|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
5531 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam,
hacc mevsiminde vakfe mahallinde kendini hacilara arzediyor: "Beni kavmine
goturecek bir kimse yok mu? Kureys, Rabbimin kelamini teblig etmeme mani oldu"
diyordu."
Ebu Davud, Sunnet 22, (4734); Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 24, (2926).
ISRA
5532 - Hz. Enes radiyallahu anh Malik Ibnu Sa'sa'a radiyallahu anh'tan naklen
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, onlara, Mirac'a goturuldugu
geceden anlatarak demistir ki:
"Ben Ka'be'nin avlusunda Hatim kisminda -belki de Hicr'da demisti- yatiyordum.
-Bir rivayette su ziyade var: Uyku ile uyaniklik arasinda idim.- Derken bana
biri geldi, suradan suraya kadar (gogsumu) yardi. -Bu sozuyle bogaz cukurundan
kil biten yere kadar olan kismi kasdetti.- Kalbimi cikardi. Sonra bana, icerisi
imanla (ve hikmetle) dolu, altindan bir kab getirildi. Kalbim (cikarilip su
ve zemzem ile) yikandi. Sonra icerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu.
Sonra merkepten buyuk katirdan kucuk beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak'ti.
On ayagini gozunun gittigi en son noktaya koyarak yol aliyordu. Ben onun uzerine
bindirilmistim. Boylece Cibril aleyhisselam beni goturdu. Dunya semasina kadar
geldik. Kapinin acilmasini istedi.
"Gelen kim?" denildi.
"Cibril!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed aleyhissalatu vesselam!" dedi.
"Ona Mirac daveti gonderildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelistir!" denildi.
Derken kapi acildi. Kapidan gecince, orada Hz. Adem aleyhisselam'i gordum.
"Bu babaniz Adem'dir! Selam ver O'na!" dendi. Ben de selam verdim. Selamima
mukabele etti. Sonra bana:
"Salih evlad hos gelmis, salih peygamber hos gelmis!" dedi. Sonra Hz. Cebrail
beni yukseltti ve ikinci semaya geldik. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Ben Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti gonderildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" dediler. Derken bize kapi acildi.
Iceri girince, Hz. Yahya ve Hz. Isa aleyhimasselam ile karsilastim. Onlar
teyze ogullariydi. Hz. Cebrail:
"Bunlar Hz. Yahya ve Hz. Isa'dirlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam
verdim. Onlar da selamima mukabelede bulundular. Sonra:
"Hos geldin salih kardes, hos geldin salih peygamber" dediler. Sonra Cebrail
beni ucuncu semaya cikardi. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Yanindaki kim?" denildi.
"Muhammed'dir!" dedi.
"Ona Mirac daveti gitti mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" denildi. Kapi bize acildi. Iceri girince
Hz. Yusuf aleyhisselam'la karsilastik. Cebrail:
"Bu Yusuf'tur! Ona selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamima mukabele
etti. Sonra:
"Salih kardes hos gelmis, salih peygamber hos gelmis!" dedi. Sonra Cebrail
beni dorduncu semaya cikardi. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac davetiyesi indi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" dediler. Kapi acildi. Iceri girdigimizde,
Hz. Idris aleyhisselam ile karsilastik. Hz. Cebrail:
"Bu Idris'tir, ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamima mukabele
etti. Sonra bana:
"Salih kardes hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi. Sonra Hz. Cebrail
beni yukseltti. Besinci semaya geldik. Kapiyi caldi.
"Kim bu gelen?" denildi.
"Ben Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" denildi. Kapi acildi. Iceri girince,
Harun aleyhisselam ile karsilastik. Cebrail aleyhisselam:
"Bu Harun aleyhisselam'dir. Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamima
mukabelede bulundu ve:
"Salih kardes hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi. Sonra Cebrail
beni yukseltti ve altinci semaya geldik. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Ben Cibril!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" dendi. Kapi acildi. Iceri girince,
Hz. Musa aleyhisselam ile karsilastik. Hz. Cebrail:
"Bu Hz. Musa'dir! Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamima mukabelede
bulundu. Sonra:
"Salih kardes hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi. Ben onu gecince
agladi. Kendine: "Niye agliyorsun?" denildi.
"Cunku dedi, benden sonra bir delikanli peygamber oldu. Onun ummetinden cennete
gidecekler benim ummetimden cennete gideceklerden daha cok!" dedi. Sonra beni
yedinci semaya cikardi ve kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" denildi. Iceri girince, Hz. Ibrahim
aleyhisselam ile karsilastik. Cebrail:
"Bu baban Ibrahim'dir, ona selam ver!" dedi. ben selam verdim. O da selamima
mukabele etti. Sonra:
"Salih oglum hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi.
