eden)
zincirin sesi gibidir. Meleklerin kalplerinden korku acilinca (Cebrail ve
Mikail gibi mukarreb meleklere):
" Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. Onlar da: "Allah Teala hazretleri hakki
soylemistir. Zaten O, yuce ve uludur" derler. O'nun sozunu, kulak kabartan
(seytanlar gizlice) isitir. Kulak hirsizi seytanlar (yerden goge kadar) birbirlerinin
ustunde (zincirleme) dizilmis ve kulak hirsizligina hazirlanmis bulunur. -
Sufyan (Ibnu Uyeyne) eliyle tarif etti: Parmaklarini once (ust uste) dizdi,
sonra acti-(En ustteki, ilahi kelami isitir ve alttakine verir, o da kendi
altindakine verir.
Boylece gele gele sihirbaz ve kahinlerin diline kadar ulasir. Bazan kelimeyi
asagidakine vermeden once bir sahap, seytana ulasir. Bazan sahap kendisine
isabet etmezden once kelimeyi asagisindakine vermis olur. (Sihirbaz ve kahinler
kendilerine bu sekilde ulasan hirsizlama habere) yuz kadar da kendileri ilave
ederek yalanlar duzerler.
Emr-i Ilahi yeryuzunde tahakkuk edince halk kendi arasinda: "Bu isin olacagi
bize daha once falan falan gunlerde haber verilmemis miydi?" derler. Boylece,
semada (kulak hirsiz1igi yoluyla) isitilmis olan haber boylece tasdik edilir."
Buhari, Tefsir, Sebe 1, Hicr 1; Tirmizi, Tefsir, Sebe, (3221).
753 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Allahu Zulcelal hazretleri
vahiy suretiyle konustugu zaman sema ehli bir ses isitir ki bu, demir bir
zincirin duz bir kaya uzerinde hareket etmesiyle cikan cingirak sesine benzer.
Sema ehli bu sesi duyunca korku ve hasyetten bayilirlar. Cibril (aleyhi's-selam)
kendilerine gelinceye kadar bu halde devam ederler. O gelince korku, kalplerinden
acilir. Hemen: "Ey Cibril, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. O: "Hakki
soyledi" der. Sema ehli hep bir agizdan: "el-Hak, el-Hak" diye soylesirler.
Ebu Davud, Sunnet 22, (4738).
FATIR SURESI
754 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam),
"Sonra biz o kitabi kullarimizdan (begenip) sectiklerimize miras biraktik.
Iste onlardan kimi nefsine zulmedendir. Onlarin bazisi mutedildir, onlardan
bir kismi da Allah'in izniyle hayrat (ve hasenat yarislarin)da oncu ol(up
kazan)andir...!" (Fatir, 32) ayeti hakkinda sunu soyledi: "Bunlarin hepsi
ayni makamdadir, hepsi de cennettedir."
Tirmizi, Tefsir, Melaike (Fatir), (3223).
755 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Onlar orada soyle bagrisirlar: "Rabbimiz,
bizi cikar, yapmis oldugumuzdan bambaska iyi amel (ve hareketler)de bulunacagiz."
Size, iyice dusunecek kimsenin dusunebileceg'i, ogut kabul edilebilecegi kadar
omur vermedik mi? Size (azab ile) korkutan da gelmisti. Simdi tadin (o azabi)!
Artik zalimler icin hicbir yardimci yoktur" (Fatir 37) ayetinde gecen "korkutan
da gelmisti" ibaresinde kastedilen seyin Kur'an'la gelmis olan Muhammed (aleyhissalatu
vesselam) oldugunu soyledi."
(Rezin ilavesidir, kaynagi bulunamamistir.)
YA-SÍN SURESI
756 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) buyurdu ki: "Her seyin bir kalbi vardir. Kur'an'in kalbi de Ya-Sin'dir.
Kim bu sureyi okursa, Cenab-i Hakk, bu okumasi sebebiyle kendisine, Kur'an-i
Kerim'i -Ya-Sin haric- on kere okumus sevabini verir. "
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 7, (2889).
