|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
KIFL KISSASI
4961 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Sizden once yasayanlar arasinda Kifl adinda biri vardi. Bildiginden hic sasmazdi.
Ihtiyac icinde oldugunu bildigi bir kadina gelerek, altmis dinar verdi. Kadindan
kam almak uzere tesebbuse gecince kadin, titredi ve agladi. "Niye agliyorsun?"
diye sorunca, kadin:
"Bu benim hic yapmadigim (haram) bir amel. Bu gunaha beni razi eden de fakrimdir!"
dedi. Adam da:
"Yani sen simdi Allah korkusuyla mi agliyorsun? Oyleyse, Allah'tan korkmaya
ben senden daha layikim! Haydi git, verdigim para da senin olsun. Vallahi
ben bundan boyle Allah'a hic asi olmayacagim!" dedi. Adam o gece oldu. Sabah,
kapisinda su yazili idi:
"Alah Kifl'i magfiret etti!"
Halk bu duruma sasirdi kaldi. Allah o devrin peygamberine Kifl'in durumunu
vahyen bildirinceye kadar saskinlik devam etti."
Tirmizi, Kiyamet 49, (2498).
AD KAVMINI HELAK EDEN RUZGARIN KISSASI
4962 - Ebu Vail, Rebi'a kabilesinden el-Haris Ibnu Yezid el-Bekri adinda bir
adamdan naklen anlatiyor:
"Medine'ye gelmistim, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gittim.
Mescid, cemaatle dolu idi. Orada dalgalanan siyah bayraklar vardi. Hz. Bilal
radiyallahu anh kilicini kusanmis, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda
duruyordu. Ben: "Bu insanlarin derdi ne, (ne oluyor)? diye sordum.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Amr Ibnu'l-As'i, Rebi'a'ya dogru gondermek
istiyor, (onun hazirligi var)!" dediler. Ben:
"Ad elcisi gibi olmaktan Allah'a siginirim" dedim. Aleyhissalatu vesselam:
"Ad elcisi de nedir?" buyurdular. Ben:
"Bunu cok iyi bilen kimseye dustunuz. Ad (kavmi) kitliga ugrayinca Kayl'i
kendileri icin su aramaya gonderdi. Kayl da, Bekr Ibnu Muaviye'ye ugradi.
O, buna sarap icirdi ve Mekke'de o siralarda seslerinin ve tegannisinin guzelligiyle
meshur Cerade isminde iki cariye de sarkilar soyledi. (Bu suretle bir ay kadar
kaldiktan) sonra, Muhre (Ibnu Haydan Kabilesi'nin) dagina muteveccihen oradan
ayrildi. Dedi ki:
"Ey Allahim! Ben sana ne tedavi edecegim bir hasta, ne de fiyesini odeyecegim
bir esir icin gelmedim. Sen kulunu, sulayici oldugun muddetce sula. Onunla
birlikte Bekr Ibnu Muaviye'yi de sula. -Boylece kendisine icirdigi sarap icin
ona tesekkur eder.-
Bunun uzerine onun icin uc parca bulut yukseltildi. Biri kizil, biri beyaz,
biri de siyah. Ona: "bunlardan birini sec!" denildi. O, bunlardan siyah olanini
secti. Ona:
"Ad kavminden tek kisiyi birakmayip helak edecek bu bulutu toz duman olarak
al!" denildi."
Bunu soyleyince Aleyhissalatu vesselam: "(Onlara) sadece su -yuzuk halkasi-
miktarinda ruzgar gonderildi" buyurdular ve arkasindan su mealdeki ayet-i
kerimeyi tilavet ettiler: "Ad (kavminin helak edilmesinde) de (ibret vardir).
hani onlarin uzerine o kisir ruzgari gondermistik. Oyle bir ruzgar ki, her
ugradigi seyi (yerinde) birakmiyor, mutlaka onu kul gibi savuruyordu" (Zariyat
41-42).
Tirmizi, Tefsir, Zariyat, (3269, 3270).
KEL, ALATENLI VE AMA'NIN KISSASI
4963 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Beni Israil'den uc kisi vardi: Biri alatenli, biri kel, biri de ama. Allah
bunlari imtihan etmek istedi. Bu maksadla onlara (insan suretinde) bir melek
gonderdi.
Melek once alatenliye geldi. Ve: "En cok neyi seversin?" dedi. Adam:
"Guzel bir renk, guzel bir cild, insanlari benden tiksindiren halin gitmesini!"
dedi. Melek onu meshetti. Derken cirkinligi gitti, guzel bir renk, guzel bir
cild sahibi oldu. Melek ona tekrar sordu:
"Hangi mala kavusmayi seversin?"