Sonra Sidretu'l-Munteha'ya cikarildim. Bunun meyveleri (Yemen'in) Hecer testileri
gibi iri idi, yapraklari da fil kulaklari gibiydi. Cebrail aleyhisselam bana:
"Iste bu Sidretu'l-Munteha'dir!" dedi.
Burada dort nehir vardi: Ikisi batini nehir, ikisi zahiri nehir.
"Bunlar nedir, ey Cibril?" diye sordum. Hz. Cebrail:
"Su iki batini nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanlarin biri Nil, digeri
Firat'tir!" dedi. Sonra bana el-Beytu'l-Ma'mur yukseltildi. Sonra bana bir
kabta sarap, bir kapta sut, bir kapta da bal getirildi. Ben sutu aldim. Cebrail
aleyhisselam:
"Bu (aldigin), fitrat(a uygun olan)dir, sen ve ummetin bu fitrat (yaratilis)
uzerindesiniz!" dedi.
Resulullah devamla dedi ki: "Sonra bana, her gunde elli vakit olmak uzere
namaz farz kilindi. Oradan geri dondum. Hz. Musa aleyhisselam'a ugradim. Bana:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Gece ve gunduzde elli vakit namazla!" dedim.
"Ummetin, her gun elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden once
insanlari tecrube ettim. Beni Israil'e muamelelerin en siddetlisini uyguladim
(muvaffak olamadim). Sen cabuk Rabbine don, bunda ummetine hafifletme talep
et!" dedi. Ben de hemen dondum (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit
namaz indirdi. Musa aleyhisselam'a tekrar ugradim. Yine:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Benden on vakit namazi kaldirdi!" dedim.
"Rabbine don! Ummetin icin daha da azaltmasini iste!" dedi. Ben dondum. Rabbim
benden on vakit daha kaldirdi. Donuste yine Musa aleyhisselam'a ugradim. Ayni
seyi soyledi. Ben, bes vakitle emrolunmama kadar bu sekilde Hz. Musa ile Rabbim
arasinda gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa'ya ugradim.
Yine:
"Ne ile emredildin?" dedi.
"Her gun bes vakit namazla!" dedim.
"senin ummetin her gun bes vakit namaza da takat getiremez. Rabbine don, hafifletme
talep et!" dedi.
"Rabbimden cok istedim. Artik utaniyorum, daha da hafifletmesini isteyemem!
Ben bes vakte raziyim. Allah'in emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselam'i
gecer gecmez bir munadi (Allah adina) nida etti:
"Farzimi kesinlestirdim, kullarimdan hafiflettim de!"
Bir rivayette su ziyade geldi: "Namazlar (gunde) bestir. Ve onlar ellidir
de. Indimde hukum degismez artik!"
Buhari, bed'u'l-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakibu'l-Ensar 42; Muslim, Iman 264
(164); Tirmizi, Tefsir, Insirah, (3343); Nesai, Salat 1, (1, 217-218).
5533 - Nesai'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam, bes vakit namazla gonderilince, Hz. Musa aleyhisselam kandisine:
"Rabbine don! Daha da azaltmasini talep et. Cunku, Beni Israil'e iki namaz
farz etmisti, onlari kilmadilar!" dedi. Bunun uzerine aziz ve celil olan Rabbime
tekrar donup daha da hafifletmesini istedim. Rabb Teala su cevabi verdi:
"Semavat ve arzi yarattigim zaman ben sana ve ummetine elli vakit namaz yazmistim.
Oyleyse elli olan bestir. Sen ve ummetin bunlari kilin!" Boylece anladim ki,
bu bes vakit namaz Rabbim Teala'dan kesin bir emirdir. Hemen Hz. Musa'ya dondum.
O yine "Don!" dedi. Fakat ben, artik geri donmedim."
Nesai, Salet 1, (1, 223,-224).
5534 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kureys beni tekzib ettigi vakit, Hicr'da dogruldum. Allah Teala hazretleri
Beytu'l-Makdis'i bana tecelli ettirdi. Ben onlara onun alametlerini birer
birer haber vermeye basladim. Hem Beytu'l-Makdis'e bakiyor hem de haber veriyordum."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 41, Tefsir, Isra 3; Muslim, Iman 276, (170); Tirmizi,
Tefsir, Beni Israil, (3132).
5535 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Isra gecesinde Hz. Musa'ya ugradim. Kirmizi kum tepesinin yanindaki kabrinde
namaz kiliyordu."
Muslim, Fezail 164, (2375); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 15, (3, 215).
HZ. PEYGAMBER'IN GAYBTAN HABER VERMESI
5536 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Kisra olunce, ondan sonra baska kisra yoktur. Kayser de oldu mu ondan sonra
kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, siz
her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksiniz."
