|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
YUSUF (ALEYHISSELAM) SURESI 661 - Urve tu'bnu Zubeyr (rahimehullah) anlatiyor:
"Ben, diyor, Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye su ayetten sordum: "Oyle ki, peygamberler
umidsizlige dusup, yalanlandiklarini sandiklari bir sirada onlara yardimimiz
gelmistir" (Yusuf 110).
-Bu ayette gecen bir kelime kuzzibu seklinde seddeli mi okunmali, kuzibu seklinde
seddesiz mi okumali? dedim. Bana: "Onlari kavimleri yalanladi" diye cevap
verdi.
Urve der ki: "Oyle ise, yemin olsun, onlar kesinlikle bildiler ki, kavimleri
kendilerini tekzib etmistir, (boyle okununca) "tekzib edildikleri zannina
dustuler" diye bir mana verme ihtimali kalmaz" dedim. Hz. Aise: "Ey Urvecik,
oyledir. Peygamberler bu hususta kesin kanaate vardilar!" dedi. Ben tekrar:
"Ama ayet belki de "kuzibu" diye okunmali" dedim. Cevaben: "Allah korusun,
peygamberler, Rableri hakkinda boyle bir zanna dusmezler" dedi.
Ben tekrar: "Bu ayet nedir? (kimlerden bahsediyor?)" diye sordum.
Cevaben: "Onlar peygamberlerin kendilerine tabi olan adamlaridir, bu kimseler
Rablerine inanmis, peygamberlerini de tasdik etmislerdir. Ancak maruz kaldiklari
bela uzamis, Allah'tan onlara gelecek yardim da gecikmistir. O kadar ki, kavimlerinden
kendilerini tekzib edenler sebebiyle peygamberler umidlerini kestikleri ve
artik etbalarinin kendilerini tekzib ettigi zannina dustukleri bir anda Allah'in
yardimi onlara ulasmistir. (Iste ayet-i kerimede bu durumdaki peygamberler
ve onlarin etbalari kastedilmektedir.)"
Buhari, Enbiya 19, Tefsir, Bakara 38, Yusuf 6.
662 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) su ayet hakkinda: "Onlarin cogu, ortak
kosmadan Allah'a inanmazlar" (Yusuf, 106) su aciklamayi yapmistir: "Yani,
"Onlara kendilerini kim yaratti, semavat ve arzi kim yaratti diye sorarsiniz,
"Allah" diye cevap verirler, iste bu onlarin imanidir. Ibadet etmeye gelince
Allah'tan baskasina taparlar, bu da onlarin ortak kosmalari, sirkleridir."
Rezin'in ilavesidir. (Taberi 13, 51).
RA'D SURESI
663 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam), Cenab-i Hakk'in: "Arzda birbirine komsu kit'alar vardir, uzum baglari,
ekinler, catalli ve catalsiz hurmaliklar vardir ki hepsi bir su ile sulaniyor.
(Boyle iken) biz onlardan bazisini yemislerinde (ve tadlarinda), bazisindan
ustun kiliyoruz. Iste bunlarda da aklini kullanacak zumreler icin elbette
ayetler vardir" (Ra'd, 4). Kelam-i Ilahisinde gecen "ustunluk"u soyle acikladilar:
"Bu onlarin, kalitesiz, farisi cesitten tatli ve eksi oluslaridir."
Tirmizi, Tefsir, Ra'd, (3117).
IBRAHIM (ALEYHISSELAM) SURESI
664 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Ardinda cehennem vardir, orada kendisine irinli su icirilecektir" (Ibrahim
14, 16) ayeti hakkinda su aciklamayi yapti: "Irin agzina yaklastirilir, ondan
ikrah eder, igrenir. Biraz daha yaklastirilinca surati yanar ve basinin derisi
dokulur. Irini icince kicindan cikincaya kadar, (gectigi yerleri ve bu meyanda)
bagirsaklarini param parca eder."
