|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
5051 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "(Bir gun), ey Allah'in Resulu!
Kiyamet gunu bana sefaat edin!" dedim.
"Insallah yapacagim!" buyurdular. Ben tekrar:
"Sizi nerede arayip bulayim?" dedim.
"Beni ilk aradigin zaman Sirat uzerinde ara!" buyurdular.
"Size (orada) rastlayamazsam?" dedim.
"Mizan'in yaninda beni ara!" buyurdular.
"Orada da size rastlayamazsam?" dedim.
"Oyleyse beni Havz'in yaninda ara! Zira ben uc mevkinin disina cikmam!" buyurdular."
Tirmizi, Kiyamet 10, (2435).
5052 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Atesi hatirlayip agladim, Resulullah
aleyhissalatu vesselam:
"Niye agliyorsun?" diye sordu.
"Cehennemi hatirladim da onun icin agladim! Siz, Kiyamet gunu, ailenizi hatirlayacak
misiniz?" dedim.
"Uc yerde kimse kimseyi hatirlamaz: Mizan yaninda; tartisi agir mi geldi hafif
mi ogreninceye kadar; Sahifelerin ucustugu zaman; kendi defteri nereye dusecek,
ogreninceye kadar: Sagina mi soluna mi; yoksa arkasina mi? Sirat'in yaninda;
cehennemin iki yakasi ortasina kurulunca; bunu gecinceye kadar."
Ebu Davud, Sunen 28, (4755).
SEFAAT
5053 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Her peygamberin mustecab (Allah'in kabul edecegi) bir duasi vardir. Her peygamber
o duayi yapmada acele etti. Ben ise bu duami Kiyamet gununde, ummetime sefaat
olarak kullanmak uzere sakladim (kullanmayi ahirete biraktim). Ona insaallah,
ummetimden sirk kosmadan olenler nail olacaktir."
Buhari, Da'avat 1, Tevhid 31; Muslim, Iman 334, (198); Muvatta, Kur'an 26,
(1, 212); Tirmizi, Da'avat 141, (3597).
5054 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Sefaatim, ummetimden buyuk gunah sahipleri icindir."
Tirmizi, Kiyamet 12, (2437); Ebu Davud, Sunnet 23, (4739); Ibnu Mace, zuhd
37, (4310).
Tirmizi, su ziyadeyi kaydeder: "Hz. Cabir radiyallahu anh dedi ki: "Kebair
(buyuk gunah) ehli olmayanin sefaate ne ihtiyaci var!"
5055 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kiyamet gununde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Adem aleyhisselam'a
gelip: "Evlatlarina sefaat et!" diye talepte bulunacaklar. O ise:
"Benim sefaat yetkim yok. Siz Ibrahim aleyhisselam'a gidin! Cunku o Halilullah'tir"
diyecek. Insanlar Hz. Ibrahim'e gidecekler. Ancak o da:
"Ben yetkili degilim! Ancak Hz. Isa'ya gidin. Cunku o Ruhullah'tir ve O'nun
kelamidir!" diyecek. Bunun uzerine O'na gidecekler. O da:
"Ben buna yetkili degilim. Lakin Muhammed aleyhissalatu vesselam'a gidin!"
diyecek. Boylece bana gelecekler. Ben onlara:
"Ben sefaate yetkiliyim!" diyecegim. Gidip Rabbimin huzuruna cikmak icin izin
talep edecegim. Bana izin verilecek. Onunde durup, Allah'inilham edecegi ve
su anda muktedir olamayacagim hamdlerle Allah'a medh u senada bulunacak, sonra
da Rabbime secdeye kapanacagim. Rabb Teala:
"Ey Muhammed! Basini kaldir! Diledigini soyle, soyledigine kulak verilecek.
Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine getirilecektir! Sefaatte bulun, sefaatin
kabul edilecektir!" buyuracak. Ben de:
"Ey Rabbim! Ummetimi, ummetimi istiyorum!" diyecegim. Rabb Teala: "(Cabuk
onlarin yanina) git! Kimlerin kalbinde bugday veya arpa danesi kadar iman
varsa onlari atesten cikar!" diyecek. Ben de gidip bunu yapacagim! Sonra Rabbime
donup, onceki hamd u senalarla hamd ve senalarda bulunacagim, secdeye kapanacagim.
