|
|
|
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
4861 - Hz. Omer, Hz. Ali ve diger bir kisim Ashab radiyallahu anhum demislerdir
ki: "Kadi ve hakim mescidde hukum verebilir. Sayet bir haddle ilgili hukum
vermislerse, bunun icrasi mescidin disinda yapilir."
Buhari, bab basligi olarak kaydetmistir. Ahkam 19.
HUKMUN KEYFIYETI
4862 - Haris Ibnu Amr Ibni Ahi'l-Mugire Ibni Su'be, Muaz radiyallahu anh'tan
naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Muaz'i Yemen'e gonderdigi
zaman kendisine sorar: "Sana bir dava geldigi vakit nasil hukmedeceksin?"
"Allah'in kitabiyla hukmedecegim" der Muaz.
"(Meseleyi Kitabullah'ta) bulamazsan?"
"Resulullah'in sunnetiyle hukmedecegim."
"Ne Kitabullah'ta ve ne de Resulullah'in sunnetinde bulamazsan?"
"Kendi re'yimle ictihad edecegim, (hukum vermekten) geri durmayacagim."
Hz. Muaz der ki: "Bu cevabim uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam (memnun
kaldi), gogsume eliyle vurup:
"Allah'in elcisinin elcisini, Allah'in elcisini memnun edecek usulde muvaffak
kilan Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
Ebu Davud, Akdiye 11, (3592, 3593); Tirmizi, Ahkam 3, (1327, 1328).
4863 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam,
odasinin kapisinda bir munakasa isitmisti. Yanlarina cikip:
"Ben bir beserim. Bana ihtilaflilar gelir. Bunlardan biri, digerine nazaran
daha belagatli (ikna edici) olur. Ben de onun dogru soyledigini zanneder,
lehine hukmederim. Ancak kime bir muslumanin hakkini vermis isem, bunun atesten
bir parca oldugunu bilsin. O atesi ister yuklensin, ister terketsin (kendisi
bilir)" buyurdular."
4864 - Sahiheyn'in bir rivayetinde hadis soyledir: "Ben de sizin gibi bir
insanim. Siz davalarinizin halli icin bana geliyorsunuz. Bazinizin huccet
yonuyle, diger bazisindan daha ikna edici olmasi, boylece benim, isittigime
dayanarak onun lehine hukmetmem mumkundur. Kimin lehine, kardesinin hakkindan
bir sey hukmetmissem (bilsin ki), onun icin cehennemden bir ates parcasi kesmis
oluyorum."
Buhari, Sehadat 27, Mezalim 16, Hiyel 9, Ahkam 20, 29, 31; Muslim, Akdiye
5, (1713); Muvatta, Akdiye 1, (2, 719); Ebu Davud, Akdiye 7, (3583, 3584);
Tirmizi, Ahkam 11, (1339); Nesai, Kudat 13, (8, 233).
4865 - Es'as Ibnu Kays'in anlattigina gore, Humus'tan bir koleyi Abdullah'tan
yirmibin (dirhem)e satin almis ve Abdullah kolenin bedelini almak uzere kendisine
bir adam gondermistir. Adam gelince Es'as:
"Ben onu onbine satin aldim" dedi. Abdullah da:
"Oyleyse seninle benim arama (hakem olacak) bir kimse tayin et!" dedi. Es'as:
"Benimle kendi aranda sen hakem ol!" dedi. Bunun uzerine Abdullah:
"Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Alis-veris yapan iki kisi ihtilafa
duserlerse ve aralarinda da delil yoksa, mal sahibinin soyledigi esas alinir
veya (alis-verisi) terkederler" dedigini isittim" dedi."
Ebu Davud, Buyu 74, (3511); Nesai, Buyu 82, (7, 302, 303). Nesai'de sadece
musned (Resulullah'a ait) kisim kaydedilmistir.
DAVALAR VE BEYYINELER
4866 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam bana dedi ki: "Beyyine davaci uzerine, yemin de davali uzerine duser."
Tirmizi, Ahkam 12, (1341).
4867 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Iki kadin bir odada deri
dikiyorlardi. Bunlardan biri avucuna biz batirilmis olarak disari cikti. Bunu
digerinin yaptigini iddia etti. Dava Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'ya goturuldu.
Ibnu Abbas dedi ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmuslardi: "Eger insanlara sirf
iddialariyla, (delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar baskalarinin
kan ve mallarini istemeye kalkarlardi. Ancak iddia sahibine beyyine gerekmektedir.
Iddiayi inkar edene de yemin gerekmektedir. (Bu kadina) Allah'i (yalan yere
yemin etmenin gunahini) hatirlatin. Ona su ayeti okuyun: "Allah'in ahdini
ve yeminlerini az bir pahaya degisenler, iste bunlar icin ahirette hicbir
nasib yoktur" (Al-i Imran 77).
Kadina bu hatirlatildi. Bunun uzerine kadin sucunu itiraf etti."
Buhari, Tefsir, Al-i Imran 3, Rukun 6; Muslim, Akdiye 2, (1711); Ebu Davud,
Akdiye 23, (3619); Tirmizi, Ahkam 13, (1343); Nesai, Kudat 35, (8, 248).
4868 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam (iddia sahibi iki sahid bulamazsa) bir yemin ve bir sahid(in yeterli
olacagin)a hukmetmistir."
Muslim, Akdiye 3, (1712); Ebu Davud, Akdiye 21, (3608).
4869 - Abdullah Ibnu Ubeydillah Ibni Ebi Muleyke anlatiyor: "Beni Suheyb radiyallahu
anh, Mervan nezdinde, iki ev ve bir odanin kendilerine ait oldugunu, bunlari
(babalari) Suheyb'e Resulullah aleyhissalatu vesselam'in verdigini iddia ettiler.
Mervan: "Soylediginiz seye sahidiniz var mi?" dedi. Onlar: "Ibnu Omer!" dediler.
Mervan, Ibnu Omer'i cagirdi. O, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Suheyb
radiyallahu anh'a iki ev ve bir oda verdigini soyledi. Mervan sadece onun
sehadediyle onlar lehine hukmetti."
Buhari, Hibe 30.
4870 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
zamaninda iki kisi bir deve hakkinda iddiada bulundular. Her biri, iki tane
sahid getirdi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam deveyi ikiye bolerek aralarinda
taksim etti."
Ebu Davud, Akdiye 22, (3613, 3614, 3615); Nesai, Kudat 34, (8, 248).