Resulullah bu aciklama uzerine su ayetleri okudu: "...Ateste ebedi kalan ve
bagirsaklarini parca parca edecek kaynar su icirilen kimseler..." (Muhammed,
15).
"...Onlar yardim istediklerinde erimis maden gibi, yuzleri kavuran bir su
kendilerine sunulur" (Kehf, 29).
Tirmizi, Cehennem, 4, (2586).
665 - Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu
vesselam): "Allah'in hos bir sozu; koku saglam, dallari goge dogru olan -Rabbinin
izniyle her zaman meyve veren- hos bir agaca benzeterek nasil misal verdigini
gormuyor musun?" (Ibrahim, 24-25) ayetinde zikredilen agac hakkinda: "O hurma
agacidir" buyurdu. Ve muteakip ayette ifade edilen kotu agaci da hanzale'ye
(zakkum, Ebu Cehil karpuzu da denir, mercimek agacidir) benzetti. Ayet soyle:
"Cirkin bir soz de yerden koparilmis, hic bir sebati olmayan kotu bir agaca
benzer" (Ibrahim, 26).
Tirmizi, Tefsir, Ibrahim (3118).
666 - el-Bera Ibnu'l-Azib (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Musluman, kabirde suale maruz kalinca: "Allah'tan
baska ilah bulunmadigive Muhammed'in O'nun kulu olduguna sehadet eder". Bunun
delili su ayettir: "Allah inananlari dunya hayatinda ve ahirette saglam bir
soz uzerine tutar; zalimleri de saptirir..." (Ibrahim, 27).
Buhari, Cenaiz 87, Tefsir, Ibrahim 2; Muslim, Sifatu'l-Cenne, 13, (2871);
Tirmizi, Tefsir, Ibrahim (3119); Ebu Davud, Sunne 27, (4750); Nesai, Cenaiz
114, (4, 101); Ibnu Mace, Zuhd 32, (4269).
667 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), "Allah'in verdigi nimetleri nankorlukle
karsilayanlari ve milletlerini helak yurduna, yaslanacaklari cehenneme goturenleri
gormuyor musun?" (Ibrahim, 27-28) ayetini aciklama sadedinde: "Onlar vallahi
Kureys kafirleridir. Nankorlukle karsilanan nimet de Muhammed (aleyhissalatu
vesselam)'dir. "Helak yurduna... goturduler"in manasi, "Bedir gunu atese ...
goturduler" demektir.
Buhari, Megazi 7, Tefsir, Ibrahim 3.
668 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'e su ayetten sordum: "Yerin baska bir yerle, goklerin de baska goklerle
degistirildigi, her seye ustun gelen tek Allah'in huzuruna ciktiklari gunde
sakin, Allah'in peygamberlerine verdigi sozden cayacagini sanma..." (Ibrahim,
47-48). Ve dedim ki: "Ey Allah'in Resulu, o gun insanlar nerede olacaklar?"
-"Sirat uzerinde" cevabini verdi.
Muslim, Munafikun 29, (2791); Tirmizi, Tefsir, Ibrahim, (3120).
HICR SURESI
669 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'in arkasinda cok guzel bir kadin namaz kiliyordu. Cemaatten bazilari
onu gormemek icin on safa kaciyor, (munafik ve cahil takimindan) bazilari
da en arka safa geliyor, rukuya vardigi zaman koltugunun altindan ona bakiyordu.
Bu durum uzerine Cenab-i Hakk su ayeti indirdi: "Andolsun, sizden one gecenleri
de biz biliriz, geri kalanlari da biz biliriz" (Hicr, 24).
Nesai, Imamet (2, 118); Tirmizi Tefsir, Hicr, (3122).
670 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Mu'minin ferasetinden kacinin, cunku o Allahu Teala'nin nuruyla bakar" buyurup
sonra su ayeti okudular: "Elbette bunda fikr u firaseti olanlar icin ibretler
vardir" (Hicr, 75)
Tirmizi, Tefsir, Hicr, (3125).