|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
741 - Hz. Aise (radiyallahu anha), "O vakit onlar hem ustunuzden, hem altinizdan
size gelmislerdi. O zaman gozler yilmis, yurekler girtlaklara dayanmisti ve
siz Allah'a karsi turlu zanlarda bulunuyordunuz. Iste orada mu'minler imtihana
ugratilmisti. Siddetli bir sarsinti ile sarsilmislardi..." (Ahzab, 10-11)
mealindeki ayet hakkinda: "Bu, Hendek Savasi ile ilgilidir" demistir.
Buhari, Megazi 29, Muslim'deki yeri bulunamamistir.
742 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz su ayeti amcam Enes Ibnu'n-Nadr
hakkinda indi biliyorduk. (mealen): "Mu'minler icinde Allah'a verdikleri sozde
sadakat gosteren nice erler var. Iste onlarin kimi adagini odedi, kimi de
(bunu) bekliyor.
Onlar hicbir suretle (ahidlerini) degistirmediler." (Ahzab 23).
Buhari, Tefsir, Ahzab 3; Muslim, Imaret 148 (1903); Tirmizi, Tefsir, Ahzab
(3198-3199).
743 - Ummu Umare (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, dedim,
her seyi erkekler icin goruyorum. Hicbir sekilde kadinlarin zikredildigini
gormuyorum." Bunun uzerine su ayet indi. (mealen): "Dogrusu, erkek ve kadin
Muslumanlar, erkek ve kadin mu'minler, boyun egen erkekler ve kadinlar, dogru
sozlu erkekler ve kadinlar, sabirli erkekler ve kadinlar, gonulden baglanan
erkekler ve kadinlar, oruc tutan erkekler ve kadinlar, iffetlerini koruyan
erkekler ve kadinlar, iste Allah bunlarin hepsine magfiret ve buyuk ecir hazirlamistir"
(Ahzab,35).
Tirmizi, Tefsir,Ahzab (3209).
744 - Hz. Aise (radiyallahu anha) demistir ki: "Eger Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) kendisine inen vahiyden bir sey gizleseydi su ayeti gizlerdi: "(Habibim)
hatirla o zamani ki; Allah'in kendisine -Islam'la- nimet verdigi ve senin
de yine kendisine lutufta bulundugun zata sen: "Zevceni uhdende tut. Allah'tan
kork" diyordun da Allah'in aciga cikaricisi oldugu seyi icinde gizliyor, insanlarin
(dedikodusundan) korkuyordun. Halbuki Allah kendisinden korkmana daha layikti.
Simedi madem ki Zeyd o kadindan ilisigini kesti, biz onu sana zevce yaptik.
Ta ki ogulluklarin, kendilerinden iliskilerini kestikleri zevceler(ini almakta)
mu'minler uzerine gunah olmasin. Allah'in emri yerine getirilmistir" (Ahzab,
37).
Nitekim Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), Zeyneb'le evlenince: "Oglunun
helalligiyla evlendi" dediler. Bunun uzerine Cenab-i Hakk su mealdeki ayeti
indirdi: "Muhammed adamlarinizdan hicbirinin babasi degildir. Fakat Allah'in
Resulu ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah herseyi hakkiyle bilendir'' (Ahzab,
40).
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Zeyd'i kucukken evlat edinmisti. Buyuyup
delikanli oluncaya kadar yaninda kaldi. Herkes onu Zeyd Ibnu Muhammed diye
cagiriyordu. Bu sebeple Cenab-i Hakk su mealdeki ayeti inzal buyurdu: "Onlari
babalarina nisbet ederek cagirin. Bu, Allah indinde daha dogrudur. Eger babalarinin
(kim oldugunu) bilmiyorsaniz o halde (esasen) dinde kardesleriniz (olmakla
beraber) dostlarinizdir da" (Ahzab, 5).
Tirmizi, Tefsir, Ahzab (3206); Muslim, Iman 287, (177); Buhari, Tevhid 22.
745 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) Zeyneb (radiyallahu anha)'le evlenmislerdi ki, annem Ummu Suleym
bana: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir hediyede bulunsak" dedi.
Ben kendisine:
- Bir seyler yap! dedim. Bunun uzerine hurma ve yag ve kes getirdi, bir tencereye
koyarak bunlarla yemek yapti ve benimle gonderdi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a goturdum.