"Deveye!" dedi, adam. Aninda ona on aylik hamile bir deve verildi.
Melek: "Allah bunlari sana mubarek kilsin!" deyip (kayboldu) ve Kel'in yanina
geldi.
"En ziyade istedigin sey nedir?" dedi. Adam:
"Guzel bir sac ve halki ikrah ettiren su halin benden gitmesi!" dedi. Melek,keli
elleriyle meshetti, adamin keli gitti. Kendisine guzel bir sac verildi. Melek
tekrar:
"En cok hangi mali seversin?" diye sordu. Adam:
"Sigiri!" dedi. Hemen kendisine hamile biir inek verildi. Melek:
"Allah bu sigiri sana mubarek kilsin!" diye dua etti ve amanin yanina gitti.
Ona da: "En cok neyi seversin?" diye sordu. Adam:
"Allah7in bana gozumu vermesini ve insanlari gormeyi!" dedi. Melek onu meshetti
ve Allah da gozlerini aninda iade etti. Melek ona da:
"En cok hangi mali seversin?" diye sordu. Adam:
"Koyun!" dedi. Derhal dogurgan bir koyun verildi.
Derken sigir ve deve yavruladilar, koyun da kuzuladi. Cok gecmeden birinin
bir vadi dolusu develeri, digerinin bir vadi dolusu sigirlari, oburunun de
bir vadi dolusu koyunlari oldu.
Sonra melek, alatenliye, onun eski hali ve heyetine burunmus olarak geldi
ve:
"Ben fakir bir kimseyim, yola devam imkanlarim kesildi. Su anda Allah ve senden
baska yardim edecek kimse yok! Sana su guzel rengi, su guzel cildi ve mali
veren Allah askina bana bir deve vermeni talep ediyorum! Ta ki onunla yoluma
devam edebileyim!" dedi. Adam:
"(Olmaz oyle sey, onda nicelerinin) haklari var!" dedi ve yardim talebini
reddetti. Melek de:
"Sanki seni taniyor gibiyim!Sen ala tenli, herkesin ikrah ettigi, fakir birisi
degil miydin? Allah sana (sihhat ve mal) verdi" dedi. Ama adam:
"(Cok konustun!) Ben bu mali buyuklerimden tevarus ettim!" diyerek onu tersledi.
Melek de:
"Eger yalanci isen Allah seni eski haline cevirsin!" dedi ve onu birakarak
kel'in yanina geldi. Buna da onun eski halinde kel birisi olarak gorundu.
Ona da oburune soylediklerini soyleyerek yardim talep etti. Bu da onceki gibi
talebi reddetti. Melek buna da:
"Eger yalanciysan Allah seni eski halinne cevirsin!" deyip, ama'ya ugradi.
Buna da onun eski hali heyeti uzere (yani bir ama olarak) gorundu. Buna da:
"Ben fakir bir adamim, yolcuyum, yola devam etme imkanim kalmadi. Bugun, evvel
Allah sonra senden baska bana yardim edecek yok! Sana gozunu iade eden Allah
askina senden bir koyun istiyorum; ta ki yolculuguma devam edebileyim!" dedi.
Ama cevaben:
"Ben de ama idim. Allah gozumu iade etti, fakirdim (mal verip) zengin etti.
Istedigini al, istedigini birak! Vallahi, bugun Allah adina her ne alirsan,
sana zorluk cikarmayacagim!" dedi. Melek de:
"Malin hep senin olsun! Sizler imtihan olundunuz. Senden memnun kalindi ama
diger iki arkadasina gadap edildi" (ve gozden kayboldu)."
Buhari, Enmiya 50, Muslim Zuhd 10, (2964).
BIN DINAR BORC ALANIN KISSASI
4964 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam Beni Israil'den bin dinar borc para isteyen bir kimseden bahsetti.
Beni Israil'den borc talep ettigi kimse: "Bana sahidlerini getir, onlarin
huzurunda vereyim, sahid olsunlar!" dedi. Isteyen ise: "Sahid olarak Allah
yeter!" dedi. Oburu: "Oyleyse buna kefil getir" dedi. Berikisi "Kefil olarak
Allah yeter" dedi. Oburu:
"Dogru soyledin!" dedi ve belli bir vade ile parayi ona verdi. Adam deniz
yolculuguna cikti ve ihtiyacini gordu. Sonra borcunu vadesi icinde odemek
maksadiyla geri donmek uzere bir gemi aradi, ama bulamadi. Bunun uzerine bir
odun parcasi alip icini oydu. Bin dinari sahibine hitabeden bir mektupla birlikte
oyuga yerlestirdi. Sonra oyugun agzini kapayip duzledi. Sonra da denize getirip:
"Ey Allahim, biliyorsun ki, ben falanndan bin dinar borc almistim. Benden
sahid istediginde ben: "Sahid olarak Allah yeter!" demistim. O da sahid olarak
sana razi oldu. Benden kefil isteyince de: "Kefil olarak Allah yeter!" demistim.