Bana, oncekinin aynisi soylenecek. Ben de: "Ey Rabbim! Ummetim! Ummetim!"
diyecegim. Bana yine:
"Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar iman varsa onlari da atesten cikar!"
denilecek. Ben derhal gidip bunu da yapacak ve Rabbimin yanina donecegim.
Onceki yaptigim gibi yapacagim. Bana, evvelki gibi:
"Basini kaldir!" denilecek. Ben de kaldirip:
"Ey Rabbim! Ummetim! Ummetim!" diyecegim. Bana yine:
"Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktarda imanni olanlari da atesten
cikar!" denilecek. Ben gidip bunu da yapacagim. Sonra dorduncu sefer Rabbime
donecek, o hamdlerle hamd u senada bulunacagim, sonra secdeye kapanacagim.
Bana: "Ey Muhammed! Basini kaldir ve (diledigini) soyle, sana kulak verilecektir!
Dile, talebin verilecektir! Sefaat et, sefaatin kabul edilecektir!" denilecek.
Ben de: "Ey Rabbim! bana Lailahe illallah diyenleresefaat etmem icin izin
ver!" diyecegim. Rabb Teala:
"Bu hususta yetkin yok! -veya: "Bu hususta sana izin yok!- Lakin izzetim,
celalim, kibriyam ve azametim hakki icin lailahe illallah diyenleri de atesten
cikaracagim!" buyuracak."
Buhari, Tevhid 36, 19, 37, Tefsir, Bakara 1, Rikak 51; Muslim, Iman 322, (193).
5056 - Yine Sahiheyn ve Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den kaydettikleri bir rivayet
soyledir: "Biz bir davette Resulullah ile beraberdik. Ona sofrada hayvanin
on budu(n dan bir parca) ikram edildi. Bud hosuna giderdi. Ondan bir parca
isirdi ve:
"Ben Kiyamet gunu ademoglunun efendisiyim! Acaba bunun neden oldugunu biliyor
musunuz? (Aciklayayim:) Allah o gun, oncekileri ve sonrakileri tek bir duzlukte
toplar. Bakan onlara bakar, cagiran onlari isitir. Gunes onlara yaklasir.
Gam ve sikinti, insanlarin tahammul edemeyecekleri ve takat getiremeyecekleri
dereceye ulasir. Oyle ki insanlar:
"Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musunuz, sizlere sefaat edecek birini
gormuyor musunuz?" demeye baslarlar. Birbirlerine:
"Babaniz Adem var!" derler ve ona gelerek: "Ey Adem! Sen insanlarin babasisin.
Allah seni kendi eliyle yaratti, kendi ruhundan sana ufledi. (Butun isimleri
sana ogretti). Meleklerine senin onunde secde ettirdi. Seni cennete yerlestirdi.
(Allah katinda itibarin, makamin var.) Rabbin nezdinde bizim icin sefaatte
bulunmaz misin? Bizim su halimizi, basimiza su geleni gormuyor musun?" derler.
Adem aleyhisselam da:
"Bugun Rabbim cok ofkelidir, daha once bu kadar ofkelenmedi. Bundan sonra
da boylesine ofkelenmeyecek. (Esasen sefaate benim yuzum yok, cunku, cennette
iken, Allah) beni o agaca yaklasmaktan men etmisti. Ben, bu yasaga asi oldum.
(Ben cennette iken isledigim gunah sebebiyle cennetten cikarildim. Bugun gunahlarim
affedilirse bu bana yeter). Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin,
Nuh aleyhisselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Nuh aleyhisselam'a gelecekler:
"Ey Nuh! Sen yeryuzu ahalisine gonderilen resullerin ilkisin. Allah seni cok
sukreden bir kul (abden sekura) diye isimlendirdi. Icinde bulundugumuz su
hali gormuyor musun? Basimiza gelenleri gormuyor musun? Rabbin nezdinde bizim
icin sefaatte bulunmaz misin?" diyecekler. Nuh aleyhisselam da soyle diyecek:
"Bugun Rabbim cok ofkelidir. Daha once hic bu kkadar ofkelenmedi, bundan sonra
da boylesine ofkelenmeyecek! Benim bir dua hakkim vardi. Ben onu kavmimin
aleyhine (beddua olarak) yaptim. Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina
gidin. Ibrahim aleyhisselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Ibrahim aleyhisselam'a
gelecekler:
"Ey Ibrahim! Sen allah'in peygamberi ve arz ahalisi icinde yegane Halilisin,
bize Rabbin nezdinde sefaat et! Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musun?"
diyecekler. Ibrahim aleyhisselam onlara:
"Rabbim bugun cok ofkeli. Bundan once bu kadar ofkelenmemisti, bundan sonra
da bu kadar ofkelenmeyecek. (Sefaat etmeye kendimde yuz de bulamiyorum. Cunku
ben) uc kere yalan soyledim!" deyip, bu yalanlarini birer birer sayacak. Sonra
sozlerine soyle devam edecek:
"Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin! Musa aleyhisselam'a gidin!"
