|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
5181 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir!" buyurmustu.
Bir adam: "Kisi elbisesinin guzel olmasini, ayakkabisinin guzel olmasini sever!"
dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala hazretleri guzeldir, guzelligi
sever! Kibir ise hakkin ibtali, insanlarin tahkiridir" buyurdular."
5182 - Bir diger rivayette: "Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan bir
kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse de
cennete girmez."
Muslim, Iman 147; Ebu Davud, Edeb 29. (4091); Tirmizi, Birr 61, (1999).
5183 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Yakisikli bir adam Resulullah
aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ben guzelligi seviyorum. Gordugunuz gibi
bana guzellik de verilmis. Kimsenin beni, ayakkabi bagi bile olsa bu hususta
gecmesinden hoslanmiyorum. Ey Allah'in Resulu! Bu (haram olan) kibre girer
mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir! buyurdular. Ancak kibr, hakki ibtal, halki tahkirdir!"
Ebu Davud, Libas 29, (4092).
5184 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, mutekebbirler kucuk karincalar gibi hasrolunurlar. Onlari her
yonden zillet burumustur. Cehennemde Bules denen bir hapishaneye sevkedilirler
Ateslerin atesi onlari burur. Cehennem ehlinin irinleri kendilerine icecek
olarak verilir. Bu icecege tinetu'l-habal denir."
Tirmizi, Kiyamet 48, (2494).
5185 - Selemetu'bnu'I-Ekva' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Kisi kendisini (halktan buyuk gorup) uzak tuta tuta cebbarlar arasina kaydedilir
de onlarin basina gelen musibete ducar olur."
Tirmizi, Birr 61, (2001).
5186 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Insanlar, ya cehennem komurunden baska bir sey olmayan olmus ecdadlariyla
ovunmekten vazgecerler, yahut da Allah katinda, burnuyla pislik yuvarlayan
mayis boceginden daha adi bir derekeye duserler. Allah Teala hazretleri sizlerden
cahiliye kibrini temizledi. Artik o, muttaki bir mu'min yahut bedbaht bir,facirdir.
Insanlarin hepsi Hz. Adem'in evlatlaridir. Adem ise topraktan yaratilmistir."
Ebu Davud, Edeb 120, (5116); Tirmizi, Menakib (3950, 3951).
5187 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Allah, Kiyamet gunu, buyuklenerek elbisesini suruyenin yuzune bakmayacaktir."
Bir diger rivayette: "Elbisesini calimla suruyene bakmayacaktir" denmistir.
Buhari, Libas 1, 2, 5, Fezailu'l-Ashab 5, Edeb 55; Muslim, Libas 42, (2085);
Muvatta, Libas 11; (2, 914);.Tirmizi, Libas 8, (1730); Nesai, Zinet 102, (8,
206); Ebu Davud, Libas 28, (4085).
5188 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kim namazda izarini (gomlegini) calimla yere degecek kadar uzatirsa, Allah
onun ne gunahini affeder, ne de onu kotu amellere karsi korur."
Ebu Davud, Salat 83, (637).
5189 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Bir adam, nefsinin hosuna giden bir takim elbise icinde saclari da yapilmis
olarak giderken yurume sirasinda kibre dusmustu ki, birden yere batti. Kiyamet
kopuncaya kadar orada zorlukla batmaya devam edecek."
Buhari, Libas 5; Muslim, Libas 49, (2088).
5190 - Cabir Ibnu Atik radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Kiskancliktan bir nevi var ki Allah sever; bir kismi da var ki Allah onu
sevmez. Allah'in sevdigi kiskanclik, kisinin (mehariminden haram kilinmis
bir fiil gormesi ile) suphe halinde duydugu kiskancliktir. Allah'in sevmedigi
kiskanclik, suphe olmadan kiskanclik duymasidir.
Ayni sekilde birkisim gurur vardir ki Allah hoslanmaz, birkismi da var, Allah
hoslanir. Allah Teala'nin sevdigi gurur, kisinin savas sirasinda ve sadaka
verme esnasinda nefsine guvenerek duydugu gururdur. Allah'in bugzedip sevmedigi
gurur ise, taskinlik ve ovunme sirasinda duydugu gururdur."
Ebu Davud, Cihad 114, (2659); Nesai, Zekat 66, (5, 78).