O da kefil olarak sana razi olmustu. ben ise simdi, bir gemi bulmak icin gayret
ettim, ama bulamadim. Simdi onu sana emanet ediyorum!" dedi ve odun parcasini
denize etti ve odun denize gomuldu.
Sonra oradan ayrilip, kendini memleketine goturecek bir gemi aramaya basladi.
Borc veren kimse de, parasini getirecek gemiyi beklemeye basladi. Gemi yoktu
ama, icinde parasi bulanan odun parcasini buldu. Onu ailesine odun yapmak
uzere aldi. (Testere ile) parcalayinca parayi ve mektubu buldu.
Bir muddet sonra borc alan kimse geldi. Bin dinarla adama ugradi ve:
"Malini getirmek icin araliksiz gemi aradim. Ancak benni getirenden daha once
gelen bir gemi bulamadim" dedi. Alacakli:
"Sen bana bir seyler gondermis miydin?" diye sordu. Oburu:
"Ben sana, daha once bir gemi bullamadigimi soyledim" dedi. Alacakli:
"Allah Teala Hazretleri, senin odun parcasi icerisinde gonderdigin parayi
sana bedel odedi. Bin dinarina kavusmus olarak don" dedi."
Buhari, Kefalet 1, (muallak olarak); Buyu 10(muallak ve mevsul olarak), Isti'zan
25 (muallak olarak).
MUTEFERRIK HADISLER
4965 - Hz. Selman radiyallahu anh dedi ki: "Hz. Isa ile Hz. Muhammed aleyhimesselatu
vesselam arasindaki fetret altiyuz senedir."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 53.
4966 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Tubba' mel'un mudur bilemiyorum. Keza Uzeyr peygamber midir onu da bilemiyorum."
Ebu Davud, Sunnet 14, (4674).
4967 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Eger Beni Israil olmasaydi, et kokusmazdi. Eger Havva olmasaydi, kadinlar
kocalarina hicbir zaman ihanet etmezdi."
Buhari, Enbiya 1, 25; Muslim, Rada' 63, (1470).
HZ. ISA VE MEHDI
4968 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Nefsim kudret elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin ederim! Meryem oglu Isa'nin,
araniza (bu seriatle hukmedecek) adaletli bir hakim olarak inecegi, istavrozlari
kirip, hinzirlari oldurecegi, cizyeyi (Ehl-i Kitap'tan) kaldiracagi vakit
yakindir. O zaman, mal oylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde,
dunya ve icindekilerin tamamindan daha hayirli olur."
Sonra Ebu Hureyre der ki: "Dilerseniz su ayeti okuyun. (Mealen): "Kitap ehlinden
hicbir kimse yoktur ki, olumunden once onun (Isa'nin) hak peygamber olduguna
iman etmesin. Kiyamet gununde ise Isa onlar aleyhine sahitlik edecektir" (Nisa
159).
Buhari, Buyu' 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Muslim, Iman 242, (155); Ebu Davud,
Melahim 14, (4324); Tirmizi, Fiten 54, (2234).
4969 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Ummetimden bir grup, hak icin muzaffer sekilde mucadeleye Kiyamet gunune
kadar devam edecektir. O zaman Isa Ibnu Meryem de iner. Bu muslumanlarin reisi:
"Gel bize namaz kildir!" der. Fakat Hz. Isa aleyhisselam: "Hayir! der, Allah'in
bu ummete bir ikrami olarak siz birbirinize emirsiniz!"
Muslim, Iman 247.
4970 - Ibnu Mes'ud radiyallahhu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Dunyanin tek gunluk omru bile kalmis olsa Allah, o gunu uzatip, benden bir
kimseyi o gunde gonderecek."
Ibnu Mes'ud: "Resulullah yahut da soyle buyurmustu der: "...Ehl-i beytimden
birini, ki bu zatin ismi benim ismime uyar, babasinin ismi de babamin ismine
uyar. Bu zat, yeryuzunu, -eskiden cevr ve zulumle dolu olmasinin aksine- adalet
ve hakkaniyetle doldurur."
Ebu Davud, Mehdi 1, (4282); Tirmizi, Fiten 52, (2231, 2232).