Yemegi birak!" dedi. Sonra bana emredip: "Bana falancalari cagir" dedi ve
teker teker isimlerini soyledi. Ayrica:
"- Kime rastlarsan cagir" diye emretti. Enes der ki: Emri yerine getirdim,
sonra dondum. Ev insanlarla dolmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
elini mezkur yemegin uzerine koydu ve Allah'tan baska kimsenin bilmedigi bir
seyler soyledi. Sonra cemaati onar onar cagirdi. Herkes o yemekten yiyordu.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yiyenlere:
" Yemege Allah'in ismini zikrederek baslayin! Herkes onunden yesin!" dedi.
Bu hal herkesin yemekten yeyip dagilmasina kadar devam etti. Sonunda cikanlar
cikti. Bazilari da kalip sohbete devam ettiler. Bir muddet sonra Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) da cikip hucrelere dogru yurudu. Pesisira ben de
ciktim ve:
"- Davetliler gitti artik!" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) evine
geri dondu (ve derhal vahiy alameti olan) ortuyu uzerine cekti. Bu sirada
ben hucrede idim. (Vahiy hali gecince) o (aleyhissalatu vesselam) su vahyi
okuyordu:
"Ey iman edenler, (bundan sonra) Peygamber'in evlerine yemege davet olunmaksizin,
vaktine de bakmaksizin- girmeyin. Fakat davet olundugunuz zaman girin. Yemegi
yiyince dagilin. Soz dinlemek veya sohbet etmek icin de (izinsiz) girmeyin.
Cunku bu Peygamber'e eza vermekte, o sizden utanmaktadir. Allah ise, hak(ki
aciklamak)tan cekinmez..." (Ahzab 53).
Buhari, Tefsir,Ahzab 8, Nikah 67, 64,Et'ime 59, Isti'zan 10, 33, Tevhid 22;
Muslim, Nikah 8, (1428);Tirmizi, Tefsir, Ahzab, (3215, 3216, 3217).
746 - Hz. Urve, Hz. Aise (radiyallahu anha)'den naklediyor: Hz. Aise byurmustur
ki: "Havle Bintu Hakim (radiyallahu anha), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a
kendisi gelip evlenme teklif edenlerdendir." Aise (radiyallahu anha) devamla
dedi ki: "Ben (kiskancligin sevkiyle): "Kadin kismi bir erkege evlenme teklifi
yapmaktan sikilmaz mi?" (diyerek bu sekilde Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e
teklifte bulunanlari kinardim). Ne zaman ki: "Onlardan kimi dilersen (nevbetinden)
geri birakir, kimi de dilersen yanina alabilirsin. (Nevbetinden) geri biraktiklarindan
kimi istersen (nezdine almak)da da sana gucluk yoktur..." (Ahzab, 51) mealindeki
ayet nazil oldu, (kendimi tutamayarak): "Ey Allah'in Resulu, goruyorum ki,
Rabbin seni memnun kilmada gecikmiyor" dedim.
Buhari, Tefsir, Ahzab 7, Nikah 29; Muslim, Rida' 49, (1464); Ebu Davud, Nikah
39, (2136); Nesai, Nikah 1, (6, 54).
747 - Ummu Hani (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
beni istemisti. Kendisine ozur beyan ettim, ozrumu kabul etti. Sonra Cenab-i
Hakk su ayeti indirdi.
"Ey Peygamber! Mehirlerini verdigin zevcelerini ve Allah'in sana ganimet (olarak
nasib) ettiklerinden sag elinin malik oldugu kadiinlari, seninle beraber (Medine'ye)
hicret eden amcanin kizlarini, halanin kizlarini, dayinin kizlarini, teyzenin
kizlarini, bir de eger mu'min bir kadin kendisini Peygamber'e bagislayip da
eger Peygamber de nikahla almak isterse onu (fakat bu sonuncusunu) diger mu'minlere
degil, yaliniz sana has olmak uzere senin icin helal kildik..." (Ahzab, 50).
Ummu Hani (radiyallahu anha) devamla der ki:
Bu ayet uzerine (kendi kendime): "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a
helal kilinmadim, cunku hicret etmedim, ben Fetih gunu hurriyeti bagislananlardanim"
dedim."
Tirmizi, Tefsir, Ahzab (3211).
