|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
IMAN
5961 - Cundub Ibnu Abdillah radiyallahu anh anlatiyor: "Biz erginlik cagina
yaklasmis bir grup genc Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik.
Kur'an'i ogrenmezden once imani ogrendik. Sonra da Kur'an'i ogrendik. Kur'an
sayesinde imanimiz daha da artti."
5962 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Bu ummette iki sinif vardir, onlarin Islam'dan hicbir nasipleri yoktur: Murcie
ve Kaderiyye."
5963 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Iman, kalben bil(ip tasdik et)me, dil ile soyle(yip ikrar
et)me, beden uzuvlariyla da amel etmektir."
5964 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Kim, Allah'a herhangi bir serik kosmadan tam bir ihlas yani
Allah'in birligine iman, O'na halisane kulluk, namaz ve zekat vazifelerini
yapma hali uzere dunyayi terkederse, Allah kendisinden razi olmus halde olmus
olur."
Hz. Enes radiyallahu anh devamla der ki: "Iste bu hal, peygamberlerin hepsi
tarafindan getirilmis olan (ve Allah indinde makbul oldugu Kur'an'da belirtilen
(Al-i Imran 19)) gercek dindir. Bu dini, peygamberler, Rablerinden alip beseri
hevaya dayanan (felsefi nazariye ve) iddialar ortaligi kaplamazdan once, insanlara
teblig etmislerdi.
Bu hakikati tasdik eden Kur'ani nasslar mevcuttur. Bilhassa en son inen (suredeki)
su ayet onlardandir: "Eger (o musrikler) tevbe eder, -Enes der ki: "Tevbeden
murad putlari ve onlara tapmayi birakmaktir- namazlarini dosdogru kilar ve
zekatlarini verirlerse siz de onlari serbest birakin. Muhakkak ki Allah cok
bagislayici, cok merhamet edicidir" (Tevbe 5).
Bir diger ayette soyle buyrulmustur: "Eger tevbe eder, namazlarini dosdogru
kilar ve zekatlarini verirlerse, artik onlar sizin din kardeslerinizdir" (Tevbe
11).
5965 - Hz. Ebu Hureyre ve Ibnu Abbas radiyallahu anhum demislerdir ki: "Iman
artar ve eksilir."
KADER-KADERIYE
5966 - Ebu Muleyke'den oglu Abdullah'in rivayet ettigine ore, "O, Hz. Aise
radiyallahu anha'nin yanina girip, ona kaderle ilgili bir seyler soylemis
o da kendisine soyle cevapta bulunmustur:
"Kim kader konusunda herhangi bir meseleyi konusacak olsa, ahiret gunu kaderden
hesaba cekilir. Kim de bu mevzuda bir sey konusmazsa, ahirette kaderden hesaba
cekilmez."
5967 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir
gun Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir grup ashabinin yanina aniden cikageldi.
Onlar kader uzerine tartisiyorlardi. Munakasanin mahiyetini ogrenince oylesine
ofkelendi ki sanki yuzunde bir nar tanesi patlamisti, kipkirmizi oldu. sunlari
soyledi:
"(Kader uzerine bu cesit) munakasa yapmakla mi emrolundunuz -veya bunun icin
mi yaratildiniz-? Kur'an'in birkisim ayetlerini diger birkisim ayetleriyle
karsilastirip duruyorsunuz! Iste sizden onceki ummetler bu cesit davranislari
sebebiyle helak oldular."
(Ravi Muhammed Ibnu) Abdullah Ibnu Amr devamla dedi ki: "Babam Abdullah dedi
ki: "Ben Resulullah'in bazi meclislerinde hazir bulunmamis olmama sevinirdim
ama, (babam Amr'in anlattigi) bu mecliste bulunmadigima daha cok sevindim."
5968 - Ibnu Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Ne sirayet, ne ugursuzluk ne de (oldurulen kimsenin basindan cikip intikam!
intikam! diye bagiran ve hame denen) bir kus vardir!" buyurmuslardi. Cemaatte
bulunan bedevi bir adam dogrulup:
"Ey Allah'in Resulu! Pekala, kendisinde uyuz olan bir devenin butun deve surusunu
uyuzlamasina ne dersiniz?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da:
"Iste bu kaderdir. Soyle bakalim! O ilk deveyi kim uyuzladi?" buyurdular."
5969 - Adiyy Ibnu Hatim radiyallahu anh anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in yanina vardigim zaman bana: "Ey Hatim'in ogluAdiyy, musluman ol
ki selamete eresin!" buyurdular. Ben de:
"Islam nedir?" diye sordum.
"Allah'tan baska ilah olmadigina, benim de O'nun Resulu olduguma sehadet etmen
ve hayir, ser, tatli ve aci her seyiyle kadere iman etmendir!" buyurdular."
5970 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Ensardan bir zat Hz. Peygamber
aleyhissalatu vesselam'a gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Benim bir cariyem var, onunla azil yapabilir miyim?"
diye sordu. Aleyhissalatu vesselam ona: "Cariye icin takdir edilen sey (cocuk)
kendine gelecektir!" cevabinda bulundu. Bundan bir muddet sonra ayni zat Aleyhissalatu
vesselam'a gelerek:
"O cariyem hamile oldu!" dedi. Bunun uzerine Resulullah: "Bir nefse takdir
edilmis olan sey mutlaka olur!" buyurdular."