757 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: Beni Seleme Medine'nin
uzakca bir kenarinda meskun idi. Mescid-i Nebevi'nin yakinlarina tasinmak
istediler. Bunun uzerine su mealdeki ayet indi:
"Suphesiz oluleri dirilten, islediklerini ve eserlerini yazan biziz. Herseyi
apacik bir kitapta saymisizdir" (Ya-Sin, 11). Resulullah (aleyhissàlatu vesselam):
"Ayak izleriniz (sevap olarak) yaziliyor" dedi.Yerlerinde kaldilar."
Tirmizi, Tefsir, Ya-Sin, (3224).
758 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Antakya sehrinde firavunlardan
bir firavun vardi. Allahu Teala Hazretleri ora halkina elciler gonderdi. Bunlar
uc kisiydiler. Ikisi once geldi, bunlari yalanladilar. Allah bunlari bir ucuncuyle
takviye etti. Elciler, onlari hakka cagirip, emredilen seyleri aciklayip,
dinlerinin batil oldugunu soyledikleri vakit; peygamberlere: "Biz sizin yuzunuzden
ugursuzluga ugradik, vazgecmezseniz sizi mutlaka taslariz. Bizden size muhakkak
acikli bir iskence de dokunur" dediler. Peygamberler de: "Sizin ugursuzlugunuz
(musibetleriniz), dediler, kendi beraberinizdedir. Size nasihat edilirse mi?
Hayir, siz haddi asip tasanlar guruhusunuz.." (Ya-Sin 18-19).
Rezin ilavesidir. Bu manada bir rivayet Taberi Tefsiri'nde gelmistir (22,101).
759 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "O sehrin en uc, (kenar)indan kosarak
bir adam geldi: "Ey kavmim, dedi, uyun o gonderilmis olanlara; uyun sizden
hicbir ucret istemeyen o kimselere. Onlar hidayete ermis (zatlar)dir. Ben
beni yaratana neden kulluk etmiyecekmisim? Siz (hepiniz) ancak ona donduru(lup
goturu)leceksiniz. Ben O'ndan baska tanrilar edinir miyim? Eger O cok esirgeyici
(Allah), bana bir zarar (yapmak) isterse onlarin (iddia ettiginiz) sefaati
bana hicbir faide vermez. Onlar beni asla kurtaramazlar. Suphesiz ben o takdirde
mutlak apacik bir sapiklik icindeyim (demek)dir. Gercek, ben Rabbinize iman
ettim. Iste bunu benden duyun. (Ona): Gir cennete, denildi. (O da): Ne olurdu
dedi, kavmim bilselerdi, Rabbimin beni bagisladigini, beni (cennetle ikram)
edilenlerden kildigini"(Ya-Sin, 20-27) mealindeki ayetler hakkinda su aciklamada
bulundu: "Bu zat hayatinda da, olumunde de kavmine nasihatta bulundu."
Rezin ilavesidir, kaynagi bulunamamistir.
760 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) ile birlikte, mescidde idim, o sirada gunes batiyordu. Bana:
" Ey Ebu Zerr, biliyor musun gunes nereye gidiyor?" diye sordu.
"- Allah ve Resulu, daha iyi bilir" dedim.
"- Arsin altinda secde etmeye gidiyor. (Secde icin once) izin ister. Kendisine
izin verilir. Secde ettigi halde kendisinden bunun kabul edilmeyecegi zaman
yakindir. O zaman izin ister fakat verilmez, kendisine: "Geldigin yere don
ve battigin yerden dog" denir. iste bunu su ayet ifade etmektedir: "Gunes
de (ilahi bir ayettir ki) mustekarrina (duracagi zamana) kadar cereyan etmektedir..."
(Ya-Sin, 38). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ilave etti:
" Bu (durma hadisesi) ne zamandir, bilir misin? Bu, kisiye imaninin fayda
vermeyecegi, artik inancsiz hale geldigi zamandir."
Buhari, Tefsir,Yasin 1, Bed'u'l-halk 4, Tevhid 22, 23; Muslim, Iman 250 (159);
Tirmizi, Tefsir, Yasin,(3225).