748 - Ibnu Abbas, (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) muhacir olan mu'min kadinlar disinda kalanlarla evlenmekten men
edildi. Ayet soyle buyurur:
"Bundan sonra kadinlar(i alman) ve bunlari herhangi zevcelerle degistirmen,
guzellikleri hosuna gitse de, sana helal olmaz. Sag elinin malik oldugu (cariyeler)
mustesna. Allah her seye nigahbandir" (Ahzab 52). Keza Allah, "Mu'min cariyelerinizi.."
(Nisa, 25); "Nefsini peygambere bagislayan mu'min kadin"i (Ahzab, 50) helal
kildi. Islam'dan baska bir dinde olanlarin hepsini haram kilip sonra da soyle
buyurdu. (Mealen):
"... Kim imani tanimayip kafir olursa her halde butun yaptigi bosuna gitmistir
ve o, ahirette en cok ziyana ugrayanlardandir" (Maide, 5).
Yine ayet-i kerime soyle buyurur:
"Ey Peygamber! Mehirlerini verdigin zevceleri ve Allah'in sana ganimet (olarak
nasib) ettiklerinden sag elinin malik oldugu kadinlari, seninle beraber (Medine'ye)
hicret eden amcanin kizlarini, halanin kizlarini, dayinin kizlarini, teyzenin
kizlarini, bir de eger mu'min bir kadin kendisini Peygamber'e bagislayip da
eger Peygamber de nikahla almak isterse onu -(fakat bu sonuncusunu) diger
mu'minlere degil, yalniz sana has olmak uzere- senin icin helal kildik..."
(Ahzab, 50) Iste bunlar disinda kalan butun kadinlar Hz. Peygamber'e haram
edilmistir.
Tirmizi, Tefsir, Ahzab (3213).
749 - Hz. Aise (radiyallahu anha) diyor ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
olmezden once butun kadinlarla nikah kendisine helal kilindi."
Tirmizi, Tefsir, Ahzab, (3214); Nesai, Nikah 2 (6, 56).
750 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Hz. Musa (aleyhi's-selam) son derece haya sahibi
ve siki ortunen birisi idi. Istihyasi (haya duygusunun fazlaligi) sebebiyle
bedeninden hicbir yer gorulmezdi. Beni Israil'den bazilari ona eziyette bulundu.
(Soyle ki: Bir gun aralarinda): "Onun bu sekilde siki giyinmesine bedenindeki
bir kusur sebep olmasin? Muhakkak ki o, ya abrastir, ya da debbelidir (hayasinda
sisme vardir) veya bir baska afete maruzdur" diye dedi-kodu yaptilar. Cenab-i
Hakk Hz. Musayi bu dedikodularindan tebrie etmek diledi.
Yine bir gun Hz. Musa (aleyhi's-selam) bir tenhada, elbiselerini bir tas uzerine
birakip tek basina suya girmis yikaniyordu. Yikanmasi tamam olunca, giyinmek.
uzere camasirlarina dogru yurudu. Tam bu sirada, uzerinde giyecekler oldugu
halde tas yuvarlanmaya basladi. Hz. Musa (aleyhi's-selam) degnegini eline
alip tasi yakalamaya calisti. Bu sirada "Elbisem ey kaya ! Elbisem ey kaya
!" diye de bagiriyordu. (Tasin pesinden kosarken) Beni Israil'den bir cemaatin
yanina kadar vardi. Hz. Musayi ciplak vaziyette gorduler, yaratilisca herkesten
guzel (ve kusursuz) ve de dikodulardan beri idi. Kaya durdu. Hz. Musa (aleyhi
's-selam) camasirini alip giydi. Sopasiyla tasa vurmaya basladi. (Ebu Hureyre
der ki): "Allah'a kasem olsun, o tasta sopa darbeleri sebebiyle uc veya dort
tane bere izi var." Su ayet bu hadiseye isaret etmektedir: "Ey iman edenler,
siz de Musa'yi incitenler gibi olmayin. Nihayet Allah onu dedikleri seyden
temize cikardi. O, Allah indinde yuzu (itibarli bir zat) idi" (Ahzab, 69).
Buhari, Gusl 20, Enbiya 27, Tefsir, Ahzab 11, Muslim, Hayz 75 (339), zail,
55 (339); Tirmizi, Tefsir, Ahzab (3219).