Buhari, Menakib 25, Humuz 8, Eyman 3; Muslim, Fiten 77, (2919).
5537 - Adiyy Ibnu Hatim radiyallahu anh anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in yaninda iken bir adam geldi ve fakirlikten sikayet etti. Derken
biri daha gelip, o da yol kesilmesinden sikayet etti. (Aleyhissalatu vesselam
bana donerek:)
"Ey Adiyy dedi, sen Hire sehrini gordun mu?"
"Hayir gormedim, ancak isittim!" dedim. Bunun uzerine:
"Eger omrun biraz uzarsa, devesine binen bir kadinin Hire'den (tek basina)
kalkip Ka'be'yi tavaf edecegini mutlaka goreceksin. O bu seyahatini yaparken
Allah'tan baska hicbir seyden korkmayacak!"
Adiyy der ki: "Icimden, kendi kendime: "Memlekete dehset sacan Tayy eskiyalari
nereye gidecek?" dedim. Resulullah sozlerine devam etti:
"Eger omrun olursa Kisra'nin hazinelerinin de fethedildigini goreceksin!"
"Kisra Ibnu Hurmuz mu?" diye araya girdim.
"Evet Ibnu Hurmuz olan kisra!" buyurdu ve devam etti:
"Eger hayatin uzarsa mutlaka goreceksin: "Kisi eli altin ve gumus parayla
dolu oldugu halde bunu tasadduk etmek uzere fakir arayacak fakat kendinden
onu kabul edecek bir tek adam bulamayacak. Her biriniz, mutlaka bir gun gelecek
aranizda herhangi bir perde, bir tercuman olmaksizin Allah'la karsilasacaksiniz.
O zaman Allah Teala hazretleri:
"Sana teblig getiren bir peygamber gondermedim mi?" diye soracak. Muhatabi:
"Evet gonderdin!" diyecek. Rabb Teala:
"Ben sana mal vermedim mi, ikram etmedim mi?" diye soracak, kul:
"Evet! Ey Rabbim, verdin!" deyip sagina bakacak, cehennemden baska bir sey
gormeyecek, soluna bakacak cehennemden baska bir sey gormeyecek."
Adiyy der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Bir hurmanin yarisi da olsa onu sadaka olarak vererek atesten korunun! Kim
yarim hurma bulamazsa guzel bir sozle korunsun!"
Yine Adiyy radiyallahu anh dedi ki:
"Ben Hire'den kalkip, Beytullah'i tavaf eden ve Allah'tan baska kimseden korkmayan
yasli kadini gordum. Kisra Ibnu Hurmuz'un hazinelerini fethedenler arasinda
ben bizzat bulundum. Eger sizlerin omru uzun olursa mutlaka, Ebu'l-Kasim aleyhissalatu
vesselam'in su soyledigini de goreceksiniz: "Kisi, eli altin veya gumusle
dolu olarak cikacak, onu kendinden (sadaka olarak) kabul edecek adam bulamayacak."
Buhari, Menakib 25).
5538 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Sizler Misir'i fethedeceksiniz. Orasi (paraya) "kirat" denilen yerdir. Oranin
halkina hayir tavsiye edin. Onlarin bir zimmet, bir de rahim (hakki) vardir."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 226, (2543).
5539 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri yeryuzunu benim icin durup topladi, ben de dogusunu
da batisini da gordum. Ummetimin mulku, bana gosterilen yerlere kadar uzanacaktir.
bana iki hazine verildi: Kirmizi ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ummetimi
umumi bir kitlikla helak etmemesini, ummetime kendi nefislerinden baska bir
dusman musallat edip cogunlugu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim.
Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime soyle cevap verdiler:
"Ey Muhammed! Bir hukum verdim mi artik o geri alinmaz. ben senin ummetine
"Onlari umumi bir kitlikla helak etmeyecegim, kendileri disinda, cogunu helak
edecek bir dusman da musallat etmeyecegim, hatta yeryuzunun her tarafinda
bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarinda birbirlerini
helak edecekler."
Muslim, Fiten 19, (2889); Tirmizi, Fiten 14, (2177); Ebu Davud, Fiten 1, (4252).
5540 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
bir gun: "Haliniz var mi?" diye sordular.
"Bizde hali da nasil olsun?" dedim.
"Surasi muhakkak ki o da olacak!" buyurdular. Nitekim dedigi gibi oldu. Gun
geldi ben hanimima (israf ve mekruh addettigim icin):
"Su halini benden bari uzak tut!" diye cikistigim vakit:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Sizlerin de halilari olacak!" dememis
miydi?" diye karsilik verdi."
Buhari, Menakib 25, Nikah 62; Muslim, Libas 39; Ebu Davud, Libas 45, (4145);
Tirmizi, Edeb 26, (2775); Nesai, Nikah 83, (6, 136).