Insanlar, Hz. Musa aleyhisselam'a gelecekler ve:
"Ey Musa! Sen Allah'in peygamberisin. Allah seni, risaletiyle ve hususi kelamiyla
insanlardan ustun kildi. Bize Allah nezdinde sefaatte bulun! Icinde bulundugumuz
hali gormuyor musun?" diyecekler. Hz. Musa da:
"Bugun Rabbim cok ofkelidir. Daha once boylesine ofkelenmedi, bundan sonra
da boylesine ofkelenmeyecek. (Esasen Rabbim nezdinde sefaate yuzum de yok.
Cunku) ben, oldurulmesi ile emrolunmadigim bir cana kiydim. (...Bugun ben
magfirete mazhar olursam bu bana yeterlidir.) Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden
baskasina gidin! Hz. Isa aleyhisselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Hz. Isa'ya
gelecekler ve:
"Ey Isa, sen Allah'in Peygamberisin ve Meryem'e attigi bir kelamisin ve kendinden
bir ruhsun. Ustelik sen besikte iken insanlara konusmustun. Rabbin nezdinde
bize sefaat et! Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musun?" diyecekler! Hz.
Isa aleyhisselam da:
"Bugun Rabbim cok ofkeli. Daha once bu kadar ofkelenmedi, bundan boyle de
hic bu kadar ofkelenmeyecek!" diyecek. -Hz. Isa sahsiyla ilgili bir gunah
zikretmeksizin- (Bir baska rivayette:) "(Beni, Allah'tan ayri bir ilah edindiler.
Bugun bana magfiret edilirse bu bana yeter!") Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden
baskasina gidin! Muhammed aleyhissalatu vesselam'a gidin!" diyecek. Insanlar
Muhammed aleyhissalatu vesselam'a gelecekler, -bir diger rivayette: "Bana
gelirler!" denmistir- ve:
"Ey Muhammed! Sen Allah'in peygamberisin, butun peygamberlerin sonuncususun.
Allah seni gecmis-gelecek butun gunahlarini magfiret buyurdu. Bize Rabbin
nezdinde sefaatte bulun. Su icinde bulundugumuz hali gormuyor musun?" diyecekler.
Bunun uzerine ben Ars'in altina gidecegim. Rabbim icin secdeye kapanacagim.
Derken Allah, benden once hic kimseye acmadigi medh u senalari benim icin
acacak (Ben onlarla Rabbime medh u senalarda bulunacagim). Sonra:
"Ey Muhammed basini kaldir ve iste! (Istedigin) sana verilecek! Sefaat talep
et! Sefaatin yerine getirilecek!" denilecek. Ben de basimi kaldiracagim ve:
"Ey Rabbim ummetim! Ey Rabbim ummetim! Ey Rabbim ummetim!" diyecegim. Bunun
uzerine:
"Ey Muhammed! Ummetinden, uzerinde hesap olmayanlari cennet kapilarindan sagdaki
kapidan iceri al! Esasen onlar diger kapilarda da insanlara ortaktirlar!"
denilecek."
Resulullah sonra soyle buyurdular: "Nefsim kudret elinde olan Zat-i Zulcelal'e
yemin olsun. Cennet kapisinin kanatlarindan iki kanadinin arasindaki mesafe
Mekke ile Hecer arasindaki veya Mekke ile Busra arasindaki mesafe kadardir."
Buhari, Enbiya 3, 8, Tefsir, Beni Israil 5; Muslim, Iman 327, (194); Tirmizi,
Kiyamet 11, (2436).
Hz. Ibrahim aleyhisselam'in kissasiyla ilgili bir rivayette su ziyade var:
(Hz. Ibrahim, (insanlar, sefaat etmesi icin kendine geldikleri zaman, Allah'a
sefaat talebinde bulunmasina mani olan uc gunahi olarak yildizlar hakkinda
sarfettigi "Iste bu Rabbim" (En'am 76) sozunu, atalarinin putlari hakkinda
sarfettigi "Belki de bu (putlari kirma) isini onlarin en buyugu yapmistir"
(Enbiya 63) sozunu ve bir de: "Ben gercekten hastayim" (Saffat 89) sozunu
zikretti."
5057 - Yezid Ibnu Suheyb el-Fakir anlatiyor: "Haricilerin goruslerinden biri
icime islemisti, Haccetmek, sonra da (propaganda yapmak uzere) insanlarin
karsisina cikmak arzusuyla, kalabalik bir grup icerisinde yola ciktik. Medine'ye
ugradik. Orada Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anh, insanlara hadis rivayet
ediyordu. Bir ara cehennemlikleri zikretti. Ben: "Ey Resulullah'in arkadasi!
Sen ne konusuyorsun? Halbuki Allah Teala Hazretleri: "(Ey Rabbim!) Atese kimi
atarsan mutlaka onu rezil-rusvay edersin" (Al-i Imran 192); "Atesten her cikmak
isteyislerinde oraya geri cevrilirler" (Secde 20) buyurmaktadir" dedim. Hz.
Cabir:
"Sen Kur'an'i okuyor musun?" dedi. Ben de:
"Evet!" dedim.
"Oyleyse onun evvelini oku! Cunku o, kuffar hakkindadir!" dedi ve sonra ilave
etti:
"Sen, Allah'in Muhammed aleyhissalatu vesselam'i diriltecegi Makam-i Mahmud'u
isittin mi?"
"Evet!" dedim. Dedi ki:
"O, Muhammed aleyhissalatu vesselam'a mahsus mahmud makamdir. Allah Teala
Hazretleri o makamin hatirina, cehennemden cikaracaklarini cikarir!"
(Hz. Cabir) sonra, Sirat koprusunun konulusunu ve uzerinden insanlarin gecisini
tavsif etti. Biz:
"Bu ihtiyarin, Aleyhissalatu vesselam hakkinda yalan soyleyecegini mi zannedersiniz?"
dedik ve Haricilikten rucu ettik. Hayir! Vallahi bizden bir kisiden baska,
Haricilikte kalan olmadi."
Muslim, Iman 320, (191).
5058 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, cehennemliklerin, dunyada en mureffeh olani getirilerek atese
bir kere batirilacak. Sonra:
"Ey ademoglu denilecek. (Cehennemde) hic nimet gordun mu? Sana hic hayir ugradi
mi?"
"Hayir! Ey Rabbim, vallahi hayir!" diyecek. Sonra cennetliklerden dunyudu
en fakir olan getirilecek. O da cennete bir sokulup cikarilacak ve kendisine:
"Ey ademoglu (cennette) hic fakirlik gordun mu, hic sikinti cektin mi?" denilecek.
O da:
"Hayir! Vallahi ya Rabbi! Basimdan hic fakirlik gecmedi, hicbir sikinti cekmedim"
diyecek."
Muslim, Munafikun 55, (2807).
5059 - Yine Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Allah Teala Hazretleri azabi en hafif olan cehennemlige:
"Eger dunya her seyiyle senin olsaydi, su azabdan kurtulmaya bedel, fidye
olarak verir miydin?" diye soracak. Adam: "Evet!" diyecek. Rabb Teala bunun
uzerine:
"Sen daha Hz. Adem'in sulbunde iken ben senden bundan daha hafifini istemis:
"Bana hicbir seyi ortak kilma da seni atese sokmayayim, cennete koyayim" demistim.
Sen buna yanasmadin, sirke girdin" buyuracak."
Buhari, Rikak 51, 49, Enbiya 1; Muslim, Munafikun 51, (2805).
5060 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Cennetlikler cennette, cehennemlikler de cehennemde olduklari zaman olum
getirilir. Cennetle cehennemin arasina konup orada kesilir. Sonra bir munadi
nida eder:
"Ey ehl-i cennet! Artik ebediyet var, olum yok! Ey ehl-i nar! Artik ebediyet
var, olum yok! Cennetliklerin sururu bununla daha da artar. Cehennemliklerin
de huznu artar."
Buhari, Rikak 50, 51; Muslim, Cennet 43, (2850).